Citi'nin yeni planı

Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, bireysel bankacılık departmanlarının satışı sonrası ilk defa konuştu ve yeni rotalarını anlattı.

1.10.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Citi'nin yeni planı
Citibank, geçtiğimiz temmuz ayında bireysel bankacılıktan çıktı. Bankanın genel müdürü Serra Akçaoğlu, bireysel bankacılığın ölçek ekonomisi gerektirdiğini, bu yüzden çıktıklarını söylüyor. Bankanın yeni rotasını ise nakit yönetimi ve dış ticarete odaklanarak kurumsal ve ticari bankacılıkta büyümek olarak açıklıyor. Akçaoğlu, “Türkiye’de halka açılma ve finansman konularında aktif rolümüzü sürdüreceğiz. Menkul kıymet saklamada da yüzde 45 payımız var. Burada lider konumumuz devam edecek. Tüm bu segmentlerde piyasa liderliği hedefliyoruz. Büyümemiz nakit yönetimi, dış ticaret ve finansmandan gelecek” diyor.

Tüm oyuncuların bireysel bankacılıktan pay almak için kıyasıya yarıştığı sektörde, Citibank Türkiye tamamen farklı bir strateji izledi. Temmuz ayında Denizbank, Citibank’ın bireysel iş kolunu resmen devraldı. Citibank’ın Türkiye’de 1,3 milyar TL toplam bireysel mevduat ve 1 milyar TL bireysel kredi büyüklüğü vardı. Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, “Bireysel bankacılık, önemli bir ölçek ekonomisi gerektiriyor. Bireysel bankacılıkta piyasa payımız yüzde 1’in altındaydı. Halbuki kurumsal ve ticari bankacılıkta çok ciddi piyasa payımız olan iş alanlarımız var ve büyüme stratejimizi de bu yönde yaptık” diyerek bu satışın gerekçesini açıklıyor. Satış sonrası müşteri ve kâr kaybı yaşamadıklarını da belirten Akçaoğlu, kurumsal ve ticari bankacılıkta büyüyeceklerini söylüyor. Dünyada dış ticaret koridorları açtıklarını anlatan Akçaoğlu, dış ticaret alanında büyümek, yeni pazarlara girmek isteyen müşterilerin yanında olmak istediklerini aktarıyor. Akçaoğlu, “Stratejimiz lider olduğumuz segmentlerde liderliği korumak, lider olmadıklarımızda da büyümek. Büyüme nakit yönetimi, dış ticaret ve finansmandan gelecek” diye konuşuyor Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, bireysel bankacılık departmanlarının satışı sonrası ilk defa konuştu ve yeni rotalarını Capital’e anlattı:

Capital: Citibank, Türkiye’de son dönemde bireysel bankacılık alanından çıkma kararı aldı. Bu kararın nedeni neydi?
- Citi Group, dünyada 106 ülkede faaliyet gösteriyor. Bu yıl 200. yılını kutluyor. Grubun tüm dünyada 260 bin çalışanı, 4 bin 598 şubesi ve 200 milyon müşteri hesabı var. 196 milyar dolar özkaynak ve 4,2 milyar dolar net gelirimiz var. Toplam aktiflerimiz 1,8 trilyon doları geçiyor. Son yıllarda banka, hem hacim hem kârlılık anlamında iyi bir büyümeye sahip. Biz de Türkiye’de 38’inci yılımızı doldurduk. Citi, Türkiye’ye ilk olarak kurumsal bankacılık faaliyetleriyle girdi.~
Daha sonra ticari ve bireysel alanlarda faaliyete başladık. Yakın bir zamanda bireysel bankacılık operasyonumuzu sattık. Bireysel bankacılık, önemli bir ölçek ekonomisi gerektiriyor. Bizim bireysel bankacılıkta piyasa payımız yüzde 1’in altındaydı. Bireysel tarafta 1,3 milyar TL toplam mevduat ve 1 milyar TL kredi büyüklüğümüz vardı. Halbuki kurumsal ve ticari bankacılıkta çok ciddi piyasa payımız olan iş alanlarımız var ve büyüme stratejimizi de bu yönde yaptık.

Capital: Satışla birlikte kurumsal ya da ticari bankacılık tarafında bir kayıp yaşandı mı?
- Bireysel bankacılık tamamen ayrı bir alan... O nedenle hayır, bir kaybımız olmadı. Tamamen ayrı bir hedef kitleye sahip. Bireysel bankacılıkta satış kararı verirken hakikaten çok düşündük. Citi’nin bu alanda çok değerli çalışanları vardı, onlar bireysel bankacılığı bu noktaya getirdi. Ama o tamamen ayrı bir iş... Kurumsal ve ticari tarafımızla hiçbir bağlantısı yok. O nedenle sadece bu iş kolunun satışı oldu, kurumsal ve ticari de büyüme hedeflerimiz aynen devam ediyor. Bizim stratejimiz artık şubeleşme değil. Bireysel bankacılıkta olan bankalar için şubeleşme önem kazanıyor. Türkiye çapında 8 dış ticaret merkezi açtık. Bu merkezlerden hem nakit yönetimi hem dış ticaret faaliyetleri yapılabilecek. Bunun dışında yerel Türk bankalarıyla yaptığımız anlaşmalar ve PTT işbirliğimizle 5 bin noktada ödeme ve tahsilat yapabiliyoruz. Bu bizim bugünkü stratejimiz için yeterli.

Capital: Peki yeni büyüme stratejiniz nasıl?
- Hem kurumsal hem ticari bankacılıkta büyüyeceğiz. Türkiye, Citi’nin yatırım yapacağı ülkelerin başında geliyor. Kurumsal ve ticari bankacılıkta müşterilerimizin gelişen ihtiyaçlarıyla birlikte büyüyebilmek istiyoruz. Dolayısıyla müşterimizin nerede yatırım yapmamıza ihtiyacı varsa orada yatırım yapacağız. Türkiye’de kurumsal ve ticari bankacılık alanlarında 500 kişilik kuvvetli bir ekibimiz var. Türkiye’de her tür kurumsal ve ticari müşterinin, hem finansman hem nakit yönetimi ve dış ticaret gibi her türlü ihtiyacında yanında olacağız. Türkiye dışında dünyanın farklı yerlerinde faaliyeti olan Türk şirketlerine önemli katma değer yaratıyoruz. Kurumsal ve ticari bankacılıkta en önemli stratejimiz, bu tip Türk firmaları ve çok uluslu şirketlere değişik çözüm önerileri sunabilmek. Örneğin nakit yönetiminde çözüm önerileri getiriyoruz. Dünyada Citi’de bir günde 3 ile 5 trilyon dolar nakit akışı oluyor. Dünyanın 106 ülkesine yayılmış ağa ve çok güvenli geliştirilmiş sistemlere sahibiz, onun için birçok firma nakit yönetimini bizden yapmak istiyor. Euromoney, Citibank Türkiye’yi bu yıl Türkiye’nin en iyi nakit yönetimi bankası seçti. Türkiye’deki çokuluslu şirketlerle de aktif çalışmalarımız var. Burada yüzde 23’le önder bir payımız var. Büyümeye devam edeceğiz.~
Capital: Türkiye ihracata dayalı bir büyüme stratejisi izliyor. Siz burada nasıl bir rol oynamayı planlıyorsunuz?
- Dış ticarette de büyüme stratejimiz var. Türkiye, dış ticarette çok önemli bir konumda, çok natürel bir rolü var. Yakın geçmişte 60 şirket bölge merkezlerini Türkiye’ye taşıdı. Türkiye 4 saatlik uçuşla 56 ülkeye ulaşabiliyor, etrafındaki ülkelerin toplam GSMH’leri 25 trilyon dolar. 1,5 milyar kişiye ve 20 milyar dolarlık iş hacmine erişimi var. Biz de tüm bu artıların ışığında dünyada dış ticaret koridorları açtık. Burada strateji olarak dış ticaret alanında büyümek, yeni pazarlara girmek isteyen müşterilerimizin her zaman yanında olacağız. Biz Türk müşterilerimizin hangi ülkelerle dış ticaretinin daha fazla olduğunu analiz ettik ve buna göre dış ticaret yapılandırmalarını yaptık. Ticari ve kurumsal müşterilerimiz geldiklerinde hem mevcut pazarları inceliyoruz hem hangi yeni pazarlara açılabileceklerini analiz ediyoruz. O pazarlardaki banka genel müdürlerimizle şirketlerimizi bir araya getiriyoruz. Çin, Ortadoğu, Rusya ve Afrika için çalışmalarımız oldu, başka ülkelere de yapacağız.

Capital: Stratejinizin diğer ayaklarında neler var?
- Bunların dışında birinci ya da ikincil halka arzlarda da çok aktif bir bankayız. Halkbank’ın ikincil halka arzında danışmanlık rolü oynadık. Burada yatırımcıların yüzde 80’nin yabancı olması, katma değerimizi gösterdi. Türkiye’ye ciddi talep topladık, bizi mutlu etti. Hazine’nin sukuk ihracında da danışmanlık verdik. Türkiye’de halka açılma ve finansman konularında aktif rolümüzü sürdürmeye devam edeceğiz. Menkul kıymet saklamada da yüzde 45 payımız var. Bütün piyasadaki EFT hacminin yüzde 15’inden fazlasını Citibank Türkiye yapıyor. Burada lider konumumuz devam edecek. Tüm bu segmentlerde piyasa liderliği hedefliyoruz. Lider olduklarımızda liderliği korumak, lider olmadıklarımızda da büyüme stratejimiz var. Büyüme nakit yönetimi, dış ticaret ve finansmandan gelecek.

Capital:
Bu yıl kredilerde nasıl bir büyüme yakalayacaksınız?
- Türkiye’de 2,2 milyar TL kredi hacmimiz var. Ticari ve kurumsal tarafta çok kuvvetli bir mevduat bazımız mevcut. 4,9 milyar dolar mevduata sahibiz, yani fazlasıyla likit bir bankayız. Citi’nin Türkiye’de ana stratejisi, ülke ekonomisinin ihtiyacı olduğu alanlara destek vermek. Ülke olarak ihracatımızı artırmamız lazım. Bu nedenle bizim ihracat kredilerinde çok daha fazla desteğimizi göreceksiniz. Ayrıca Hermes, Coface, Exim gibi avantajlı ülke kredilerinde de Türkiye’de aktif rol oynamak isteriz. Türk bankacılık sektörünün sendikasyon, bono ihraçlarında da aktif rolümüz devam edecek. Citi Group’un dünyada sendikasyon kredileri toplamı 1 milyar doları aşıyor. Bu alanda da etkin oluruz. Bu yıl için toplam kredilerde yüzde 20 büyüme hedefliyoruz.~
Capital: Hangi tip müşteriler hedefinizde?
- Müşteri sayımızı artırmak istiyoruz. Bugün kurumsal bankacılıkta mevcut müşteri sayımız 500, ticari bankacılıkta ise 1.700. Bizim için 20-500 milyon dolar arası yıllık ciroya sahip şirketler, ticari bankacılık alanına giriyor. Kurumsal müşterilerimiz ise 500 milyon doların üstünde yılık ciroya sahip şirketlerden oluşuyor. Müşteri anlamında iki stratejimiz var: Hem mevcut müşterilerimize daha penetre olmak hem kurumsal ve ticari bankacılıkta yeni müşterilerle iş yapmak istiyoruz. Sermaye yapısı kuvvetli, çok borçlanmamış, sağlıklı bilançoya sahip şeffaf şirketlerle çalışabiliriz. Şirketlere “açık pozisyon almayın” diyoruz. Biz bu tip şirketlerin doğru finansmanlarında, doğru kredilerinde yanında olmak isteriz. Biz orta büyüklükteki şirketlerle erken bir noktada birlikte çalışmaya başlamak, onlara yatırım yapıp ileride kurumsal büyüklüğe getirmek istiyoruz. Bu tip şirketleri dünyaya taşımak, dünyayı da onların ayağına getirmeyi planlıyoruz. Örneğin Euro Tekfenbank’ın Burgan Bank’a satışında danışmanlık yaptık.

Capital: Citi Group’un Türkiye için yakın gelecekte nasıl planları mevcut?
- Türkiye, Citi için çok önemli. Bankanın Türkiye’de 2,1 milyar dolarlık yatırımı var. Citibank Türkiye’nin 1 milyar TL özkaynağı bulunuyor. Akbank’ta da yüzde 10’luk yatırımımız var. Citi Group, bu yatırımlardan çok mutlu. Türkiye’de uzun vadeli planlar yapıyor. Citi, Türkiye’de bir ortak hizmet merkezi başlatıyor. 10 kişilik bir ekiple Ortadoğu ve Avrupa bölgelerindeki işleri Türkiye’den yapıyoruz. Bu işleri daha da fazla artıracağız. Citi, Türkiye’ye o kadar çok önem veriyor ki Türkiye’ye gelen yönetici ziyaretlerinden kafamı kaldıramıyorum.

Capital: Bireysel bankacılık önemli kârların yapıldığı bir alan... Bu alandan çıktığınıza göre kârlılığınızda bir kayıp yaşar mısınız?
- Kârlılık açısından herhangi bir negatif dönüş olmaz. Hatta bu yıl kârlılığımızda artış var. Çünkü faizlerin düşüşü, bankaların avantajına oluyor. Faizler düşünce fonlama maliyetleri de düşüyor ve spread yönetimini çok daha iyi yapılabiliyor. Bu ortamda daha iyi kredi vererek daha çok şirketle çalışabiliyorsunuz. O nedenle bireysel bankacılık alanının gidişi kârlılığımızı etkilemez. Ama çok iyi fonlayabilme kabiliyeti etkiler.
Değişen stratejide neler var?
1- Kurumsal ve ticaride ciddi piyasa payımız olan iş alanlarımız var. Büyüme stratejimizi de bu yönde yaptık.
2- Stratejimiz artık şubeleşme üzerine değil. 8 dış ticaret merkezi açtık. Bazı Türk bankaları ve PTT işbirliğimizle 5 bin noktada ödeme ve tahsilat yapabiliyoruz.
3- Kurumsal ve ticari İMukaabkö büyüyeceğiz. 500 kişilik kuvvetli bir ekibimiz var.~
4- Her tür kurumsal ve ticari müşterinin, finansman, nakit yönetimi ve dış ticaret alanında her türlü ihtiyacında yanında olacağız.
5- Çok uluslu şirketlerle aktif çalışıyoruz ve yüzde 23 gibi büyük payımız var. Lideriz ve büyümeye devam edeceğiz.
6- Türkiye’deki halka açılmalarda ve finansmanlarda aktif rolümüzü sürdürmeye devam edeceğiz.
7- Menkul kıymet saklamada yüzde 45 payla lideriz. EFT hacminin yüzde 15’inden fazlasını biz yapıyoruz. Buradaki liderliğimiz sürecek.
8- Lider olduğumuz alanlarda bunu korumak, lider olmadıklarımızda ise büyüme stratejimiz var. Büyüme nakit yönetimi, dış ticaret ve finansmandan gelecek.
9- Türkiye’de 2,2 milyar TL kredi hacmimiz var. Bu yıl toplam kredilerde yüzde 20 büyüme hedefliyoruz.
10- Kurumsal bankacılıkta 500, ticari 10 bankacılıkta 1.700 müşterimiz var. Hem mevcut müşterilerimize daha penetre olmak hem yeni müşterilerle çalışmak istiyoruz.
11- Türkiye, Citi için çok önemli. 10 kişilik bir ekiple bölgedeki işleri Türkiye’den yapıyoruz, bu işleri daha da fazla artıracağız.

“TÜRKİYE YAPACAKLARINA ODAKLANMALI”
GEZİ OLAYLARI RİSKİ ARTIRDI MI?

Hayır, ülke riskini artırmaz. Citi gibi kuruluşlar çok tecrübeli, ülkeleri çok iyi analiz ediyor. Derin analizler yaparak Türkiye’ye güveniyor. Citi, Türkiye’yi çok seviyor. Türkiye’nin orta ve uzun vadeli çok büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyor. Bu olaylar değil ama dünyadaki gelişmeler yatırım kararlarını daha çok etkiliyor. Her ülkenin kendi içinde sorunları olabilir, bunlar bizim yatırım iştahımızı etkilemez. Ben kısa vadeli hareket etmemek lazım diye düşünüyorum, analiz ederken de kısa vadeli bakmamak lazım.
FED’İN KARARLARI
FED’in bu kararları beklenmiyordu. Yakından izlememiz lazım. Ama her kararı anlık takip edip ona göre pozisyon alınmasına da karşıyım. FED’in son kararları Türkiye’yi pozitif etkiledi. Ama bir tek bu kararların pozitif etkilemesine güvenmemek lazım. Türkiye kendi dinamiklerine aynı şekilde odaklanmaya devam etmeli. Bu da Türkiye’nin akıllı şekilde ihracatını artırması, bölge merkezi olması, daha fazla yatırım çekmek için çalışması demek. Tabii dış etkenleri, diğer ülkelerin ekonomik kararlarını çok yakın takip etmemiz lazım ama Türkiye yapacaklarına odaklanmalı.~
“ESKİ KÂRLI GÜNLER SONA ERİYOR”
DÜNYA NEREYE GİDİYOR?

Türk bankacılık sektörü olarak maliyetlerimize çok dikkat etmemiz lazım. Eski kârlı güzel günler artık kalmıyor. Dünya bankacılık sistemi de değişiyor. Dünyada denetim kuruluşlarının yarattığı Basel III gibi yeni rasyolarla bankaların artık eskisi kadar rahat kredi vermesi, büyük bilançolar yaratması mümkün olmayacak. Bundan sonra daha çok sermaye piyasaları öne çıkacak. Hem dünyada hem Türkiye’de daha fazla şirket halka açılacak. Bu gerek ekonominin geleceği gerek şirketlerin kaynaklarını çeşitlendirmeleri açısından çok sağlıklı. Pek çok şirket sadece bankacılıktan fonlama yapmayacak, sermaye piyasalarında daha aktif olacak.
MODEL DEĞİŞECEK
Faizlerin düştüğü bir ortamda, akıllıca kredi verip batırmamaya dikkat etmeli. Verimli çalışıp masraflarımızı hep birlikte kısarak marjlarımızı korumamız gerekiyor. Aslında akıllıca yönetildiği sürece gerek dünya gerek Türkiye’de bankacılık sisteminin kârlılık dinamiklerinde büyük fark olmamalı. Kârlılık kalemlerinde değişiklik göreceğiz, krediler ve aktiflerden olan kâr başka alanlara kayacak. Düşük faiz ortamında büyümek için hacmi artırmalıyız. Ama bu hacmi de operasyonel maliyetleri artırmadan, otomasyon ve elektronik ortamlarla yakalamak lazım. Bu iş modeline dönüşümü yapanlar kârlarını devam ettirir. Eski modele göre devam edenlerin kârında düşüş olabilir.

“BÖLGEYİ TÜRKİYE’DEN YÖNETMEK İSTİYORUM”
KARİYERİMDE BİR SONRAKİ ADIM

Ben işimi çok seviyorum, gece gündüz çalışırım. Aynı şekilde Türkiye’yi de çok seviyorum. Kariyerimde daha fazla görevi Türkiye’den yürütmek isterim. Günün birinde bütün bölge merkezini Türkiye’ye taşımış bir bankanın başında olmak istiyorum. Başka bir ülkeye gitmeden bölgeyi buraya getirmek istiyorum. En büyük hedefim, Citi’nin günün birinde birçok ülkedeki işini Türkiye’den yapması olacak.
SIKINTIDA İSTANBUL’U DÜŞÜNÜRÜM
Ben insanlarımızın yurtdışında değişik tecrübeler edinip Türkiye’ye geri dönüp hizmet etmesi gerektiğine inanıyorum. Yurtdışında sıkıntılı toplantılar olduğunda, hep İstanbul gözümün önüne gelir, rahatlarım. Biz bazen ülkemizin değerini, iş yapış şeklini, insanlarının değerini bilemiyoruz. Pek çok ülke Türkiye’den gözüktüğü gibi değil, ben birçok ülkede de kaldım. Bizim ülkemizin çok büyük avantajları var.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz