Kıskaç daralıyor

2024’te maliyet baskısı zirve yaptı. Ancak sektör bağımsız tüm oyuncular bu durumu fiyatlara aktaramamaktan şikayetçi...

20.05.2025 23:24:130
Paylaş Tweet Paylaş
Kıskaç daralıyor

Özlem Aydın Ayvacı

[email protected]

Sigortada maliyetler yüzde 90 artarken primlere bunun 50 puanı yansıdı. Otomotiv yan sanayinde yüzde 30’luk yükselişin yarısı, ulaşımda ise yüzde 60’lık maliyet yükünün yalnızca yüzde 30’u fiyatlara taşındı. Mobilya, ambalaj, bilişim ve demir-dışı metaller gibi sektörlerde ise artan maliyetler doğrudan kârlılığı eritti. 2025’te de faiz baskısı, sıkı para politikaları ve talepteki dalgalanmalar ekseninde fiyat-maliyet kıskacının daralması bekleniyor.

“Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ithalat, uygulanan kur sistemi nedeniyle daha ucuz kalıyor. Yerli üreticiler ucuz ithal ürünler karşısında ithalatta telafi edici vergi uygulamalarıyla korunmuyor. Bu nedenle artan maliyetlerimiz ürün fiyatlarına yansıtılamıyor.” Bu sözler kaynak ve döküm gibi ağır sanayi sektörlerinde yer alan Gedik Holding’in yönetim kurulu başkanı Hülya Gedik’e ait. 2025’in de 2024 yılı gibi özellikle işçilik ve yurt içi fiyat artışlarıyla tüm maliyet kalemlerinde, artış hızı azalsa da artmaya devam  edeceğini söyleyen Gedik, “Dinamik senaryolarla çalışmak durumunda olduğumuzda artışlarımızı asgari ücretin belirlenmesiyle sıklıkla güncelleyerek devam edeceğiz. Maliyet artışları ve ithal ürünler karşısında rekabet gücümüzü kaybetmemiz nedeniyle kârın önemli ölçüde baskılandığı ve finansman maliyetlerinin halen yüksek seyretmeye devam edeceği zor bir 2025 yılı bekliyoruz” diyor. Sadece ağır sanayide değil sigortacılıktan finansa, tekstilden mobilyaya kadar birçok sektörde maliyetler hızla yükselirken kâr marjları baskı altında kalıyor. En büyük sorun ise maliyet artışlarının fiyatlara tam olarak yansıtılamaması. Yükselen işçilik giderleri, döviz kuru dalgalanmaları ve ithalat baskısı nedeniyle birçok sektör satış fiyatlarını artırmakta zorlanıyor. Finansman maliyetleri hala yüksek seyrini koruyor. Şirketlerse maliyet kıskacı sıkışırken 2025’te fiyatmaliyette dengeyi nasıl koruyacağını düşünüyor. 

YENİ PAZAR ARAYIŞI

2024’te yükselen maliyetler birçok sektörü sıkıştırırken bazı sektörlerde şirketler hiç fiyat artışı yapamadı. Ev ve mutfak eşyalarında maliyetler yüzde 80 yükseldi, ancak bunun 1 puanı bile fiyatlara yansıtılamadı. Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, durumu şöyle özetliyor: “Üretimde ana girdilerimiz olan iş gücü, kiralar ve yurt içi tedarik malzemelerinde yüzde 60-80 arasında artış yaşandı. Avrupa başta olmak üzere artan rekabet nedeniyle ihracatçı şirketlerimiz, müşterilerini kaybetmemek için fiyat artışı yapmadı.” Fiyatları zarar pahasına artırmamalarının müşteri kayıplarını minimumda tuttuğunu belirten Özger, “2024 kazanç yılı olmadı. 2025’e ulaşanlar için de hesabımızı çok iyi yapmamız gereken bir dönemdeyiz. Maliyet artışlarıyla kurlar arasındaki makas 2025’te devam ederse birçok ihracatçı zorlanacak. Bu nedenle 2025’te yeni ama kârlı pazarlar peşinden koşacağız” diye konuşuyor. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu da yüzde 60 artan maliyetleri fiyatlara yansıtamadıklarını söylüyor ve “2024’ün ikinci yarısında neredeyse her ay zarar ettik ya da kafa kafaya tamamladık” diyor. Bu ortamda verimliliğe odaklandıklarını ve bunun rekabet güçlerini artırdığını söyleyen Tecdelioğlu, “2025’in 2024 gibi kârsız olacağını söyleyebiliriz” diyor. Koton CEO’su Bülent Sabuncu, moda ve hazır giyim sektörü dinamiklerine uygun olarak sezon bazlı çalıştıklarını belirterek “Yılın geneline bakıldığında enflasyonun altında bir maliyetle ürün tedarik ettik. Maliyet artışının tümünü fiyatlarımıza yansıtmadan süreci yönetebildik” diyor. Hedeflerinin maliyet artışını enflasyonun altında tutmak olduğunu söylüyor. 

DİPTEN DÖNÜŞÜ BEKLİYOR

Mobilya sektörü maliyet baskısının gölgesinde talep daralmasıyla boğuşan sektörler arasında yer alıyor. Artan üretim giderlerine rağmen fiyatlarını yükseltemeyen sektör, ertelenen harcamalar nedeniyle sıkışmış durumda. Modoko Başkanı Koray Çalışkan, tüketicilerin artık büyük alımlarda daha temkinli davrandığını vurgulayarak 2025’in ikinci yarısından itibaren ekonominin toparlanmasını beklediğini belirtiyor ve “Bu dönemde ticaretin hızlanması, yerli üretim ve ihracat artışıyla piyasanın dipten yukarı ivme kazanması muhtemel. Yapısal reformlar ve yatırım ikliminin iyileşmesiyle Türkiye ekonomisi yeni bir yükseliş dönemine girebilir” diye konuşuyor. Alfemo Genel Müdürü Hakan Bahar ise hammadde maliyetlerinin her ay yüzde 2-3 civarında arttığını söylüyor. Eskisi gibi yıllık bağlantılar yapamadıklarını, ancak her maliyet artışını da fiyatlara tam olarak aktaramadıklarını belirten Bahar, “Bu en büyük problemimiz. 2025’te enflasyon ve faiz oranlarının düşürülmesi hedefleniyor. Ancak enerji ve hammadde maliyetlerindeki yükseliş, küresel ticaret savaşları, bölgesel gerginlikler ve jeopolitik riskler bu süreci olumsuz etkileyebilir. İki yıllık bu geçiş sürecini atlatabilen şirketler sıçrama gösterecektir, ama buna dayanabilmek oldukça zor” diyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki Sarıbekir, 2024’te maliyetlerinin enflasyon oranı kadar artmasıyla kârlılıkların düştüğünü ve maliyet artışını fiyatlara yansıtamadıklarını söylüyor. Maliyet artışlarına karşılık daha verimli olmaya çalıştıklarını anlatıyor. 2025’in daha zor bir yıl olsa da savaşların sona ermesiyle yeni pazarların pek çok sektörü dolayısıyla ambalajı büyüteceğini düşünüyor. 

STRATEJİK YAKLAŞIMLAR 

Takım tezgahları sektöründe 2024’te maliyetler yüzde 60 arttı. Tezmaksan Grup CEO’su Hakan Aydoğdu, bu artışın yalnızca bir kısmını fiyatlara yansıtabildiklerini belirterek, “Piyasa koşulları ve müşteri taleplerindeki yavaşlama bizi sınırlıyor. Fiyatları artırmak müşteri kaybına yol açabileceği için temkinli hareket ettik” diyor. 2025’te iş gücü, genel giderler ve yedek parça maliyetlerinde önemli artışlar beklediklerini ifade eden Aydoğdu, “Maliyetlerde yine yüzde 60’lık bir yükseliş öngörüyoruz. Yedek parça tedarikindeki zorluklar ve küresel tedarik zinciri problemleri de bu baskıyı artırabilir. 2024’te dövizdeki yatay seyir nedeniyle artan maliyetleri yönetmekte zorlandık. Ayrıca yüksek faiz oranları finansman yükünü daha da artırdı. Bu süreçte daha verimli üretim tekniklerine, yerli tedarikçilere ve sıkı bütçe takibine yönelerek maliyet baskısını hafifletmeyi hedefliyoruz. İhracat odaklı büyümeyi hızlandıracağız” diye konuşuyor. Yorglass CEO’su Fabrizio Missich de sabit giderlerinin 2024’te yüzde 60 arttığını belirtiyor. Rekabetin yoğunluğu ve azalan pazar hacmi nedeniyle bu maliyetleri fiyatlara tam olarak yansıtamadıklarını ifade eden Missich, maliyet baskısını hafifletmek için çeşitli stratejiler uyguladıklarını söylüyor. “Yeni müşteriler kazanarak ve devreye aldığımız ürünlerle hacim artışı sağladık. Verimlilik projeleri sayesinde operasyonel maliyetleri optimize ettik. Bu sayede pazar payımızı koruyabildik. Ancak artan maliyetler ve düşen birim fiyatlar kârlılığı sınırladı” diyor.

KÜRESEL REKABET

2024’te küresel rekabet, özellikle Avrupa merkezli rakiplerin agresif fiyat politikalarıyla daha da sertleşti. Bu durum birçok sektörde maliyet artışlarının fiyatlara tam olarak yansıtılmasını zorlaştırdı. Örneğin elektrolitik bakır bu sektörler arasında yer alıyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, elektrolitik bakır sektöründe 2024’te maliyet artışlarını fiyatlara tam yansıtamadıklarını söylüyor. Buna özellikle Avrupalı rakiplerinin fiyat düşürmesinin neden olduğunu belirten Çaycı, kaybını şöyle anlatıyor: “Yansıtılmayan maliyet özellikle 2024 yılının ikinci yarısında kâr payının düşmesine neden oldu. Bunun karşılığında satış ve ihracatın aşırı düşmesini engellemiş olduk. 2025 yılının 2024’ten daha rekabetçi geçeceğini tahmin ediyoruz. Özellikle personel ücret artışı ve enerji maliyetlerinin artışı olumsuzluğun ana kaynağı olacak. 2025 yılı sektörü çok olumsuz etkileyecek.” Bilişim de rekabetin zorladığı sektörlerden. Kaspersky Türkiye Genel Müdürü İlkem Özar, bilişim sektöründe 2024’te maliyet artış oranının yüzde 60’a ulaştığını söylüyor. Maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtamadıklarını belirten Özar, “Teknoloji şirketleri eskiden vermedikleri indirimleri vermeye başladı. Aynı büyüklükteki bir proje yurt dışında 100 birime satılırken Türkiye’de 20-30 birime kadar düşebiliyor. 2025’te en önemli maliyet artış kalemleri tabii ki personel giderleri olacak. 2025’te TL olarak minimum yüzde 25 maliyet artışı bekliyoruz. 2024, parayı bankaya yatırmanın iş yapmaktan daha çok gelir getirdiği bir yıl oldu. Ancak 2025’te bu durumun değişmeye başlayacağını, daha çok iş yapılmaya başlanacağını düşünüyorum” diye konuşuyor. 

TÜKETİCİYİ KORUDULAR

Özellikle enflasyonist ortamda rekabet ve tüketici hassasiyeti fiyatlandırma stratejilerinin merkezinde yer almak zorunda. Bunu yapmayan şirketlerin pazar kaybı yaşaması olası. Kocaman Balıkçılık Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kocabaş, su ürünleri sektöründe maliyetlerin enflasyon oranı kadar arttığını ancak tüketiciyi korumak adına bu artışları ellerinden geldiğince az yansıttıklarını belirtiyor. Düşük kârlılıkla çalıştıklarına değinen Kocabaş, “2024 Şubat-Aralık döneminde ana ürünümüz karideste yaklaşık yüzde 30 fiyat artışı yaptık. 2025’ten ümitliyiz. Yine de sektörümüzde öngörüde bulunmak zor. İşçilik ve hammadde maliyetleri artışı ve piyasa koşullarına göre durum belli olur. Ancak büyük bir değişiklik olmazsa fiyatların benzer seviyelerde seyretmesini bekliyoruz” diyor. Penti CEO’su Mert Karaibrahimoğlu da benzer bir strateji izlediklerini belirterek, “2024, özellikle ücret artışları ve operasyonel giderler açısından zorlu geçti. Yılın ilk yarısında enflasyon ortalama yüzde 25 seviyelerindeyken, tüketici talebinin canlı olması kontrollü fiyat ayarlamaları yapmamıza imkan tanıdı. İkinci yarıda talepte daralma yaşanmasına rağmen tüketicilerimize en uygun fiyatlarla ulaşmaya odaklandık” diyor. Karaibrahimoğlu, promosyon stratejileriyle satışları dengede tutabildiklerini belirterek, “Geçen yıla kıyasla çift haneli, kontrollü bir maliyet artışını dikkate aldık. 2025’te tüketici talebini doğru fiyat politikalarıyla yönetirken operasyonel verimliliği artırarak maliyet baskılarını dengelemeyi hedefliyoruz” diyor.


“YUMUŞAK STRATEJİ İZLEDİK”
MURAT ORHAN / İDO GENEL MÜDÜRÜ

“BASKI OLUŞTURDU”
2024’te maliyetlerimizde yüzde 60 oranında artış meydana geldi. Bu artışı, yüksek talebin olduğu yaz sezonunun başlamasıyla birlikte bilet fiyatlarına kademeli olarak yansıttık. Yolcularımızın ulaşım hizmetlerimize erişilebilirliğini koruma önceliğimiz doğrultusunda artışın tamamını fiyatlara yansıtmaktan kaçındık.

ALIM GÜCÜ Ülkemizde yaşanan ekonomik dalgalanmanın pazardaki alım gücü baskısını hissettiğimiz için sürdürülebilir deniz ulaşımı hedefiyle fiyat artışında daha yumuşak bir strateji izledik. 2025 yılında, finansal ve işletme yönetim stratejilerimiz doğrultusunda maliyet artışlarının etkilerini en aza indirmeyi hedefliyoruz. Mevcut ekonomik göstergeler ve piyasa dinamikleri ışığında, maliyetlerde yaklaşık yüzde 45 oranında bir artış öngörüyoruz.

DENGE BEKLENTİSİ
2025 yılında gerçekleşmesi öngörülen maliyet artışlarının, sektör üzerinde belirli bir baskı yaratacağını söylemek mümkün. Özellikle yılın ilk çeyreğinde enflasyonist etkiler ve tüketici talebindeki değişimler nedeniyle pazarda bir daralma yaşanabilir. Yüksek sezona girilmesiyle turizm hareketliliğinin artması seyahat talebinin yeniden canlanmasıyla dengeli bir yıl olmasını bekliyoruz.



“FİYAT KALİTE DENGESİ ÖNEMLİ”
OYA ŞENER / FİBA PERAKENDE GRUBU BAŞKANI

“PERAKENDE ZORLANDI”
2024, artan enerji maliyetleri, lojistik masraflar ve döviz kurundaki dalgalanmalar nedeniyle perakende sektörü için oldukça zorlu bir yıl oldu. Fiba Perakende olarak müşteri memnuniyetini her zaman ilk sıraya koyuyoruz ve fiyat artışlarını çok titiz bir çalışmayla yapıyoruz. Bu süreçte operasyonel verimlilik ve maliyet kontrolü konusunda sıkı bir disiplinle çalıştık. Attığımız bu adımlar, yalnızca maliyet artışlarının etkisini hafifletmekle kalmadı aynı zamanda mevcut müşterimizi koruyarak yeni müşteriler kazanmamızı sağladı. Fiyat-kalite dengesinin müşterilerimiz için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve bunu koruyoruz.

“DEĞİŞİMİ İYİ YÖNETMELİYİZ” 2025’te enflasyon oranında maliyet artışı yaşayacağımızı düşünüyorum. Turist sayısının artması ve alışveriş turizmi için Türkiye’nin bir destinasyon olması satışlarımıza ivme kazandıracaktır. Fiba Perakende Grubu olarak müşteri memnuniyetini artırmak ve yeni müşteri kazanmak konusunda ürün-kalite-fiyat-hizmet anlayışımızı korumaya ve bu konuyu odağımızda tutmaya devam edeceğiz. 2025 kolay bir yıl olmayacak. Özellikle maliyet artışları ve talep daralması beklenenin üzerinde gerçekleşirse tüm sektörler zorlanır. Önemli olan her zorluğun beraberinde getirdiği yeniliklere açık olmak ve bu değişimi en iyi şekilde yönetmek.



“GİDER ARTIŞLARI BANKA KÂRLILIKLARINI ETKİLEDİ”
OZAN KIRMIZI / ALTERNATİF BANK GENEL MÜDÜRÜ

“KÂR YÜZDE 11 DÜŞTÜ”
2024 yılında bankacılık sektöründe maliyetler, özellikle fonlama maliyetleri ve faaliyet giderleri açısından artış gösterdi. Para politikası faiz oranlarındaki artışa paralel olarak TL mevduat ve kredi faiz oranları yükseldi. Zorunlu karşılıklardaki artışlar da fonlama maliyetlerini artırdı. Bu maliyet artışları, bankaların kârlılık performansını etkiledi. 2024 Ekim ayı sonu itibarıyla özel sermayeli bankaların kârlarında geçen yılın aynı ayına göre yıllık bazda yüzde 11 düşüş oldu.

“PERFORMANS ETKİLENDİ” Özellikle artan mevduat ve swap maliyetleri ile artan zorunlu karşılık oranları net faiz gelirlerinde düşüşe neden oldu. Diğer taraftan Ekim 2024 ay sonu itibarıyla özel sektör bankalarının operasyonel giderlerinde de yıllık bazda yüzde 82 artış gözlemlendi. Faaliyet giderlerindeki yıllık artış yüzde 82 seviyesindeyken faaliyet gelirlerindeki yıllık artışsa yüzde 20 seviyesinde kaldı. 2024 yılında bankacılık sektöründe hem fonlama giderlerindeki hem operasyonel maliyetlerdeki artış, kârlılık üzerinde baskı oluşturdu ve sektörün performansını etkiledi.

FİNTEK REKABETİ Merkez Bankası politika faizinde beklenen düşüşler 2025 yılında bankaların fonlama maliyetlerini düşürecek, net faiz marjlarının gelişmesine katkıda bulunacak. 2025 yılında bankaların maliyetlerini kontrol altında tutma kabiliyeti ve ekonomik koşullara hızlı uyum sağlama kapasiteleri kârlılıklarını belirleyecek. ESG kriterlerine uyum için gereken harcamalarla dijital bankalar ve fintek girişimlerinden gelen rekabeti karşılamak için dijitalleşme yatırımlarının artması ek maliyet artışları olacak. Yine dijital bankalar, ödeme kuruluşları ve finteklerden gelen rekabet bankaların kârlılığında baskı oluşturabilir.



“2025 AYAKTA KALMANIN İMKANSIZ OLDUĞU BİR YIL OLACAK”
EMİN ATAÇ / FARPLUS CEO’SU

“YARISINI YANSITABİLDİK” 
Sektörümüzde toplam maliyetler, işçilik ve enflasyon kaynaklı, Euro bazında yüzde 30 arttı. Bu artışların ancak yarısını nihai ürün fiyatına yansıtabildik. Maalesef araç üreticileri yıllar önce yapılan kontratları gerekçe göstererek radikal derecede artan maliyetleri dikkate almak istemedi. Uzun uğraşlar sonucunda ancak yüzde 50 seviyesinde artış alabildik.

KRİTİK ETKİ 2025’in 2024’ten çok daha zor geçeceğini düşünüyoruz. Euro’nun bu seviyelerde kalması ancak TL bazlı maliyetlerin, özellikle işçilik giderlerinin artması, Euro ile çalışan araç üreticileri için büyük bir risk. Fiyatlara yansıtılamayan bu maliyet artışları, sektörde ayakta kalmayı imkansız hale getirebilir. En ciddi maliyet artışının yine işçilik kaleminde olacağını düşünüyoruz. Asgari ücret artışının ve eylül ayında yapılacak toplu iş sözleşmelerinin maliyet artışları üzerinde kritik etkileri olacak.

“KÂR YÜZDE 10 DAHA ERİYEBİLİR”
Ayrıca genel üretim giderleri ve genel yönetim giderlerinde Euro bazında yüzde 25 civarı artışlar olacağını tahmin ediyoruz. Euro’nun artmaması ve müşterilerin bu işçilik artışlarını fiyatlarına yansıtmamaları durumunda toplamda yüzde 7-10 civarında bir kâr erimesi daha olacağından ayakta kalmak mümkün olmayacak. 2024 yılında zaten kârlılıklar radikal olarak eridi ve borçluluklar ciddi anlamda arttı. Bu seyrin devam etmesi durumunda 2025’in işletme sermayesini ve borçları finanse edememe riskiyle karşı karşıya kalınacağı çok tehlikeli bir yıl olacağını düşünüyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz