Merkez Bankası, piyasalardaki belirsizliği azaltmak ve faizlerin yüzde 7,75’lik gecelik borç verme faizine yakın olmasını sağlamak amacıyla bir ay vadeli repo borç verme ihalelerine son verdi.
Para
piyasasındaki belirsizliğin azalması, Türkiye’nin sermaye akımları için
cazibesini artırarak kurların ve dolayısıyla enflasyonun daha fazla
yükselmesine engel olabilir. Piyasa faizlerinin yüzde 7,75’e yakın
olması ise iç talepteki artışı sınırlayarak enflasyona düşüş yönünde
etkide bulunabilir.
Merkez
Bankasının yıl sonu enflasyon tahminine yaptığı zam, temmuz ayında
yapılan zam gibi yine büyük ölçüde kur etkisinden kaynaklandı. ABD'nin
merkez bankası olan FED'in parasal genişlemede sona gelindiği sinyalini
vermesiyle mayıs ayında diğer gelişmekte olan ülkelerle birlikte
Türkiye'den de sermaye çıkışı başlamıştı.
Üçüncü çeyrekte
ikinci çeyrektekine benzer bir büyüme beklememizin en önemli nedenini bu
dönemde sanayi üretiminde de ikinci çeyrektekine benzer bir performans
görmemiz oluşturuyor. Sanayi üretimi ikinci çeyrekte geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 3,2 artış göstermişti. Üçüncü çeyrekteki yıllık
artış ise yüzde 3,8 olarak gerçekleşti.
Ancak cari açıkta son iki çeyrekte yaşanan bu
yükseliş iktisadi faaliyetin bir sonucu değil. Esasında bu dönemde
ekonomide bir miktar toparlanma oldu ama bu toparlanma cari açığı
yeniden yükseltecek bir düzeye varmadı. Cari açıktaki artış iktisadi
faaliyetteki canlanmadan değil, geçen yıl lehimize olan altın dış
ticaretinin bu yıl aleyhimize dönmesinden kaynaklandı.
Mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı en son 201 l'in
ikinci çeyrek döneminde çift haneli düzeydeydi. 2012'nin ikinci çeyrek
döneminde yüzde 9'a kadar inen işsizlik oranı, daha sonra yeniden
yükselişe geçti. Başlangıçta yavaş olan bu yükseliş son iki çeyrekte
hızlandı. Böylece iki yıl aradan sonra işsizlik oranı yeniden çift
haneye çıktı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?