Dr. Sani Şener, 60 yaşında. 15 yıldır
da cirosu 2,9 milyar TL’yi bulan
TAV Grubu’nun başında. Bu yıl, 3
milyar TL ciroyu aşması planlanan
TAV’ın başarısının arkasındaki isim
olarak gösterilen Şener, birçok kez
yılın CEO’su seçildi. Bu yıl da Körfez
Bölgesi inşaat sektörünün en güçlü 10 lideri arasında yer
aldı.
TAV Grubu’nun 6 şirketini 15 yılda sıfırdan Türkiye’nin
en büyük 500 şirketi arasına sokmayı başaran Şener,
dünyada faaliyet gösterdikleri havalimanı sayısını da 2
yıl içinde 14’ten 69’a çıkardı. Grubun 100 milyon yolcu
hedefine 5 yıl önce ulaşmasını sağladı. Şener, başarısının
sırrını kendi fiziki enerji yönetimine bağlıyor.
Kendini disiplinli ve normalin üzerinde çalışan biri
olarak tanımlayan Şener, zaman yönetimi yapmıyor.
Aksine enerjisini yüksek tutmaya çalışıyor. Enerjisini
yüksek tutmak içinse bol bol okuyor. Pazar günleri ise
Bebek’teki evinin Boğaz manzaralı çalışma odasında 8
saat fizik çalıştığını söylüyor.
Eski hobisi olan ralliyle ilgili “1993 yılındaki Bodrum
Rallisi’nde büyük bir kaza geçirdikten sonra ralliden
soğudum” diyen Şener, fizik çalışmanın dışında
hafta sonları Ortaköy’e kadar yürümenin de kendini
rahatlattığını belirtiyor.
Şener’in son zamanlardaki en büyük hobilerinden
biri torunlarıyla ilgilenmek. İkisi kız, biri erkek toplam 3
torunu var. Torunlarının kendisi gibi mühendis olmasını
istemiyor.
Şener, “Torunlarımın sanatçı olmasını isterim,
mühendislerin hayatı hep çok çalışmakla geçiyor” diyor.
Sani Şener’le fizik tutkusunu, çok çalışmasına rağmen
enerjisini yüksek tutmak için neler yaptığını konuştuk:
Çok yoğun çalışıyorsunuz. İş ve özel hayatı
nasıl dengeliyorsunuz?
Ben kesinlikle iş ve özel hayatı
dengeleyemiyorum. Herkesin iş ve özel hayatı
dengelemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü
hakikaten iş ve özel hayat birbirini besliyor.
Ancak gelişmekte olan ülkelerin CEO’larının
böyle bir lüksü olduğuna inanmıyorum.
Neden böyle bir lüksünüz yok?
Gelişmekte olan ülkelerin değil CEO’larının tüm
yöneticilerinin, siyasetçilerinin, sanatçılarının
hepsinin çok çalışması gerekiyor. Bizim
çalışmama gibi bir lüksümüz yok.
Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerin
gelişmiş olan ülkelere göre yöneticilerinin
konfor alanlarının dar olması gerektiğine
inananlardanım. Sonuçta bizdeki gibi deli gibi
çalışmak çok konforlu bir hadise değil. Bizim bu
ülke ve çocuklarımız için daha fazla çalışmamız
gerektiğine inanıyorum. Onun için tam saha pres
çalışmaya devam ediyorum.
Bu kadar yoğun çalışırken nasıl
dinleniyorsunuz? Yorgunluğunuzu nasıl
atıyorsunuz?
CEO’lar işle hayatı dengelerken zaman
yönetiminden çok bahseder. Ben zaman yönetimine çok inananlardan değilim. Enerji yönetimine, kendi enerjinizi yönetmeye inanıyorum. Neden enerji yönetimi daha önemli? Enerjinizin fokus olmadığı bir zamanda kendinizi çalışıyor zannedersiniz ancak sadece zihniniz gevezelik eder. Enerji yönetimini nasıl yapıyorsunuz? Bedeninizin ve zihninizin enerjisini armonize bir şekilde yönetmek gerekiyor. İşte ben bunu becerebiliyorum. Onun için enerji yönetimine çok inanıyorum. Enerjiniz yüksekse işle hayatı paralel götürebiliyorsunuz demektir. Enerjinizi yüksek tutmak için neler yaparsınız? Ben çok okuyorum. Kendimi motive etmeye çok önem veriyorum. İşimi çok seviyorum. Sevdiğim işi yapınca motivasyonum yüksek oluyor. Bir de yaptığım işle becerilerim uyuşuyor. Bu nedenle çalışırken hem mutluyum hem de kendimi enerjik hissediyorum. “Çok okuyorum” dediniz. En çok hangi kitapları okuyorsunuz? İş kitapları okuyorum. Bir de fizikle ilgili yayınları çok okuyorum. İş kitapları arasında tercihiniz nedir? İş kitaplarıyla ilgili dünyada en gelişmiş akademik yayınları okumaya gayret gösteriyorum.