Türk tarım sektörü 10 yıl içinde Avrupa’da 4'üncülükten ikinciliğe yükseldi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tarımın milli gelire katkısının 2002 yılındaki 36 milyar Tl düzeyinden 2012de 112,6 milyar Tl düzeyine yükselişine dikkat çekiyor ve gelecekte bu yükselen grafiğin devam ettirmek için planlarını büyük bir heyecanla anlatıyor. Bakanın sektörü geleceğe taşımak için dolu bir ajandası var... Arazi toplulaştırmadan tarımsal destek kredilerine, ürün ihtisas borsalarının geliştirilmesinden katma değerli ürünlerin ihracatının artırılmasına dek çok çeşitli alanlarda sektörü geliştirecek çok sayıda yeni projenin devreye gireceğini müjdeliyor. 2023’te 150 milyar dolar ÇSYİH düzeyine ulaşan bir Türkiye’de tarımsal ihracatın 40 milyar doları aşması hedefine ulaşmak için bu projeleri yakın gelecekte tek tek hayata geçireceklerini anlatıyor.
Türkiye’deki toplam istihdamın yüzde 25’ini sağlayan tarım sektörü, ekonominin büyümesinde kritik bir öneme sahip. Türk tarımı son yıllarda yaptığı sıçrama ile adından söz ettiriyor. 2002 yılında tarımsal ekonomide Avrupa’da 4’ncü sırada olan Türkiye bugün 1’nci sıraya oturmuş durumda. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türk tarımının bugünlere gelmesi için verilen destekleri tek tek sıralarken, “Hedefimiz gelişen tarımın, büyüyen Türkiye’ye damgasını vurması ve dünyada markalaşmış tarım ve gıda ürünle riyle varlığını geliştiren bir Türkiye’dir” diyor. Eker, gelecek döneme ilişkin çalışmaları hakkında bilgi verirken de “Katma değeri yüksek, markalı ve nihai tüketiciye yönelik ürünlerin ihracatı destekleme kapsamında yer alacak. Böylece planlanan düzenlemeler sayesinde dış pazarlarda ürünlerin rekabet sansı artacak. Özellikle yaş meyve sebzeler önem kazanacak” diyor. Eker, sorularımızı şöyle yanıtladı:~
Tarım sektörüyle ilgili son yıllardaki gelişmeleri anlatır mısınız?
Son 10 yılda tarım sektörünün rekabetçiliğini ve sürdürülebilirliğini ön planda tuttuk. Ortak akıl çerçevesinde belirlenen gerçekçi hedefleri ve projeleri hayata geçirerek, uzun yıllardır beklenen büyüme trendini yakaladık. Tarım gerek istikrarlı büyüme, gerek istihdamdaki payı ve gerekse milli gelire katkısı bakımından önemli sektörlerden biri. 2012 yılında yüzde 3,5 büyüme gerçekleştirerek yüzde 2,2 büyüyen Türkiye’nin kalkınmasında lokomotif sektör haline geldi. Tarım sektörü bugün istihdam ettiği 6,1 milyon kişi ile ülkemizdeki toplam istihdamın yüzde 25,5’ini barındırıyor. Son yıllarda ülkemiz ekonomisinin yüz akı olan tarım sektörü, OECD, FAO gibi önemli uluslararası kuruluşların açıkladığı raporlarda da her geçen yıl yükselen bir grafikle kendin ispatladı. Yaşanan küresel finans krizlerine ve kuraklıklara rağmen Türkiye tarımı son 9 yılın 8 yılında büyüyerek 50 yılın rekorunu kırdı.
Türk tarımının dünyadaki yeri nerede?
Türkiye, 75 milyon insanımızın ve 32 milyon turistin gıda ihtiyacını karşılayıp, üstüne de 188 ülkeye bin 663 çeşit tarımsal ürün ihraç eden bir ülke konumuna yükseldi. Türkiye tarımsal ekonomik büyüklükte 2002 yılında dünyada 11’inci Avrupa’da 4’üncü sırada iken, bugün dünyada 7’nci, Avrupa’da ise 1’inci sıraya yükseldi. Yine ülkemiz dünyada tarımsal üretimde 7 üründe lider konumda, 31 üründe ise ilk 5’te yer alıyor. Tarımın milli gelire katkısı; 2002 yılında 36 milyar lira iken 2012 yılında yüzde 212 oranında artarak 112,6 milyar lira oldu.
Tarım ürünlerimizin ihracatımızdaki yeri hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye, tarım ürünleri ihracatında rekor üstüne rekor kırıyor. 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarımsal ihracatımız, 2012 yılında 16 milyar dolara ulaştı. Son 10 yılda tarımsal ihracatımız 4 kat arttı. Gıda maddeleri dış ticaretinde Türkiye net ihracatçı bir ülke oldu. 2002 yılında 1 milyar 756 milyon dolar olan gıda maddeleri dış ticaret fazlası, 2012 yılında 4 milyar 618 milyon dolara yükseldi. Böylece ülkemiz son 10 yılda gıda maddelerinde 37 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. Ülkemiz tarımsal ihracatta 5 üründe lider, 21 üründe ise ilk 5’te. Uygulanan etkin tarım politikaları, verilen destekler, teşvik mekanizmaları ve yatırımcılara sağlanan kolaylıklar ile tarıma yatırımın önü açıldı.
Bu son cümlenizden yola çıkarak, tarımda yatırımlar ne boyutta arttı?
Tarımda özel sektör sabit sermaye yatırımları 2002 yılında 822 milyon iken, 2012’de 7,1 milyar liraya yükseldi. 21’inci yüzyılda insanlığın üzerinde en fazla duracağı konunun gıda, dolayısıyla tarım olacağını dikkate alırsak bu nedenle tarımda verimi ve üretimi artırmanın önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Bizim tarım politikamızın temelini biyo çeşitliliğin ve ekolojik dengenin korunarak sürdürülebilirliğin sağlanması oluşturuyor.~
Bu noktaya gelebilmek için hükümet olarak nasıl bir politika izlediniz?
Açıkladığımız bu başarıyı yakalamak için yol haritası lazımdı. Biz de yol haritamızı çizdik. Bu çerçevede öncelikle yapısal dönüşümlere ağırlık verdik. Bakanlığın ve tarım sektörünün mevcut durumunu ortaya koyan, temel sorunlarını net-leştiren bir sektörel derinlik analizi çalışması yapıldı. Kamu, özel sektör ve üreticileri içine alan bütün paydaşlarla yapılan görüşme ve anket sonucunda sektörün durumu ve beklentileri bütün şeffaflığıyla ortaya konuldu. Bu derinlik analizinin sonuçları doğrultusunda bir değişim ve dönüşüm programı hazırlandı.
Yasal alanda da değişiklik yapıldı mı?
Gıda, tarım ve hayvancılık alanında yıllardır beklenen 13 yeni kanun çıkardık. 22 kanunda ise günün ihtiyaçlarına göre değişiklik yaptık. Tarımsal desteklerde anlayış değişikliğine giderek, tarımsal üretime destek sistemini getirdik. Tarım uygulamalarında planlı döneme geçtik. Bu kapsamda 2008-2012 Tarım Vizyonu, 2010-2014 Stratejik Planı ve Kırsal Kalkınma Planı hazırladık. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2010 yılında, Eğitim ve Yönetimde Politika Analizleri ve Stratejik Araştırmaları Derneği tarafından “Ülkemizin En iyi Stratejik Yönetim ve Uygulama Yapan Kurumu” seçildi.
Yapısal sorunlara bakışınız nasıl oldu?
Tarımda fark yaratacak yapısal sorunlara odaklandık. Yine gıda güvenliği ve hayvancılıkta etkin ve çağdaş yöntemlere odaklandık. Bu çalışmalara paralel bir dizi alanda rasyonel ve çağdaş üretim modellerini esas alan ancak sosyal boyutu da ihmal etmeyen tarımda “ilkler” diyebileceğimiz projeleri hayata geçirdik. Günübirlik yapılması gerekenlerin dışında fark yaratacak yapısal sorunlara odaklandık. Bu bağlamda “Tarım Kanunu”nun çıkarılması, “Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli”nin oluşturulması, devlet destekli “Tarım Sigortası” uygulamalarının başlatılması, tarım arazilerinde “Bölünemez Parsel Büyüklüğü”nün belirlenerek tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçilmesi gibi daha birçok uygulamaya imza attık. Tarım arazilerinin, miras yoluyla her geçen gün daha küçük parçalara ayrılmasını önlemek ve yüz yıldır bekleyen bu soruna kalıcı çözüm bulmak amacıyla Miras Hukuku’nda değişiklik yapacak yasa tasarısı hazırladık. Yeni düzenleme ile artık tarım arazilerinin bölünmesi önlenecek, daha verimli üretim, daha fazla kazanç sağlanacak.
Bölünmüş arazilerle ilgili çalışmalarınız neler?
Arazi toplulaştırma çalışmalarını hızlandırdık. Tarım sektöründe işletme ölçek küçüklüğü ve parçalanmış arazi sorununa karşı arazi toplulaştırma çalışmalarına önem verdik. 1961-2002 yılları arasında 41 yıllık dönemde sadece 450 bin hektar alanda toplulaştırma yapılmış iken, 2003-2012 yılları arasında 10 yılda toplam 3 milyon hektar alanda toplulaştırma yapıldı. 2 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarında son aşamaya gelindi. Bakanlık olarak arazi toplulaştırma ve planlama çalışmalarında yeni ve daha etkin bir yaklaşımla, her yıl 1 milyon hektar alanda toplulaştırma başlatmayı planlıyoruz.~
Bu arada hayvancılık sektörünün gelişmesine yönelik neler yaptınız?
Hayvancılığın toplam tarımsal destekler içindeki yüzde 4,4 olan payını 2012 yılında yüzde 29’a çıkardık. Yani hayvancılığa 2002 yılında 83 milyon lira destek verilirken, 2012 yılında bu miktarı 2,2 milyar liraya yükselttik. Son 10 yılda hayvancılık destekleri 26 kat artırılırken, bu dönemde ödediğimiz toplam destek miktarı 9,5 milyar lira oldu. Yürütülen çalışmalar ve sağlanan destekler sonucunda, büyükbaş hayvancılık işletmelerinde ölçek büyüklükleri önemli oranda arttı. Son 10 yılda 50 başın üzerinde büyükbaş hayvancılık işletmesi sayısı yüzde 548, kayıtlı hayvan sayısı ise yüzde 589 artış kaydetti. Son yıllarda keçi başta olmak üzere küçükbaş hayvancılığa yönelik yatırımlar da göze çarpıyor.
Bu yatırımların durumu ne?
Ülkemiz coğrafyası koyun ve keçi yetiştiriciliğine daha uygun. Bu kapsamda, koyun ve keçi yetiştiriciliğini destekleme programına aldık. Uyguladığımız politikalar sonucunda hayvan sayısı ve elde edilen ürünlerde artışlar sağlandı. ilk defa koyun-keçi sütüne, inek sütüne göre 2,5 kat daha fazla destek primi verdik, ilk kez anaç koyun-keçi desteği başlattık. Sağlanan destekler ve yürütülen etkin çalışmalar sonucunda küçükbaş hayvan sayısında 1980 yılından itibaren devam eden azalma, son iki yılda tersine döndü. 2009-2011 döneminde küçükbaşta cumhuriyet tarihinin en yüksek artışı gerçekleşti. Koyun sayısı yüzde 15, keçi sayısı yüzde 42, toplamda küçükbaş sayısı ise yüzde 20 oranında arttı.
Bundan sonra öncelikli alanlarınız neler olacak?
Gelecek yıllar için tarım politikalarında öncelikli alanlar tarımsal üretim ve arz güvenliği, gıda güvenilirliği, bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tarımsal altyapı ve kırsal kalkınma, hizmetlerin daha etkin ve verimli kılınması için kurumsal kapasite olarak öne çıkıyor. Tarım sektöründe, gıda güvenliği ve güvenilirliğinin sağlanması ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek, örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapının oluşturulması temel amacımız.
Gelecek yıl hayata geçirmeyi planladığınız çalışmalar neler?
Son 10 yılda tarım sektörüne 50,6 milyar TL nakit destek verdik. 2013 yılında üreticilere ödeyeceğimiz tarımsal destek miktarı yüzde 25 artışla 9 milyar 113 milyon TL olarak belirledik. Destek miktarı önümüzdeki yıl da artarak devam edecek.
Ürün ihtisas borsaları ile ilgili projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Ürün ihtisas borsaları geliştirilecek, fındık, incir, kuru üzüm, kayısı gibi dünyada üretim ve ihracatında lider olduğumuz ürünlerde tarım ürünleri piyasası oluşturulacak. Sözleşmeli üretim ve organik tarım ön plana çıkacak. Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları desteklerimiz artarak devam edecek. 2016 yılına kadar organik tarım yapılan alanı toplam içindeki payı yüzde 1,9’dan yüzde 3’e çıkacak. 2023 hedefimiz ise yüzde 5.~
Tarımın 2023 vizyonu
HEDEFLER BELLİ
Ufuk çizgimiz olan 2023'e doğru ilerlerken hedefimiz nüfusunu yeterli, kaliteli ve güvenilir gıda ile besleyen, tarım ürünlerinde net ihracatçı konumunu daha da geliştiren, rekabet gücünü artırmış bir Türkiye olması. Dünyada ve bölgesinde tarım alanında söz sahibi, dünyada tarımsal ekonomik büyüklükte ilk 5 ülke arasında yer alan, tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılası 150 milyar dolara ulaşmış, tarımsal ihracatı 40 milyar doları aşmış bir ülkeyi hedefliyoruz. NELER YAPILACAK?
Önümüzdeki dönemde; sulanabilir tüm tarım alanları modern sulama teknikleri kullanılarak sulamaya açılacak. Tarımsal desteklemeler tarım havzaları modeli kapsamında belirlenen bölgeler ve ürünler itibarıyla uygulanacak. Su ürünleri sektöründe sürdürülebilir rekabetçi bir üretim yapısı geliştirilecek. 2023 yılında arazi toplulaştırmasını tamamlanarak yaklaşık 80 yıldır tarım sektörünün temel sorunlarından birisi olan arazilerin miras yoluyla bölünmesin önüne geçilmesi hedefleniyor. HAYVANCILIKTA ÖNEMLİ ADIMLAR
Meraların ıslahı ve kullanımında yaşanan sorunları çözecek ve meralarımızın verimli ve sürdürülebilir kullanımını sağlanacak. Hayvan hastalıkları ve hayvan refahı standartları uluslararası seviyeye çıkarılacak ve hayvan pazarları ile kesimhaneleri rehabilite edilecek. Et ve süt başta olmak üzere tarım ürünlerinde piyasa düzenleme mekanizmaları oluşturulacak, besi ve süt hayvancılığının dengeli bir şekilde gelişmesi için destekleme programlarına devam edilerek, rekabetçi bir üretim yapısı geliştirilecek.
Bakanlığın teşvik ve destek planında neler var?
JEOTERMAL SERACILIK
Jeotermal seracılığın 1 geliştirilmesi amacıyla 2013-2015 yılları arasında 50 bin dekar modern yeni sera tesis edilmesi sağlanacak. TARIM SANAYİ BÖLGELERİ
Tarıma dayalı 2ihtisas organize sanayi bölgeleri kurulumuna hız verilecek. Arz açığı olan ürünlerde, ürünler arası üretim dengesi ve piyasalar gözetilerek üretimi artırmaya yönelik destekler sürdürülecek. SAĞLIKLI FİYAT MEKANİZMASI
Ürün fiyatları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanmasına yönelik piyasa mekanizmaları geliştirilecek ve üretici örgütleri etkinleştirilecek. MODERN SULAMA SİSTEMLERİ
Toprak ve su kaynaklarının etkin kullanımı için sulama yatırımları yaygınlaştırılacak, sulama sistemleri modernize edilerek, 2023 yılına kadar sulanabilir 8,5 milyon hektar arazinin tamamı suya kavuşturulacak.~ KALKINMA PROJELERİ VE HİBELER
Bugüne 5kadar 3 bin 955 tarımsal tesise 772 milyon lira hibe
desteği sağlandı. 2015 yılına kadar toplam 6 bin tesise destek verilecek. YATIRIM DESTEKLERİ IPARD
fonlarının Okullanımı artıracağız. 2016 yılına kadar 800 milyon Avro AB katkısı, 266 milyon Avro ulusal katkı olmak üzere toplam 1 milyar 66 milyon Avro hibe desteği ödeyerek kırsal alanda yaklaşık 2,5 milyar Avroluk yatırımı desteklemeyi planlıyoruz. AR-GE CANLANDIRILACAK
Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirlerin uygulamaya konulması yoluyla üreticilerin rekabet düzeylerinin yükseltilmesi sağlanacak. Yatırımcıların büyük çoğunluğu yüksek teknolojili tarımsal faaliyetlere yönelecek. SU ÜRÜNLERİNE ÖZEL UYGULAMALAR
Balıkçılıkta getirilen düzenlemelere uymayanlar ve kural dışı avcılık yapanlarla etkin mücadele için Gemi Takip Sistemi kurularak balıkçı gemileri izlenecek.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?