2019’da kesin olan şu ki takipteki kredi oranı artacak. Hatta DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’e göre yüzde 6,5 oranı görülecek. Peki bu artışı tetikleyen en sorunlu sektörler hangileri olacak?
Elçin Cirik
Ağustos ayından beri zorlu testlerden geçen bankacılıkta takipteki kredi oranı yükselişte. Ocak 2018’de 64,1 milyar lira olan toplam sorunlu krediler, Ekim 2018’de 88,7 milyar liraya yükseldi. Yani geçtiğimiz 10 ayda yüzde 38,4 oranında artış söz konusu oldu. BDDK’nın eylül sonu verilerine göre sektörde geri ödenemeyen kredilerin oranı yüzde 3,22. Bankalar, 2018’i kurumsal ve KOBİ tarafında borçların yeniden yapılandırmasıyla geçirdi. 2019’da da takipteki kredi tarafında iyimser bir tablo çizmek mümkün değil. Çünkü yeniden yapılandırmaların yazıldığı ikinci grup kredilerden önemli bir payın, 2019’da takipteki kredilere yansıması bekleniyor. Her ne kadar Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “Sektör ve borç miktarı ayrımı yapmaksızın, faaliyetini sürdürebilecek işletmelere gerekli her türlü desteği sağlıyoruz; konkordatoya başvuran işletmelerin yapılandırma imkanlarını araştırıyoruz” dese de 2019’da bankaların bazı sektörlere kredi açmada daha ihtiyatlı davranacağı kesin. Bu tabloda gelecek yıl özellikle inşaat,enerji ve perakende gibi bazı sektörler kırmızı alarm veriyor. İhracata dayalı sektörlerde ise iyileşme bekleniyor.
TRENDİN YENİ YÖNÜ
2019 için gerek sektörden isimler gerek yurt dışından yapılan değerlendirmeler, takipteki kredilerde önemli artış öngörüyor. Uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu S&P, “Bankacılıkta takipteki kredi oranının Eylül 2018’deki yüzde 3,2’den gelecek 12- 18 ayda ikiye katlanarak yüzde 6’ya yükseleceğini bekliyoruz” açıklamasını yaptı. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş de benzer bir öngörüde bulunarak şöyle konuşuyor: “Aralık ayında sorunlu alacak oranı 3,5’lerde ve ikinci grup kredilerin oranı da yüzde 12- 13’e ulaştı. İstatistiklere göre bu ikinci grup kredilerin 5’te 1’i problemli kredilere geçebilir. Buradan 3 puan gelse, 2019’u yüzde 6-6,5 gibi bir oranla bitirebiliriz.” Ateş’e göre bu oran hala makul ve Türk bankaları şimdiden bu provizyonları ayırdıkları için sorun olmadan atlatılabilir. Eski bankacı Derya Gürerk, ikinci gruptan gelen kredilerin ağırlığına göre takipteki kredi oranının yıl sonunda yüzde 8’e kadar çıkabileceğini düşünüyor. Şeker Yatırım Bankacılık Analisti Sevgi Onur, bu rasyoyu yüzde 6,5 olarak modelliyor. Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Ali Kerim Akkoyunlu ise bu trendin yüzde 6-7’ye kadar devam edeceğini düşünüyor. “2018’in ikinci yarısında bankacılık yeni kredi vermede isteksizdi. Bu nedenle rasyolarda genel artış eğilimi normal” diyen Bank Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hasan Akçakayalıoğlu, daha ılımlı. 2019’un ikinci yarısından itibaren büyüme ve kredi piyasasında normalleşme bekleyen Akçakayalıoğlu, “Yeni kredi yaratmada yavaş bir dönem olmazsa sorunlu kredi rasyosunun önce yüzde 4,5-5’lere gelip sonra düşeceğini düşünüyorum” yorumunda bulunuyor.
GERÇEK RİSK NEREDE?
Takipteki kredilerde en net bozulma, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 2,26 artan “elektrik, gaz, su üretim dagıtım” adıyla enerji sektöründe görülüyor. Bu artışa, dövizle kredi alan sektörde gelirlerin ağırlıkla Türk lirası olması neden oldu. TL’nin değer kaybından olumsuz etkilenen enerji sektörü, 2019 için de alarm veriyor. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, özellikle gaz tribünleri, dağıtım ve ithal kömürle çalışan enerji alanlarında sıkıntı olduğunu belirtiyor ve “2019’da da zor olacak, enerjide yeniden yapılandırma ve benzeri adımlarla sorun aşılacak” diyor. Geçtiğimiz günlerde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, enerjide yeniden yapılandırmalar gerektiği konusundaki görüşlerini şöyle paylaşmıştı: “Sadece elektrik ve doğal gaz sektörlerinde 100 milyar dolar üzerinde yatırım gerçekleştirildi. Bugün enerji sektörü zorlu bir süreçten geçiyor. Sektörün sermaye yapısının yeniden gözden geçirilmesine ve yapılandırılmasına ihtiyaç var.” Enerjide takipteki kredi oranını yapılacak yeniden yapılandırmalar belirleyecek. Ancak uzmanlara göre en iyi ihtimalle oranının yüzde 4-5’lere çıkması söz konusu. İnşaat tarafındaysa bankacılar, ağustos ayında yaşanan kur oynaklığı ve sonrasındaki çetin ortamın, Eylül 2018 verilerine tam yansımadığını ve bu tablodan en çok elinde konut stokuyla yakalanan inşaat sektörünün olumsuz etkileneceği konusunda hemfikir. Bu sektörün de 2019’da takipteki kredilerdeki payını yüzde 5’e çıkaracağı öngörülüyor. “2019 inşaat sektörü için maalesef kötü bir yıl” diyen Akçakayalıoğlu, bu trendin kırılması için önce enflasyonun ve buna bağlı olarak faizlerin düşmesinin gerektiğinin altını çiziyor. Nurol Bank Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Akkurt ise daha iyimser. “Kötünün kötüsü oldu gibi bir görüntü var, sektörün oranı aynı kalabilir veya çok cüzi artar” diyor.
BIÇAK SIRTINDAKİLER
2016 sonu 2018 Eylül’üne kadar geçen sürede takipteki kredilerin sektörel dağılımında gıda ve araştırma, danışmanlık alanlarının paylarında da hızlı artışlar dikkat çekiyor. Maalesef bu sektörlerde 2019’da da bir toparlanma beklenmiyor. Uzmanlar, bu durumu iç piyasada oluşan nakit sıkışıklığına bağlıyor. N2Growth’un kurucu ortağı Tunç Akyurt, “Takipteki kredilerde, 2018’in üçüncü çeyreğinde KOBİ’lerin payı ilk defa yüzde 5 oranını geçiyor. Bu iki sektörde de küçük işletmeler ağırlıkta, bunun etkisini görüyoruz. Piyasada artan konkordatolar nakit akışını kilitliyor” şeklinde konuşuyor. 2019 için de Akyurt, gıda sektöründe takipteki kredi oranının gelecek yıl yüzde 5 gibi bir oran öngörüsünde bulunuyor. Danışmanlık, reklam gibi görece küçük sektörlerin de payının ufak bir oranda artması bekleniyor. Toptan ticaret ve perakende tarafında da enflasyon etkisiyle iç talebin düşük gitmesinin sonucu olarak gelecek yıl takipteki kredilerde artış öngörülüyor. Hasan Akçakayalıoğlu, “Toptan ticaret, perakende ve kişisel ürünlerde durum karışık. İthalata dayalı çalışanlar için 2019 iyi bir yıl değil ve geçmiş problemlerini de özellikle kur farkı zararlarını 2019’a taşıyacaklar” diyor. Bu ortamda toptan ticaret ve perakendenin takipteki kredilerde yüzde 4,5’lerde pay alabileceği konuşuluyor.
İYİLEŞME NEREDE OLUR?
2019’da takipteki kredilerde iyileşme gösterecek sektörler de var. Gelecek yıl bankaların da kredi vermede daha iştahlı olacağı bu sektörlerin ortak özelliği, dövizle para kazanmaları. Derya Gürerk’e göre ihracat odaklı çalışan tekstil, metal sanayi ve madencilik alanları bu sayede öne çıkıyor. Akçakayalıoğlu, tekstil, maden ve metal sektörlerinin artan kurların avantajıyla yeniden dengelenmeye girdiklerini ve hatta burada bazı firmaların altın dönemlerini yaşadıklarının altını çiziyor. Bankacılık danışmanı Mehmet Sönmez, gelecek yıl tekstilin olumlu ayrışacağı fikrinde. Sönmez, “Tekstil ihracata yöneldi, yeni bağlantılar ve pazar arayışlarıyla ihracat yüzdesini artıracak gibi. Çin pazarında işçilik maliyetlerinin artması ve ticaret savaşları tekstilde özellikle Avrupa pazarında pazar payımızı artırmada fırsatlar sunuyor” diyor. QNB Finansbank Kurumsal ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan, bu konuda “İhraç edilen tekstil ve tekstil ürünlerindeki hareketlenme, eylül ayında yüzde 2,35’e gerileyen takibe dönüş oranlarını 2019’da daha geriye getirecek” diye konuşuyor. Burada tarım sektörü için de bir nebze iyileşme umudu mevcut. Tarımda işlenmiş gıda alanının kârlı ve yüksek ihracat potansiyeli olduğunu söyleyen Sönmez, “E-tarım yatırımları giderek artıyor. Başta Rusya pazarı olmak üzere tarım ürünleri ihracatında artış bekliyorum. Bu nedenle gecikmiş alacaklarda artış da öngörmüyorum” diyor. TURİZMDE TOPARLANMA Turizm de 2019’da iyi gidecek sektörlerin başında geliyor. Her ne kadar turizmin takipteki kredilerden aldığı pay, 2016 sonrası artma eğiliminde olsa da Tunç Akyurt, bu artışı 2016’da yaşanan daralmanın gecikmeli etkisine bağlıyor. 2017 ve asıl 2018’de hem turist sayısı hem gelirlerinde iyice toparlanan turizm sektörünün gelecek yıl takipteki kredi tutarlarını iyileştireceği konusunda bankacılar da danışmanlar da hemfikir. DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş de bu isimlerden biri: “2015-2016’da çok eleştirildik ama turizme yatırımda doğru yaptığımızı şimdi herkes anladı. Turizmde genel trend hep yukarı gider. 2019 için bugünden veriler daha bir yıl olacağını gösteriyor” diyor. Ziya Akkurt, takipteki kredi oranlarında düşüş kaydetmesi en olası sektörün turizm olduğu düşüncesinde.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?