İstanbul Festivali, 5 Ağustos’ta sahnesinde Jennifer Lopez’i ağırladı. 17 gün sürecek festival, Edis’ten Yıldız Tilbe’ye, Mabel Matiz’den Gülşen’e Sertab Erener’den Duman’a kadar pek çok yıldız ismin yanı sıra spor, gastronomi, espor ve sanat etkinlikleriyle yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlamayı sürdürüyor. İstanbul Festivali’ni gerçekleştiren Focus İstanbul Etkinlik Yönetimi CEO’su Özlem Adıgüzel, “Jennifer Lopez, en iddialı konserini İstanbul’a verdi” diyor.
İstanbul Festivali 2025, bu yıl dördüncü kez şehri heyecanla dolduruyor. Festivalin en çok merak edilen anı, 5 Ağustos’ta gerçekleşen Jennifer Lopez konseriydi. 36 metre yüksekliğinde, 20 bin piksel LED ekranlı dev sahnede sergilenen 35 şarkılık performans hem görsel şovuyla hem Lopez’in enerjisiyle hafızalara kazındı.
Röportaj: Özlem Aydın Ayvacı / [email protected]
Ancak festival heyecanı Lopez’le sınırlı değil… 120 bin metrekarelik alanda 17 gün boyunca devam edecek etkinliklerde müzik, spor, espor, gastronomi ve çocuk aktiviteleri bir arada sunuluyor. “Herkes için erişilebilir festival” vizyonuyla düzenlenen organizasyonda biletler 500 TL’den başlıyor ve her gün saat 16.00’dan itibaren kapılar ziyaretçilere açılıyor. Festivali düzenleyen Focus İstanbul Etkinlik Yönetimi CEO’su Özlem Adıgüzel, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Özlem Adıgüzel
İstanbul Festivali dördüncü yılında. Bu festivali bu kadar özel kılan nedir?
İstanbul Festivali’ni özel kılan, herkes için erişilebilir olması. 500 TL’den başlayan bilet fiyatlarıyla dünya standartlarında bir festival sunuyoruz. Düşünsenize, Jennifer Lopez gibi bir dünya yıldızını çok uygun bir fiyatla izleyebiliyorsunuz. Bu, başka bir yerde kolay kolay bulabileceğiniz bir fırsat değil. Festivalimiz sadece müzikle de sınırlı kalmıyor; kültür, sanat, espor, gastronomi ve sporla dopdolu bir deneyim sunuyor. 7’den 70’e herkese hitap eden bir mozaik yaratıyoruz festivalde. Geçen yıl 845 bin ziyaretçiyi ağırladık ve bu yıl daha da büyük bir coşkuyla 120 bin metrekarelik alanda kapılarımızı yüz binlere açıyoruz.
Jennifer Lopez’in İstanbul’da sahne alması büyük ses getirdi. Bu nasıl gerçekleşti?
JLo’nun İstanbul’a gelmesi, bizim için bir gurur. Sahnemizin teknik detaylarını ve tasarımını gördükten sonra, turnesine İstanbul’u da eklemeye karar verdi. 70 tırlık ekipmanla tamamen Türkiye’de ürettiğimiz bu sahne, 36 metre yüksekliği ve 20 bin piksel LED ekranıyla Avrupa’nın en büyüklerinden biri. JLo, 5 Ağustos’ta 35 şarkılık performansını bu sahneye özel olarak tasarlıyor. Böylesine bir yıldızı, erişilebilir fiyatlarla sunabilmek, festivalimizin ruhunu yansıtıyor. İlk dönem biletlerimiz 7 dakikada tükendi. Amacımız dileyen herkesin bu deneyimi yaşamasıydı, şimdiden bunu başardığımızı söyleyebilirim.
Sahne demişken, biraz detay verebilir misiniz?
Bu sahne, sadece Türkiye’nin değil, JLo’nun “Up All Night” turnesinin de en iddialı sahnesi. İstanbul’un 7 tepesindeki modern yapılar ve lale desenlerinden ilham aldık. 800 ışık, 184 hoparlör, 60 Watt’lık lazerler ve ateş rampalarıyla adeta bir görsel şölen. Kabloların uzunluğu, İstanbul’dan Bursa’ya gidip dönmeye yetecek kadar! 187 kişilik bir ekip, 6 aydır bu sahne için çalışıyor. Avrupa’daki büyük festivallerde ya da Las Vegas’ta görebileceğiniz bir teknolojiyi İstanbul’a taşıdık. Bu, bizim için bir vizyon meselesi.
Festival sadece konserle sınırlı değil, değil mi?
Kesinlikle değil! İstanbul Festivali, bir yaşam festivali. Mesela, FIBA onaylı 3x3 Sokak Basketbolu Turnuvası’yla spor tutkunlarını buluşturuyoruz. Smaç şampiyonası, üç sayı yarışmaları gibi etkinliklerle izleyiciler de sahnenin bir parçası oluyor. Espor tutkunları için turnuvalar var. Çocuklar için ropeLand, dikey rüzgar tüneli ve lunapark gibi eğlenceli alanlar hazırladık. Lezzetler Alanı’nda ise bütçe dostu fiyatlarla her damak zevkine uygun seçenekler sunuyoruz. Herkesin festivalde kendine göre bir şeyler bulmasını istiyoruz.
Erişilebilirlik vurgusu sıkça öne çıkıyor. Bu, festivalin temel misyonu mu?
Evet, tam olarak bu! İstanbul Festivali’ni kurarken hayalimiz, dünya standartlarında bir festivali herkesin deneyimleyebilmesiydi. 17 gün boyunca, her gün saat 16.00’dan itibaren kapılarımızı açıyoruz ve iki hafta boyunca İstanbul’a bu coşkuyu yaşatıyoruz. Edis, Yıldız Tilbe, Mabel Matiz, Gülşen gibi yıldızların yanı sıra global isimleri de ağırlıyoruz. Bilet fiyatlarını erişilebilir kılarak, her kesimden insanı bu festivalde bir araya getiriyoruz. Güvenli, konforlu, nezih bir festival ortamı yaratıyoruz. Bu, bizim için bir festivalden çok daha fazlası; birleştirici bir hareket.
Markalar için festival ne anlam ifade ediyor?
Markalar için inanılmaz bir buluşma noktası. Festival markalara deneyim alanları sunarak hedef kitleleriyle bağ kurma fırsatı veriyor. Mesela bir basketbol turnuvasında sporseverlerle buluşuyorlar ya da espor etkinliklerinde gençlerle. Bu hem markalar hem de ziyaretçiler açısından interaktif bir ortam oluştuğu anlamına geliyor.
Son olarak, festivalin geleceğine dair neler söylemek istersiniz?
İstanbul Festivali’ni uluslararası bir markaya dönüştürmek istiyoruz. Bu yıl, sahne teknolojimizle, sanatçı kadromuzla ve deneyim alanlarımızla bu yolda büyük bir adım attık. Ülkemizi dünya sahnesinde temsil eden bir festival yaratmanın gururunu yaşıyoruz. Herkesi bu coşkuya ortak olmaya davet ediyorum.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?