Antalya, 640 kilometrelik sahil şeridi, zengin tarihi ve ören
yerleri, 12 ay devam eden turizm hareketleriyle Türkiye’nin
turizm başkenti. 2008 yılı rakamlarına göre Türkiye’ye
gelen 100 turistten 38’i Antalya’ya geliyor. 2008’de
Antalya’ya hava ve deniz yoluyla gelen yerli-yabancı ziyaretçi sayısı 9
milyonu geçti. 500 bin adetlik yatak kapasitesiyle Türkiye rakamının yüzde
40’ına sahip olan il, turizm sektörü şirket vergileri ve döviz geliriyle
Türkiye ekonomisine çok önemli bir katkı yapıyor. Antalya’nın Türkiye
GSYİH’si içindeki payı yüzde 3’ün üzerinde. Sosyo-ekonomik gelişmişlik
endeksi sıralamasında 10’uncu sırada yer alan il, bütçe gelirleri tahsilâtı
nda ise Türkiye 7’ncisi. Ayrıca gelir vergisi mükelleşeri sayısı bakı-
mından 6’ncı, kurumlar vergisi mükelleşeri toplamı bakımındansa İstanbul,
Ankara ve İzmir’den sonra 4’üncü sırada yer alıyor.
İl, 2008 yılında kredi kullanımında İstanbul, Ankara ve İzmir’den
sonra 4’üncü, mevduat hacminde ise Bursa’dan sonra 5’inci sırada bulunuyor.
İlin ekonomisine en büyük katkıyı ise Antalya’nın “3T”si olarak
tabir edilen turizm, tarım ve ticaret sağlıyor. Sanayi ve inşaat ise son
dönemde gelişim göstermeye başladı. Antalya ekonomisi asıl hamlesini
ise 2004 -2007 yılları arasında gerçekleştirdi. Bu dönemde Antalya’ya
gelen turist sayısı yüzde 50 artarak 6 milyondan 9 milyona çıktı. Organize
Sanayi Bölgesi’nde üretime geçen sanayi tesisi sayısı 77’den 125’e
yükseldi. Tarım ihracatı 2 kat artışla 400 milyon dolara yaklaştı. Aynı
dönemde inşaat sektörü de rekor düzeyde büyüdü ve 3 yılda 10 milyon
metrekare konut ve işyeri inşa edildi. Dolayısıyla bu dönemde Antalya’nı
n vergi geliri ve banka mevduatı da 2 katına çıktı. Kredi hacmi de
3 kat artarak mevduat hacmine eşit düzeye geldi.
~ Tarım, turizm ve ticaret cenneti
Antalya ekonomisinde turizm, ticaret ve tarım ön planda. TÜİK
2007 yılı verilerine göre, Antalya tarımsal üretimde birinci sırada. 4,4
milyar TL’lik üretimiyle Türkiye tarımsal üretiminin yüzde 7,7’sini gerçekleştiriyor.
3,5 milyon ton üretimle ise Türkiye sebze üretiminin yüzde
14’üne sahip. 2008 yılında Antalyalı çiftçilerin ürettiği domates, toplam
sebze üretiminin yüzde 56’sını oluşturuyor. En çok üretilen diğer
sebzeler ise hıyar, patlıcan, biber, karpuz ve fasülye. Türkiye’nin toplam
turunçgil üretiminde ise Antalya’nın payı yüzde 15,5 oranında. Türkiye
yaş meyve ve sebze üretiminde Antalya’daki örtü altı yetiştiriciliğinin
önemli payı var. 2008 yılı itibariyle Türkiye genelinde toplam örtü altı
alan varlığı 493 bin dekar vebunun yüzde 49’u Antalya’da bulunuyor. İl
2,6 milyon ton örtüaltı meyve ve sebze üretimiyle Türkiye örtüaltı üretiminin
yüzde 52’sini sağlıyor.
1960'lı yıllarda başlayan köyden kente göç dalgası Antalya’da turizm
sektörünün gelişmesiyle artmaya devam ediyor. Ticaret ve inşaat
sektörlerinin de büyümesi ve iş imkanlarının artmasıyla beraber Türkiye'nin
diğer şehirlerinin yanında kendi ilçe ve köylerinden de göç alıyor.
Tüm bu sebeplerin bir araya gelmesiyle Antalya bugün, Türkiye'nin en
çok göç alan ili konumunda. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO)
Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya ekonomisinin sanayi, inşaat ve
sağlık gibi diğer hizmet sektörleriyle çeşitlendiğini ifade ediyor. Ancak
yeni sektörlerin bu sektörlerin ekonomik değerlerine yakın gelecekte
erişmelerinin mümkün olmadığını belirtiyor. Budak şöyle devam ediyor:
“Bununla birlikte yüksek teknoloji sektörlerinin yarattığı katma de-
ğer olağanüstü artıyor. Bu nedenle gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde
sağlık sektörü 15 yıl içinde tarım kadar katma değer yaratabilir.”
Antalya’nın kriz hasarı
Türkiye’nin büyümede atak olan illerinden biri olan Antalya krizle
birlikte ise önemli kayıplar yaşadı. Yüksek KDV oranları, gübre ve
enerji gibi temel girdi maliyetlerinin artması, turizm ve tarım gibi ihracatçı
sektörlerin döviz kuru-girdi maliyeti makası dolayısıyla sorun yaşamaları
na neden oluyor. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, KOBİ’
lerin kredi veya finansmana erişim sorunlarının, birçok sektörde ilgili
mevzuatın günün gereklerine uygun olmamasının, akaryakıt gibi sektörlerde
dağıtım şirketleri lehine düzenlemelerin, makro ekonomik sorunları
n, mali destek önlemlerinin yetersiz kalmasının Antalya’da reel
sektörün ciddi zorluklar yaşamasına neden olduğunu belirtiyor. Krizin
Antalya ekonomisine etkileri konusunda Antalyalı liderlerin verdikleri
hasar raporundan bazı sonuçlar ise şöyle: Turizmde yüzde 20 gelir kaybı
yaşandı. Şirket kuruluşlarında yüzde 24 düşüş, şahıs şirketi kapanışları
nda ise yüzde 13 artış oldu. Antalya’da her üç şirket kuruluşuna karşı
lık iki kapanış yaşanıyor. Zorunlu sigortalı çalışan sayısı 369 binden
363 bine, SGK’ya kayıtlı esnaf sayısı 102 binden 88 bine düştü. Yılın
ilk 10 ayında dahilde alınan mal ve hizmet vergileri tahsilatı yüzde 5,8
oranında geriledi. Ağustos ayında protesto edilen senet tutarı Türkiye
genelinde yüzde 19,7 artarken, Antalya’da yüzde 34,8 oranında arttı.
İlin nakdi kredi kullanımı 2007 sonunda 9,1 milyar TL’den, 2008 sonunda
11,8 milyar TL’ye yükselmişken, kriz sürecinde 2009 yılı ilk 6
ayında sabit kaldı. Ekim ayı itibariyle sanayi ihracatı yüzde 23 gerileme
gösterirken, tarım ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre aynı seyirde
devam etti. İhracat yapan şirket sayısı 610’dan 576’ya düfltü. Antalya
Organize Sanayi Bölgesi’nde yılın ilk 8 ayında tüketilen elektrik miktarı
yüzde 13,7 azaldı. Ve 9 aylık teşvikli yatırım tutarı 1,2 milyar TL’den
291 milyon TL’ye düştü. Ancak bugün Budak Antalya’nın krize karşı
bir alışma ve sakinleşme dönemine girdiğini ifade ediyor.
~ Gelecek planı
2009 yılında ve sonrasında, Antalya’nın güçlü bir ekonomik gelişme
sağlaması bekleniyor. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil
Kurtcephe, bu gelişimin sektörlerin yapısal sorunlarının çözüme kavuşması
na bağlı olduğunu söylüyor. Turizm sektörünün en önemli gündemi
tanıtım ve destinasyon yönetim modeline geçilmesi. Tarım sektöründe
büyük ölçekli modern örtü altı tarımla verimliliğin artması ve ürün kalitesinin
iyileştirilmesi gerekiyor. Kurtcephe sanayi sektörünün gelişmesinin
ise OSB’lerin sanayi ihracatını destekleyecek bir yapı kazanmasına,
uzmanlaşmaya ve ulaşım maliyetlerinin azalmasına bağlı olduğunu dile
getiriyor. İlde inşaat, turizm ve ticaret sektörlerinin gelişmesinde kentleşme
politikasının da önemli bir rol oynayacağını düşünen Kurtcephe şöyle
devam ediyor: “Tarım ve sanayi dönemlerinde en önemli üretim faktörleri
önce toprak, sonra işgücü, sonra ise sermaye olmuştur. Ancak
şimdi sanayi ötesi çağdayız. Bilgi teknolojilerine, yüksek nitelikli işgücüne,
hizmet sektörüne dayanan bir ekonomik gelişme söz konusu. Bu
çağda kentler başlı başına bir üretim faktörü. Çağımız ekonomisinin en
önemli dinamiğini, küresel şirketlerden sonra kentlerin sağladığını söyleyebiliriz.
Antalya’da turizm, ticaret gibi hizmet sektörleri inşaat sektörünün
gelişmesinde büyük bir öneme sahip. Bu sektörlerimiz kentsel gelişmeye
doğrudan bağlı. Bu nedenle belirtilen sektörlerin geleceği Antalya’nı
n kent olarak küresel yarışta alacağı mesafeye bağlı.”
Yatırımlar üretimi 3 milyar dolara taşıyacak
Antalya OSB’de yatırımlar 1987 yılında başladı. 1990’a kadar yatı-
rım sayısı ise 10’u geçemedi. Bugün ise OSB’de 150 civarında tesis üretim
yapıyor. Tahsis sayısı 220’nin üzerinde. Serbest bölgedeyse 150’ye
yakın şirket faaliyet gösteriyor. OSB’de 8 bin, küçük sanayi sitelerinde
40 bin civarında kişi istihdam ediliyor. İstanbul Sanayi Odasının birinci
ve ikinci 500 şirket sıralamasında ise Antalya’dan 12 şirket bulunuyor.
Sanayi ihracatı 200 milyon doları aşan kent sanayideki ilk 15 il arasında
yer alıyor. Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mehmet
Hacıarifoğlu OSB’deki yeni yatırımların Antalya’nın sanayi sektöründe
de büyüyeceğini gösterdiğini düşünüyor. Bölgedeki 259 parselin
39’unun boş olduğunu ifade eden Hacıarifoğlu, “Yakın gelecekte bunlar
da dolacak ve bölge üretimi 1,2 milyar dolardan 3 milyar dolara çı-
kacak” diyor.
“İNOVASYON ODAKLI
KALKINMA HEDEFLİYORUZ”
ALÂADDİN YÜKSEL / ANTALYA VALİSİ
“BAŞARIYA HAZIRIZ” Dünyada
olduğu gibi ülkemizde de bilim ve
teknolojide meydana gelen
değişimler sonucunda buna
uyum sağlayabilen, kendilerini
hızla hazırlayabilen şehirler
21’inci yüzyılda etkili ve başarılı
olabilecek. Binlerce yıldır
kültürlerin harmanlandığı özgün
tarihi ile mitolojik değerde kabul edilen Antalya, kültür
birikimi, dinamik nüfusu, ileri turizm ve tarım anlayışı,
gelişmiş Serbest Bölge ve Organize Sanayi Bölgesi
potansiyeli, teknoparklarla hızla buluşma isteği,
uluslararası ulaştırma ağları, emsalsiz kıyıları ve tabiatı,
tarihi ve turistik değerleriyle başarıya hazır.
ÇOK SEKTÖRLÜ YAPI Antalya; başta turizm, tarım ve
sanayi olmak üzere sektörel bakımdan özellikleri olan bir il.
Batı Akdeniz bölgesinde yüksek potansiyele sahip olan
Antalya’da, küresel rekabette başarının sırrı; yapılan
yatırımların ve çok yönlü gelişmelerin sürekli olarak
inovasyon odaklı olması ve bu arayışların kesintisiz olarak
sürdürülmesi. Çok sektörlü yapılanmaya fevkalade müsait
coğrafi konumu ve son yıllarda gerçekleştirdiği hızlı
büyümesiyle ortaya çıkardığı potansiyel nedeniyle çok
sektörlü ekonomik yapı Antalya’ya çok yakışıyor.
“İNOVASYONDA KARARLIYIZ” Antalya’ya yatırımcının
çekilmesi, özgün bir ekonomik kimlik kazandırılması ve
bölgesel bir kaynak havuzuna sahip kılınması ile yerel bilgi
ağları ve katma değer zincirlerinin oluşturulması gibi
hususlar Antalya’nın kalkınmasında daha güçlü karar
süreçlerine sahip olunmasını gerektiriyor. Bu bağlamda
önü açık ve geleceği parlak bir şehir olan Antalya,
gelişmesini ve hedeflerini sürekli olarak inovasyon odaklı
tutmada kararlı.
~ YATIRIM İKLİMİ MÜSAİT
ÇETİN OSMAN BUDAK / ATSO BAŞKANI
FUARCILIKTA CAZİBE
MERKEZİ Antalya, iklimi,
uluslararası havaalanı, deniz
limanı, serbest bölgesi ve
organize sanayi bölgesiyle
yatırım için her imkana sahip bir
kent. Antalya fuarcılıkta da
cazibe merkezi oldu. Çünkü,
Antalya fuarlarına, Avrupa`dan,
Akdeniz ülkelerinden, Ortadoğu ve Kafkasya bölgesinden
katılımcı sayıları her geçen gün artıyor. Antalya, dünyanın
en kaliteli otellerini barındırması, uluslararası hava alanına
sahip olması, kültür ve tarihi ile doğal güzellikleriyle cazibe
merkezi.
ALTYAPI SORUNU Antalya yabancı sermayeli şirket
sayısında İstanbul’dan sonra ikinci sırada. Sanayi, ticaret,
turizm ve tarım sektörlerimizde ile ülke içinden ve dışından
sermaye girişi yaşanıyor. Ancak, sanayide büyük yatırımları
çekmek ulaşım altyapısı, teşvik sistemi, çevreci yatırım
kriterleri, arazi maliyeti nedeniyle zor. Buna rağmen küçük
ölçekli de olsa ilimize her sektörden yatırımlar devam
ediyor.
ATSO’NUN PROJELERİ Antalya ekonomisinin
gelişmesine yönelik faaliyetler gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Bu kapsamda odamız tarafından 2009 yılı Diyalog, 2010
Markalaşma, 2011 yılı Yenilik Kültürü, 2012 yılı Antalya
Kent Kültürü temaları benimsendi. Özellikle üzerinde
durduğumuz projeler ise şöyle: İşyerleri Toplulaştırma
Projesi, ATSO Müze Kültür Evi Projesi ve sektörlerin
ihtiyaç duyduğu ara elemanların yetiştirilmesine yönelik
ATSO Akademi Projesi. EXPO 2016‘nın Antalya’da
yapılacak olmasını da destekliyoruz.
ÜNİVERSİTE SANAYİ
İŞBİRLİĞİ İYİ GİDİYOR
PROF. DR. İSRAFİL KURTCEPHE /
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ
İŞ ADAMLARIYLA ORTAK PROJE Dünyadaki gelişme ve
uygulamalara paralel olarak üniversite-sanayi işbirliğinin
güçlendirilmesi, sanayicinin araştırma ve teknoloji
ihtiyaçlarının üniversite bilimselliği kapsamında çözümlenmesi
amacıyla Akdeniz Üniversitesi ve ANSİAD arasında
Üniversite-Sanayi Ortak Bilimsel Araştırma Projesi hazırlandı.
İSTİHDAMA ÇÖZÜM ARANIYOR Akdeniz Üniversitesi
olarak bulunduğumuz bölgede istihdam sorunlarına çözüm
geliştirebilmek üzere, ulusal ve yerel düzeyde şirket ve
konukların da katıldığı Akdeniz İş Fırsatları Fuarı’nı her yıl
düzenleniyor. İş dünyası ile Akdeniz Üniversitesi öğrencileri ve
mezunları bu zirvede bir araya getirilerek birbirlerini tanıma
ve aralarında işbirliği oluşturma fırsatları sağlanıyor.
TEKNOKENTTE 40 ŞİRKET Antalya Teknokenti, 4691
sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası kapsamında,
BATEK-Batı Akdeniz Teknokent A.Ş. Yönetici Şirketi adı
altında 2004 yılında kuruldu. 2006 yılında Antalya Teknokent
A.Ş. adını alan yönetici şirket büyümesine devam ediyor. 4
tanesi yabancı ortaklı olan toplam 40 şirket Antalya
Teknokent bünyesinde faaliyet gösteriyor.
EN HIZLI TEKNOKENT Antalya Teknokenti başvuru
prosedürleri en hızlı işleyen teknokent özelliğine sahip olmasının
yanı sıra en hızlı büyüyen teknokentlerden biri. Ayrıca Tarım ve
tıp teknolojileri üzerine ihtisaslaşmış tek Teknokent. Ayrıca
kuluçka merkezinde şirketleşmiş 8 firma bulunuyor. Bunlar
nano-teknoloji, uzaktan algılama ile tarım, elektrik-elektronik,
biyolojik gibi alanlarda Ar-Ge çalışmaları yapıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?