Başında bulundukları şirketten ayrıldıktan sonra da yaptıkları işler,
girdikleri sektörler yakından takip ediliyor. Bu nedenle şirketlerinden
ayrıldıktan sonra uzun bir süre iş dünyasının gözleri onların üzerinde
oluyor. Bu yöneticilerin önemli kısmı artık icraatın içinde yer
alacakları pozisyonları da takip etmiyor. Çünkü onlara hem üst yönetim
için hem yönetim kurullarında bağımsız üye olmaları için teklif yağıyor.
Tabii hepsinin bu tekliflere yaklaşımı farklı. Örneğin Ziya Akkurt ve
Turhan Talu, aktif iş hayatında CEO pozisyonuna sıcak bakıyor. Aynı
şekilde Ahmet Ünlü ve İbrahim Kanburoğlu da yeniden aktif yöneticiliğe
dönmek için sabırsızlanıyor. Cahit Paksoy ve Murat Eroğlu gibi isimler
ise kendilerini heyecanlandıracak yöneticilik pozisyonları peşinde. Tabloyu görmek için görsele tıklayın. Tatmin edici şartlara "Evet"
Pek çok eski CEO, gelecek planlarında CEO’luk pozisyonuna açık kapı
bırakıyor. Ancak tabii iş hayatında belli tatminleri yaşadıktan sonra bu
pozisyonlarda da seçici oluyorlar. Öyle ki her CEO’nun kendine göre
farklı iş kabul kriterleri var. Dedeman Holding’den geçtiğimiz yıl
ayrılan Murat Eroğlu için bu kriter, İstanbul’un şehir karmaşasından
uzak bir ilde CEO pozisyonlarını yeniden değerlendirmek oluyor. Eroğlu,
“Çok yoğun, 30 yılı aşan uzun ve tempolu bir iş hayatım oldu. Artık
İstanbul gibi bir şehirde aktif olarak çalışma hayatında olma fikrine
sıcak bakmıyorum. Yakın gelecekte İzmir’e taşınabiliriz. Orada CEO
olarak çalışabilirim. Ya da bilgi ve tecrübemden faydalanabilecek
şirketlere yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlık yapabilirim diye
düşünüyorum. Son dönemde üretim sektörlerinden şirketlerle ve girişim
sermaye firmalarıyla görüşmelerim oldu” diye konuşuyor. Doğan
Holding’deki görevinden ayrıldıktan sonra Tufan Darbaz da geleceği için
aynı düşüncede. “CEO’luk pozisyonunu tadında bırakmış biri olarak çok
tatmin edici koşullar yoksa tekrar bu pozisyonu düşünmem” diyor. Darbaz
için bu koşullar maddi olmaktan ziyade sahiplerin büyüme, yeniden
yapılanma ve kurumsal yönetim gibi konulardaki heyecan ve iştahlarıyla
ilgili. Bu heyecanı gördüğü şirketlerde CEO olmaya yeşil ışık yakıyor.
Darbaz, inşaat, gayrimenkul, finans ve uluslararası ticareti
şirketlerinden teklifler aldığını da belirtiyor.
"CEO OLMAYA ENERJİM VAR"
Geçtiğimiz yıl başında Doğan Holding’den ayrılan Ne-bil İlseven ve Kasım 2010’da Philip Morris/Sabancı ile
yollarını ayıran Turhan Talu da iş hayatlarındaki deneyimlerini yeniden
CEO pozisyonunda kullanmak istiyor. Nebil İlseven, kariyer hedefini
üretim veya hizmet sektöründe faaliyet gösteren gruplarda yeni yapılanma
ve iş alanlarının genişletilmesi faaliyetlerine odaklı yöneticilik
görevleri üstlenmek olarak açıklıyor. “Hem yönetim hem mesleki
birikimlerime dayalı olarak son dönemde yükselen sektörlerde süreçlere
olumlu katkıda bulunabileceğimi düşünüyorum. Bir üst yöneticilik
görevini zevkle ve her bakımdan verimli olarak üstlenebilirim” diyor.
Turhan Talu da aktif olarak arayış içinde olmasa da CEO olarak iş
hayatına dönmek istiyor.~
Talu, gelecek planlarını şöyle aktarıyor: “Hayatının büyük bir kısmını
profesyonel yönetici olarak geçiren biri olarak tabii ki CEO'luğa tekrar
dönmek isterim. İş birikimim, yetkinliklerim, yönetim stilim, hayat
görüşüm ve aktif yapım buna imkan sağlıyor. Ama belli olgunluğa
eriştiğimiz bu konumda insan biraz seçici oluyor. Ben 24 yıl sadece
sigara sektöründe çalışmışken, şimdi Yaşar Holding'de gıda, boya,
temizlik kağıtları, balık ve su ürünleri alanlarını öğreniyorum. Yönetim
kurullarında yapılan işteki bu çeşitlilik cazip” diyor.
"ÇOK TEKLİF GELİYOR"
İş hayatında başarılarını kanıtlamış isimlere farklı sektörlerden teklif
yağıyor. Koton genel müdürlüğünden ayrılan İbrahim Kanburoğlu, şu an
Çelebi Grubu yönetim kurulunda rol alıyor. “46 yaşındayım ve şu an
üçüncü işimde çalışıyorum” diyen Kanburoğlu, “Firmaların, sektörlerin iç
dinamikleri çok farklı olabilir. Ancak yöneticilik yapıyorsanız genel
prensipler pek değişmiyor. Dolayısıyla kafamda sektör ayrımı yapmıyorum.
Gidilmek istenen nokta, vizyon ve benim firmaya katma değer yaratıp
yaratamayacağım konuları daha önemli. Çok değişik sektörlerden, tepe
yöneticiliği dahil birçok teklif alıyorum” şeklinde konuşuyor. Nobel
İlaç’tan ayrılan Ahmet Ünlü de tekrar CEO olarak çalışma hayatına devam
etmeyi düşünüyor. Gelecek 10 yıllık planında aktif yöneticilik bulanan
Ünlü, Ağustos 2012’de görevinden ayrılmasıyla başlayan süreci şöyle
aktarıyor: “Kısa bir süre içinde 12 şirketten davet aldım. On firma
yaklaşık 30 yıldır çalıştığım ilaç sektöründen oldu. Diğerleri kozmetik
ve medikal sektördendi. Teklif edilen pozisyonlardan 10’u CEO’luk
üzerineydi. En yakın zamanda da yeniden CEO olarak işbaşı yapacağım.”
Şubat ayında Saka Su genel müdürlük görevinden ayrılan Suat Atalay da
daha yoğunluklu olarak hızlı tüketim, inşaat ve proje bazında
yapılandırma konularında iş teklifleri aldığını açıklıyor. Atalay,
“titre takılmadan” CEO, bağımsız yönetim kurulu üyesi veya yönetim
danışmanı olarak değer yaratabileceği şirkette hizmet vermek istediğini
de belirtiyor.
"GÖREVİ TESLİM ETMEYİ DE BİLMEK GEREK"
Tek işe saplanmadan farklı sektörlerde daha rahat bir ajanda ile
çalışmanın tadını alanlar ise CEO’luktan soğuyor. O yüzden eski
CEO’ların bazıları, yeniden aktif iş hayatına dönmeme konusunda gayet
net. Örneğin, 2009 yılında Coca-Cola’dan ayrılan Ahmet Burak, bir daha
CEO pozisyonuna dönmeyi hiç gündemine almadığını açıkça ifade ediyor.
Burak, kendine farklı bir kariyer planı çiziyor: “Türk şirketlerine
misyon ve vizyon geliştirmelerinde ve özellikle markalaşma süreçlerinde
destek olmaya devam edebilirsem çok mutlu olurum.” Burak, bir noktadan
sonra CEO pozisyonunu gençlere teslim etmek gerektiğinin altını şöyle
çiziyor: “CEO olarak 7 gün 24 saat tüm işle ilgilenmek, günlük ve uzun
dönemli bakış açısıyla görev almak çok önemli ve zevkli. Ancak zamanı
geldiğinde çalışanlara da şans vermek gerekiyor! Çalışanlarınızı o
olgunluğa eriştirdiğinizde görevi teslim edip bir üst sorumluluğu
alabilmelisiniz. Ben bu bakış açısıyla yönetim ve icra kurullarında yer
almak isterim. Tüketiciyle direkt teması olan hızlı tüketim ürünleri
şirketlerinden bu yönde davetler alıyorum. Bu da beni çok mutlu
ediyor.”~
"YEREL ŞİRKETLERDE CEO OLMAK ZOR" Türkiye’de özellikle aile şirketlerinde yönetimsel sorunlar olduğunu
gören yöneticiler de yeniden o günlere dönmeyi tercih etmiyor. Eti’nin
ilk CEO’su titrini alan Hazım Ellialtı da bu fikri paylaşanlardan...
“Hayatın neler getireceğini öngörmek mümkün değil, büyük konuşmak
istemem ama planımda CEO’luk gibi bir göreve tekrar dönmek yok” diyen
Ellialtı, bu kararının nedenleri şöyle açıklıyor: “En önemli nedeni, iş
hayatına danışmanlık yaparak daha çok katkıda bulunduğumu düşünmem.
Ayrıca uluslararası şirketlerin bürokrasisini, yerel şirketlerin
yönetimsel zorluklarını yaşamak istemiyorum. Ben aktif olmayan, sadece
fikrini söyleyip geri çekilen bir görev için uygun değilim. Mutlaka
kararlara ve kararların uygulanma kalitesine katkım olsun istiyorum.
Dolayısıyla icraya yakın bir yönetim kurulu üyeliği bana daha uygun. Hiç
tecrübem olmayan sektörler dahil olmak üzere hem operasyonel hem
yönetim kurulu üyeliği veya danışmanlık teklifleri alıyorum.”
"TEKLİF VAR AMA DÜŞÜNÜYORUZ"
Yaşar Holding’den ayrıldıktan sonra kendi danışmanlık şirketini kuran
Hasan Denizkurdu da Ellialtı gibi düşünüyor. Hem kendine, hobisi yelkene
hem de ailesine zaman ayırmak isteyen Denizkurdu’nun aklında yeniden
CEO olmak yok. “Bu pozisyon için iki önemli şirketten teklif aldım.
Parasal açıdan reddi zor iki teklifi de kabul etmedim” diye konuşuyor.
Denizkurdu, neden tekrar aktif yönetime geçmek istemediğini ise şöyle
açıklıyor: “Türk şirketlerinde gerçek anlamda CEO’luk yapamazsınız.
Adınızın önünde CEO yazar ama yönetim aile fertleri tarafından size pek
bırakılmaz. Benim gibi işine karışılmasını sevmeyen bir icra başkanının
olduğu şirketlerde enerjinin büyük kısmı aileyle uğraşmakla geçer.” HP
Türkiye’nin eski CEO’su Şahin Tulga da Deniz-kurdu ile aynı fikri
paylaşıyor. Bugün yönetim kurulu üyeliği, yönetim danışmanlığı, üst
düzey yöneticilere koçluk ve mentorluk yapan Tulga, eski CEO günlerine
neden dönmek istemediğini şöyle açıklıyor: “Yaptığım işlerle daha çok
değer kattığımı hissediyorum. Ayrıca yaşım 59 oldu. CEO pozisyonlarının
daha genç yaştaki yöneticiler tarafından daha iyi doldurulacağına
inanıyorum.”
DANIŞMANLIK FORMDA TUTUYOR
CEO olmak çok büyük sorumluluk gerektiren ve aileye, kendine zaman
ayırmayı zorlaştıran bir görev. Bu görevi yıllarca yerine getiren
isimler, bir süre sonra iş dünyasından kopmadan tecrübelerini
aktarabilecekleri bir alana yani danışmanlığa geçmeyi özellikle tercih
ediyor. Mehmet Buldurgan ve Cengiz Solakoğlu da bu mantıkla
kariyerlerine danışman olarak devam etmeyi seçtiklerini açıklıyor. 1,5
yıl önce mbco Strateji Danışmanlığı’nı kuran ve İstanbul ile Adana’da
iki ofiste çalışan Mehmet Buldurgan, yönetim kurulu üyelikleri ile
şirket birleşme ve satın almalarına odaklanıyor. Buldurgan, “CEO olarak
geri dönmek, işlerimden tamamen vazgeçip tek bir şirkete tam zamanlı
vakit ayırmak anlamına geliyor. Bu, benim için çok fedakarlık gerektirir
diye düşünüyorum. Oysa değişik endüstri ve iş modelleri yöneticiyi
formda tutuyor ve yenilenmesini sağlıyor” diyor.~
Aynı şekilde Koç Holding’den altı yıl önce ayrılan Cengiz Solakoğlu da
iş hayatında günlük işlerin dışında yönetim kurullarında üye olarak
etkin olmayı seviyor. “10’lu yaşlarda atıldığım iş hayatım sağlığım
elverdiği sürece devam edecek” diyen Solakoğlu, “Koç Holding’de
edindiğim bilgi birikimini bugün değişik şirketlerin yönetim
kurullarında değerlendirmeye çalışıyorum. Bir kurumun günlük işlerine
talip olmak yerine ihtiyacı olan şirketlerin yönetim kurullarında
özellikle kurumsal yönetim alanında katma değer sağlamanın daha doğru
olacağını düşündüm. Farklı sektörler tanımak ve değişik aile
şirketlerinde bulunmak onlara bir nevi yönetim koçluğu yapmak bana
heyecan veriyor” şeklinde konuşuyor. EMRE BERKİN
BENİ HEYECANLANDIRACAK BİR FIRSAT DÜŞÜNEMİYORUM"
3 ALANA YOĞUNLAŞTIM
Şu anda 3 kulvarda paralel ilerliyorum. Yönetim kurullarında, şirket
evlendirmeleri ve satın almaları ile melek yatırımlar üzerine
çalışıyorum. Anadolu Grubu ve Doğuş Grubu şirketleri, Pegasus
Havayolları, Thomas Cook Group, Alcatel Lucent Teletaş gibi farklı
alanlardaki kurumlarda yönetim kurulu üyesi görevindeyim. Uzun bir süre
daha da bu şekilde devam etmeyi planlıyorum. Hiçbir zaman katiyen hayır
dememek lazım ama şu andaki iş ve çalışma düzenimi değiştirecek kadar
beni heyecanlandıracak bir fırsat düşünemiyorum. ÜYELİK TEKLİFLERİ GELİYOR
Kendi işimde kazandığım özgürlük ve hareket etme kabiliyetini
kaybetmemek için CEO olmayı yeniden düşünmüyorum. Zaten mevcut durumda
yurtiçinde ve yurtdışında bir sürü şirketin yönetim kurulundayım.
Değişik sektörlere açık olmak, bilgi ve tecrübelerinizi işe koşmak ve
aynı zamanda da yeni şeyler öğrenmek çok tatmin edici geliyor. Şirket
alım-satım, birleştirmelerinde danışmanlık ve yönetim kurulu üyelikleri
için teklifler alıyorum. Geçtiğimiz temmuz ayında TTK’nın değişmesi
öncesi çok bağımsız yönetim kurulu üyeliği teklifleri geliyordu. Ama
aralarından sadece 2’sine aday oldum ve sonunda da birini kabul ettim.
HEYECAN VERİCİ BİR SEKTÖRDE CEO OLABİLİRİM"
REEL SEKTÖRDE DENEYİM
Şu anda bankacılıkta edindiğim engin tecrübenin yanı sıra reel sektörde
de önemli bir deneyim kazanıyorum. Bunun büyük bir şans olduğunu
düşünüyorum. Koşullar elverdiği müddetçe, heyecan verici bir sektörde
CEO olarak yönetime geçmeyi düşünebilirim. Bulunduğunuz pozisyon ne
kadar yüksekse topluma karşı sorumluluğunuz o oranda artıyor. Bu nedenle
benim için çalıştığım kurum veya yaptığım işte, önce o kuruma veya
organizasyona sonra da topluma ve ülkeme değer katmaya çalışmak öncelik
taşıyor.~ NE YAPTIĞIM ÖNEMLİ
Her zaman yapabileceğimin en iyisini, en seçkin organizasyonlarda yapma
hedefim var. Banka genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra geriye
baktığımda toplumda bir değer yaratabildiğimi gördüm. Bunu devam
ettirmek en büyük idealim... Sadece belli fonksiyon ve görevleri yerine
getirmekten ibaret bir işte CEO olmak benim için çok heyecan verici
değil. Benim için işin ne olduğundan ziyade ne yaptığım veya neyi nasıl
yapacağım önemli. Yönetim kurulu başkanı veya CEO olabilirsiniz...
Çalışanlara, topluma ve hissedarlara katma değer yaratamadıktan sonra
pozisyonun adı önemli değil. TEKLİFLER YAĞIYOR
İmalattan hizmet sektörüne kadar farklı sektörlerden teklifler alıyorum.
Finansta en tepeye çıkmış ve yıllarını vermiş bir kişi olarak reel
sektörün her alanının ilginç ve öğrenilmesi gereken deneyimlerle dolu
olduğunu görüyorum. Bankacılık kariyerimden dolayı tüm sektörler
hakkında genel bir bilgi sahibiyim ama daha derinine inmek çok daha
ilginç. Düşünmenin ve yaratmanın sınırlarını zorlamak oldukça eğlenceli.
Pozisyon olarak da yönetim kurulu üyeliğinden CEO’luğa kadar çeşitli
kademelerde teklifler alıyorum.
İSTEDİĞİM ŞEYLERİ YAPMAKTAN COK MEMNUNUM"
TAYFUN BAYAZIT
17 YIL ÜST YÖNETİMDEYDİM
Mühendis olarak eğitim aldım ama MBA sonrası kendi seçimimle kendimi
finans sektörünün içinde buldum. 30 yıl bankacılık ve finans alanında
aktif yöneticilik yaptım. Bunun son 17 yılında da çalıştığım tüm
finansal kurumlarda Interbank, BCP, Dışbank, Fortis ve son olarak Yapı
Kredi’de tepe yöneticiliği görevini üstlendim. Yapı Kredide genel müdür
yardımcılığından yönetim kurulu başkanlığına kadar toplam 14 yıl görev
yapmaktan büyük bir keyif aldım. Kurumumla ve başarılı gelişimiyle gurur
duyuyorum. Geçen yıl aktif çalışma hayatımın bundan sonraki döneminde
kişisel girişimlerime ve danışmanlık alanına yoğunlaşma kararı aldım.
Üzerinden bir yıl geçen bu kararımın son derece isabetli olduğunu
görüyorum. YOĞUNLUĞUM AZALMADI
Girişimlerim ve danışmanlık dışında sektörlerinde lider üç kuruluşta
Doğan Holding, TAV ve Migros’ta bağımsız yönetim kurulu üyeliği görevini
üslendim. Ayrıca Marsh & Mc Lennan Grubunun Türkiye'de faaliyet
gösteren Oliver Wyman, Mercer ve Marsh şirketlerinde ülke yönetim kurulu
başkanlığı görevine de getirildim. Başta TÜSİAD ve TKYD olmak üzere
sivil toplum örgütlerinde aktif yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya
devam ediyorum. Gelecek yıldan itibaren Koç Üniversitesi’nde part-time
öğretim üyeliği görevi de alacağım. Özetle yoğunluğum azalmasa bile
çalışma hayatımın 30’uncu yılında istediğim şeyleri yapıyor olmaktan çok
memnunum.~ CAHİT PAKSOY
"CEO'LUĞA DÖNMEM ŞARTLARA BAĞLI"
İŞ HAYATIM 6 DÖNEM
Ben çalışma hayatımı 6 dönemde yaşamayı planladım. İlk dönemi,
üniversite sonrası başlayıp 14 yılımı alan devlete karşı mecburi
hizmetlerin olduğu, yetişme, büyüme, olgunlaşma dönemi aldı.İkinci dönem
kendi işimi yaptığım ve para kazanmaya başladığım 7 yıllık bir süreç
oldu. Bu dönemde ticaret hayatını ve iş dünyasını tanıma fırsatı buldum.
Ardından tekrar profesyonel hayata döndüm, 10 yıl boyunca önemli işlere
imza attım. Bu dönemde dünya ölçeğindeki şirketleri sıfırdan başlayıp
yönetme, büyütme ve değer haline getirme fırsatı yakaladım. 20 YIL DAHA ÇALIŞACAĞIM
Şu an ise dördüncü etaptayım. Tekrar kendi işimi yapıyorum. İlk kendi
işimi yapma döneminden farklı olarak, birikmiş tecrübelerimden diğer
şirketlerin faydalanması anlamında bazı yönetim kurulu üyelikleri ve
danışmanlıklar üstleniyorum. 20 yıl daha çalışmayı planlıyorum. Bu dönem
içerisinde kendi işim veya profesyonel olarak Türkiye’den dünyaya
bakabilen, rekabet edebilen işlerle ilgileneceğim. SEKTÖR AYRIMIM YOK
Şu anda kendi işlerimi yapıyorum. Günün birinde profesyonel hayata
tekrar döner miyim, bilemiyorum. Bu, o günkü şartlara ve heyecana
bağlı... Yönetim ya da icra kurullarında görev alıyorum, almaya da devam
edeceğim. Bunu Türkiye’deki şirketlerin hızlı büyümeleri, dünya
rekabetine hızlı uyum sağlamaları ve de kurumsallaşmaları açısından
önemli görüyorum. Benim için sektör ayrımı yok, bugüne kadar sekiz ayrı
sektörde hizmet verdim.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?