2. dip olasılığı yüksek değil

Prof. LAURA TYSON, Obama'nın ekonomi danışmanlarından.

1.09.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
2. dip olasılığı yüksek değil

Makro ekonomi konusunda uzman bir isim. İçinde bulunduğumuz durumu büyük depresyona benzetiyor. Mevcut belirsizlik ortamının her şeyi öngörülemez kıldığını düşünüyor. Hatta ona göre "ikinci dibi" görme olasılığımız da var. "Gelişmekte olan ülkeler politik hatalarına devam ederse ikinci dip şaşırtıcı olmaz" diye konuşuyor. Bu tür finansal krizlerden kurtulmanın oldukça uzun sürdüğüne dikkat çekiyor ve "Geçmiş kriz tecrübeleri bu tür bir krizin etkilerinin en az 10 yılda geçtiğini gösteriyor" diye konuşuyor. Prof. Laura Tyson , dünyaca ünlü bir ekonomist. Şu anda Obama'nın ekonomi danışmanı olarak ön planda. Geçmişinde ise yine ABD'de farklı hükümetlere hizmet vermiş makro ekonomi konusunda uzman bir isim. Tyson'ın global ekonominin mevcut durumuyla ilgili ilginç yorumları var. Pek iyimser olmayan Tyson, ikinci dibin şaşırtıcı olmayacağı görüşünde. ABD'nin notunun düşürülmesinin bu durumu tetikleyebileceğini düşünüyor. Yine de çok ağır ve yavaş bir iyileşme sürecinin daha olası olduğunu da sözlerine ekliyor. Tyson, batıdan doğuya bir güç kayması olduğu görüşüne de katılmıyor. "İş güce geldiğinde bir tarafın güç kaybetmesi diğerinin güç kazanması anlamına gelmiyor" diye konuşuyor. Hatta ona göre gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme gelişmiş ülkelere de fayda sağlayacak. Dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Prof. Laura Tyson, makro ekonomideki sıcak gelişmeleri Capital'e değerlendirdi:

Capital: Mevcut makro ekonomik tabloda ikinci dip sizce olası bir senaryo mu?
- Evet, muhtemelen olası bir senaryo. İkinci dibi görmemiz şaşırtıcı olmaz. Yine de çok yüksek bir ihtimal değil. Yüksek ihtimalle ekonomi yavaş yavaş düzelecek ve iyileşecek. Eğer gelişmekte olan ülkelerde politik açıdan yapılan hatalar devam ederse o zaman ikinci dibi görme ihtimalimiz daha fazla.

Capital: ABD'nin notunun düşürülmesinin global piyasalara etkisi ne oldu size göre?
- Bence piyasa buna anında tepki verdi. Not düşürülmesi belirsizliği artırdı. Şu anda ABD piyasalarında pek çok durum belirsiz... Hiç şüphesiz riske karşı duyarlılıkta da bir artış oldu. Yine de ben alınan bu kararın oldukça zayıf ve garantisi olmayan bir etki yarattığını düşünüyorum. Sonuçta bu karar global piyasaların ABD hükümetini fonlama isteğini hiç değiştirmedi. Hatta aksine daha fazla iştah kabardı. Çünkü, şu anda ABD dışında da bir belirsizlik var. Ve belirsizlik durumunda en güvenli limana doğru bir kayış olur. Amerikan hazinesinin varlıkları halen dünyanın en güvenilir varlıkları olarak kabul ediliyor. Bütün global piyasalar böyle düşünüyor, ancak S&P böyle düşünmüyor. Bu da ilginç.

Capital: Yine de ikinci dibi olasılıklar arasında görüyorsunuz. Bu not indiriminin ikinci dibe bir etkisi olmaz mı?
- Tabii ki yatırımcıların ve tüketicilerin gözünde bu not indirimi nedeniyle iyimserlik azaldı. Evet sizin de söylediğiniz gibi, ABD'nin not indirimi ikinci dibe neden de olabilir. Ben yine de direkt bir etkisi olacağını düşünmüyorum.~

Capital: AB ve ABD piyasalarında ne yanlış gitti?
- Tüm dünya için bir şeyler kötü gitti. Bunun ABD'de başladığını söyleyebiliriz. Bu türden bir global finansal krizi en son 1930'da görmüştük. Global finansal krizin tüm dünyaya yansımaları farklı oldu ama sonuçta herkes etkilendi. Bu tür bir finansal krizden toparlanma ve kurtulma çok uzun bir süreçtir.

Capital: Ne kadar sürede kurtulmak mümkün?
- Tarihe baktığımızda genelde bu tür bir krizden kurtulma süresinin 10 yılı bulduğunu görüyoruz. 1-2 yılda kurtulmaya imkan yok. Bilançolar düzelmeli ve kurumlar kendi sermaye tabanlarını yeniden inşa etmeli. Haneler ve iş dünyası daha fazla tasarruf etmek zorunda. Tabii ki kriz ortamında da talep en az seviyede oluyor. Bu tür bir ortamda her şeyin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Dünyanın tedarik arzı son yıllarda dramatik bir şekilde büyüdü. Buna karşın talep aynı hızla ilerlemedi. İlk önce bir düşüşe bile geçti. Şu anda ise çok kısıtlı yukarı yönlü bir hareket var. Bunu bütün dünya için söyleyebiliriz. Bazı gelişmekte olan piyasalar tabii ki bu durumun dışında kalıyor. Bence ABD, bankacılık sistemini düzenlemek için önemli girişimlerde bulundu. AB ise bunu yapamadı. AB'deki bankacılık problemlerinin altında Euro bölgesinin kamu borç krizi var.

Capital: Durumun hala düzelmediğini düşünürsek spesifik nerelerde hatalar yapılıyor?
- AB, bence bankacılık krizini yönetmek ve düzeltmek konusunda hiçbir şey yapmadığı için hatalı. Aynı zamanda Yunanistan, Portekiz, İrlanda gibi ülkelerin borcunu ödeyemez acizlikte olduğunu da kabul etmekte problem yaşıyorlar. Sonuçta bu ülkelerin şu anki seviyelerinde borçlarını ödemeleri mümkün değil. Bu nedenle borçlanmada yapılanmaya gidilmesi aslında şart. Ancak, şu ana kadar AB'nin bunu anlamadığını ve kabul etmediğini görüyoruz. Bence AB ve ABD aynı problemi krizden önce daha fazla paylaşıyordu. Yaşlanan bir nüfusa sahiplerdi, çok büyük emeklilik ve sağlık bağlantılı sorunları vardı. Bu öğeleri nasıl finanse edeceklerini bulmaları gerekiyordu.

Capital: Sonuçta bunlar krize neden olmadı ama...
- Tabii ki tüm bunlar krize neden oldu demek yanlış olur. Borçlanmadaki yükselişe de bunlar neden olmadı. Yine de demin değindiğim uzun dönem problemler de bu krizin derinleşmesine etkide bulundu.

Capital: Sizce önümüzdeki dönemde borcunu ödeyemez aczine düşebilecek potansiyelde başka ülkeler var mı?
- Buradaki problem, Yunanistan ve Portekiz'in çok ciddi bir rekabet dezavantajı var. Geçmişe bakarsak Latin Amerika'da bazı ülkelerin çok yüksek seviyeli borçluluk problemleri vardı. Borçlarını yeniden yapılandırdılar. Alacaklılar mağdur duruma düştü. Para biriminde önemli bir devalüasyon yaşandı. Bu sayede yeniden rekabet eder hale geldiler. AB bölgesinde ise siz bir üye ülke iseniz bunlar birer seçenek değil. Avrupa Merkez Bankası'nda faiz oranı ise borçları ödeyemez durumda olan bir ülke için şu an çok yüksek. Geçen haftalarda da bu tür tehlikeli durumların piyasalara bulaşıcı bir etkisi olduğunu hep birlikte gördük. Bu nedenle İtalya, İspanya gibi ülkelerin de sorunları oluştu. Hatta Fransa bile işin içine girdi.~

Capital: Gelişmekte olan ülkelerin bu krizde riski ne düzeyde?
- Gelişmekte olan ülkelerin başka kaynaklı riskleri var. Birincisi, gelişmekte olan ülkelerin iş yaptığı ABD'de büyüme oranının düşük olması bir risk. İkincisi ise ABD para politikası global ekonomiye likidite aşılarsa gelişmekte olan ülkelerde bu da soruna yol açabilir. Bunun sonucunda, aktif değerlerin fiyatlarında artış, potansiyel enflasyonist bir baskı oluşması, döviz kuruna baskı gelişmekte olan piyasalarda yaşanabilir. Bunlar sermaye akışı ve ticaret anlamında bağımlı olmanın getireceği durumlar olacaktır.

Capital: FED'in rolünü nasıl görüyorsunuz?
- Bence FED iyi bir rol oynuyor. Ekonomide geleneksel araçları kullanmaya devam ediyorlar. Gelecekte geleneksel olmayan başka model ve araçların kullanılacağı olasılığını yok saymak da şu anki durumda mümkün değil. Çünkü kimilerine göre ekonomiyi harekete geçirmek için aynı büyük depresyon zamanında olduğu gibi para piyasalarının para arzı ile rahatlatılması gerekli.

Capital: 14 trilyon dolarlık bir borç yükü var. Bunun için ne tür önlemler alınmalı?
- Bu meblağ başlık olarak bakıldığında oldukça büyük gözüküyor. Ancak ABD gibi bir ekonomi için aslında o kadar da büyük değil.

Capital: Türk piyasaları da dahil geçtiğimiz ay yaşananlar panik satışlara ve büyük bir oynaklığa neden oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Belirsizlik gelecek konusundaki tüm beklentileri etkiliyor. Geleceğe yönelik tahminlerin hepsi yeniden gözden geçiriliyor. Bu durumda da insanlar kazançlarına ellerindeki varlıklarına bakıp panikleyebiliyor. Geçtiğimiz ay yaşadığımız olayları düşünürsek artık ben sadece normal bir oynaklık olması gerektiğini düşünüyorum piyasalarda. Geçtiğimiz ay yaşadığımız ise ekstrem bir oynaklıktı. Bu kesin...

Capital: 2008 yılındaki gibi büyük banka iflaslarının oluşacağını düşünüyor musunuz?
- Büyük bankaların da herhangi bir çöküş yaşayacağını düşünmüyorum. 2008 yılında yatırım bankalarının çöküşüne tanık olduk. Artık yatırım bankası diye bir şey yok.

Capital: Dolar, petrol ve altında neler olacak?
- Emtia piyasaları konusunda çok da uzman değilim. Ancak, dolar kurunun düşük seviyelerde gideceğini düşünüyorum. Petrol fiyatları ise global ekonominin büyümesiyle paralel ilerleyecek. Altın fiyatları beni şaşırtıyor. Altına büyük bir kayış var. İnsanlar enflasyondan korkuyor. Ben ise enflasyon konusunda gelişmiş piyasalarda bir endişe olduğunu düşünmüyorum. Altının da fazla fiyatlandığı görüşündeyim. Ama yine de şu dönemde altın alıp satmazdım.

Capital: Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerini yakın gelecekte ne bekliyor?
- Türkiye özellikle genç nüfûsu, konjonktürü ve gelişen pazarlardaki önemli yeriyle beraber dünya için de Amerika için de büyük önem teşkil ediyor. Gelişen pazarlarda Türkiye'nin başarısı tüm ülkelere örnek olduğu gibi, bulunduğu bölgenin de gelişimi için çok önemli. Özellikle dünya ekonomisi gelecek 5 yılda önemli değişikliklere sahne olacak ve olmaya da başladı. Türkiye'nin buradaki rolü büyük önem taşıyor. Şüphesiz güçlü Türk markaları da ülkenin bu konumuna önemli katkı sağlıyor. Ben de ekonomi ile ilgili öngörüleri paylaşmak misyonuyla yola çıkan Aras Kargo'nun, 6 Ekim'de düzenleyeceği organizasyonuna katılarak Türkiye'ye geleceğim. Bu organizasyon sayesinde, Türkiye'deki iş adamlarıyla, ekonomi uzmanlarıyla ve politikacılarla buluşmayı ve konuşmayı düşünüyorum.~

Capital: Türkiye'nin 2008 sonrası gösterdiği ekonomik performansı nasıl yorumluyorsunuz?
- Sizin finansal sektörünüz krizden gelişmiş ülkelerdeki kadar etkilenmedi diyebiliriz. Global ekonomi iyileşmeye başladığında ise sizin ticaretiniz bundan fayda sağladı. Aynı zamanda siz ticaret kanalınız ve bulunduğunuz konum nedeniyle gelişmekte olan ülkelerdeki büyümeden de fayda sağlayabilirsiniz. Çok yakın gelecekte gelişmekte olan ülkelerin çok büyük büyümelere imza atması, gelişmiş ülkelerin de büyümesine yansıyacak. Bu durumdan da yine Türkiye hem ihracatçı hem de ithalatçı bir ülke olarak fayda sağlayacak.

Capital: Türkiye için sizce birinci makro ekonomik risk nedir?
- Bence diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi çok hızlı büyüme enflasyonu tetikleyebilir. Bu problemin bir kısmı uluslararası piyasalar kaynaklı. Global pazarlardan büyük ölçekli bir nakit akışının gelişmekte olan piyasaya kısa süreli girmesi bazı varlıkların değerinin artmasına, bazı balonların oluşmasına, para biriminin fazla ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle şu andaki duruma bakarak hızlı büyüme kaynaklı enflasyon, para piyasalarına sıcak para girişinden dolayı bir basınç oluşması gibi riskleri sayabilirim. Bu sıcak para ekonomiyi terk etme riskini de içinde barındırıyor sonuçta.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz