ACCENTURE için toplumun çeşitli alanlarında geleceğimizi ilgilendiren konularda farkındalık yaratmak her zaman ön planda olmuştur. Bu nedenle küresel düzeyde sürdürülebilirlik konusunun geleceğine şirketler ve endüstriler bazında ışık tutabilecek birçok çalışma ve araştırma gerçekleştirdik. Bu çalışmalar dahilinde aşağıdaki uygulamalar ve projeler ortaya çıkmıştır:
Demateryalizasyon: Fiziksel araçların, süreçlerin sona ermesi ve video konferans, e-ticaret(online alışveriş) gibi görsel alternatiflerin geliştirilmesi.
Akıllı şebekeler: Aktif izleme üzerinden elektrik şebekelerinin etkinliğinin geliştirilmesi ve merkezi elektrik üretimine bağımlılığın azaltılması.
Akıllı lojistik: Lojistik etkinliğini daha fazla yük taşıyarak arttırmak amacıyla, yüklenen araçların takibi ve izlenmesi.
Akıllı imalat: Operasyonların senkronizasyonu ve imalatı, imal edilen ürünlerde geçişimli iletişim sağlanması.
Global kurumlar: World Economic Forum, World Business Council for Sustainable Development gibi devlet / enerji kurumları ile ortak yürüttüğümüz akıllı bina uygulamaları, akıllı enerji ağı projeleri...
- Önde gelen enerji üreticileri ile gerçekleştirdiğimiz yenilenebilir enerji teknolojileri uygulamaları
- Dünyanın önde gelen şehir yönetimleriyle (Amsterdam, Milano, Londra vb) gerçekleştirdiğimiz Akıllı Şehir projeleri.
SMART CITIES PROJESİ
Accenture olarak önem verdiğimiz konulardan biri de Akıllı Şehirler (Smart Cities) uygulamalarıdır. Bu uygulamalar çerçevesinde Amsterdam, Milano ve Londra gibi şehirlerde sürdürülebilir strateji, operas-yonel mükemmellik, akıllı altyapılar ve sürdürülebilir tüketim konuları çalışıldı. Örnek uygulama olarak bahsedeceğimiz Londra Akıllı Şehir projemizde, CO2 emisyon oranı yüzde 25 oranında azaltıldı. 2025 yılına göre yapılan projeksiyonlarda bu değerinyüzde 60'a varması, elde edilecek kazanımın önemini ortaya koyuyor.
AKILLI ŞEHRİN 6 EKSENİ
Smart Cities bizim daha iyi ve verimli bir şehirleşme yapısı için kullandığımız, altı eksende özetlenebilecek bir metodolojidir. Bunları şöyle sıralamak mümkün: 1. Daha verimli ve yenilikçi bir ekonomi yapısı, 2. Daha rahat, ucuz ve kaliteli ulaşım, 3. Daha temiz ve yenilenebilir çevresel etmenler, 4. Daha verimli olarak kullanılabilen, eğitimli ve yenilikçi insan gücü, 5. Daha zekice tasarlanmış, daha konforlu yaşam olanakları, 6. Bütün bunları yönlendirebilecek bir yönetim.~
15 ŞEHİRDEN GELEN MESAJ
Biz Smart Cities uygulamamızda öncelikle çevresel hedefler, rekabet durumu ve kentleşme kriterlerini göz önünde bulunduruyoruz. Örneğin, Accenture olarak yaptığımız çalışmalardan birinde, dünya üzerindeki gelişmiş ve gelişmekte olan bölgelerden yüksek kentleşme oranına sahip 15 farklı şehir üzerinde detaylı araştırmalar yaptık. Çalışmalarımız süresince bu şehirlere ait makro ekonomik, enerji ve ulaşımla ilgili ana değişkenleri göz önünde bulundurarak aşağıdaki sonuçları gözlemledik:
- Daha yerel enerji kaynaklarına yönelme ile şehirlerin enerji kaybının engellenmesi mümkün. Çünkü, dağıtımı yapılan enerji kaynakları yoğun bir arz talep yönetimi gerektiriyor.
- Farklı enerji çeşitlerinin aynı anda üretilmesi gibi düşük karbon teknikleri ile verimlilik artışı sağlanabilir
- Yenilenebilir enerji kaynakları hala şehirlerin enerji üretiminde düşük bir oranı oluşturuyor.
- Bilgi teknolojileri ve elektrik ağlarının birleştirilmesi ile bizim Akıllı Şebeke dediğimiz yeni, bütünleşik ve daha verimli bir arz-talep ağı oluşturulmaktadır.
- Akıllı Sayaç diye ifade edilen, akıllı ölçüm cihazları ile su, elektrik gibi hizmet bedellerinin ev ve işyerlerinde sistemsel olarak ölçülüp gerekli merkezlere iletilmesi teknolojileri gelişiyor.
ACCENTURE'UN STRATEJİSİ
Düşük karbon ekonomisine doğru olan değişim, temel endüstriyel sektörlerin ve toplum altyapısının dönüşümünü ve tekrar şekillenmesini sağlayan sürekli düşük karbon teknolojisinde kayda değer bir gelişim oluşturuyor. Biz Accenture olarak, global enerji ayak izini azaltma, enerji güvenliğini sağlama ve iklim değişimini hafifletme amacıyla çeşitli endüstrilerle, hükümetlerle ve hükümet dışı organizasyonlar ile birlikte çalışarak düşük karbon teknolojisini geliştirme ve uygulama konusunda geleceğin toplumu içinde aktif rol almaya çalışıyoruz. Accenture Sürdürülebilir Servisler Bölümü'müz, Global Yönetici Direktör Bruno Berthon tarafından 4 stratejik kolda ilerliyor: Sürdürülebilir Strateji, Operasyonel Mükemmellik, Emisyon Yönetimi ve Akıllı Altyapılar.
Sürdürülebilir strateji başlığı altında müşterilerimize sürdürülebilir stratejileri, yasal ve zorunlu konularda bilgi desteği, yenilikçi iş modelleri ve şehir büyüme strateji yönetimleri konularında destek veriyoruz. Operasyonel Mükemmellik başlığı altında Green Six Sigma, Green IT ve Sustainable Talent metotdolojilerini uyguluyoruz. Emisyon Yönetiminde iklim ve enerji yönetim servisleri, temiz enerji çözümleri ve karbon ticareti uygulamalarını sunuyoruz. Akıll�� altyapı olarak da, akıllı ulaşım, akıllı bina, akıllı şebeke ve akıllı şehir altyapı konseptleri üzerinde müşterilerimiz ile çalışıyoruz.
KARBON AYAK İZİ TAKİBİ
Günümüzde, şehirlerde düşük karbon entegre modelleri uyarlanabilmeli ve uygulanabilmelidir. Bunu yapabilmek için uygulama ve teknoloji/çözüm özelinde değişkenler takip edilmelidir. Bu nedenle dünya çapında 2000 yılında başlatılmış "Karbon Bildirim Platformu" (Carbon Disclosure Platform) bulunmaktadır. Bu platformdaki bilgiler kullanılarak karbon ayak izleri takip edilebilecek ve ona göre aksiyon alınabilecektir. Accenture bu projenin ortaklarından biri konumdadır. Bu proje dahilinde Accenture, data platformunu oluşturmuştur. Bu data platformu, dünya çapındaki iklim değişiklik bilgilerinin tek bir ortamda tutulduğu ve kurumsal yatırımcılar tarafından kullanılabildiği platformdur. Karbon ayak izi değişimin tespiti ve izlenmesi dışında, en önemli konun onu nasıl azaltacağımız olmaktadır. Akıllı şehirler, akıllı binalar ve akıllı şebekeler üzerinde yürütmekte olduğumu çalışmalarımız global düzeyde uygulamayı amaçladığımız dönüşümsel inisiyatiflere örnek olarak gösterilebilir.~
CEO ANKETİNDEN ÇIKANLAR
Sürdürülebilirlik konusuna katılım ve görüşler, sektörden sektöre hatta coğrafyadan coğrafyaya göre içerdiği projeler ve aksiyonlar açısından farklılık göstermektedir. Fakat biz bunlara ortak bir odaktan baktığımızda, üst düzey yöneticilerin sürdürülebilir iş modelleri üzerine olan artan bağlılığını görmekteyiz. Geçtiğimiz yıllarda buna sadece sosyal sorumluluk olarak bakılmaktaydı, artık buna eş olarak maliyetleri düşürme, müşteri ilişkilerini sağlamlaştırma ve şirket kazancını arttırma hedefleri, yani yüksek performans sağlanması bir başka motive edici etken olarak gözüküyor.
ŞİRKETLERE ÖZEL DANIŞMANLIK
Biz birçok endüstride kurumlarla, hükümetlerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışarak yarınınoplumları için düşük karbon teknolojilerinin geliştirilmesi ve hayatımızla kapsayıcı bir şekilde bütünleşmesi için aktif çalışmalar yürütüyoruz. Bunu yaparkenki amacımız küresel enerji ayak izini azaltmak; buna istinaden enerji güvenliğini sağlamak ve küresel iklim değişikliğinin yarattığı etkileri en aza indirmek. Bu noktadan yola çıkarak şirketlere sürdürülebilirlik konusunda çok geniş bir perspektifte yönetim danışmanlığı ve sistem entegrasyon teknoloji danışmanlığı hizmetleri sunduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle sürdürülebilirlik stratejilerinin geliştirilmesi ve yönetilmesinde, sürdürülebilir ve yenilikçi politikaların oluşturulmasında, her alanda operasyonel mükemmelliğe sürdürülebilirlik kapsamında ulaşılmasında, şirketler ve şehirler için akıllı altyapıların inşa edilmesinde, daha temiz bir gelecek için karbon emisyonunun azaltılması ve yönetimi konularında sahip olduğumuz tecrübeleri beraber çalıştığımız şirketlere sunuyoruz.
NEREDEN BAŞLAMAK GEREKİR?
Henüz sürdürülebilirlik konusunda aksiyon almamış şirketlere üç başlık altında önerilerimiz olabilir. Bunların ilki, sürdürülebilirlik konseptine özveriyle, bağlılıkla yanaşarak, bunu şirketin stratejisine ve gelecek planına almaları hatta aşılamaları gerektiğidir. İkincisi, bu temanın getirecekleri, değiştirecekleri, riskleri ve buna bağlı olarak getireceği fırsatların detaylı tanımlanmış olmasıdır. Üçüncü olarak da, sermayedarlardan çalışanlara uzanan bir spektrumda verilecek her karar, atılacak her adım ve gerçekleştirilecek her operasyon bu tema içerisinde çerçeveleniyor olmalıdır.
ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER
Her sektör sürdürülebilirlik/karbon azaltım konularının farkında ve kendi değerlendirmelerini yapıyor. Bazı sektörlerin diğerlerine göre daha ön planda olmuş olması, aslında diğerlerinin bu konuya gerekli önemi vermiyor olduğu anlamına gelmemeli. Bu konsept çatısı altında birçok sektör, rol ve sorumluluklar mevcut.
Örneğin diğerlerinden ön planda olarak görülen enerji sektörünü değerlendirelim. Bu sektörün ilgisi çoğunlukla, dış etkenlerden yani ilgili kurumların yasal süreçleri ve kanunlarından tetikleniyor. Teknoloji, iletişim sektörleri ve kamu kurumları yükselen enerji fiyatları ve artan diğer maliyetlerden tetikleniyor. Finans sektörü ise, diğer sektörlerin finansal ve mali ilgisi nedeniyle bu konuya eğilmeye başlıyor. Coğrafi bölgeler ve bu bölgelerdeki ülkelerin ekonomik atılımları da bu konudaki diğer bir belirleyici faktör. Örneğin Çin, sağladığı ekonomik ivmelenme ve artan enerji ihtiyaçları sırasında bu konuya gerekli önceliği vermiyor gözükebilir. Bir başka örnekte ise, Avrupa doymuş pazar yapısı ve buna bağlı yasal düzenlemeler nedeniyle bu konuya daha eğilmiş durumda bulunuyor.~
Telekomdan örnek uygulama
Yeni bir döneme tanıklık ediyoruz. İleri gelen bilimciler ve uzmanlar 2015 yılı itibariyle geri dönülemeyen boyutlara gelmeden önce global emisyonların durması gerektiğini öngörüyor. Ancak, bugün baktığımızda, sera gazı emisyonu oranında beklenen azalma gerçekleşmemiştir. Global emisyonları azaltmak için ileri adımlar atmak gerektiğini belirtmek isteriz. Bu adımların atılmasında iletişim sektörü büyük rol oynamaktadır. Accenture, düşük karbon ekonomisini sağlayacak olan dönüşümü, bu dönüşümün potansiyel etkilerini daha yakından ve sayısal olarak anlayabilmek için global bir telekomünikasyon grubu ile çalışma yürütüyor. Ortak yürütülen çalışma sonucu tespit edilen 13 is fırsatının karbon emisyonunu yılda 113 Mt CO2e oranında azaltması ve 43 milyar Euro değerindeki ilgili enerji masraflarını 25 Avrupa Birliği ülkesi çapında 2020 yılı itibariyle kesmesi bekleniyor. Bu karbon kazancı Avrupa Birliği'nde 2020 yılında beklenen emisyonun yüzde 2.4'üne denk gelmekte. Bu kazanımları elde edebilmek için 1 milyon mobil bağlantı gerekiyor. Biz, Accenture olarak, Bilgi İletişim Teknolojisi (ICT) ürünlerinin veya hizmetlerinin etkin kullanımı sayesinde ve gerçek zamanlı izleme ve takip olanağı sağlayan 'akıllı' uygulamaları mümkün kılarak fiziksel ürünlere veya aktivitelere olan ihtiyacı ortadan kaldıracağını öngörmekteyiz. Bunun iklim değişikliğini hafifletme konusunda büyük katkı sağlayabileceğini belirtmekte ve bu konuda müşterilerimiz çalışmalara devam ederek somut örnekler ortaya koymaktayız.
Accenture'dan 3 önemli uygulama GREEN SIX SIGMA:
Gelişime etkisi ispatlanmış olan Lean (hız) ve Six Sigma (kalite) metodolojilerinin sürdürülebilirlik alanına uygulanmış halidir. Bu metodolojiler yaklaşık 30 yıldır, birçok organizasyon tarafından gereksiz maliyetlerin kısılması ve karların arttırılması amacıyla kullanılmış ve başarılı olmuştur. Biz aynı yaklaşımın sürdürülebilirlik alanında da uygulanarak başarılı, yüksek performanslı ve verimli yönetim yapılarının elde edilebileceğini düşünüyoruz. GREEN IT:
Accenture, olarak şirket üst yönetimlerinin ve özellikle CiO'ların alacakları daha kapsayıcı ve bütünsel kararlar ile bilgi teknolojilerinin (İT) karbon ayak izi miktarının azalmasına ve genel performansın artmasına katkı sağlayabileceklerini düşünüyoruz. Green İT olarak ifade ettiğimiz bu yaklaşım, Accenture'ın Yeşil Olgunluk Model'i (Green Maturity Model) ile CiO'lara daha bütünsel kararlar almaları noktasında yol göstermeyi ve yardım etmeyi hedeflemektedir. Green İT yaklaşımı elektronik fatura, RFiD'ye olanak sağlayan elektronik biletler, mobil telefon enerji yönetimi (kullanılmayan enerji tüketici modüllerin kapatılması), gibi verimlilik arttırıcı çözüm yolarını içeriyor. SUSTAINABILITY TALENT:
Talent, Accenture'ın en fazla önem verdiği hizmetlerden biri. Bu, yönetimlerin ellerindeki kaynakları en verimli şekilde kullanmaları noktasında onlara yardım etmeyi amaçlayan bir metodolojiyi ifade ediyor. Silo mantığından ziyade daha derin ve geniş alanlarda eğitilen isgücüyle amaç, organizasyonları performans ve verimlik gibi konularda kendi alanlarında en iyi uygulama örnekleri seviyesine taşımaktır. Bunları gerçekleştirirken, organizasyonların rekabete süratle cevap verebilecekleri, sürekli bir gelişime olanak sağlayan, daha düşük maliyet ve hızlı değişime adapte olabilecek yapıları oluşturmayı hedefliyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?