Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç ile hem geçirdiğimiz volatil dönemde sektörün yönünü hem bankasında belirledikleri büyüme stratejilerini konuştuk...
Elçin Cirik
Burgan Bank’ın 3 yıllık büyüme planı hazır. Kurumsal ve ticari bankacılıkta dış finansman ve proje finansmanlarıyla hacim yaratmayı hedefleyen banka, bireysel ve mikro KOBİ’lere yeni kuracağı dijital kanalla ulaşacak. Özel bankacılıkta da yatırım ürünleriyle derinleşme planı hazır. Burgan Bank Genel Müdürü MURAT DINÇ, “Bu yıl sonunda yüzde 30’a yakın büyüme hedefliyoruz. Son iki ayda kredilerde hızlandık. Önümüzdeki 6 ayda önemli müşteri kazanma fırsatımız var” diyor ve ekliyor: “Her yıl sektörün üzerinde büyümek istiyoruz. 5 yıl içinde lig atlamak istiyoruz. Bu hedefimiz devam ediyor.”
Burgan Bank, bu yılın ilk altı ayında toplam aktiflerini yüzde 17,4 büyüttü. Kredilerde de büyümesi sektörün yüzde 15 oranının altında yüzde 11,5 oldu. “Biz hep yıl sonuna doğru ivme kazanan bir bankayız” diyen Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç, bu yıl sonunda yüzde 30’a yakın büyüme hedefliyor. “Son iki ayda kredilerde hızlandık” diyen Dinç, her yıl sektörün üzerinde büyüme planı yapıyor. “Aslında büyümeyi bu ortamda yabancı pariteden vermemek lazım ama her yıl döviz sepetinin yüzde 10 ve üzerinde büyümek istiyoruz” diyen yönetici, bankacılığın farklı alanlarında yeni stratejiler izliyor. Son dönemdeki kur hareketleri hakkında da Dinç, şöyle konuşuyor: “Döviz kurları hiç gerçekçi değil. Yakın dönemde bir rahatlama bekliyorum. Kurun arttığı dönemde yabancı para yükümlülüğü olan şirketler problem yaşayabilir. Bu aktif kalitesinde bozulmalara yol açabilir. Bozulma olmaz dersek doğru olmaz. Ancak yönetilmeyecek bir durum yok. Buradaki 1-1,5 puanlık artışı Türkiye bankacılık sektörü çok rahat göğüsler.” Burgan Bank Genel Müdürü Murat Dinç ile hem geçirdiğimiz volatil dönemde sektörün yönünü hem bankasında belirledikleri büyüme stratejilerini konuştuk:
Bankanız için bu yıl nasıl gidiyor? İlk yarıda büyümeler nasıl oldu?
Türkiye’de 5 yıldan uzun süredir faaliyetimizi sürdürüyoruz. Ana ortağımızın burada uzun vadeli hedefleri var. Hızlı büyüme amacıyla Türkiye’ye geldik ama hızlıdan önce sağlıklı büyümek isteyen bir finans grubuyuz. Ana hedefimiz, Türkiye’de genelde bankacılık sektörünün üzerinde rakamlarla büyüyebilmek. Bugüne kadar da bunu başardık. Sorunlu alacak oranlarında düşük rasyolarla büyümeyi becerdik. Sorunlu alacak oranımız yüzde 3’lerde. Bu yılın ilk altı ayında toplam aktiflerimizi yüzde 17,4, mevduatımızı yılbaşı itibarıyla yüzde 16 büyüttük. Kredilerimizde ise yüzde 11,5 büyümemiz oldu. Sektör kredi rakamları da yılbaşı itibarıyla yüzde 15 büyüdü. Geçen yılın ortasına göre de yüzde 25 büyüme var. Kredilerde ikinci yarıda biraz daha hızlanmış durumdayız. Bu yıl bankamızın ölçeğini büyütmek konusunda iyi bir performans gösterdik. Yıllardır masraflarımızı olabildiğince kontrol altında tutup bilançomuzu büyüterek gelirlerimizi artırmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalar gelir/gider rasyolarımızı yıllar itibarıyla iyi yere getirdi. Bu yılın ilk yarısında 102 milyon TL net kâr elde ettik. Bu bir yıl öncesine göre yıllık yüzde 126’lık bir artış performansı anlamına geliyor. Bugün yüzde 40-45 bandında bir gelir-gider rasyosuyla yolumuza devam ediyoruz. Sermaye kârlılığında da yüzde 16 ile sektörün üzerinde bir oranla yılın yarısını bitirdik.
İlk yarıda kredilerde neden sektörün altında büyüdünüz?
Biz hep yıl sonuna doğru ivme kazanan bir bankayız. Yani ilk yarıda bir yavaşlamamız söz konusu değil. Piyasadaki işlemlere, taleplere göre çalışmalarımızı devam ettirdik. İlk yarıda yüzde 11,5 çok kötü bir oran değil diye düşünüyorum. Bu yıl sonunda yüzde 30’a yakın büyüme hedefliyoruz. Son iki ayda da kredilerde hızlandık. Bu arada ortağımız bizi sermaye artırımlarıyla destekliyor. Son 7-8 ayda iki kez artırıma giderek çekirdek sermayemizi 1,8 milyar TL’ye çıkardık. Bilançomuzun yüzde 28’ini ana ortağımız fonluyor. Mevduat tarafında da iyi büyüdük. Mevduatımızı büyütürken amacımız, müşteri kazanmak. Ağırlıklı olarak dağınık şekilde tasarruf mevduatı toplamayı tercih ediyoruz.
Peki bu yıl büyüme göstereceğiniz alanlar hangileri olacak?
Her yıl sektörün üzerinde büyümek istiyoruz. 5 yıl içinde lig atlamak istiyoruz. Bu hedefimiz devam ediyor. Aslında büyümeyi bu ortamda yabancı pariteden vermemek lazım ama ortağımız yabancı olduğu için planları bu şekilde yapıyoruz. Her yıl döviz sepetinin yüzde 10 ve üzerinde büyümek istiyoruz. Banka kredilerimizin yüzde 90’ından fazlasını ticari ve kurumsal segment oluşturuyor. Daha ziyade dış ticaret finansmanı ve proje finansmanı işleri yapıyoruz. Önümüzdeki üç yıl içinde bu alanlarda büyümeyi planlıyoruz. Son 3 yılda ticari segmentte müşteri sayımızı 1,5 kat artırdık. Önümüzdeki altı aylık dönemde de bizim için özellikle müşteri kazanımında fırsatlar olduğunu görüyorum. Çünkü küçük olmamıza rağmen 10-12 yıl gibi vadeli ödeme planları yapabilen bir bankayız. Ayrıca Kuzey Afrika, Körfez veya Orta Doğu’da müşterilerimizin aldıkları projelere iyi destek verebiliyoruz. Şirketlerin önümüzdeki dönem finansman ihtiyaçları artacak. Biz bu ihtiyaçları karşılayabilecek kapasitede bir bankayız. Mevcut müşterilerimize de bu volatil dönemde zorlandıkları takdirde gerekli desteği verebiliyoruz.
Sayısını artırdığınız ticari bankacılığın içinde KOBİ’ler de var mı?
Hayır, KOBİ ölçeğinin üzerinde şirketlerden bahsediyoruz. KOBİ segmentinde biraz küçüldük. Bu alanda rekabetçi avantajlarımızın nispeten daha zayıf olduğunu düşündük. KOBİ işi, bölge müdürlükleri ve geniş şube ağları gerektiriyor. O yüzden son üç yılda yönümüzü ticari ve kurumsal kredilere çevirdik. Bireysel kredilerde de dijital kanal üzerine yoğunlaştık.
Bireysel kredilerde nasıl bir aksiyon planınız var?
Bireysel bankacılık kredilerimizin payı bugün yüzde 5. 3 yıl içinde bu payı yüzde 10’a getirmeyi planlıyoruz. Bireysel tarafta mobilya, beyaz eşya gibi farklı sektörlerde birçok kurumla anlaşmalarımız var, satış anında kredi veriyoruz. Önümüzdeki 5 yıl için sermaye planımız hazır. Sermayemizin belli bir kısmını kârımızla üreteceğiz, kalanını ortağımız destekleyecek. Fonlamamız için mevduatı büyütmeye devam edeceğiz. Bu büyüme ağırlıklı olarak özel bankacılık alanından gelecek. Perakende bankacılıkta yeni bir marka yaratıyoruz, bütün dijital işlemlerimizi o marka üzerinden yapacağız. BT ve dijital altyapısı bitmek üzere. Yılın son çeyreğinde duyuracağız. Birkaç ay içinde dijital bankacılık üzerinden mevduat toplama ürünlerini de aktive edeceğiz.
Özel bankacılıkta hedefleriniz neler?
Bugün özel bankacılıkta aktif 3 bin müşterimiz var. 10 bin müşteriyle de yakın iletişim içindeyiz. Sadece özel bankacılık yaptığımız 10 şubemiz bulunuyor. Bunların dışında bireysel bankacılık hizmeti verdiğimiz 27 şubemizde de özel ekipler tutuyoruz. Doğru ürünlerle, doğru hizmet modeliyle müşterilerimizle çalışmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde burada büyüme planımız var. Amacımız içeriye yeni müşteri getirmek, yakın iletişimde olduğumuz müşteri sayısını 15-20 bine çıkarmak. Bu müşterilerde mevduatı çengel ürün olarak kullanıp zaman içinde yatırım ürünleri pazarlamak istiyoruz. Ayrıca Kredi Garanti Fonu garantileri altında mikro KOBİ’lere yönelik bir kredi enstrümanı üzerinde çalışıyoruz. Otomatik olarak kredi scoring’i yapacağız. Mikro KOBİ’lere yine dijital bankacılık üzerinden, şubeleri kullanmadan KGF kredileri ve nispeten daha sınırlı bir ürün yelpazesiyle hizmet sunmayı hedefliyoruz. 2018 sonuna doğru bu projeyi de lanse etmeyi düşünüyoruz.
~
SORUNLU ALACAKLARDA BOZULMA OLACAKTIR YÜZDE 25 BÜYÜR Bu yılın ilk yarısında kredi toplamında yüzde 15 büyüme görüyoruz. Ben bu yılı yüzde 25 kredi büyümesiyle kapatırız diye düşünüyorum. Tabii burada kurun etkisine de bakmak gerekir. Kur artınca yabancı parametrelerin TL karşılığı da bilançoda büyüyor. Devalüasyon olduğunda banka bilançolarındaki TL/ döviz dengesi nedeniyle sermaye yeterlilik rasyosu biraz düşebiliyor. Bu, bir realite. Ancak Türkiye’de bankalar her yıl kâr ediyor ve bunu sermayelerine ekliyorlar. Kısa vadede sermaye yeterliliğinde sorun olacağını düşünmüyorum. NPL 1-1,5 PUAN ARTABİLİR Tabii sektörün sorunlu alacak oranında gerçekçi olmak lazım. Kurun arttığı dönemde yabancı para yükümlülüğü olan şirketlerin problemleri olabilir. Bu aktif kalitesinde bozulmalara yol açabilir. ‘Bozulma olmaz’ dersek doğru bir yaklaşım olmaz. Ama yönetilmeyecek bir durum yok. Buradaki 1-1,5 puanlık artışı Türkiye bankacılık sektörü çok rahat göğüsler. Önümüzdeki dönemde asıl, yeni ekonomi modelinin açıklanacağı program çok önemli. Yapılan açıklamalardan ben, yapılması gerekenlerin farkında olduklarını ve çalıştıklarını hissettim. Orta Vadeli Program, bizim için kritik. Diğer konular halledilir. SEÇİM FAKTÖRÜ Bir de mart ayında yerel seçimlerin getireceği bir stres olacaktır. Bu konuyu da izliyoruz. Açıkçası bu durum tam olarak önümüzü açmış değil. Tüm bu gelişmeler ve seçim bizi etkiliyor. Bunların yanında bugün Türkiye’de varlıklar oldukça cazip fiyatlarda ve herkes bunun farkında. Bu yaşadıklarımızın Türk halkını ve devletini tasarrufa iteceğini düşünüyorum. Bu da iyi... Türkiye çok fazla kriz gördü ama her seferinde zararı fark edip bunu çok hızlı bir şekilde kompanse edebildi. Yine böyle olacak. Herkes pozitif olmalı. |
SEKTÖRDE SORUN YOK KGF’NİN YAN ETKİLERİ 2017, Türkiye için iyi bir yıldı. Devlet çok iyi kararlar aldı, Kredi Garanti Fonu bize güzel bir büyüme yaşattı. Aslında 2018 yılına da o büyümenin verdiği hızla fena girmedik. Ama tabii bunun yan etkileri olmadı değil… Bu etkileri enflasyon ve faizlerde artış olarak gördük. Aslında dünyada geçen yıldan bu yana küresel bir problem var. Özellikle FED’in faiz artırma niyetleri, arkasından Avrupa merkez bankalarının likiditeyi yavaşlatması bizim gibi gelişen piyasalarda sorun oluşturdu. Türkiye bu konularda daha hassas hale geldi. Bankaların sermaye rasyoları çok iyi, sektörde hiçbir sorunumuz yok. FAİZLER TEK HANEYE Bankalar volatil durumlar için sürekli stres testleri yapıyor. Her zaman en kötü ne olur diyerek nakit akışını hesaplarız. Enflasyon ve faiz artışları ekonomiyi yavaşlattı. Ancak Türkiye’de hükümet haklı. Faizler çok yüksek, bu faizlerle Türkiye’de yatırım yapmak hakikaten çok zor. Yatırım olması için faizin 1-2 puan değil, 15 puan düşmesi lazım. Tek haneli olmalı ya da ihracata yönelik, döviz kazancı olan işler yaratmamız gerekiyor. KUR GERÇEKÇİ DEĞİL Türkiye’nin kendi sınırlarında hakları var ve bu hakları da kullanmak durumunda. Eğer sınırlarımızda terör tehlikesi varsa gidip çözmek zorundayız. ABD ile yaşanan da bunun örneği. Bu sürecin uzun süreceğini düşünmüyorum. Döviz kurları hiç gerçekçi değil. Zaten baktığınızda son dönemde geçen döviz işlem hacimlerinde de büyük bir değişim yok. Türkiye köklü bir ülke, diplomasi ile sorun çözüldüğünde ben hızlı bir toparlanma olacağını düşünüyorum. Bir rahatlama bekliyorum. “ |
PERFORMANS VE YENİ DÖNEM HEDEFLER 1 Bu yılın ilk yarısında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 126’lık artışla 102 milyon TL net kâr elde ettik. 2 Yılın ilk 6 ayında toplam aktiflerimizi yüzde 17,4, mevduatımızı yılbaşı itibarıyla yüzde 16 büyüttük. 3 Kredilerimizde yüzde 11,5 büyümemiz oldu. Yüzde 40-45 bandında bir gelir gider rasyosuyla yolumuza devam ediyoruz. 4 Sermaye kârlılığında yüzde 16 ile sektörün üzerinde bir oranla yılın yarısını bitirdik. 5 Her yıl sektörün ve döviz sepetinin yüzde 10 ve üzerinde büyümek istiyoruz. 6 Ticari ve kurumsal segmentte dış ticaret finansmanı ve proje finansman işlerine yoğunlaşacağız. 7 KOBİ segmentinde küçüldük. Bu alanda rekabetçi avantajımız nispeten zayıf. 8 Perakende bankacılıkta yeni bir marka yaratıyoruz. Mevduat toplama ürünlerini buradan vereceğiz. 9 Özel bankacılıkta aktif 3 bin müşterimiz var. Bu alanda yatırım ürünleri pazarlamak istiyoruz. 10 Mikro KOBİ’lere dijital üzerinden KGF kredileri ve nispeten sınırlı ürün yelpazesiyle hizmet sunacağız. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?