Bu konudaki en iyi saptama ünlü ekonomist Paul Romer’e ait. “Bize şimdiye kadar para tasarrufu öğretildi, zaman değil” diyor. Gerçekten de şimdi zaman daha önemli. Özellikle de internet ve teknoloj...
Bu konudaki en iyi saptama ünlü ekonomist Paul Romer’e ait. “Bize şimdiye kadar para tasarrufu öğretildi, zaman değil” diyor. Gerçekten de şimdi zaman daha önemli. Özellikle de internet ve teknolojideki gelişme sonrasında... Bu gerçeği keşfeden şirketlerin internetle birlikte ulaştıkları başarı düzeyi, hesabı açıkça ortaya koyuyor. Günler saate, saatler ise saniyelere iniyor. Üstelik sonuçta tasarruf zamanla da sınırlı kalmıyor, paraya da iniyor...
Saatleri Ayarlama Enstitüsü isimli romanında, Ahmet Hamdi Tanpınar: “Ayar, saniyenin peşinde koşmaktır... Koşulmalıdır da” diyor. Ahmet Hamdi Tanpınar, bu cümleyi 1962 yılında yazdı. Belki o günden günümüze pek çok şey değişti ama zamanın önemi değişmedi. Hatta internetin yaşamımıza girmesiyle birlikte, zamanı kullanmanın değeri daha iyi ortaya çıkmaya başladı.
İş modellerinin elektronik ortama taşınmasıyla birlikte, uzmanlar, iktisatta “fırsat maliyeti” diye bilinen hesabın önem kazandığını belirtiyorlar. Buradaki hesap ise basit: “Bir işi yapmak için harcadığınız zaman içinde, mahrum kaldığınız başka bir şeyin size getireceği ek maliyet vardır”... Örneğin; sinemada film seyrederek geçirdiğiniz 100 dakika, bilet ücreti dışında size başka ek maliyetler de yaratır. O 100 dakikayı eğer çalışarak geçirseydiniz, belki de daha yüksek gelir elde edebilecektiniz. Biraz derin bir hesap gibi görünse de, analizimizi şirket ölçeğine taşıdığımızda, fırsat maliyetlerinin kimi durumlarda oldukça yüksek düzeylere çıkabildiği de görülecek.
Stanford Üniversitesi Ekonomi Bölümü profesörü Paul Romer, bilgi ve teknolojilerin ekonomiye olan etkisi konusunda uzman. Romer, gelişmekte olan teknolojilerin zaman kaybının gizli maliyetini su yüzüne çıkardığını vurguluyor. Paul Romer, “Bizlere daima israf yapmamamız öğütlenir. Ama para israfı yapmamamız” diyor ve ekliyor: “İnsanlara zamanı israf etmemeleri gerektiği öğretilmemiştir. İnternet bunu öğretecek.”
Yeni ekonominin getirdikleri
Belki de bu gerçeğin farkına ilk varanlar bankalar oldu. Yıllardır daha verimli çalışmak, banka önündeki kuyrukları azaltmak için çaba gösteriyorlardı. Bunun için çeşitli yöntemler geliştirdiler, farklı numara sistemleri ve elektronik sıra gibi yollara başvurdular. Bir anlamda müşteriyi daha az bekletmek için ellerinden geleni yaptılar. Üstelik bu çalışmalar hala da devam ediyor.
Teknoloji, özellikle de internet alanındaki gelişmeler de bu çabaları destekliyor. Ayrıca, müşteriler de artık daha fazlasını istiyor. Yeni teknolojinin imkanlarını fark eden, ışık hızında yaşamaya alışan tüketiciler, gereksiz kuyruklarda beklemeye, uzun formlar doldurmaya ve telefonda konuşmaya tahammül etmiyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Fakültesi profesörü Ayhan Toraman, “Yeni ekonomi ile fırsat maliyetleri belirginleşti. Şimdi net şekilde ortaya çıkıyor. Çünkü, bilgiyi ne kadar hızlı elde edebilirseniz stratejilerinizi o doğrultuda belirleyebilirsiniz. Sizden iki gün sonra aynı bilgiye ulaşan firmanın uygulayacağı strateji ile sizin uygulayacağınız arasındaki fark; geç kalan şirkete fırsat maliyeti yaratır” diyor.
Toraman, bunun önemini, “Aynı ürünü iki işletme birden pazara sunabilir. Kim önce sunarsa, pazara o hakim olur. Zamanın iyi kullanmanın yarattığı en önemli şey fırsat maliyetidir” diyerek vurguluyor.
Paranın zaman değeri arttı
Zamanın yanlış kullanılmasının firmalara olan maliyeti oldukça yüksek. İnternetle birlikte bu konu önem kazanınca, çok sayıda şirket iş modellerini elektronik ortama taşıdı. Şirketler sadece tüketicilerle değil, kurumlarla olan ilişkilerini de elektronik ortama kaydırdı. Böylece de, zaman kazandı.
Türkiye’de iş modelini aynı zamanda internete taşıma konusunda öncülük eden kuruluşlardan biri de Garanti Bankası... Uzun süredir tahsilat, fatura, çek, toplu havale ve EFT gibi sistemlerini internete taşıyan banka, aynı zamanda vergi ve SSK konularında da B2B hizmeti veriyor. Bu işlemlerin tamamı online olarak yürütülüyor, banka ve şirketlerin işlem yükünü önemli ölçüde azaltıyor.
Garanti Bankası Nakit Yönetimi Birim Müdürü Tayfun Küçük, B2B uygulamasının yararlarını şöyle açıklıyor: “B2B uygulamaları olmadan, bankaya tahsile verilen çeklerin üzerindeki bilgilerin tek tek bir operatör tarafından sisteme girilmesi gerekiyordu. Bu bilgilerin bankaya ulaştırılarak akıbetlerinin aynı şekilde tek tek bir operatör tarafından kontrol edilerek, saatler, hatta günler süren işlemlerden sonra sisteme girilmesi gerekiyordu.
Oldukça zaman alıcı... B2B uygulamaları ile tüm bunlar otomatik çek tarayıcılar tarafından birkaç dakika içerisinde yapılıyor. Akıbet bilgileri birkaç dakikada müşteri bazında kayıtlar oluşturularak sağlanıyor. Bununla birlikte operasyonel hatalar ortadan kalkıyor, işlem maliyetleri düşüyor ve arşiv yapma olanağı da doğruyor...”
Zaman kaybının maliyetinin, yeni ekonomi trendi ile birlikte arttığını belirten Küçük, “Özellikle paranın zaman değeri arttı. Günlük faizin arttığı kriz ortamlarında bu çok önemli. Çünkü ana firmanın parasını bir gün erken tahsil etmesi demek, paranın bir günlük daha nemasını kazanabilmesi demek” diyor.
B2B ile gelen değişim
B2B uygulamasına geçen şirketlerden bir diğeri de Demirdöküm... Şirketin lojistik müdürü Eşter Boran, zamanın onlar için önemini şu şekilde açıklıyor: “Tedarikçilerimizden gelen malların geç ulaşmasının maliyetini parasal olarak ölçmek zordur. Ama bazen bir cıvatanın zamanında gelmemesi bile zincirleme reaksiyon ile ürünün müşteriye varışını geciktirir. Yine zincirleme reaksiyonun halkaları olarak üretimin duruşu, işçilik kayıpları ve memnuniyetsiz müşteriler gibi parayla ölçülmesi çok zor olan kayıplar oluşur.”
Migros Genel Müdürü Oktay Irsıdar, B2B’ye geçişleriyle birlikte sağlanan önemli avantajlardan birinin, zaman tasarrufu olduğunu belirtiyor. Irsıdar, B2B’ye geçmelerindeki ana amacın, üretici firmalar ile birlikte verimliliği arttırarak müşteriye avantaj sağlanması, doğru malın, doğru yerde, doğru zamanda olması olduğunu söylüyor.
Migros 16-17 firmayla B2B uygulaması gerçekleştiriyor. Bu şekilde yaklaşık 150 milyon dolarlık işlem hacmi oluşturuyor ve 1 milyon dolara yakın kar sağlıyor. Irsıdar, “Hedefimiz ise bu sayıyı 50 üreticiye çıkarıp, ciromuzun yaklaşık yüzde 40-50'si olan 400 milyon dolarlık işlem hacmine ulaşmak ve böylece yaklaşık 4 milyon dolarlık kar sağlamak” diyor.
DÜNYADAN 3 ÖRNEK ŞİRKET
Dünya çevresinde pek çok şirket zaman kaybının maliyetlerinin yüksek olduğunun farkında. Zamanın yanlış değerlendirilmesi hem müşterilerine hem şirketin kendisine maliyet getiriyor.
Tüketiciler artık bu konuda daha bilinçli hareket etmeye başladılar. Dolayısıyla şirketler de buna ayak uydurmak durumunda...
Uzmanlar, barnesandnoble.com’a olan talebi buna bağlıyor. Yıllık maaşı 100,000 dolar olan ve yılda 2000 saat çalışan bir kişinin bir saatinin değeri 50 dolar eder. Diyelim ki bu kişi John Grisham’ın son kitabını almak istiyor. Eğer şehre inip BarnesNoble’dan almaya karar verirse, önce arabasını park ederek, daha sonra raflarda kitabı arayarak ve son olarak da kasada kuyrukta bekleyerek zaman harcayacak. Bu durumda, John Grisham’ın son kitabı, etiket fiyatı olan 20 dolara değil 70 dolara mal olacak. Çünkü park ederken, kitabı ararken ve kasada beklerken yaklaşık 1 saat, dolayısıyla 50 dolar kaybedecek. Halbuki aynı kitabı www.barnesandnoble.com adresine “klik”leyerek satın alırsa sadece 6 dakika harcayacak ve 25 dolar ödeyecek.
IBM’de buna önem veren firmalardan bir diğeri. IBM’in New York’taki araştırma laboratuarında bilgisayar programcısı olan Baruch Schieber, çağrı merkezindeki 250 çalışanın müşterilerle olan görüşmelerinin zamanlamasını yapan bir program geliştirdi. Daha önce, çağrı merkezi çalışanları çalışma saatlerinin bölünmesini istemediğinden ve müşterilerden de ne zaman telefon geleceği belli olmadığından çok fazla zaman israfı oluyordu. Programla beraber, çalışanların israf olan zamanı yüzde 33 azalma gösterdi. Tabi aynı hesap müşteriler için de geçerli.
Bir diğer örnek ise National Cable Television Association – Ulusal Kablolu Televizyon Birliği. Birlik, müşterilerine, eğer kablolu televizyonun bağlantısını kuracak olan çalışan geç gelecek olursa 20 dolar vermeyi taahhüt etti. Birlik sözcüsü Eric Glick, müşterilerin bu uygulamadan çok memnun kaldıklarını söylüyor ve ekliyor “yine de daha sonra yaptığımız araştırmalar müşterilerin 20 doları almaktansa bekletilmemeyi tercih ettiklerini ortaya koyuyor.”
“ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRMEK YENİ EKONOMİNİN KURALI”
Ali Emre/PDR International Genel Müdürü
Firmalar için zamanı doğru değerlendirmenin anlamı neler olabilir?
Zamanlama çok önemli. Yani, doğru zamanda, doğru hareketi yapmak. Bence, genel iş yürütme biçimini internete uygun şekilde transfer etme yolunda olan şirketler bu konuda başarılı olacak. Örneğin, PDR International’ı ele alalım. Biz geleneksel anlamda seminerler yapan bir şirketiz. Eğitimciler gidiyorlar. Karşılarında 20- 30 kişilik gruplar var. Bu gruplara seminerler veriyorlar. Nereden bakarsanız bakın, çok ciddi bir kaynak ayrılması gerekiyor. Bir eğitimciyi yetiştiriyorsunuz. O arabasıyla gidiyor, salon tutuluyor, konaklama, çay-kahve ayarlanması gibi pek çok şey var. Bu geleneksel sistem.
Bir süre önce uzaktan eğitim konusunda uzman SkillSoft isimli bir firma ile temsilcilik anlaşması imzaladık. İmzayı atarken şunu fark ettik; elektronik ortama taşınmasıyla beraber eğitimin ne kadar dezavantajı varsa ortadan kalkıyor. Bir şirket yılda 300 gün eğitim yapıyorsa ve her gün eğitimde 20 tane insanı üretimden çekerek yolluyorsa bunun bir maliyeti var. 20 tane insan 300 iş günü, 6000 çalışan insan günü eder. Bir kişinin maaşını 1 milyar lira kabul edersek, bunu 20’ye bölersek 50 milyon eder. Yani bir kişinin günlüğü 50 milyondan çalıştığını düşünürsek; sonra bunu 6000 ile çarparsak, 300 milyar Türk Lirası yani 3 milyon dolar eder. Dikkat edin, bu 300 gün için harcanan zaten bir para var; konaklama, seminer ücreti vesaire... Bunun başında 3 milyon dolarda kişilerin iş gücünden alıyorsunuz. Ama uzaktan eğitimle insanlar gerekli eğitimin bir kısmını internette alırlar. 300 gün de 100 güne düşer. 2 milyon dolar tasarruf yapmış olursunuz. Bunu kimse hesaplamıyor.
Vakit hakikaten burada nakit. Bunu sağlayan ne? Yeni ekonominin kuralı. Başka bir örnek ise; elektronik ortamda işe başvuru kabulü. Normalde birini işe almak için mülakat yapma süresi 30 dakika ise ve 100 kişi ile yapsanız... Çok fazla zaman alır. Ama bunu internet ortamına taşırsanız, internette bir takım testler ve formlar yoluyla ön eleme yaparak listenizi kısaltırsanız ve daha sonra mülakat yaparsanız çok vakit kazanırsınız. Vakit kazanırsınız, dolayısıyla nakit kazanırsınız...
“KAYBEDİLEN ZAMANIN GİZLİ MALİYETİ YÜKSELDİ.”
Ali Emre/PDR International Genel Müdürü
Firmalar için zamanı yanlış değerlendirmenin maliyeti neler olabilir?
“Response time-karşılık süresi” diye bir kavram vardır. Yani müşteriye ne kadar süre içerisinde geri döneceksiniz? Bu tabi ki sektörden sektöre, müşteriden müşteriye değişir. Müşterinin ya da tedarikçinin isteğine anında cevap veremezseniz, insanların sizi bırakıp başka bir yere gitmesi için her türlü sebep var. Bunun maliyeti nedir? O günkü satıştan elde edeceğiniz gelir, eğer müşteride sadakati sağlarsanız sonraki yıllarda o müşteriden sağlanacak satış gelirleri olacaktır. Müşteri memnun kalırsa, onun referansıyla geleceklerin getireceği gelirler... Bunlardan mahrum kalırsınız. Artı yapacağı o müşteri tarafında negatif propagandaya maruz kalırsınız. Artık fırsat maliyetiniz ve kaybedilen zamanın gizli maliyeti çok daha yüksek.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?