"Ana hedef kârlılık"

Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren ile grubunun performansını ve yeni rotasını konuştuk

3.11.2020 14:37:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Ana hedef kârlılık"

Enerji, ambalaj, kağıt, çimento ve tekstil sektörlerinde faaliyet gösteren Eren Holding, pandemide hız kesmedi. Bu yılın ilk 8 ayını geçtiğimiz yıla paralel bir performansla geçirdi. Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı AHMET EREN, “yeni yaşam tarzı” devam ederse sektörlerinde ne yapabileceklerine kafa yorduklarını söylüyor. Buradan hareketle temizlik kağıtları, karton ve çimentoya 550 milyon Euro’luk yatırım kararı aldıklarına dikkat çekiyor. Önceliklerinin kârlılık olduğunu da belirten Eren, “Kârsız çalışan bölüm veya mağazayı kısa zamanda elimine ederiz. Nam olsun, kâr olmasın diye bir politikamız yok” diye konuşuyor.

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Ekim 2020 tarihli sayıdan

Eren Holding, Türkiye’nin istikrarlı ilerleyen gruplarından... Enerji, ambalaj, kağıt, çimento ve tekstil sektörlerinde faaliyet gösteren grup için 2019, mevcudu korumaya çalışarak geçti. Yılı 2,6 milyar dolarlık ciroyla kapatan holdingin beklentisi 2020’de dolar bazında yüzde 10 büyümekti. Ancak pandemi ve kurlardaki artış planlarını değiştirdi. Enerji, ambalaj ve çimentoda bu yılın ilk 8 ayında büyüme yaşayan Eren Holding, kağıt ve tekstildeki daralmayı da bu sektörlerdeki büyümeyle telafi etti. Ancak bütçeyi dolar kuru üzerinden yaptıklarını belirten Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, işlerinin çok olumsuz etkilenmemesine karşın dolar kurundan dolayı yıl sonunda ciroda yüzde 5’lik bir küçülme olacağını söylüyor. Dünya ve Türkiye geneline göre pandemiden daha az etkilendiklerinin de altını çizen Eren, bu dönemde yeni yatırımlar için düğmeye bastıklarını açıklıyor. Özellikle temizlik kağıdı sektöründeki talebi fırsat olarak gören holding, temizlik kağıtları, karton ve çimentoda toplam 550 milyon Euro’luk yatırıma başladı. Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren ile grubunun performansını ve yeni rotasını konuştuk: 

 2019, grubunuz için nasıl bir yıldı? Yıla dair hedeflerinizi tutturabilmiş miydiniz? 

 2019, Türkiye ekonomisinin duraklamaya başladığı bir yıldı. Özellikle konut sektöründeki çökme diğer sektörleri de etkiledi. 2018 ile mukayese ettiğimizde 2019’da gerek satışlar gerek kârlılık açısından aynı dengeyi tutturabildik. 

 2018 yılı cironuz 2,7 milyar dolardı. 2019 için hedefiniz mevcudu korumaktı. 2019’u ne kadarlık bir ciroyla kapattınız? 

 2019’u 2,6 milyar dolar ciroyla kapattık. Ama bu yıl bu rakama zor ulaşırız, 2 milyar 450 milyon dolarda kalırız. 

 2020’ye girerken iş dünyasında “iyi bir yıl olacak” beklentisi vardı. Sizin beklentiniz neydi, yüzde kaçlık bir büyüme bekliyordunuz? 

 2020’den daha ümitliydik, bir düzelme olacağını düşünüyorduk. Planlarımızı ve yatırımlarımızı ona göre belirlemiştik. Dolar bazında en az yüzde 10’luk büyüme bekliyorduk. Ama şimdi anlaşılıyor ki kurdan ötürü dolar bazında yüzde 5’lik bir aşağı gidiş olacak. TL bazında büyüme ise yüzde 22’ler seviyesinde. Ama biz büyümemizi dolar bazında hesaplıyoruz. 

COVID-19 Türkiye’de ilk kez mart ayında görüldü ama dünyada çok daha öncesinde salgın başlamıştı. Siz salgın Türkiye’ye gelmeden önce etkilerini nasıl hissettiniz?

 Biz ihracat ve ithalat yapan bir grubuz. İhracat ve ithalatta mart öncesinde seferler durduğu için alıcı ve satıcı karşılıklı bir araya gelemiyordu. Piyasalar uzun süre şok geçirdi. Ardından online toplantılar devreye girdi. Biz de yeni yatırımlar planlamıştık, bu yatırımlar kapsamında makine satıcılarıyla ya da yapacağımız yatırım yerlerinin gelişimiyle ilgili toplantılar yapamadık. Satın alacağımız makineleri ve fabrikayı görmek istiyorduk ama korkudan gidemiyorduk. Genellikle Avrupa ve Amerika’da olan satıcı şirketler de çalışanlarını göndermiyordu ve bu durum işlerde aksamaya neden oldu. Dolayısıyla salgın Türkiye’ye gelmeden biz etkilerini zaten hissediyorduk. 

 Peki ne tür bir hazırlık yapıp tedbir almaya çalıştınız? 

 Salgının ayak seslerini duyuyorduk ama bizzat adımını atıp içeri girmesi farklı oldu. İçeri girdikten sonra biz yeni ortamda işlerimizi nasıl götüreceğimizi belirleyecek bir kriz masası oluşturduk. Ofis çalışanlarımız evden çalışmaya geçti. O süreçte hiçbir çalışanımızı işten çıkarmayacağımıza dair karar aldık. Bu karar çalışanlarımız arasında takdir topladı. Hiç işten çıkarma yapmadan ve mecburi izin kullandırmadan işimizi yürüttük. 

 İşleriniz bu süreçten nasıl etkilendi?

COVID-19 tüm dünyayla birlikte Türkiye ekonomisini de vurdu. Ama bizim grubumuza etkileri daha az oldu. Çünkü bulunduğumuz sektörler açısından iyi bir konumdaydık. Bilhassa enerjide 2019’a göre elektrik satışlarında bir artış oldu. Kağıt satışlarımız düştü ama artan ambalaj satışları onu telafi etti. Çimentoda ise üretimimizin yüzde 85’ini ihraç ettiğimiz için şanslıydık. En kötü etkilenen sektörümüz perakende oldu. Tüm dünyada perakende mağazaları kapandı. Ancak belli sektörlerin birbirini dengelemesi nedeniyle ilk 8 aylık verilerimizi bir önceki yılın aynı dönem verileriyle kıyasladığımızda sonuçların birbirine çok yakın olduğunu söyleyebilirim. 

 Enerji, ambalaj ve çimentoda üretimde aksama olmadı mı? 

 Olmadı. Tüketim maddeleri ve temizlik ürünlerine hizmet eden bir sektör olarak ambalajda azalma olmadı. Çimentoda İsrail ve Amerika gibi iki büyük pazarımız var. Amerika pazarına ürün yetiştirmek için tam kapasite çalışmayı bırakın diğer çimento fabrikalarından çimento alıp ihraç ettik. Şu anda sattığımız çimento miktarı kapasitemizin yüzde 10 üzerinde. Sadece tekstilde aksamalar oldu. Perakende durunca tekstil üretimi de durdu. Haziran ayında normalleşmenin başlamasıyla tekstilde de normal üretime geçtik. 

 Tüm bu süreçte üretime ve yatırıma bakış açınız değişti mi? 

 Eren Grubu olarak, “Bu tip yaşam tarzı devam ederse bizim sektörlerimizde ne yapabiliriz” diye düşündük. Temizlik kağıtlarına büyük talep olduğunu gördük ve o sahaya yatırım kararı aldık. Bu temizlik malzemelerinin, özellikle yüksek kaliteli olanların gireceği kutuları üretecek tipte bir kağıt üretimine girmeye karar verdik. Tesisler için arsaları satın aldık. Bizim gibi uluslararası denetim şirketlerine açık, onların kontrolünden geçen şirketleri bankalar görüyor, ne yaptığımızı, nereye gittiğimizi biliyorlar. O yüzden kredi veren bankalar, yeni yatırımlarımız için de destek vereceklerini söyledi. 

 Gerçekleştireceğiniz bu yeni yatırımların hacmi ne olacak? Ne zaman hayata geçecek? 

 Fizibilitelerin hepsi yapıldı. Birisi kaliteli karton üretimi, onun yatırımını yapıyoruz. Temizlik kağıtları dediğimiz havlu kağıt, tuvalet kağıdı, peçete yatırımı için de harekete geçtik. Karton kutu ambalaj için de yüksek bir talep var, onun da yatırımını hayata geçireceğiz. Bu üçünün yatırım tutarı 350 milyon Euro. 

 Yeni yatırımlarınızda odağınız ihracat mı olacak, iç piyasa mı?

Temizlik kağıdı ihracat odaklı. Ambalaj kutuda da ihracat yapacağız ama daha çok iç piyasaya ağırlıklı çalışacağız. 

Çimentoda talebe yetişemediğinizi belirttiniz. Orada yeni bir yatırım olacak mı?

 Çimentoda ihracatta talebe yetişemiyoruz ama içeride talep ölü. Bizim şansımız limanımızın oluşu, fabrikamız limana yakın. Bu da bize rekabet gücü veriyor. Çimentoda aşağı yukarı 200 milyon Euro’luk bir yatırım planımız var. Dolayısıyla şu anda toplam 550 milyon Euro yatırım ajandamız mevcut. Bu yatırımları 2 yıl içinde gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bunların içinde belki çimento yatırımı daha uzun zaman alır ama diğerlerini iki yıl içinde sonuçlandırır, üçüncü yılda üretime başlarız. 

 Şu anda grup gelirlerinizin sektörel dağılımı nedir?

Enerji yüzde 38, ambalaj ve kağıt yüzde 30, çimento yüzde 20, perakende ve tekstil aşağı yukarı yüzde 7-8’ler seviyesinde paya sahip. 

 Yeni yatırımlar ve işlerle bu dağılım birkaç yılda nasıl değişir? 

 Çimentonun ve kağıdın payı yükselir, enerjinin düşer. 

 Enerji konusunda önemli sıkıntılar yaşadınız, son durum nedir? 

 Dertler bitmedi. Sadece elektrik santrallerinde kullanılan kömürün ithalatına vergi geldi. Amaç yerli kömürü korumaktı. Ancak bizim büyük çaba göstermemize rağmen Türkiye’de elektrik santrallerinde kullanılacak yerli kömür olmadığı anlaşıldı. Bunun üzerine hükümete, “Yerli kömürü korumak istiyorsanız Avrupa gibi yapın. Sadece spesifik vergi koymayın. Genel olarak Türkiye’ye ithal edilen tüm kömürleri düşük marjda bir vergiye tâbi tutun ve her türlü ithal kömürden vergi alınsın. Böylelikle istismar yaşanmasın” teklifinde bulunduk. Çünkü yakacak kömür diye gümrükten kömür geçirip elektrik santrallerine vergisiz satanlar var. Biz bu yolsuzluğu önlemek istiyoruz. Bu şekilde yerli kömür de korunur. Umarım bu teklif dikkate alınır. 

Enerjide çok büyük yatırımlar yaptınız. Peki geldiğiniz noktada pişman mısınız?

 Pişman değilim. Diğerlerine göre daha dayanıklı çıktık. Çünkü gelecek yılın sonunda enerjinin borçları bitiyor. Dolayısıyla çok iyi bir durumda sayılırız ancak bir daha böyle büyük bir yatırım yaparken hükümetle pazarlık yapmadan hareket etmem. Bu tip büyük yatırımlarda karar değiştirilmez. Demokratik liberal ülkelerde böyle uygulamalar olmaz. 

 Bu dönemde grubunuzu yönetirken en önemli önceliğiniz ne? 

 Bizim önceliğimiz hep kâr. Kârsız çalışan bölüm veya mağazayı çok kısa zamanda elimine ederiz. Nam olsun kâr olmasın diye bir politikamız yok. Kendimizi diğer gruplarla da mukayese ettiğimizde, kârlılık bakımından durumumuz onlara nazaran daha iyi. O yüzden ana hedefimiz kârlılık. 

 Sizce 2021 nasıl bir yıl olur? 

 2021’in hem Türkiye hem bizim için 2020’den daha farklı olacağını sanmıyorum. Pandeminin yarattığı bir yıkım var. İlk anda yaralı iken o yarayı insan hissetmez, zamanla yarayı hisseder. O yıkımın o yaranın acıları çıkmaya başlayacak. Şu anda Türkiye’de işsiz oranını siz de biliyorsunuz. Bu işsizliğin yarattığı bir talep eksikliği var. Özellikle yeme-içme, havayolu, turizm ve otelcilik sektörleri maalesef kötü durumda. O yüzden Türkiye’de ve dünyada gelecek yıl daha iyi olmayacak. Ama biz grubun büyüklüğünü muhafaza edeceğiz.


700 MİLYON EURO’LUK YATIRIM NEDEN BEKLİYOR?

ATIK KAĞIT İTHALATI
Özellikle karton üretimi için Yalova’da organize sanayi bölgesinde büyük bir yatırıma niyetlendik. Pandemi çıkınca organize sanayi bölgesinin faaliyetleri de aksadı. 700 milyon Euro’luk yatırım şimdi bekliyor. Orada tabii hammadde de çok önemli. Atık kağıt Türkiye’de yeteri kadar yok. Türkiye ihtiyaç duyduğu atık kağıdı büyük çapta ithal etmek zorunda. Çünkü Türkiye’de yeteri kadar toplama olmuyor. Şimdi Çevre Bakanlığı mevzuatta değişiklik yaparak ithal kağıdı kısıtlamak istedi. Biz “Türkiye’de yeteri kadar yok” diyerek buna itiraz ettik.
“HAMMADDE OLMAZSA ÜRETİM DURUR” Yine de ısrarcı davrandılar. Bu ne derece yürürlüğe konacak bilmiyorum. Konduğu takdirde Türkiye atık kağıt ithal edemediği için, bu kez maalesef ürün ithal etmek zorunda kalacak. Atık kağıt ile plastiği karıştırıyorlar. Atık kağıt plastik atığı gibi değil doğada kısa zamanda çözünüyor. Hala bütün kağıt sektörü temsilcileri olarak mücadeleyi sürdürüyoruz. Ama kesin olarak söylüyorum, atık kağıt Türkiye’ye gelmezse bizler yeterli hammadde olmadığı için üretimi durdurmak zorunda kalacağız. Bu durumda Türkiye hammadde yerine ürün ithal etmek zorunda kalacak.



“2023 HEDEFİNİ TUTTURMAK MÜMKÜN DEĞİL”

YÜKSELME İHTİMALİ 
Ciroda 4 milyar dolara ulaşma hedefimiz vardı, bunu 2023’e ertelemiştik. Dolar kuru böyle giderse 2023’te de hedefi tutturmak mümkün değil. Dolar kuru bugün 7,49’larda. Daha da yükselme ihtimali var. Dış politikada izlenen politikaların yansımaları da oluyor Türkiye’ye. Hukuk güvenliği yok. Elektrik yatırımında başımıza gelen olayın bir hukuk güvenliği olayı olduğuna inanıyorum.
“YATIRIMA DEVAM EDECEĞİZ” Şartları konuşup, finansmanı gerçekleştirip, yatırımı yapıp üretime geçtikten sonra birden hammaddenize yüzde 30 vergi gelmesi hukuksal değil. Bazı yatırımcı arkadaşlar bize hayret ediyor, “Buna rağmen yatırıma devam ediyorsunuz” diyorlar. Bizim başka bir ülkemiz yok. En mutlu olabileceğimiz ülke de Türkiye, yatırım yapmaya devam edeceğiz.



“YURT DIŞINDA SATIN ALMA YAPACAĞIZ”

“NİYETİMİZİ AÇIKLADIK”
Türkiye’de biz daha ziyade kendi branşımızda olan işlerle ilgileniyoruz. Satın almayla da ilgilendik. Temizlik kağıtlarında böyle bir teşebbüsümüz oldu, henüz sonuçlanmış değil. Bir taraftan da kendi yatırımımızı süratle yürürlüğe koymak için çaba gösteriyoruz. Ama bu aynı branşta faaliyette bulunan bir başka şirketi satın almayız anlamına gelmiyor. Öyle bir niyetimiz de var. Daha çok yurt içine bakıyoruz. Yurt dışında satın alma yapma niyetimiz de var. Bu niyetimizi aracı şirketlere açıkladık. Özellikle Türkiye’den ve diğer ülkelerden bu maddeleri ithal eden ülkelere gidip orada üretim yapmak istiyoruz. Gerek temizlik kağıdı gerek ambalaj sektörlerinde araştırma yapıyorlar, bize bildirecekler.
“İKİ ÜLKEDE KARAR KILDIK” Çimento sektöründe de satın alma konusunda olumlu birtakım sinyaller var. O konuda da uluslararası profesyonel bir şirketle çalışıyoruz. Onlara, “Dünyada nerede yatırım yapalım” dedik. Bünyelerinde 18 bin mühendis var. Amerika’dan Uzakdoğu’ya ve Afrika’ya her yeri araştırıyorlar. Sonra “En uygun şu üç nokta, siz seçiminizi yapın, gidin” diyorlar. Onların yaptığı çalışma sonucunda karar verdiğimiz ve şimdi adını açıklayamayacağım iki ülke var. O ülkelerden ÇED konusunda sinyal bekliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz