Makro ekonomi konusunda uzman bir isim. İçinde bulunduğumuz durumu büyük
depresyona benzetiyor. Mevcut belirsizlik ortamının her şeyi
öngörülemez kıldığını düşünüyor. Hatta ona göre "ikinci dibi" görme
olasılığımız da var. "Gelişmekte olan ülkeler politik hatalarına devam
ederse ikinci dip şaşırtıcı olmaz" diye konuşuyor. Bu tür finansal
krizlerden kurtulmanın oldukça uzun sürdüğüne dikkat çekiyor ve "Geçmiş
kriz tecrübeleri bu tür bir krizin etkilerinin en az 10 yılda geçtiğini
gösteriyor" diye konuşuyor. Prof. Laura Tyson , dünyaca ünlü bir
ekonomist. Şu anda Obama'nın ekonomi danışmanı olarak ön planda.
Geçmişinde ise yine ABD'de farklı hükümetlere hizmet vermiş makro
ekonomi konusunda uzman bir isim. Tyson'ın global ekonominin mevcut
durumuyla ilgili ilginç yorumları var. Pek iyimser olmayan Tyson, ikinci
dibin şaşırtıcı olmayacağı görüşünde. ABD'nin notunun düşürülmesinin bu
durumu tetikleyebileceğini düşünüyor. Yine de çok ağır ve yavaş bir
iyileşme sürecinin daha olası olduğunu da sözlerine ekliyor. Tyson,
batıdan doğuya bir güç kayması olduğu görüşüne de katılmıyor. "İş güce
geldiğinde bir tarafın güç kaybetmesi diğerinin güç kazanması anlamına
gelmiyor" diye konuşuyor. Hatta ona göre gelişmekte olan ülkelerdeki
büyüme gelişmiş ülkelere de fayda sağlayacak. Dünyanın önde gelen
ekonomistlerinden Prof. Laura Tyson, makro ekonomideki sıcak gelişmeleri
Capital'e değerlendirdi:
Capital: Mevcut makro ekonomik tabloda ikinci dip sizce olası bir senaryo mu?
- Evet, muhtemelen olası bir senaryo. İkinci dibi görmemiz şaşırtıcı
olmaz. Yine de çok yüksek bir ihtimal değil. Yüksek ihtimalle ekonomi
yavaş yavaş düzelecek ve iyileşecek. Eğer gelişmekte olan ülkelerde
politik açıdan yapılan hatalar devam ederse o zaman ikinci dibi görme
ihtimalimiz daha fazla.
Capital: ABD'nin notunun düşürülmesinin global piyasalara etkisi ne oldu size göre?
- Bence piyasa buna anında tepki verdi. Not düşürülmesi belirsizliği
artırdı. Şu anda ABD piyasalarında pek çok durum belirsiz... Hiç
şüphesiz riske karşı duyarlılıkta da bir artış oldu. Yine de ben alınan
bu kararın oldukça zayıf ve garantisi olmayan bir etki yarattığını
düşünüyorum. Sonuçta bu karar global piyasaların ABD hükümetini fonlama
isteğini hiç değiştirmedi. Hatta aksine daha fazla iştah kabardı. Çünkü,
şu anda ABD dışında da bir belirsizlik var. Ve belirsizlik durumunda en
güvenli limana doğru bir kayış olur. Amerikan hazinesinin varlıkları
halen dünyanın en güvenilir varlıkları olarak kabul ediliyor. Bütün
global piyasalar böyle düşünüyor, ancak S&P böyle düşünmüyor. Bu da
ilginç.
Capital: Yine de ikinci dibi olasılıklar arasında görüyorsunuz. Bu not indiriminin ikinci dibe bir etkisi olmaz mı?
- Tabii ki yatırımcıların ve tüketicilerin gözünde bu not indirimi
nedeniyle iyimserlik azaldı. Evet sizin de söylediğiniz gibi, ABD'nin
not indirimi ikinci dibe neden de olabilir. Ben yine de direkt bir
etkisi olacağını düşünmüyorum.~
Capital: AB ve ABD piyasalarında ne yanlış gitti?
- Tüm dünya için bir şeyler kötü gitti. Bunun ABD'de başladığını
söyleyebiliriz. Bu türden bir global finansal krizi en son 1930'da
görmüştük. Global finansal krizin tüm dünyaya yansımaları farklı oldu
ama sonuçta herkes etkilendi. Bu tür bir finansal krizden toparlanma ve
kurtulma çok uzun bir süreçtir.
Capital: Ne kadar sürede kurtulmak mümkün?
- Tarihe baktığımızda genelde bu tür bir krizden kurtulma süresinin 10
yılı bulduğunu görüyoruz. 1-2 yılda kurtulmaya imkan yok. Bilançolar
düzelmeli ve kurumlar kendi sermaye tabanlarını yeniden inşa etmeli.
Haneler ve iş dünyası daha fazla tasarruf etmek zorunda. Tabii ki kriz
ortamında da talep en az seviyede oluyor. Bu tür bir ortamda her şeyin
yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Dünyanın tedarik arzı son yıllarda
dramatik bir şekilde büyüdü. Buna karşın talep aynı hızla ilerlemedi.
İlk önce bir düşüşe bile geçti. Şu anda ise çok kısıtlı yukarı yönlü bir
hareket var. Bunu bütün dünya için söyleyebiliriz. Bazı gelişmekte olan
piyasalar tabii ki bu durumun dışında kalıyor. Bence ABD, bankacılık
sistemini düzenlemek için önemli girişimlerde bulundu. AB ise bunu
yapamadı. AB'deki bankacılık problemlerinin altında Euro bölgesinin kamu
borç krizi var.
Capital: Durumun hala düzelmediğini düşünürsek spesifik nerelerde hatalar yapılıyor?
- AB, bence bankacılık krizini yönetmek ve düzeltmek konusunda hiçbir
şey yapmadığı için hatalı. Aynı zamanda Yunanistan, Portekiz, İrlanda
gibi ülkelerin borcunu ödeyemez acizlikte olduğunu da kabul etmekte
problem yaşıyorlar. Sonuçta bu ülkelerin şu anki seviyelerinde
borçlarını ödemeleri mümkün değil. Bu nedenle borçlanmada yapılanmaya
gidilmesi aslında şart. Ancak, şu ana kadar AB'nin bunu anlamadığını ve
kabul etmediğini görüyoruz. Bence AB ve ABD aynı problemi krizden önce
daha fazla paylaşıyordu. Yaşlanan bir nüfusa sahiplerdi, çok büyük
emeklilik ve sağlık bağlantılı sorunları vardı. Bu öğeleri nasıl finanse
edeceklerini bulmaları gerekiyordu.
Capital: Sonuçta bunlar krize neden olmadı ama...
- Tabii ki tüm bunlar krize neden oldu demek yanlış olur. Borçlanmadaki
yükselişe de bunlar neden olmadı. Yine de demin değindiğim uzun dönem
problemler de bu krizin derinleşmesine etkide bulundu.
Capital: Sizce önümüzdeki dönemde borcunu ödeyemez aczine düşebilecek potansiyelde başka ülkeler var mı?
- Buradaki problem, Yunanistan ve Portekiz'in çok ciddi bir rekabet
dezavantajı var. Geçmişe bakarsak Latin Amerika'da bazı ülkelerin çok
yüksek seviyeli borçluluk problemleri vardı. Borçlarını yeniden
yapılandırdılar. Alacaklılar mağdur duruma düştü. Para biriminde önemli
bir devalüasyon yaşandı. Bu sayede yeniden rekabet eder hale geldiler.
AB bölgesinde ise siz bir üye ülke iseniz bunlar birer seçenek değil.
Avrupa Merkez Bankası'nda faiz oranı ise borçları ödeyemez durumda olan
bir ülke için şu an çok yüksek. Geçen haftalarda da bu tür tehlikeli
durumların piyasalara bulaşıcı bir etkisi olduğunu hep birlikte gördük.
Bu nedenle İtalya, İspanya gibi ülkelerin de sorunları oluştu. Hatta
Fransa bile işin içine girdi.~
Capital: Gelişmekte olan ülkelerin bu krizde riski ne düzeyde?
- Gelişmekte olan ülkelerin başka kaynaklı riskleri var. Birincisi,
gelişmekte olan ülkelerin iş yaptığı ABD'de büyüme oranının düşük olması
bir risk. İkincisi ise ABD para politikası global ekonomiye likidite
aşılarsa gelişmekte olan ülkelerde bu da soruna yol açabilir. Bunun
sonucunda, aktif değerlerin fiyatlarında artış, potansiyel enflasyonist
bir baskı oluşması, döviz kuruna baskı gelişmekte olan piyasalarda
yaşanabilir. Bunlar sermaye akışı ve ticaret anlamında bağımlı olmanın
getireceği durumlar olacaktır.
Capital: FED'in rolünü nasıl görüyorsunuz?
- Bence FED iyi bir rol oynuyor. Ekonomide geleneksel araçları
kullanmaya devam ediyorlar. Gelecekte geleneksel olmayan başka model ve
araçların kullanılacağı olasılığını yok saymak da şu anki durumda mümkün
değil. Çünkü kimilerine göre ekonomiyi harekete geçirmek için aynı
büyük depresyon zamanında olduğu gibi para piyasalarının para arzı ile
rahatlatılması gerekli.
Capital: 14 trilyon dolarlık bir borç yükü var. Bunun için ne tür önlemler alınmalı?
- Bu meblağ başlık olarak bakıldığında oldukça büyük gözüküyor. Ancak ABD gibi bir ekonomi için aslında o kadar da büyük değil.
Capital: Türk piyasaları da dahil geçtiğimiz ay yaşananlar panik
satışlara ve büyük bir oynaklığa neden oldu. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Belirsizlik gelecek konusundaki tüm beklentileri etkiliyor. Geleceğe
yönelik tahminlerin hepsi yeniden gözden geçiriliyor. Bu durumda da
insanlar kazançlarına ellerindeki varlıklarına bakıp panikleyebiliyor.
Geçtiğimiz ay yaşadığımız olayları düşünürsek artık ben sadece normal
bir oynaklık olması gerektiğini düşünüyorum piyasalarda. Geçtiğimiz ay
yaşadığımız ise ekstrem bir oynaklıktı. Bu kesin...
Capital: 2008 yılındaki gibi büyük banka iflaslarının oluşacağını düşünüyor musunuz?
- Büyük bankaların da herhangi bir çöküş yaşayacağını düşünmüyorum. 2008
yılında yatırım bankalarının çöküşüne tanık olduk. Artık yatırım
bankası diye bir şey yok.
Capital: Dolar, petrol ve altında neler olacak?
- Emtia piyasaları konusunda çok da uzman değilim. Ancak, dolar kurunun
düşük seviyelerde gideceğini düşünüyorum. Petrol fiyatları ise global
ekonominin büyümesiyle paralel ilerleyecek. Altın fiyatları beni
şaşırtıyor. Altına büyük bir kayış var. İnsanlar enflasyondan korkuyor.
Ben ise enflasyon konusunda gelişmiş piyasalarda bir endişe olduğunu
düşünmüyorum. Altının da fazla fiyatlandığı görüşündeyim. Ama yine de şu
dönemde altın alıp satmazdım.
Capital: Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ekonomilerini yakın gelecekte ne bekliyor?
- Türkiye özellikle genç nüfûsu, konjonktürü ve gelişen pazarlardaki
önemli yeriyle beraber dünya için de Amerika için de büyük önem teşkil
ediyor. Gelişen pazarlarda Türkiye'nin başarısı tüm ülkelere örnek
olduğu gibi, bulunduğu bölgenin de gelişimi için çok önemli. Özellikle
dünya ekonomisi gelecek 5 yılda önemli değişikliklere sahne olacak ve
olmaya da başladı. Türkiye'nin buradaki rolü büyük önem taşıyor.
Şüphesiz güçlü Türk markaları da ülkenin bu konumuna önemli katkı
sağlıyor. Ben de ekonomi ile ilgili öngörüleri paylaşmak misyonuyla yola
çıkan Aras Kargo'nun, 6 Ekim'de düzenleyeceği organizasyonuna katılarak
Türkiye'ye geleceğim. Bu organizasyon sayesinde, Türkiye'deki iş
adamlarıyla, ekonomi uzmanlarıyla ve politikacılarla buluşmayı ve
konuşmayı düşünüyorum.~
Capital: Türkiye'nin 2008 sonrası gösterdiği ekonomik performansı nasıl yorumluyorsunuz?
- Sizin finansal sektörünüz krizden gelişmiş ülkelerdeki kadar
etkilenmedi diyebiliriz. Global ekonomi iyileşmeye başladığında ise
sizin ticaretiniz bundan fayda sağladı. Aynı zamanda siz ticaret
kanalınız ve bulunduğunuz konum nedeniyle gelişmekte olan ülkelerdeki
büyümeden de fayda sağlayabilirsiniz. Çok yakın gelecekte gelişmekte
olan ülkelerin çok büyük büyümelere imza atması, gelişmiş ülkelerin de
büyümesine yansıyacak. Bu durumdan da yine Türkiye hem ihracatçı hem de
ithalatçı bir ülke olarak fayda sağlayacak.
Capital: Türkiye için sizce birinci makro ekonomik risk nedir?
- Bence diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi çok hızlı büyüme
enflasyonu tetikleyebilir. Bu problemin bir kısmı uluslararası piyasalar
kaynaklı. Global pazarlardan büyük ölçekli bir nakit akışının
gelişmekte olan piyasaya kısa süreli girmesi bazı varlıkların değerinin
artmasına, bazı balonların oluşmasına, para biriminin fazla ilerlemesine
neden olabilir. Bu nedenle şu andaki duruma bakarak hızlı büyüme
kaynaklı enflasyon, para piyasalarına sıcak para girişinden dolayı bir
basınç oluşması gibi riskleri sayabilirim. Bu sıcak para ekonomiyi terk
etme riskini de içinde barındırıyor sonuçta.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?