Çoğu insan hayatında adeta “uyandırma alarmı” (wake up call) etkisi
yaratan olaylar, anlar yaşar. O andan sonra “büyük uyanış” ve “değişim”
başlar. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Örneğin Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ülker, kariyerindeki
büyük uyanışı (wake up call) 42 yaşında yaşadı. Operasyondan çıkıp
holdingin stratejilerinin belirlendiği yönetim kurulu seviyesinde görev
alması hayatını değiştirdi.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’i ise Rusya’daki deneyimi uyandırdı.
Ateş, bankacılıkla ilgili kurallarını Rusya’da çalıştığı dönemde
oluşturdu. LC Waikiki’nin patronu Vahap Küçük ise uyanışını 2001 krizine
borçlu.
Küçük, şirkette o döneme kadar gerçekleştiremediği dönüşümü 2001 krizi
sayesinde gerçekleştirdi. İşte CEO’ları uyandıran anlar...
Yavaşlamak ve hayatımda yaptığım seçimleri gözden geçirmek zorunda kaldım. Tek gerçek, hayatta her şeyi yapamayacağımdı”.
Bu sözler, dünyanın en güçlü 25 kadını arasında yer alan The Huffington
Post’un kurucusu ve genel yayın yönetmeni Arrianna Huffington’a ait.
Huffington, kendi hayat tecrübesinden yola çıkarak yazdığı yeni kitabı
“Thrive”de, paranın ve gücün tek başına insanın hayatındaki başarının
göstergesi olamayacağını söylüyor.
Ona göre hayatta sağlıklı, mutlu ve mükemmel olmanın yolu iyi bir iş ve yaşam dengesi kurmaktan geçiyor.~
Huffington’ın hayatını baştan aşağı değiştiren ve sonunda kitap
yazmasına yol açan “büyük uyanış” (wake up call) ise 7 yıl önce
yaşanmıştı. O dönem 57 yaşında olan Huffington, günde ortalama 4-5 saat
uykuyla çalışıyordu. Bir gün aşırı yorgunluktan ofisinde düşüp başını
çalışma masasına vurduğunda onun için yeni bir dönem başlayacaktı.
Başını çarptıktan sonra hayatını sorgulamaya başlayan Huffington, o
günden sonra iş ve yaşam dengesini tamamen değiştirmeye karar verdi.
Aynı zamanda bu talihsiz kazadan kendisine önemli dersler de çıkardı.
İlk önce hayatına yeni bir rota çizdi ve 7 gün 24 saat işe bağlı
kalmasını sağlayan elektronik cihazlara sınırlama koymaya karar verdi.
Artık eskisine göre dinlenmeye ve uykuya daha fazla zaman ayırıyordu.
Günde 4-5 saatle sınırlı kalan gece uykularını uzatmaya başlamıştı.
Her gün düzenli meditasyon yapıp öğlenleri siestayla vücudunu
dinlendiriyordu. Hatta şirketteki diğer çalışanların da öğlenleri siesta
yapabilmeleri için özel dinlenme odaları yaptırıyordu.
Ofiste uykusuzluktan masasına düşen başı sayesinde hayatıyla ilgili
büyük bir “uyanış yaşayan daha sonra da bundan önemli dersler çıkaran
yöneticiler arasında Huffington, yalnız değil. Türkiye’de de
hayatlarında önemli kırılma noktaları yaşayan, bundan önemli dersler
çıkaran çok sayıda iş insanı var.~
İŞ-YAŞAM DENGESİ
Günümüzde Arrianna Huffington gibi çok yoğun bir tempoda çalışırken ani
bir uyanışla iş-yaşam dengesini değiştirmeye karar veren kadın
yöneticilerden biri de Amway Avrupa Dış İlişkiler Bölge Müdürü Candan
Çorbacıoğlu.
“Her yönetici gibi benim de ‘wake up call’ olarak tanımlanan bir kırılma
noktam oldu” diyen Çorbacıoğlu, işlerinin yoğunluğu sebebiyle
sevdikleriyle ne kadar az beraber olduğunu anladığı zaman iş hayatında
bazı şeylerin farklı olması gerektiğine karar verdiğini söylüyor.
Bu olaydan sonra kendini bir yönetici olarak yeniden yapılandıran
Çorbacıoğlu, “Yaşadığım bu uyanıştan sonra artık ekibime daha çok iş
delege etmeye, zaman yönetimine çok daha fazla önem vermeye ve işime
ayırdığım zamanı daha verimli kullanmaya dikkat etmeye başladım” diyor.
Çorbacıoğlu, bunun sonunda iş ve özel hayatı arasında daha sağlıklı bir
denge kurduğunu söylüyor. 40 yaşında büyük bir uyanış yaşayıp iş yaşam
dengesini çalışmamaktan yana değiştirenlerden biri de DYO’nun genel
müdürü Serdar Oran.
40 yaşına geldiğinde “Artık yeter” deyip genel müdür olduktan bir yıl
sonra görevinden ayrılan Oran, 2009’a kadar 8 yıl yelkenlisiyle dünyayı
dolaşmış. Bu dönemde hobilerine ve kendine zaman ayırdığını anlatan
Oran, “Yelken yarışlarına katıldım. Tekneyle Karayipler’e kadar gittim”
diyor.~
40 yaşında yaşadığı büyük uyanışın ardından 8 yıl sonra yeniden DYO’dan
genel müdürlük teklifi alınca bıraktığı yerden çalışmaya başlayan Oran,
iş hayatında verdiği molanın sonuçlarının mükemmel olduğunu söylüyor.
Oran, ikinci kez genel müdür olduğunda enerjisini ekip arkadaşlarına da
geçirerek pazarda 4’ün-cü sırada sıraya gerileyen DYO’yu hızla büyütmüş.
NEDEN SORUSU ÖNEMLİ
İş hayatının önde gelen isimlerin hayatında büyük izler bırakan, bunun
sonucunda da büyük değişimlere yol açan uyanışların arkasında hep bir
neden, nasıl sorusu var. İnşaat sektörüne girmeden önce yapı malzemeleri
satan Özyurtlar Şirketler Grubu’nun başkanı Tamer Özyurt da 2004’te
satışların neden düştüğünü araştırırken sektör değiştirip konut üretmeye
karar verdiğini söylüyor:
“Benim için uyanış 2004’te yapı malzemeleri satışlarının dramatik bir
şekilde düşmesi oldu. Satışların neden azaldığını araştırdığımda
insanların faizlerin düşmesiyle tadilat yaptırmayıp yeni konut aldığını
gördüm. O zaman ben de ev yapar satarım deyip 2005’te konut işine
girdim.”
Arzum’un yönetim kurulu başkanı Murat Kolbaşı da 90’lı yılların başında
sektördeki büyük uluslararası rakiplerinin neden Çin’e yatırım yaptığını
araştırmasının iş hayatının en önemli uyanışı olduğunu söylüyor.
Kolbaşı, “Büyük rakiplerimizi izleyerek Türkiye’deki birçok firmadan
önce 1993’te Hong Kong ofisimizi açtık” diyor.
Konutta kısa sürede markaya dönüşen Nef’in başarısının arkasında da
hiçlik felsefesi ve kendilerine sürekli sordukları “neden” sorusu var.
Nef Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur, “İş hayatında hiçliğe ulaşmak
benim için güçlü bir uyandırma alarmı oldu. İş hayatına hiçlik
felsefesiyle bakınca yaptığım işe farklı gözle görmeye başladım” diyor.
Timur, şöyle devam ediyor:
“Neden herkesin 5 bin metrekare evi olmasın diye düşündük ve Folkon’ u
bulduk. Neden bir insan ev aldığında dünyanın bütün evleri onun olmasın
dedik ve şimdi başka bir projemizi pazara sunacağız.”~
SEZGİLERE GÜVENMEK
Bazen de insan sezgilerine güvenip iç sesini dinleyerek hayatının
uyanışını yaşayabiliyor. Twigy markasının kurucusu Sinan Öncel de lisede
ticarette başarılı olacağını sezdiğini bundan dolayı da askeri okuldan
ayrılarak işletme okumaya yöneldiğini söylüyor.
Öncel gibi Daikin’in CEO’su Hasan Önder de hayatındaki ilk büyük uyanışı
askeri lisede okuyan ağabeyinin “Bir eve iki asker yeter” sözüyle
yaşadığını söylüyor. Ağabeyini dinleyip mühendis olan Önder, hayatındaki
ikinci büyük uyanışı üniversiteden sonra genç bir mühendis olarak
çalışmaya başladığı şirkette Cemal Usta’nın “Hasan sen azimli, çalışkan
bir çocuksun. Niye kendi işini kurmuyorsun” sorusuyla yaşamış ve kendi
şirketini kurmaya karar vermiş:
“Cemal Usta’nın sözleri, içimdeki girişimcinin uyanmasında önemli rol
oynadı. İlk şirketim HaCe önce Akfel, sonra Airfel ve nihayetinde bir
dünya devi olan Daikin’e dönüşen yapının temelini oluşturdu.”
Büyük uyanışın sonuçlarını mükemmel olduğunu ve hala Cemal Usta’yla
birlikte çalıştıklarını söyleyen Önder, “Bugün Daikin Türkiye olarak 850
çalışanı ve 500 satış noktası olan Türkiye’nin geniş bir coğrafyasına
hizmet veren büyük bir şirketi yönetiyorum” diyor.
Hasan Önder gibi genç yaşta uyanış yaşayıp kendi işini yapmasını
gerektiğini sezen girişimcilerden biri de Hitay Holding’in yönetim
kurulu başkanı Emin Hitay. Kendi şirketini kurmaya 22 yaşında karar
verdiğini söyleyen Hitay, “Henüz üniversite öğrencisiyken, 18 yaşında
başladığım iş hayatımın başında ‘Limitleri kendim koyacağım’ dedim ve 22
yaşında ilk şirketimi kurdum. Hayatımdaki en büyük ve en önemli kırılma
noktası, şüphesiz girişimci olmaya karar verdiğim an oldu” diyor.
İLK İŞ İLK FIRSAT
Bazen de “wake up call” kariyerin ilk yıllarında veya sonrasında insanın
karşısına çıkıyor. Turkish Yatırım’ın Genel Müdürü Berra Doğaner’e
kadar iş dünyasının önde gelen yöneticileri hayatlarındaki büyük uyanışı
kariyerlerinin başında ilk iş tecrübeleriyle edindiklerini söylüyor.~
Alarko Holding Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu ise 94 yılında Alarko
Holding’in kurucuları İshak Alaton ve Üzeyir Garih’in holdingi yeniden
yapılandırmalarının kariyerinin wake-up call’u olduğunu söylüyor.
Yavrucu, “O dönemde yapılan yeniden yapılandırma tüm mesleki kariyerimi
değiştirdi ve bana CEO’luk yolunu açtı” diyor.
Turkish Yatırım’ın genel müdürü Berra Doğaner’in wake up call’u ise 1982’de üniversiteden mezun olur
olmaz gazetede gördüğü Sermaye Piyasası Kurulu’nun yarışmayla uzman
yardımcısı aradığını ilanı olmuş. Doğaner, “Gazetede bu ilanı görmem
sektörün kuruluş aşamasından itibaren içinde olmamı ve hızlı yükselmemi
sağladı” diyor.
Hayatındaki ilk farkındalığı küçük yaşta çalışarak kazandığını söyleyen
Bosch Türkiye Temsilcisi Steven Young da ikinci uyanışı doğup büyüdüğü
Avustralya’daki durağanlığın kendisine göre olmadığını görerek
anladığını söylüyor. B
unun üzerine Avustralya’dan Almanya’ya çalışmaya giden Young, daha sonra
da kendisine göre olduğunu düşündüğü Türkiye’ye gelmeye karar verdiğini
anlatıyor. Young, “Hayatımdaki en önemli dönüm noktası durağanlığın
bana göre olmadığını anlayıp daha hareketli pazarlarda iş yapma isteğim
oldu. Şu anda bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu görüyorum” diyor.
Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem ise hayatında en büyük uyanışı satış
danışmanı olarak sektöre adım atmasıyla yaşadığını belirtiyor. Suerdem,
“Satış danışmanlığı yapmasaydım bugün hayata geçirdiğimiz dönüşümleri
yapamazdık” diyor.
TRAJEDİYİ ŞANSA DÖNÜŞTÜRMEK
Aileden ayrılıp kendi grubunu kuran Nafi Güral’ın hayatındaki en büyük
uyanışı ise ortaklarının “Projen hayal” sözüne sinirlenip şirketin
hisselerinin tamamını satın alması olmuş. Güral, bu sayede Türkiye’nin
en büyük gruplarından birini yarattığını söylüyor.~
Limak Holding’in patronları Nihat Özdemir’le Sezai Bacaksız’ı
kariyerlerinin başında kendi işlerini kurmaya iten olaysa o dönemde
etkili olan terör olayları olmuş. Terör yüzünden girişimci olmaya karar
verdiğini söyleyen Özdemir, ortağı Sezai Bacaksız’la ODTÜ’de doktorayı
yarıda bırakıp kendi şirketlerini kurduklarını söylüyor.
Özdemir, “Ortağım Sezai Bacaksız ile ODTÜ Makine Mühendisliği
Bölümü’nden sınıf arkadaşıyız. Daha sonrasında endüstri mühendisliği
bölümünde birlikte yüksek lisans yaptık. Üniversiteye dönüp beraber
öğretim görevlisi olduk. 6-7 yıl kadar akademik çalışmalara devam ettik.
Doktora çalışmaları yaptık. Ancak, o yıllarda terör büyük sıkıntıydı,
üniversite hayatı zordu. Terör olaylarından dolayı özel sektöre atılarak
şirket kurmaya karar verdik. İyi ki de kendi şirketimizi kurmuşuz,
terör olayları bizim kendi işimizi kurmamızı sağladı” diyor.
Vialand’in genel müdürü Tolga Alişoğlu da hayatındaki büyük uyanışı
Marmara Depremi sayesinde yaşamış. 21 yaşında depremi yaşayan ve 27
yaşına geldiğinde medya sektöründeki en genç genel müdür olan Alişoğlu,
depremden sonra yaşadığı uyanışın hayatını nasıl değiştirdiğini şöyle
anlatıyor: “Hayatımın akışı içinde en önemli dönüm noktası Marmara
depremiydi.
O tarihte İzmit’te bulunduğum için üzüntüyü tam merkezinde yaşadım.
Ancak hayatın içinde büyük felaketler olabileceğini ve her türlü
felakete karşı, hem moral olarak hem de teknik şartlar açısından
hazırlıklı olunması gerektiğini, bu olayla fark ettim.” ~
HAKAN ATEŞ / DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ
"RUSYA DÖNÜM NOKTASI OLDU"
İLK TECRÜBE İLK DERS
1980 yılında ODTÜ'den mezun olduktan sonra iş hayatıma iş Bankası'nda
teftiş kurulunda başladım. Müfettiş olarak 6 ay Türkiye'yi karış karış
dolaşmam benim için lokal anlamda gerçek bir uyanış oldu. Anadolu'yu
dolaşmam halkı daha iyi anlamamı sağladı, Bu iş tecrübemle devrimin
kapalı duvarlar arkasında yapılmayacağını gördüm.
RUSYA’DAKİ 2 YIL
Hayatımdaki ikinci büyük uyanışı ise Rusya'daki 2 yıllık iş tecrübemde
edindim. 1995-1997 yılları arasında Rusya'da Garanti Moskova'yı kurmak
için bulunmam iş hayatımın en önemli derslerini kazanmamı sağladı.
Ayrıca Rusya'da global tecrübe de edindim, Doğulu bakış açısını gördüm,
Bugün Rus devlet bankası bizim hissedarımız oldu.
“HAYATIMI KURTARDI”
Denizbank'ı kurarken koyduğum ilk kural hazine bonosunun banka
aktiflerinin içindeki payının yüzde 15'ini aşmaması kuralıydı. Bu kuralı
bankamız kurulmadan önce Rusya'daki tecrübelerime dayanarak koymuştum.
Yıllar sonra Denizbank'ta koyduğum bu kural 2001 krizinde hayatımı
kurtardı, Rusya'da aldığım 2'nci ders de strateji yapıp maliyetleri
düşük tutmaktı. Rusya'da kriz dönemini gördükten sonra aldığım bu
kararların doğruluğu 2001 krizinde Türkiye'de anlaşıldı. 2008 krizinde
ise bunların önemini tüm dünya gördü.~
ALİ ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG BAŞKAN YARDIMCISI
“UYANIŞLAR POZİTİF ETKİLEDİ"
EVLİLİK VE ÇOCUKLAR
Evlenmek, çocukların doğması insanın hayatındaki en önemli önemli dönüm
noktaları. Bu uyanışlar hayatınızı etkiliyor ve değiştiriyor. Benim bu
değişimlerin hepsinde hayatımda hep pozitif uyanışlar oldu. Bundan
dolayı çok mutluyum, iş hayatımda ise en büyük uyanışı 3 yıl önce
yaşadım.
DÖNÜM NOKTASI
2011 'de holdingimizin başkanı Murat Bey'le birlikte operasyonel
rollerimi bırakıp yönetim kurulu seviyesindeki görevlerde rol almaya
başlamam konusunda bir karar verdik. Bu karar hayatımın en önemli
uyanışlarından biri oldu.
KOLAY OLMADI
Başta iş hayatımı tamamen değiştiren bu kararı vermek hiç de kolay
olmadı. Operasyonu seven bir insandım. 15 yaşımdan beri direkt
sorumluluğum olmasa bile operasyonun içindeydim. Çalışmaktan keyif
alıyordum ancak yönetim kurulunda olup büyük resmi görmek, büyük resmi
oluşturmak bugün çok daha keyifli geliyor.
ERKEN YAŞTA OLDU
Kariyerimdeki büyük dönüm noktasını erken bir yaşta yaşadım. Yönetim
kurulunda olup büyük resmi oluşturmak için delegasyonu iyi becermek,
organizasyon içindeki arkadaşların yetkilerini iyi oluşturmak
gerekiyor.~
Sonuçta yeni görevime adapte olmak benim için zor olsa da bugün
başardığımı zannediyorum, iş hayatımdaki ikinci bir "wake up call” erken
emekli olursam 63 yaşımdayken olabilir.
VAHAP KÜÇÜK / LC WAIKIKI YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“KRİZ FIRSAT SUNDU"
“BÜYÜK PARALAR KAYBETTİK”
2001 krizi bizim için "wake up call” (uyandırma alarmı) gibi
diyebileceğimiz, çok büyük değişikliklere imza attığımız büyük bir dönüm
noktası oldu, Bu dönemde çok büyük risk alıp marka olabilmek için büyük
paralar kaybettik.
2001 KRİZİ DEĞİŞİMİ SAĞLADI
Biz 2001 krizine kadar üretim ve bayilik sisteminden perakendeye
yönelmek isteyip bunu başaramamıştık, Ancak kriz fırsatı da beraberinde
getirdi ve değişimi gerçekleştirmemizi sağladı.
SATIŞLAR DÜŞTÜ
2001 'den sonra ise bayilik yapısından ve üretim odaklılıktan sıyrılıp
tamamen perakendeci olmaya yöneldik. 2001 krizinden sonra perakende
odaklı olarak organizasyonumuzu yeniden şekillendirirken 700 bayi
sayısını 100'e indirdik. O dönemde satışlarımız 85 milyon dolardan 15-20
milyon dolara indi.
STRATEJİ DOĞRU ÇIKTI
Bu stratejinin yanlış olduğu düşünülüyordu ancak risk aldık ve perakende
sektörüne adım attık. O dönemde krizle birlikte birçok işyeri kapanmak
zorunda kalmıştı, bu da bize uygun fiyatlı iyi lokasyonlarda yer bulma
fırsatı sundu. 2 yıl gibi kısa bir sürede eski ciromuzu yakaladık.
Sonrasında da ortalama yüzde 40 - 50 büyüyerek bugün geldiğimiz noktaya
ulaştık.~
ÇAĞATAY ÖZDOĞRU / ESAS HOLDİNG CEO’SU YATIRIMDAN VAZGEÇİLDİ
SABANCI DAN AYRILIRKEN
DERSLER ÇIKARDIM'
Sabancı Holding'e telekomünikasyon endüstrisindeki kariyerimin en üst
noktasında 2002 yılının başında katıldım. Amacım grubun bilgi ve
iletişim sektörlerine yatırım yapmasına öncülük etmekti.
Ancak telekomünikasyon sektöründe liberalleşmenin ertelenmesi, Sakıp
Sabancı'nın vefatıyla grup içinde karar verme süreçlerinde oluşan
gecikme ve sonrasında da grubun bilgi ve iletişim alanlarına yatırım
yapmaktan vazgeçmesiyle 2005 yılının ortasında görevimden ayrıldım.
Sabancı Holding'de elde ettiğim en önemli kazanım ise Ali Sabancı'yla omuz omuza çalışma imkanı elde etmiş olmam oldu.
“ÖNEMLİ KARARLAR ALDIM”
İş hayatımın en önemli uyanışı da Sabancı Holding'den ayrılıp Esas
Holding'e geçiş yaptığım 2005 Temmuz ayı oldu. Sabancı Holding'den
ayrılış iş hayatımdaki büyük bir dönüm noktasıydı. Bu dönemde bundan
sonraki iş hayatımla ilgili bazı kararlar aldım.
Bu kararlardan ilki yatırımcının yürekten desteklemediği hiçbir işle
uğraşmama kararıydı. ikinci büyük prensibim ise her ne olursa olsun
doğrularından ve prensiplerinden taviz vermeyip işe odaklanmak oldu. En
son kuralım da 'Hiçbir sektörle duygusal bir bağ oluşturma, sektörler
üzeri ol' felsefesiydi.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?