PANKAJ GHEMAWAT, dünyanın önde gelen global strateji profesörlerinden. Yazdığı yeni kitabı "World 3.0"'la (3.0 Dünyası) adından bir kez daha söz ettirmeyi başardı. Ona göre dünya sanıldığı kadar düz değil. Hatta bu konu oldukça abartılmış durumda... Globalleşmenin düşünülen boyuta ulaşması için çok zaman geçmesi gerektiğini savunan Ghemawat, sınırların hala ülkeler arasındaki ticarette büyük rol oynadığını düşünüyor. 3.0 dünyasında şirketlerin içinde bulunduğu ülkeyi düşünmeyi bırakmasının büyük bir hata olacağına değiniyor ve "Dünya sanıldığı kadar entegre değil. Asıl ticaret yakın ülkeler arasında gerçekleşiyor" diye konuşuyor. Son dönemde yönetim dünyasında ne söyleniyorsa o tersini düşünüyor. Globalleşmenin gerçekleşmediğini savunuyor. Dünyanın düz olmadığı konusunda ısrar ediyor. Çok uluslu şirketlerin aslında sanıldığı kadar uluslararası olmadığını söylüyor. Hatta teknolojinin bile abartıldığı görüşünde.... Sözünü ettiğimiz kişi, dünyanın önde gelen global strateji uzmanlarından Prof. Pankaj Ghemawat. Yeni çıkan "World 3.0" (3.0 Dünyası) isimli kitabında bu tezlerini savunan Ghemawat, bugüne kadar dünyanın birçok saygın kuruluşuna araştırma yapmış bir isim. Yaptığı çalışmalara dayanarak dünyanın sanıldığı kadar entegre olmadığının altını çiziyor. Ona göre globalizasyonun gerçekleşmesinin önünde çok büyük engeller var. Ülkeler ve coğrafyalar arasındaki mesafeler bunlardan ilki. Kültürel farklılıklar ise diğer büyük engel. Dünyanın düz olmadığını rakamlarla da ortaya koyan Ghemawat, bu konudaki verileri ise şöyle paylaşıyor: "Amerika'da yıllık dış yatırım oranı yüzde 10'u, ticari anlamda uluslararası e-mailleşmenin oranı sadece yüzde 1'i buluyor. İnternetteki iletişimin yüzde 20'den daha az bir oranı uluslararası sınırlar için gerçekleşiyor. Telefon konuşmalarının sadece yüzde 2'si uluslararası konuşmalardan oluşuyor." IESE Business School Barcelona'da global strateji profesörü Pankaj Ghemawat, son dönemde dünyanın yaşadığı değişimi ve 3.0 dünyasının iş hayatını nasıl etkileyeceğini Capital'e anlattı:
Capital: Kitabınızda "Global krizden sonra dünyaeskisi gibi değil" diyorsunuz. Bununla neyi kastediyorsunuz?
- Dünyada ve iş dünyasında krizden sonra bazı konuların tam tersine bir yön izlemeye başladığını gözlemliyoruz. Belki bu durum kısa vadeli olacak, bunu bilemiyoruz. 2010 yılında ticarette dibi gördük. Bu türden bir kriz, son 20 yıldır hiç yaşamamıştık. Finansal anlamda büyük şirketlerin zor durumda olduğunu görüyoruz. 2007 yılında yazdığım kitapta ise bütün göstergeler oldukça olumluydu. Maalesef şimdi o rakamlar yok. Gördüğüm en net şey ise insanların artık çok daha dikkatli olduğu. Bu da dünyanın sanıldığı kadar entegre olmadığını gösteriyor. Krizden önce insanlar nerede olduklarını, neyi hedeflediklerini ve bir sonraki planlarını net şekilde çizebiliyordu. Şu anda gelinen noktada özellikle diğer ülkelerle entegrasyon konusunda problem var. Entegrasyon konusunda bir diğer sorun ise ülkelerle ve diğer coğrafyalarla olan kültür farklılığı.~
Capital: Yiyecek üretiminin ve tüketiminin dünyada daha yerelleşecek olmasını, arz talep dengesini ve birçok parametreyi içine alarak dünyanın bundan sonraki geleceği noktayı nasıl görüyorsunuz?
- 3.0 Dünyası'nı yazarken bana yön veren konu buydu aslında. Diğer ülkelerle entegrasyon abartıldığı için önemli bir tehlike yaşadığımızı düşünüyorum. Dünyanın yüzde 100 globalleştiğini düşünürsek, entegrasyonu gerçekleştirmek için ekstra oyunlar yapmanın gereği de yok. Bence dünya sadece yüzde 10-20 oranında global. Globalizasyon öyle çok abartılıyor ki her şey globalleşmenin sonucu ya da suçu olarak görülüyor. Ben bu kitabı yazmaya 2007-2008 yılında, yiyecek krizinden sonra karar verdim. O dönem özellikle pirinç fiyatı 3 katına çıkmıştı. Bu pazara biraz daha derinlemesine bakmaya başladım. Herkesin pirinç fiyatının yükselmesini globalizasyona bağladığını fark ettim. Aslında pirincin sadece yüzde 5'i ihraç ediliyordu. Fiyat artışı da o yüzde 5 için gerçekleştirilmiş oldu. Kimse bu kadar küçük bir pay için üretim gerçekleştirdiğinin farkında değildi. Buna inanmak biraz güç gelebilir ama bu sorunun çözümü, o yüzde 5'i yüzde 2'ye ya da yüzde 1'e indirmekti. İnsanlar birbirlerini ne ile suçluyor? Fakir ülkelerde yiyecekle ilgili bütçeler o ülkelerin vatandaşı için ölüm-kalım meselesi. İnsanlar artık her sorunda globalizasyonu suçlamayı bitirirse sorunlarını bir nebze çözmüş olur. Hatta globalizasyon onların sorunu değil çözümü olabilir. Yiyecek krizi aynı zamanda
arz-talep dengesinin de sorgulanmasına neden oldu. Projeksiyonlara göre talep artacak. Peki bu artışın çözümü ne olabilir? Her ülke kendi üretimini yeterli oranlarda yapabilmeli. Bu konuda Abu Dabi'yi örnek alabilirsiniz. Sonuçta o ülke birçok konuda eksik ama gördüğünüz gibi kendi kendine yetiyor.
Capital: Siz şirketlerin kendi ülkeleri dışındaki yatırımlarının hala çok düşük olduğunu söylüyorsunuz. Sizce 3.0 dünyasında yatırımların rotası ne olacak?
- Geçen yıl ABD'de dış yatırımların payı yaklaşık yüzde 10 civarındaydı. Önümüzdeki dönemde bu yatırımların biraz daha artacağına inanıyorum. Ama burada önemli olan nokta şu: Dış yatırımlar konusunda asla yüzde 20'lerin üzerine çıkamayacağız. O zaman burada şunu sormak gerek: Neden insanlar bu yatırımların daha çok olduğunu düşünüyor? Harvard Business Review okuyucularına, "Dış yatırım hacmimiz ne kadar" diye sorduğumda yanıt, "Yüzde 40'lar civarında" olmuştu. Peki neden böyle düşünüyoruz? Bunun nedeni bilginin paylaşılmaması. 2007'de tarım politikasını incelediğimde, Thomas Friedman'ın "World is Flat" (Dünya Düz) fikrinin biraz yanlış olduğunu gördüm. Benim kitabım için "veriler yetersiz" denilse de Thomas Friedman'ın 470 sayfalık kitabında kendi dediğini kanıtlayan hiçbir veri yoktu. Öte yandan insanlar veriden önce inanmak istedikleri şeye inanıyor. Sosyal baskı da var.
Capital: Buradan hareketle 3.0 dünyasıyla birlikte gelecek yeni kurallar ne olacak?
- İlk ve en önemli olarak, "Dünya düz, sınırlar yok, uzaklık önemli değil" demeyi bırakmalıyız. Dış politikayla ilgilenirken benimle Hindistan TV için röportaj yaptılar. Röportajın ilk sorusu şu oldu: "Profesör, neden hala dünyanın yuvarlak olduğunu düşünüyorsunuz?" Ancak, ben hala o soruyu soran kişinin ses tonundaki alaycılığı anlayamıyorum. Benim yanıtım gülmek oldu. Yani dünyanın düz olmadığına inanmamak şu anda insanlar tarafından kabul edilmeyen bir durum.
Capital: Dünyanın düz olmadığını kanıtlayan veriler neler?
- Örneğin ticari anlamda uluslararası e-mailleşmenin oranı sadece yüzde 1 düzeyinde. Tahminlere göre internetteki iletişimin yüzde 20'den daha az bir oranı uluslararası sınırlar için gerçekleşiyor. Telefon konuşmalarının sadece yüzde 2'si uluslararası konuşmalardan oluşuyor.~
Capital: Siz teknolojinin de çok abartıldığını düşünüyorsunuz.. .3.0 dünyasında teknolojinin yeri nedir? Özellikle neler abartılıyor?
- Evet, teknoloji abartılıyor. Bilgisayarlar arasında kurulan bağlanır olma durumunu, iletişim kurulması ile karıştırmamak gerek. Teknolojinin bildiğimiz her şeyi değiştireceğine inanıyoruz. Bunlar çok abartılı yorumlar. Teknolojiyi kullanıyoruz evet, ancak bunu sınırları yıkmak için kullananların oranı hala çok az. Ancak yine de böyle bir algı da var. Harvard'da blogumda, "Dünya yerel, yarı global ya da global midir" diye sordum. Cevaplayanların yüzde 60'ı, finansal krize rağmen hala dünyanın düz olduğuna inanıyor. Yani bu algı insanlarda halen devam ediyor.
Capital: 3.0 dünyasının 2.0 ve 1.0'dan farkı ne?
- 1.0 dünyası, daha ulusal sınırlar içindeki özellikleri taşır ve uluslararası etkileşimi simgeler. 2.0 dünyası uluslararası etkileşimin tamamlandığını söyler. Oysa 3.0 dünyası uluslararası ilişkinin ciddi şekilde gerçekleştiğini ama uluslararası etkileşimin tamamlanmasına daha çok zaman olduğunu gösteriyor. Biraz daha gerçekçi bir şekilde olaylara bakar.
Capital: Şirketler sizin bu yorumunuz uyarınca 3.0 dünyasında nasıl konumlanmalı?
- Bu abartının farkında olarak önlemlerini almaları gerekli. Uluslararası etkileşim yüzde 100 oranında tamamlanmış değil. Ülkeler arasında önemli oranda bir ilişki söz konusu ancak bütün sınırlar kalktı demek doğru değil. Hatta şu anda etkileşimde geldiğimiz noktaya bakacak olursak tüm duvarların yıkılması için çok zaman var. Şirketler de bunun bilincinde olarak hareket etmeli. Kültürel, coğrafi farklılıklara daha fazla dikkat etmeli.
3.0 dünyasının yeni gerçekleri 1- 3.0 dünyası uluslararası ilişkinin ciddi şekilde gerçekleştiğini ama uluslararası etkileşimin tamamlanmasına daha çok zaman olduğunu gösteriyor.
2- İçinde bulunduğu ülke sınırlarının önemli olmadığını düşünen şirketler önümüzdeki dönemde sıkıntıya girecek.
3- Dünya sanıldığı kadar entegre değil. Asıl ticaret yakın ülkeler arasında gerçekleşiyor.
4- Duvarların yıkılması konusunda ülkelerle ve diğer coğrafyalarla olan kültür farklılığı önemli bir sorun.
5- Dünya sadece yüzde 10-20 oranında global. Globalizasyon öyle çok abartılıyor ki her şey globalleşmenin sonucu ya da suçu olarak görülüyor.
6- Teknoloji çok abartılıyor. İletişim kurarken kullanılan bir araç olduğu bir gerçek. Ancak etkileşimin artmasına sanıldığı kadar yardımcı değil.
7- Şirketler nereye gitmeli, hangi pazarlara odaklanmalı, nereye gitmeleri mantıklı olur gibi birtakım sorulara 3.0 dünyasında daha fazla yanıt aranıyor.
8- Ticari anlamda uluslararası e-mailleşmenin oranı sadece yüzde 1. İnternetteki iletişimin yüzde 20'den daha az bir oranı uluslararası sınırlar için gerçekleşiyor.
9- Telefon konuşmalarının sadece yüzde 2'si uluslararası konuşmalardan oluşuyor.
10- Şirketlerin ve insanların artık, "Dünya düz, sınırlar yok, uzaklık önemli değil" demeyi bırakması gerek.~
"ASIL TİCARET YAKIN ÜLKELER ARASINDA" İLETİŞİM NASIL ÖLÇÜLÜYOR?
Dünya sandığımız kadar global değil. Tabii ki sıfır noktasında değil ama herkesin kabul ettiği kadar global olmadığı da ortada. İkincisi, uluslararası iletişim hala uzaklıkla ölçülebilir bir durum. Yani ticaret hala coğrafi ve kültürel açıdan benzerlik gösteren ülkeler arasında gerçekleşiyor. TÜRKİYE GÜÇLENEBİLİR
McKinsey ile yaptığımız çalışmalarda, ticaret yapılan pazarların genellikle benzer tipte ülkeler olduğunu gördük. Bu, aslında ne kadar global olduğumuzu gösteren bir durum. Türkiye, Avrupa Birliği için önem taşıyan bir ülke. Aynı zamanda Doğu ve Ortadoğu pazarları için önem taşıyor. Türkiye'nin Ortadoğu'da daha da güçleneceğini düşünüyorum.
"GLOBALİZASYON TAM OLARAK GERÇEKLEŞMEDİ" SIKINTIYA GİRECEKLER
İçinde bulunduğu ülke sınırlarının önemli olmadığını düşünen şirketlerin gerçekten sıkıntıya gireceğini düşünüyorum. İkincisi, şirketlerin net bir hedefi yok. Hala eskisi gibi davranıyorlar ama bilmeliler ki globalizasyon tam olarak gerçekleşmedi. GERÇEĞİ FARK ETMELİLER
Gerçekleşmediği için yanlış stratejilerle yanlış işler çıkarabilirler. Bu gerçeği fark edip ona göre hareket etmeleri gerekir. Neyi değiştirmeleri gerekiyor? Ben Hindistanlıyım. ŞİRKETLER HALA DUYGUSAL
Çin ve Hindistan'da iş yapmak isteyen şirketlere gerçekten bunu yapıp yapamayacaklarını soruyorum. Birçok şirket oradaki operasyonlarını azaltıyor. Çünkü oradaki farklılıkları yönetebilme becerisi gerekiyor. Şirketler hala çok duygusal.
"3.0 DÜNYASI DAHA OPERASYONEL" KRİTİK DURUM
İş dünyasında kritik olan bir durum var ki o da 3.0 dünyasında globalizasyon kavramının biraz daha farklı bir yere oturacak olması. Her ülkenin hedefleri var ve iş modellerini değiştirmek için çok bariz bir neden yok gibi görünüyor. ŞİRKETLER NEREYE GİTMELİ?
3.0 dünyası biraz daha operasyonel. Yani şirketler nereye gitmeli, hangi pazarlara odaklanmalı, nereye gitmeleri mantıklı olur gibi bir takım sorulara yanıt arıyor. Şu andaki dünya bunu söylemiyor, bunu 3.0 dünyası söylüyor. EN ÖNEMİ PAZARLARI KENDİLERİ
Buna şirketler daha çok dikkat edecek. İş modellerini değiştirmek durumunda kalacaklar. Adaptasyon stratejileri çok önemli. Çünkü birçok şirket dışarıya yatırım yapıyor gibi görünse de aslında en önemli pazarları hala kendi ülkeleri.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?