Zeki Sarıbekir’le ambalaj sektörünü durumunu, Sarten’in 2025 planlarını ve gelecek vizyonunu konuştuk...
Nil Dumansızoğlu
Sarten Ambalaj, sektöre benzer şekilde 2024 yılını durağan geçirdi ve ciroda 700 milyon dolarla bir önceki yıla benzer bir tablo yakaladı. Bu yıl da beklentiler yüksek değil. Ciroda yüzde 5’lik bir artış beklediklerini söyleyen Sarten Ambalaj CEO’su ZEKI SARIBEKIR, “Piyasanın yavaşladığı dönemlerde biraz kaplumbağa gibi olmak, kafayı içeri çekip beklemek lazım. Şu anda o dönem ama önümüzdeki yıldan itibaren tekrar tavşan gibi koşacağız” diyor. 2026’dan sonra tekrar sıçrama öngören Sarıbekir, 2030 için belirledikleri 1 milyar dolar ciro hedefine emin adımlarla ilerlediklerini ifade ediyor.
Geçen yıl ambalaj sektörü için durgun geçti. 2024 sonunu 6,95 dolarlık ihracatla kapatan sektör, sektör, iç piyasada daralma yaşadı. Sektörün büyük oyuncularından Sarten Ambalaj da bu daralmadan etkilendi. İhracatı 200 milyon dolara gerileyen Sarten, 2025 yılında bu kaybı telafi etmeyi planlıyor. 2024’ün müşterileri elde tutma yılı olduğunu belirten Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir, “Piyasanın yavaşladığı dönemlerde biraz kaplumbağa gibi olmak, kafayı içeri çekip beklemek lazım. Şu anda o dönem. Ama önümüzdeki yıldan itibaren tekrar tavşan gibi koşacağız. 2026’dan sonra tekrar sıçrama öngörüyoruz” diyor. 2030 için belirledikleri 1 milyar dolarlık ciro ve 30 fabrikaya ulaşma hedefinin devam ettiğini söyleyen Sarıbekir, yurt dışında Avrupa ve Mısır pazarlarına odaklandıklarını anlatıyor. Yeni fabrika yatırımlarının yanı sıra iç piyasada in-house üretim modelini uygulamaya başladıklarını ve bu sayıyı kısa vadede 5’e çıkarmak istediklerini sözlerine ekliyor. Zeki Sarıbekir’le ambalaj sektörünü durumunu, Sarten’in 2025 planlarını ve gelecek vizyonunu konuştuk:
Ambalaj sektörü 2024 yılını nasıl geçirdi?
2024, 2023’e göre sektör olarak hemen hemen aynı geçti. İç piyasada enflasyon düşerken küçük bir daralma yaşadık. İhracatımızda da çevremizdeki savaşlar ve Avrupa ekonomisindeki daralma nedeniyle yüzde 1’lik bir artış oldu. Yıl sonunu 6,95 milyar dolarla kapattık.
Bu yıl için nasıl bir tablo söz konusu?
Suriye’de yeni gelişmeler var, Ukrayna’da da savaşın bitmesini bekliyoruz. 2025’te sıkıntılar devam edecektir, ancak 2026-2030 arası çok daha iyi bir dönem geçireceğimize inanıyoruz. 2025’in ikinci yarısında hareketlenme başlayabilir. Bu yıl dayanabilenler, müşterilerini ve maliyetlerini kontrol altında tutabilenler önümüzdeki dönem kârlı çıkacaktır.
Bu yıl en çok hangi alanlarda yavaşlama bekliyorsunuz?
Ambalaj ürettiğimiz 3 ana sektör var: Gıda, kozmetik-temizlik ve endüstriyel ürünler. Gıda ve kozmetik-temizlik ürünleri alanında yavaşlama olmaz. Asıl küçülme son 2 yıldır endüstriyel ambalajlarda oluyor. İnşaat ve sanayi sektöründeki daralma bu alana da yansıyor.
Rakamsal olarak beklentileriniz nedir?
İlk iki çeyreğin geçen yılla aynı geçeceğini düşünüyoruz. Türkiye’de 3’üncü çeyrekte her zaman bir hareketlilik olur. Enflasyonun düşüş eğilimine girmesiyle stoklar da azalacaktır. Yazdan sonra tekrar stok üretimi olacağı için işlerin çok iyi bir şekilde açılacağına inanıyorum.
Farklı sektörlerden BAE’den yatırım teklifleri geldiği bilgisi alıyoruz. Ambalajda da böyle gelişmeler var mı?
Sadece oradan değil Amerika, Almanya, İngiltere gibi ülkelerden de geliyor. Bütün ülkeler, bu yeni dünya düzeninde ithalatı azaltmak istiyor. Örneğin Amerika, gümrük duvarları yapacak, kendi ülkesinde üretime daveti ediyor. Özellikle Avrupa’da da sürdürülebilirlik gündemiyle karbon ayak izini azaltma amacı da var. Hepsi üretime çağırıyor. Bu yeni dönemin bir trendi.
Sarten olarak sizin için 2024 yılı nasıl geçti? Sektördeki durgunluk sizi nasıl etkiledi?
Piyasanın yavaşladığı dönemlerde biraz kaplumbağa gibi olmak, kafayı içeri çekip beklemek lazım. Şu anda o dönem. Ama önümüzdeki yıldan itibaren tekrar tavşan gibi koşacağız. 2026’dan sonra tekrar sıçrama öngörüyoruz. 2030 hedeflerimize emin adımlarla gidiyoruz. Yeni fabrikalar açacağız.
Yıl sonunu nasıl kapattınız? 2025 için hedefleriniz nedir?
2023 yılı ihracatımız 220 milyon doların üzerindeydi. 2024’te zor şartlara rağmen 200 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu yıl kaybı telafi edeceğiz, yüzde 10 artışla 220 milyon dolar hedefliyoruz. 2024’te gerçekleştirdiğimiz 700 milyon dolarlık cironun 100 milyon doları yurt dışı faaliyetlerimizden geldi. Bir önceki yılla benzer seyirde izledi. Bu yıl yüzde 5’lik bir artış bekliyoruz.
Faaliyet gösterdiğiniz alanların ciroda payı nedir?
Gıda, kozmetik ve temizlik ile endüstriyel ambalajlar alanında üretimimiz var. Ciromuzun yüzde 50-55’i gıdadan, yüzde 20-25’i endüstriyel ürünlerden, yüzde 20-25’i de kozmetik ve temizlik ürünlerinden geliyor.
Bu dağılımdaki denge değişir mi?
Bu iyi bir denge. Bir sektör iyi, diğeri kötü giderken yumurtaları aynı sepete koymadığımız için etkilenmemiş oluyoruz. Hem de her bir alanın sezonu ayrı olduğu için daha verimli çalışıyoruz.
Yatırım planlarınız nedir?
Şu anda 25 noktada üretim yapıyoruz, bunlardan yalnızca 2’si in-house. In-house üretim sayımızı kısa vadede 5’e çıkarmak hedefimiz. Çünkü hem karbon ayak izini düşürmek hem müşterinin yerinde üretim yaparak birlikte hareket etmenin avantajlarını görüyoruz. Bu demek değil ki yeni fabrika açmayacağız. En son Niğde Bor’da açtık. Bu yıl sonu ya da 2026 başında Adana’da ikinci fabrikamızı açacağız. Yurt dışında da bir ülkeye daha fabrika açmayı düşünüyoruz.
Niğde’de açtığınız fabrika ne kadarlık bir bütçeyle hayata geçti? Burada ne üretiyorsunuz?
20 milyon dolarlık bir yatırımımız oldu. Orası tam otomasyon bir fabrika, yaklaşık 40 kişi çalışıyor. Metal gıda ambalajları yapıyor.
Toplam üretim kapasiteniz ne oldu?
Türkiye’de 21, yurt dışında 4 olmak üzere 25 lokasyonda üretim yapıyoruz. Bunların 4’ü plastik, geri kalanı metal ambalaj üretim tesisleri. Adet olarak birçok ürün üretiyoruz. 250 bin ton teneke hammadde kullanıyoruz. Yaklaşık 30 bin ton da plastik hammadde kullanıyoruz.
Tüm fabrikalarınızda kaç kişiyi istihdam ediyorsunuz?
Türkiye’de 3 bin 500, yurt dışında 700 çalışanımız var.
In-house modelini geliştireceğinizi söylediniz. Bu konuda nasıl planlarınız var?
Yerinde üretim olarak açıklayabileceğimiz in-house modelinde, hemen müşterinin fabrikasının yanında olduğumuz için ürettiğimiz ambalajlar doğrudan doluma gidiyor. Nakliye maliyetinin olmaması her iki taraf için de büyük bir maliyet avantajı sağlıyor. BP ile uzun yıllardır bu modeli uyguluyorduk. Geçen yıl Emek Yağ ile gıda alanında da in-house modelini uygulamaya başladık. Bu yıl Evyap’ın fabrikasında kompakt bir ambalaj tesisi kuruyoruz.
Yurt dışında da bu şekilde üretim planınız olur mu?
Tabii ki yurt dışından da gelen talebe göre yapılabilir.
2030 için 1 milyar dolarlık hedef açıklamıştınız. Bu hala geçerli mi?
Evet, 1 milyar dolarlık ciro, 30 fabrika hedefimiz baki.
30 fabrika hedefinizde yurt dışının payı ne olacak?
Yurt dışında herhalde 1 ya da 2 fabrika daha kurarız. Geri kalanı ülkemizde olacak.
2021 yılında görüştüğümüzde metal ambalajda dünyada ilk 10, Avrupa’da ilk 3’te yer alıyordunuz. O sıralama aynı şekilde mi devam ediyor?
Evet, aynı şekilde devam ediyor.
Dünyada kimlerle rekabet ediyorsunuz?
Büyük, çok uluslu şirketlerle rekabet etmek daha kolay, çünkü pragmatik ve akılcı yaklaşıyorlar, kâr odaklılar. Lokal ve küçük şirketlerle rekabet etmek ise daha zor. Hem hızlı kararlar verebiliyorlar hem gerektiğinde kâr beklentileri daha düşük olabiliyor.
Trump yönetimiyle birlikte yeni bir dünya düzeninden bahsediliyor. Siz küresel gelişmelere nasıl hazırlanıyorsunuz?
Yeni Trump yönetiminin ticari savaşlarda yeni dönem başlatacak olması söz konusu. 2000 yılı sonrası gelişmiş ülkelerde her şey dışarıda üretilsin, maliyetler düşsün gibi bir politika hakimdi. Ama bu, onlar için yanlış bir politika oldu. Çin zenginleşti. Şimdi diyor ki zenginlik bende kalsın, benim ülkemde üretim olsun. Herkesi kendi ülkesinde üretmeye çağırıyor. Biz de buna ayak uyduracağız.
Siz gitmeyi düşünüyor musunuz Amerika’ya?
Neden olmasın? Ama tabii önce ölçmek lazım. Biz yurt dışına bir yatırım yaparken önce pazar araştırması yapar, en az bir yıl pazarı analiz ederiz. Yani önce satış yapıp belli bir ciroya ulaştırsa yatırım düşünüyoruz. Çünkü biz yatırımı, o ülkedeki ihtiyaçları karşılamak için yapıyoruz. Yurt dışındaki kurduğumuz tesisler Türkiye’den o ülkelere ihraç hattımızı da artırıyor. Bu fabrikalara Türkiye’den de yarı mamul gönderdiğimiz için Türkiye’nin ihracatı da artıyor.
Yurt dışında yeni yatırım için nerelere bakıyorsunuz?
Yunanistan, Mısır gibi ülkelerde şirketlerimiz var. Bunlar belli büyüklüğe ulaşınca imalata da başlayabiliriz. Avrupa ve Mısır’a odaklandık; ileride Amerika’da da şartlar uygun olursa değerlendiririz.
Sarkap şirketiyle B2C tüketiciye de ulaşmaya başladınız. Bu taraf nasıl gidiyor?
Yarı mamul ürettiğimiz için rafta bir ürünümüz yoktu ama çok da talep oluyordu. Biz de ayrı bir şirket kurup Sarkap diye bir marka yarattık. Eskiden açık olarak satılan kavanoz kapaklarını poşete hijyenik bir şekilde koyduk. Dizayna ağırlık verdik. Kullanılmayan kalıplarımızdan mutfak eşyaları ürettik. Çok da iyi gidiyor bu alan. Her kadın evini güzelleştirmek ister. Biz de uygun fiyatlı ve estetik ev ürünleri sunuyoruz. Sarkap’ın satış rakamı 20 milyon dolara ulaştı. İnternet satışları da başladı. Yeni ürünler çıkarmaya devam ediyor.
Şirket satın alma noktasında fırsat görüyorsunuz? Böyle bir planınız var mı?
Her fırsatı inceliyoruz. Şirket alımlarına da her zaman açığız. Hem Türkiye’de hem yurt dışında kurduğumuz fabrikaların bazıları zaten satın aldığımız fabrikalarda oluşuyor. Bunu fabrika ya da bir şirket alımı olarak da yapabiliriz. Ama şu anda sadece bakıyoruz. Böyle konuştuğumuz bir şirket yok.
2030 hedeflerinizi koydunuz. Sonrası için nasıl bir planınız olacak?
2028’lere bir gelelim, önümüzü daha iyi görürüz. Yeni dünya düzeninin de gidişatını bir görmek lazım. 2030’da hedeflerimizin gerçekleştirdiğini gördüğümüzde 2040 hedeflerimizi açıklarız. Şu anda 2030’a odaklanmış durumdayız.
“ÇİN’E KARŞI AVANTAJLIYIZ” KİŞİ BAŞI TÜKETİM Türkiye’de kişi başına düşen ambalaj miktarı 300 dolarlara çıktı. Dünya ortalaması 150 dolarlar civarında. Avrupa, Amerika, Japonya gibi gelişmiş coğrafyalarda bu rakam 600 dolarlara kadar çıkıyor. Sektör ihracatının yüzde 60’ından fazlasını Avrupa’ya yapıyoruz, bu bizim en önemli avantajımız. YENİ DÖNEM Bugün bir tırla Avrupa’nın herhangi bir şehrine, hatta kasabasındaki bir depoya ürünümüzü çok hızlı gönderebiliyoruz. Onun için Çin’e karşı avantajlıyız. Kuşak Yol Projesi gibi adımlar atsalar da bizim Çin’e karşı her zaman lojistik üstünlüğümüz ve gümrük birliğimiz var. Yeni dönemde Çin’e uygulanacak anti dampingler, ekstra verdiler de bizim için avantajlı olacaktır. |
SARTEN’İN YATIRIM GÜNDEMİ
|
“MALİYETLERİMİZ DOLAR BAZINDA YÜZDE 40 ARTTI” YÜKSEK GÜMRÜK VERGİLERİ Hammaddelerle ilgili ekstra gümrüklerin konulması sektörün önemli sorunlarından biri. Şu anda Çin’de çok uygun hammaddeler var. Yüksek gümrük vergilerinden dolayı bize satamıyorlar. Ama biz tam tersi bir politikayı izlesek uygun hammaddelerle maliyetlerimizi düşürebilir, bitmiş ürünü daha çok ihraç edebiliriz. Hammaddeyi uygun bir şekilde Uzak Doğu’dan getirebilirsek Türkiye’nin ihracatının artacağına inanıyorum. “DAHA VERİMLİ OLMALIYIZ” Maliyetlerimiz dolar bazında yüzde 40 arttı. Buna uygun çözümler bulmamız, bu problemin karşısında daha verimli olmamız lazım. Daha çok üretip maliyetleri azaltmamız için verimlilik şart. Dünyanın endüstri 5.0’ı konuşmaya başladığı bir dönemde, Türkiye’de birçok şirket endüstri 2.0 düzeyinde. Bu, önemli bir sorun. |
“SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAYAN ÜRÜNÜMÜZ YOK” İNOVASYONUN ODAĞI Ürün geliştirme, ürün maliyetini azaltma, gramajı azaltma gibi konulara odaklanıyoruz. Ne kadar daha az gramajla ambalaj üretiriz, nasıl daha az hammadde kullanırız diye bakıyoruz. Müşteriye sunduğumuz yeni ürünlerin çevreci olması lazım. Artık inovasyon da şekil değiştiriyor. Maliyet düşürmesi ve çevreci bir yenilik getirmesi öncelik kazandı. AR-GE’NİN PAYI Bizim standart ürünümüz çok az, çünkü ambalajı müşterinin ihtiyacına göre üretiyoruz. Ürettiklerimizin herhalde yüzde 95’i böyle. Terzi usulü çalışıyoruz. Ar-Ge’ye cirodan ayırdığımız pay, yüzde 2’nin üzerinde. ÇEVRECİ AMBALAJLAR Çok katlı, yani farklı malzemelerden üretilen ürünlerde geri dönüşüm imkansıza yakın. Bunlardan kaçınmaya çalışıyoruz. Ürün tek katlı olduğu zaman geri dönüşüm yapabilirsiniz. Örneğin metali eritip yine metale çevirebilirsiniz. Bizim sürdürülebilir olmayan ürünümüz yok. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?