Bizim oğlan hapı yuttu hiç mevduat toplayamamış

Hüsnü Özyeğin, Türk iş dünyasının örnek girişimcilerinden.

1.08.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bizim oğlan hapı yuttu hiç mevduat toplayamamış

42 yaşında, bankacılık sektöründe profesyonel yöneticiyken cesur bir kararla kendi bankasını kurdu. 41 günde yarattığı Finansbank, Türkiye'nin en büyük 5 özel bankasından biri oldu. Türkiye'de profesyonel yöneticilikten patronluğa geçiş yapıp ardından da hızla yükselen iş insanının sayısı çok değildir. Özyeğin, bunu başaran nadir örneklerden. Başarısının arkasında zorluklarla dolu bir hikaye de yok. 17 ortakla Finansbank'ı kuran işadamı ne bu ortakları ikna ederken ne de bankayı kurduktan sonra zorluk yaşamadığını söylüyor. "Çünkü büyük beklentilerim yoktu" diye konuşuyor. Finansbank'ı 2006 yılında Yunan NBG'ye 3,1 milyar Euro gibi etkileyici bir rakama satan Hüsnü Özyeğin, kısa süre önce çok sevdiği ve 37 yıllık birikimi bulunan bankacılığa yeni bankasıyla geri döndü. Şimdi herkes ondan Fibabanka ile yeni bir başarı öyküsü bekliyor. O ise tıpkı Finansbank'ta yaptığı gibi sakin ve emin adımlarla ilerlemek istiyor. Finansbank, aslında Özyeğin'in başarı öyküsünün sadece başlangıcı. Finansbank'tan sonra Fiba Grubunu perakendeden enerjiye yeni işlerle büyüten Hüsnü Özyeğin, nasıl başardınız sorusuna, gençlere çağrı yaparak cevap veriyor: "Yeni bankamız Fibabanka'da da Finansbank'ta olduğu gibi kendi elemanlarımızı yetiştireceğiz. Genç bankacılardan bu mesleğe kendini adamış veya adayacak olanları aramızda görmek istiyoruz. İyi eğitimli, iyi çevresi olan arkadaşları önemsiyoruz. Özetle çok çalışacak ama hızlı yükselecek çevik bankacılar arıyoruz."

Mavi boncuk istedim

Yapı Kredi Bankası'nda görev yaparken oradaki ekibimizle beraber hiç ummadığımız bir başarı elde ettik. Bankayı 3,5 yıl içinde mali olarak çok önemli bir yere getirdik. Bildiğim kadarıyla bir profesyonel yöneticiye verilen ilk ve son lisanstı. Gerçek anlamada bir serveti, bir grubu olmayan bir yöneticiye lisans devri olmuşsa da yepyeni bir lisans sıfırdan kimseye verilmedi. Ankara'dakileri ikna etmem tahmin edemeyeceğiniz kadar kolay oldu. "Bu yaptığımız iş için bir mavi boncuk istiyorum" dedim. Onlar da bana, "Bir bankacılık lisansını size veremeyeceğiz de kime vereceğiz" dediler ve hiç tereddüt etmeden lisansı verdiler. 42 yaşındaydım o zaman.

21 yatırımcıyla görüştüm
Finansbank'ı 17 ortakla kurdum. Ortakları mavi boncuğu aldıktan sonra buldum. Lisans resmi gazetede 15 Eylül tarihlidir. Banka 27 Ekim'de açıldı. Yani Finansbank'ı 41 günde kurmuşum. 21 yatırımcıya gittim. 17'si kabul etti. Hepsine aynı fiyatla sattım. 17 yatırımcıdan sadece bir tanesi, benim bildiğim kadarıyla hisselerini 1987 Ekim'inden 2006'nın sonuna kadar hiç satmadan tuttu. Bankanın yüzde 1'i o kişinindi. Babası iki oğluna birer hisse vermişti, diğer kardeş kendi hisselerini sattı. Bankanın sermayesi 8 milyar dolardı, ben hisseleri yüzde 50 primli satmıştım. Yüzde 1'i 80 bin dolardı. 120 bin dolara satmıştım, 40 bin doları da içeriye kendi sermayem olarak koymuştum. Bankanın yüzde 1'i 50 milyon dolara ulaştı. Hissesini satmayıp saklayan kardeş, 120 bin dolara karşı, bir daha hiç para koymadan 50 milyon dolar aldı. Ortaklığı kabul etmeyen 4 kişiyle bir daha bu konuyu konuşmadım. Pişman olup olmadıklarını bilmiyorum. Ortakları Türk iş aleminin bilinen, kendi işlerinde başarılı, yarın öbür gün bir sorunum olmayacak, daha evvel bankalarla bir sorunu olmamış kişilerden seçmiştim. Bir kişi daha fazla hisse almak istedi ama ben kimseye yüzde 3'ten fazla vermek istemedim. Dağınık bir ortaklık yapısı olsun istiyordum. Daha fazlasını isteyen buna biraz hayıflanmıştı.~

Citibank'ı model aldık
Bankayı kurarken hiç zorluk olmadı, çünkü büyük bir beklentiyle kurmamıştım. Bir binanın 6'ncı 7'nci katında genç bir ekiple işe başladık. Çok farklı bir şekilde, Türk bankacılık piyasasında hiç bilinmeyen isimlerle kurdum bankayı. İlk Ömer Aras'a teklif götürdüm. Ömer kabul ettikten sonra elemanları o seçti. Benim 15 yıllık bankacılık tecrübeme karşın Ömer'in bankacılık tecrübesi 2,5 yıldı ama bu işi yine de ona bıraktım. Ben bir işi birisine verdiğim zaman ekibi onun seçmesini isterim. Ekibin çoğu çok iyi ailelerin çocukları, çok iyi yetişmiş, iyi eğitimli, Citibank kökenli isimlerdi. Biz de önce Citibank gibi bir banka yaratmak istedik. Citibank'ın o zaman İstanbul, Ankara, İzmir ve Mersin'de şubesi vardı. Biz de 4 şube açtık. Kurumsal bankacılık yapmak üzere başladık, başta model oydu.

"Bizim oğlan hapı yuttu"
İlk şubeyi açtığımda da hiçbir zorluk yaşamadık. Ama hiç unutmuyorum, o akşam rahmetli babam aradı, "Ne kadar para topladın oğlum" diye sordu. Biliyorsunuz Anadolu'da şube açtığınız zaman ilk gün tüccarlar para getirir. İlk gün mevduat önemlidir. Babama "Hiç para toplamadık" dedim. Kapattı telefonu. Sonra anneme, "Hapı yuttu bizim oğlan" demiş.

'20-25 ŞUBELİ BİR BANKA HEDEFLEMİŞTİM'

Finansbank'ı kurduğumuz zaman ilk yıl 4 şube açtık. Sonra 7 yıl hiç şube açmadık. Bankayı 1987 yılında kurduk. 1995'te 5'inci şubeyi Denizli'de açtık. Bana o zaman gelecek planımı sorsaydınız, 20 yılda 20-25 şubeli bir banka oluruz derdim. Enflasyon çok yüksekti. Bugünkü gibi çeşit çeşit kredi ürünleri yoktu. Bankacılık bireylerin paralarını muhafaza eden, kiralık kasa sunan, repo yapan, bireylerden para toplayıp bunları ticari kurumlara aktaran bir aracılık faaliyeti yapıyordu. Sonrasında piyasa çok gelişti.

ANADOLU'NUN GÜVENİYLE BÜYÜDÜK

Bir gün Kayseri'den bir müşterim bana, "Siz Türkiye'nin özel Eximbank'ısınız" demişti. Bu bizim 2001'de yaptıklarımızın unutulmadığının göstergesi. 2001'de Anadolu'da yollara döküldük. Bankalarla ya da faktoring şirketleriyle sıkıntısı olanların tüm kredilerini toplayıp yeniden yapılandırdık. O zaman "İstanbul Yaklaşımı" vardı. Biz buna "Finansbank Yaklaşımı" diyorduk. Finansbank kurumsal bankacılıkta 2002-2003 yıllarında özel bir konuma ve prestije ulaştı. KOBİ'de de ilk organize olan banka olduk. Aslında Türkiye'de KOBİ bankacılığına ilk giren eski bankam Pamukbank'tı. Pamukbank fona devredilince 1-1,5 ay içinde Pamukbank'tan 30 şube müdürü, 90 portföy yöneticisi transfer ettik. KOBİ bankacılığına da bu sayede çok önemli bir başlangıç yaptık. Bir yıl içinde birkaç 100 bin KOBİ'ye ulaştık. KOBİ'lere kullandırdığımız krediler, toplam kredilerimiz içinde yüzde 10-12 düzeyine ulaştı. Arkadaşlarım, nerede şube açacağız diye sorduklarında "Nerede bir Pamukbank müdürü bulursak orada" diyordum. Finansbank'ın tarihinde yatırım bankacılığının da rolü önemlidir. Türkiye'de sıfırdan kurulup yatırım bankacılığı yapan başka banka yok. Daha 5-6 aylık bankayken halka arzların sendikasyonlarına giriyorduk. 1994 yılından sonra bankacılıkta rekabette var olabilmek için büyümek gerekiyordu. 1995 yılında strateji değiştirip bireysel bankacılığa girdik. Piyasa çok gelişti. Yeni ürünler pazarı ve bizi büyüttü.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz