Kapıda hangi kriz var?

Krizlerin hiçbiri birbirinden bağımsız değil. Bir salgın; ekonomik alanda sorunlara, sosyo kültürel değişimlere hatta savaşlara yol açabiliyor...

30.12.2019 02:10:000
Paylaş Tweet Paylaş
Kapıda hangi kriz var?

Peki gelecekte bizleri ne tür krizler bekliyor? Bunları bilmenin ne faydası var diye düşünmeyin… Uzmanlara göre felaketleri önleyemesek de onların neler olabileceğini bilmek geleceğe dair önlem almamızı sağlayabilir. 

 Aslında bilinen bir gerçek… Felaketlerin çoğu birbirine bağlı. Yani nükleer bir patlama; su ve yiyecek krizi, ekonomik buhran ve dünya savaşı gibi diğer felaketleri tetikleyebilir.

Fiziksel, sosyal ve politik sistemlerimizin birbirine olan bağımlılığı insanları savunmasız hale getiriyor. COVID-19’da da dünya bu durumu yaşıyor. Yine de bu risklerin çok azı gerçekten insan ırkının sonunu getirebilecek nitelikte. Üstelik, çoğu felaketin riskini minimize etmek  aslında bizim elimizde. Kontrolümüzde olmayan sorunları da hafifletmeye çalışabilir ya da bunlara hazırlıklı olarak başa çıkmak için uğraşabiliriz.

Bu nedenle önümüzdeki döneme ilişkin dünyada risk oluşturan belli başlı konuların neler olabileceğini, alanında uzman kişilere danışarak araştırdık. Geleceğe ilişkin risk tahminleri, Etik ve Yeni Teknolojiler Enstitüsü’nden “Human Extinction: A Short History” (İnsanların Yokoluşu: Kısa bir Tarihçe) adlı kitabın yazarı Phil Torres’in tavsiyelerinin yanında pek çok uzman kuruluş ve kişiden toplandı. Bu kuruluş ve kişiler arasında Dünya Ekonomik Forumu, Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli, Chicago Aktüerler Derneği, Küresel Zorluklar Derneği, Reading Üniversitesi’nden Bethan Harris ve NASA’dan David Morrison yer alıyor. İşte önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz diğer felaketler.

2020–2030 ŞİDDETLİ HAVA KOŞULLARI 

Şiddetli hava koşullarının etkilerini şu anda da görüyoruz. Muhtemelen gelecek yıllarda daha da kötü olacak. Seller, fırtınalar, orman yangınları ve yüksek sıcaklıklar dünya çapında yüz milyonlarca insanı tehdit ediyor: Şiddetli hava koşullarının bir sonucu olarak her yıl 20 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Tehditler kişisel güvenliğin ötesine geçerek genel ekonomik risklere yol açıyor ve sigorta sistemi gibi sistemleri derinden etkileme potansiyeli gösteriyor.

2020–2200 YİYECEK VEYA SU KRİZLERİ

Yüzey sıcaklıkları sanayi devrimi öncesindeki seviyelerin 1,5 ila 4 derece üstüne çıkarsa muhtemel yiyecek ve su krizleri yaşayacağız. Sıcaklıklar yükseldikçe, muhtemelen kuraklık ve ekosistemlerin çökmesi nedeniyle ortaya çıkan bir su kıtlığıyla karşılaşacağız. Bununla birlikte bir yiyecek krizi de ortaya çıkabilir fakat toprak kalitesi, küresel tedarik zincirleri ve mevcut araziler de bu konuda birer faktör.

2020–2030 SİBER SALDIRILAR VE BİLGİ ALTYAPILARININ ÇÖKMESİ

Gelecek 10 yıl içinde yüksek bir risk olarak görülüyor. Bir ulaşım sistemini veya merkez bankasını ele geçirmek büyük zararlar verir ve toplum güvenliğini tehdit eder. Bunun önlenmesi için insanların siber güvenlik konusuna eğitilmeleri şart.

2020–2030 OTONOM SİLAHLAR 

Gelecek 10 yıl içinde yüksek bir risk olarak görülüyor. Tamamen otonom olan silahlar henüz mevcut değil fakat drone teknolojisi ve yapay zekadaki gelişmeler bunları olası kılıyor. Virüs içeren kodlar ve sorumsuz kullanım, bugün anlayamadığımız ölçekte ve hızda kitlesel şiddet olaylarına yol açabilir.

2020–2030 VERİ DOLANDIRICILIĞI VEYA HIRSIZLIĞI 

Gelecek 10 yıl içinde yüksek bir risk olarak görülüyor. Sosyal güvenlik numarası gibi verilerin çalınması gibi geniş çaplı veri hırsızlığı politik ve sosyal sistemlere geri döndürülemez zararlar verebilir.

2020–2100 YIKICI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 

Yüksek emisyon modeline göre, yüzey sıcaklıkların yüzyılın sonuna kadar 2,6 ilâ 4,8 derece artacağı tahmin ediliyor. Yıkıcı iklim değişiklikleri, insanların verdiği zarar değişimleri geri döndürülemez hale getiren kritik eşiğe ulaşmaya başladığında oluşuyor. İnsanların davranışları iklimi doğal güçlerin yaptığının 170 katı hızla değiştirerek şiddetli hava koşullarına, okyanusların ısınmasına, buzların erimesine ve deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor.

2020-2115 BİYOLOJİK VE KİMYASAL SAVAŞLAR 

Gelecek yüzyılda ve ötesinde bu tür savaşların olma olasılığı yüzde 1. Biyolojik ve kimyasal silahlar giderek üretmesi daha ucuz ve kolay hale geliyor ve daha da öldürücü oluyorlar. Çoğu ulusun ve kötü niyetli grubunun muhtemelen bunlara erişimi var. Riskin seviyesi değişiyor fakat örnekler hava araçlarından sıkılan veya su sistemlerine enjekte edilen zehirli kimyasalları içeriyor.

2020–2440 SALGINLAR VE ANTİMİKROBİK DİRENÇ 

Her 420 yılda bir 1918’deki grip salgını gibi bir salgın gerçekleşiyor. COVID-19 son yüzyıl içinde gerçekleşen en büyük salgın. Artan şehirleşme, nüfus yoğunluğu ve uluslararası seyahatler herhangi yeni bir bulaşıcı hastalığın büyük bir salgın haline gelme riskini artırıyor. Aynı zamanda antimikrobik direnç de artarak enfeksiyonları daha öldürücü hale getiriyor.

2020–72000 GÖKTAŞI ÇARPMASI 

Her 70.000 yılda bir türleri yok edecek büyüklükte bir çarpışma bekleniyor. Dünyaya yakın olan göktaşlarının en büyüğünün 1 kilometreden büyük bir çapı var ve bir çarpışma insanların soyunun tükenmesiyle sonuçlanabilir. Daha küçük göktaşlarıysa yüz milyonlarca ölüme yol açabilir. Fakat bunları takip etmekte giderek daha iyi hale geliyoruz ve belki bir gün yönlerini değiştirebileceğiz.

2020–702020 SÜPER VOLKANİK PATLAMALAR 

Gelecek 70 bin yıl içinde böyle bir sorunun ortaya çıkma olasılığı yüzde 1. Süper volkanik patlamalar doğal ortamları yok eder, güneş ışığını engeller, hava kalitesini düşürür ve hatta belki küresel bir soğumaya bile yol açabilir. ABD’deki Yellowstone parkı da dahil olmak üzere pek çok alan şu anda yüksek riskli olarak değerlendiriliyor.

7.600.000.000 CİVARINDA 

Bu sorunun olma olasığılı yüzde 100. 800 milyon yıl içinde güneşin genişlemesi nedeniyle Dünya insanlar için yaşanmaz hale gelecek. 6,5 milyar yıl sonra da güneş, gezegeni ateşler içinde yutacak kadar genişleyecek.

2020-2115 YAPAY ZEK 

Gelecek yüzyılda böyle bir sorunun ortaya çıkma olasılığı yüzde 10 olarak görülüyor. Yapay zekâyla ilişkilendirilen felaket riski, bilgisayarların insanları ele geçirmesi hakkındaki endişelerden çok, kötüye kullanım veya zayıf gelişimle bağlantılı. Yalan haberler yayan ve yankı odaları oluşturan algoritmalar, güvenilir bilgi kaynaklarını bastırabilir ve demokrasiyi istikrarsız bir hale getirebilir.

2020–2200 EKOLOJİK ÇÖKÜŞ 

Sıcaklıklar 1,5 ilâ 4 derece yükselirse muhtemel bir sorun olarak görülüyor. Doğal ekosistemler bize hava, su, yiyecek, barınak ve enerji sağlıyor. İnsanların doğal kaynakları sömürmesi ve yok etmesi artık küresel ekosistemlerin peş peşe hızlıca çökmesi tehdidini getiriyor.

2020–2100 NÜKLEER SAVAŞ 

Yüzyıl bitmeden yüzde 1 risk unsuru olarak görülüyor. Dünyanın nükleer toplumları arasında 13 binden fazla savaş başlığı bulunuyor. Nükleer bir kışta, atışlardan kaynaklanan is ve duman güneş ışığını engelleyerek küresel bir soğumaya ve kitlesel yok oluşa yol açabilir.

2020–2120 DEMOKRASİNİN ÇÖKÜŞÜ/BAŞARISIZLIĞI

Bu, son dönemde artan bir endişe. Küresel demokratikleşme 1980’lerden itibaren keskin bir şekilde hız kazandı. Fakat şimdi yükselen ulusalcılık, yanlış bilgiler ve propaganda, bağımsız kurumların ve adil seçimlerin engellenmesi pek çok demokrasiyi otokrasinin eşiğine  sürüklüyor.


 

Muhtemelen bilmediğimiz bir sürü zoonotik hastalık var. İşi bu hastalıkları bulmak olan CDC epidemiyologu Erin J. Staples’la yaptığımız söyleşi bu konuda önemli ipuçları içeriyor. 

 

BİR SONRAKİ SARS-COV-2’Yİ 

BELİRLEMEK MÜMKÜN MÜ? 

2009’da, Missouri’deki Heartland hastanesine birkaç gün arayla iki çiftçi ateş, bulantı, ishal ve hızla azalan akyuvar sayısı şikayetleriyle yatırıldı. Doktorlar çiftçilerin kan örneklerini Hastalık Kontrol Merkezi’ne gönderdi ve onlar da her iki çiftçinin de bir kene ısırığından daha önce bilinmeyen bir virüs kaptıklarını keşfetti. Hastalık Kontrol Merkezi buna Heartland virüsü adını verdi. Beş yıl sonra, şüpheli bir Heartland vakası için örnekleri test eden bir laboratuvar teknisyeni yeni başka bir virüs keşfetti ve bu virüse Bourbon adı verildi. Heartland ve Bourbon’dan önce, 1900’den bu yana sadece 14 tane kene kaynaklı yeni patojen bulunmuştu. Yeni keşifler zoonoz patojenlerin (SARS-CoV-2’de olduğuna inanıldığı gibi hayvanlardan insanlara geçen virüs veya bakteriler) fark ettiğimizden çok daha fazla olduğu şüphesini destekliyor.

Yeni bir virüsü bulan araştırmacılar gerçekten de bunun kontrolden çıkmasına engel olacak bir şeyler yapabilir mi? Heartland virüsüne verilen yanıtı yöneten ve şimdiye kadar 50 tane enfeksiyonu belgeleyen bir takip kaydı oluşturan CDC epidemiyologu Erin J. Staples ile konuştuk.

*Doktorlar veya bilim insanları insanlarda ne sıklıkta yeni virüsler keşfediyor?

Kene kaynaklı hastalık için, çoğu bilim insanı ve araştırmacının kariyerleri boyunca yeni bir virüs keşfetmeyeceğini söyleyebilirim. Bu yüzden görece yeni olan bazıları üzerinde çalıştığım için kendimi şanslı sayıyorum.

*Yeni virüslerin keşfi genellikle kazara mı oluyor? Yoksa birileri bu virüsleri arayarak mı buluyor?  

Açıkçası arayarak da bulunuyor ancak çoğunlukla kazara virüslerin bulunduğunu söyleyebilirim. Biz Heartland virüsünü ararken Bourbon virüsünü bulduk. Fakat bir çeşit gözetleme projesi geliştirebilmek için insanların kullandığı başka programlar da var. Akut febril hastalıkları, yani birdenbire ateşlenen kişileri araştırıyorlar. Bilinen patojenler için test yapıyorlar ve başka hiçbir şey çıkmadığındaysa yeni nesil dizilim gibi farklı teknikleri kullanmaya geçiyorlar.

*Heartland virüsü keşfedildiğinden beri 10 yıl oldu. Sizce bu gerçekten de yeni bir virüs mü yoksa her zaman vardı da doktorlar mı anlamadı? 

Virologlar virüsün gen dizilimine baktı. Dizilimdeki değişiklikler virüsün evrimi ve ne kadar süredir var olduğu hakkında bilgi verebilir. Bu yüzden virüsün ABD’de en azından onlarca yıldır var olduğunu kesinlikle biliyorlar. Ek olarak, geriye dönük şekilde ilk iki vakadan önce ortaya çıkan bazı vakalar belirledik. Bir süredir bu virüsün bazı düşük seviyeli hastalıklara yol açtığını düşünüyoruz.

*ABD’de insanları enfekte eden ve fark edilmeyen başka yeni virüsler olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet ve Bourbon virüsü buna iyi bir örnek. Yani bildiklerimize benzer henüz keşfedilmemiş bakteriler ve virüslerin olduğunu fakat bunların kendi başlarına yeterince benzersiz olduğunu düşünüyorum. Bilinmeyen bir nedenden ensefalit (beyin iltihabı) olan hastalar arasından yüzde 20 ila 30’unun tanı almasını sağlayabilirseniz şükrediyorsunuz. Bizi hala zorlayan da o yüzde 70 bilinmeyen vakalar. Hepsi virüsler veya bakteriler yüzünden olabilir mi? Muhtemelen. Bakteriler, parazitler ve virüsler açısından insanların hasta olmasına neyin neden olduğunu bulmak konusunda çok büyük bir ilerleme kaydettik. Fakat belli ki hala keşfedilecek şeyler var; yeni, ortaya çıkmakta olan ve eski olup da bizim kıymetini bilmediğimiz şeyler.

*Heartland virüsü için bir aşı veya özel bir antiviral ilaç konusunda herhangi bir plan yok. Öyleyse sadece var olduğunu bilmenin faydası ne? 

Bu soruyla sık sık karşılaşıyoruz. Haklısınız da. Şu an elimizde etkili bir antiviral ilaç yok. Bir klinisyen olarak bu önemli, çünkü hasta olan birisi geldiğinde neler olduğunu anlamanız gerekiyor. Örneğin, Heartland virüsü erlişya'ya (kene kaynaklı bakteriyel bir enfeksiyon) benzediği için, insanlara sıklıkla antibiyotik veriliyor. Bazı insanlar için antibiyotiklerin yan etkileri olabilir. Ayrıca antibiyotikler direnç gelişmesine de neden olabilir. Yardımcı olmayacak ilaçların kullanımının azaltılması çok faydalı.

*Kayıt için daha fazla Heartland virüsü vakası belirlemeye nasıl başladınız?

Elbette daha fazla beşeri hastalık vakası belirleme ve tanı koyma ihtiyacı vardı. Testi geliştirme konusunda çalışırken insanlara test yaptırmamıza izin veren bir sürü protokol geliştirdik. Hastalara şöyle bir açıklama yaptık: “Testini geliştirmek için üzerinde çalıştığımız yeni bir hastalığınız olabilir. Bu hastalık için size test yapacağız.” Genellikle herkes bize kan örneği verme konusunda fazlasıyla istekliydi. Belirlediğimiz diğer vakalar, tanı testlerimizi geliştirmemize izin verdi. Bunların hepsi birkaç yıllık bir sürede oldu. Aynı zamanda, böcekbilimcilerimiz ve çevrebilimcilerimiz de insanların tam olarak nasıl enfekte olduğunu biraz daha iyi anlamak için çalıştı. Eğer insanlara yeni bir virüsten bahsedeceksek, onlara bu virüsü nasıl kapmayacaklarını söylememiz de gerekiyordu. Şu ana kadar, ABD’de belirlediğimiz en az 50 kişi bu virüse yakalandı, muhtemelen bu sayı artacak. Sayılar internet sitemizde mevcut.

*Heartland veya Bourbon virüslerinin salgın potansiyeli var mı?

Şu anda bildiklerimize dayanarak, coğrafik kapsamda sınırlı olduklarını düşünüyoruz. Kene kaynaklı hastalıkların bazılarının kesinlikle geniş çaplı bir salgın potansiyeli var. Sürveyans yapmamızın nedenlerinden biri de bu: Nerelerde olduğunu anlamak ve benzersiz veya farklı bir şey görmediğimizden emin olmak. Ayrıca herkesin durumun farkında olmasını, mümkün olduğu kadar sağlıklı kalmasını ve dışarıdayken böcek kovucuları kullanmak gibi önlemler almasını sağlamaya çalışıyoruz.

*Eğer daha önce fark edilseydi sizce şu anki COVID-19 salgını önlenebilir miydi?

Yeni bir virüsü çözmeye ve anlamaya çalışırken, bu kadar bulaşıcı ve birinden diğerine geçmesi bu kadar kolay olan bir şeyi kontrol altında tutmaya çalışmak bence zor olurdu.

*Sizce hayatımız boyunca başka bir salgın görecek miyiz? Bilim topluluğu bunun olmasını engellemek için ne yapabilir?

Bence başka bir salgın görmemiz an meselesi. İnsan bunun daha önce 1918’deki İspanyol gribinde gördüğümüzle aynı zaman ölçeğinde olmasını umuyor. Bu yüzden ömrümüz boyunca başka bir tane görmeyebiliriz. Fakat insanlar olarak yaptığımız şeyler (dünya çapında seyahat etmenin kolay olması gibi bir önceki salgında var olmayan şeyler) kesinlikle hastalığın yayılmasına yardımcı olabilir. Tekrar belirtmek gerekir ki kesinlikle bir sürü keşfedilmemiş potansiyel virüs ve bakteri var.


 

Kapitalizmin en büyük sorunlarımızı çözme konusundaki başarısızlığı pek çok kişiyi bu kavramı sorgulamaya itiyor.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz