Doğa'nın hızlı büyüme formülü

Uğur Gazanker’le Doğa Koleji’nin büyüme stratejisini, iş modellerini ve gelecek hedeflerini konuştuk.

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Doğa'nın hızlı büyüme formülü
Doğa Koleji, özel okul sektöründe büyümesiyle göz dolduran şirketlerden... Kısa sürede ulaştığı ölçekle herkesin dikkatini çekmiş durumda. Şirketin kaptan köşkünde oturan UĞUR GAZANKER, bu büyümenin arkasında eğitime “ticari bir iş” olarak bakmalarının etkisi olduğunu söylüyor. “Şimdiye kadar olaya bir yatırım gözüyle bakılmamış. Bu nedenle okullar eğitim fantezisi olarak kalmış” diyor. Başarılarında finansman sorununu çözmelerinin etkisine de değinen Gazanker, gayrimenkul yatırımcılarıyla anlaşarak okul binalarını yaptırıp sonra kiralamalarını “işin sihri” olarak adlandırıyor ve “Şimdi canımız nerede okul yapmak isterse orada yapıyoruz” diye konuşuyor.

Doğa Koleji, eğitim sektöründe öne çıkan girişimcilerinden.., Sektördeki agresif büyümesiyle dikkat çekiyor. Yarattığı ilkler takip ediliyor. Kolej bünyesinde, yerleşmiş eğitim ekollerinin dışında bir konsept yaratılması, şubeleşmenin önünün açılması, anahtar teslim okulların kiralanıp penetrasyonun artırılması, farklı finansman yöntemlerinin uygulanması bu ilklerden bazıları....

Şirketin CEO’su Uğur Gazanker, Doğa’nın başarısının arkasında bir finansman sihri olduğunu söylüyor. Eski sistemlerin aksine kendilerinin bu işe ticari yaklaştıklarını belirtiyor. “Okulun sahibi okulun binasını kendi yapar. Okul yaptırdığında da paranın geri dönüşünü alamaz. Biz okulun tapusuyla, binasıyla ilgilenmiyoruz. Biz, eğitimci ve okul işletmecisiyiz” diye konuşuyor. Gazanker, bu anlamda izledikleri farklı stratejiyi ise şöyle özetliyor:

“Biz birine ‘Bizim okul yapacak kadar paramız yok. Okulu yapın, size yıllık kira ödeyelim’ dedik. Bu işi yapan gayrimenkul yatırımcıları var sonuçta. Yatırımı onlara yaptırınca yatırım finansmanı diye bir problem de kalmadı. Şimdi canımız nerede, ne kadar okul yapmak isterse o kadar yapabiliyoruz.” Gazanker, agresif büyüme stratejilerinin devam edeceğini de dikkat çekiyor ve “Şu an sektördeki payımız yüzde 10. Bu rakam iki yıl içinde yüzde 20’ye çıkacak. Ancak 7-8 yıl içinde belki de payımız sektörün yüzde 50’si olur” diye konuşuyor. Uğur Gazanker’le Doğa Koleji’nin büyüme stratejisini, iş modellerini ve gelecek hedeflerini konuştuk:~
Capital: 11 yılda özel okul sektöründe önemli bir yere ulaştınız. Bu kadar hızlı büyümeyi nasıl başardınız?
- Hızlı büyümemizin aslında birkaç sırrı var. İçinde bulunduğumuz özel okullar sektörü şimdiye kadar pek inovatif bir iş yapmamış, yenilikçi olamamış. Biz de “Şimdiye kadar yapılmış şeyleri tekrarlamak yerine klasiği aşan, farklı işler yapalım” dedik. Heyecanlı, vizyonist bir ekiple yola çıktık. Konseptimiz, eğitim modelimiz, eğitime yaklaşımımız çok farklıydı. Sektörde rekabetin fazla ve başarılı kurumların çok olmamasının avantajını yaşadık. Eğitimi planlarken eğitimcilerle, işletmeyi planlarken işletmecilerle plan kurduk. Halbuki şimdiye kadar olaya bir yatırım, ticari faaliyet gözüyle bakılmamış. Bu nedenle okullar aile şirketi formatından öteye geçememiş, eğitim fantezisi olarak kalmış. Hiçbir yatırımcının da ilgisini bu sektör çekmemiş. Ortaklıklı bir sistem kurduk, projeksiyonlarımızı yaptık. “Bir okul nasıl başarılı olur, marka nasıl konumlanır, yatırımlar nasıl planlanır” bunların hepsini değerlendirdik.

Capital: İmza attığınız ilkler de oldu.... Bu ilkler nelerdi ve neler kattı büyümeye?
- İlkokullarda “Doğa konsepti” diyerek müfredata çevreci bir felsefe ekledik. Dünyada ilk kez
MBA eğitimini lise programı haline dönüştürdük, Öğrencileri hem iş hayatına hem de üniversiteye hazırlayan t-MBA (Master of Business Administration for Teenagers) adını verdiğimiz eğitim modelinin patentini aldık. Uluslararası sertifikalandırdık, Marka ve algı yönetimi süreçlerimiz de profesyonelce yönetildi, kurumsallık oluşturuldu, En az 5-6 yıl bunun için uğraşıldı. Bugün Doğa Koleji’nin çok önemli bir marka algısı oluşmuş durumda. Devlet ve özel okul velilerinin “Özel Okul Tercihleri” araştırmasına göre ilk akla gelen özel okullar arasında yüzde 38 ile birinciyiz, Memnuniyet, tavsiye etme ve gelecek yıl yeniden tercih etme eğilimlerinde de ilk sırada yer alıyoruz.

Capital: 
Çok kısa sürede çok fazla kampüs açtınız, Yatırım finansmanı sorununu nasıl çözdünüz?
- Aslında olayın sihrini yakaladık ve başarılı olduk. Bu sihirlerden biri, yatırım finansmanıydı. Bu sektörde nedense okulun sahibi, okulun binasını kendi yapar. Okul yaptırdığında da paranın geri dönüşünü alamaz, Biz okulun tapusuyla, binasıyla ilgilenmiyoruz. Biz, eğitimci ve okul işletmecisiyiz. Birine “Bizim okul yapacak kadar paramız yok. Okulu yapın, size yıllık kira ödeyelim” dedik. Bu işi yapan gayrimenkul yatırımcıları var, Okul yatırımını onlara yaptırınca yatırım finansmanı diye bir problem kalmadı, Şimdi canımız nerede, ne kadar okul yapmak isterse o kadar yapabiliyoruz. Okulları eğitime hazır şekilde, anahtar teslimi alıyoruz.~

Ancak bizim durumumuza bakıp “Olay, bir yatırımcı bularak okulu yaptırmaktan geçiyormuş” diyenler duvara tosladı, Para kazanamadı, kirayı bile ödeyemediler, Buradaki olay okulun arazisi, binası, tapusu değil ruhu, konsepti, eğitim modeli, öğretmeni, öğrencisi...

Capital: Bu modeli nasıl oluşturuyorsunuz?
- Bir okul açacaksak planlamaya beş yıl öncesinden başlıyoruz, Örneğin Ataşehir’e okul açacağız, “Buradaki ihtiyaç, beklenti nedir? Hangi konsepti oluşturmamız gerekiyor? Konseptte hangi kurum ve kuruluşlarla ortak çalışma yapmalıyız” diye planlıyoruz, İç dekorasyonu, okulda kullanacağımız teknolojiyi buna göre oluşturuyoruz, Hal böyle olunca öğrenci ve veli de hazır oluyor. İzmir’de önümüzdeki öğretim yılında okul açıyoruz. Binayı tuttuk, Oxford ile birlikte yabancı dil konseptini ortaya koyduk. Müfredata ek olarak çok çeşitli dil aktiviteleri, bilimsel çalışmalar ekledik. Hiç reklam yapmadan 1,5 ayda 700 öğrenci kapasiteli okul doldu. Bu anlamda sosyal medyayı çok iyi kullanıyoruz. Facebook’ta 750 bin takipçiyle Türkiye’deki eğitim markaları arasında 1’inci, dünyadaki eğitim markaları arasında ise 6’ncı sırada yer alıyoruz. İzmir’de okulumuz olmadığı halde 50 bin ilgili aile çalışmalarımızı her gün takip ediyor. Sosyal medyada onları bilgilendiriyor, ne istediklerini soruyoruz.

Capital: Şu anki kurumsal değeriniz nedir?
- Kuruluş sermayemiz 1 milyon dolardı. Şu anki kurumsal değer ise yaklaşık 1 milyar dolar.

Capital: Şu anda kaç okulunuz var? Bu okulların kon-septleri farklılık gösteriyor mu?
- 40’ı İstanbul’da olmak üzere 80 okulumuz var. Hepsinde ilköğretimde doğa, lisede t-MBA konseptini uyguluyoruz ama bunları farklı aktivitelerle yeniliyoruz. Apple, Promethean, Vestel, Pearson gibi kuruluşlarla yaptığımız işbirlikleriyle öğrencilerimizi teknolojinin olanaklarıyla buluşturuyoruz. Örneğin Ataşehir kampüsümüz Apple uygulama okulu. Bu kampüste bütün çocukların akıllı tahta ile senkronize iPad’leri var. Öğretmen anlatırken her şey çocukların önündeki iPad’e geliyor. Bu çalışmanın yani iPad akıllı tahta senkronizasyonunun AR-GE’si de burada yapıldı. Böyle proje ortaklıkları size ilklere imza atma şansını da veriyor. Yine burada, dünyada ilk kez lise öğrencileri öğretmenlerine mentorluk yaptı. Apple, ABD’de eğitim alan beş öğrencimizi sertifikalandırdı. Bir başka kampüsümüzü Vestel’le birlikte yaptık, teknoloji üssü oldu. Çocuklar akla ziyan şeyler yapıyor burada. Kendi filmlerini çekiyor, mikslerini yapıyorlar.~
Rejileri var. Her türlü teknik donanımın, fotoğraf makinelerinin bulunduğu stüdyoları ve başlarında onları yönlendiren deneyimli öğretmenleri var. Türkiye’de ilk kez üç boyut laboratuvarlarda ders yapılıyor. Bütün sınıf üç boyut gözlüklerini takıp biyoloji, tarih, coğrafya gibi dersleri izliyor. Düşler atölyesi yine farklı bir sınıfımız. Öğrenciler ortada oturuyor, etrafları 360 derece görüntü. Örneğin orman görüntüsüyle çevriliyken resim yapıyorlar veya yağmur yağarken edebiyat dersi işliyorlar. Bunların hepsi dünyada ilk kez eğitim ortamında yapılmış aktiviteler. Oxford Quality School konsepti uyguladığımız kampüslerde dil aktivitelerimiz daha fazla. Dil laboratuvarları, Apple laboratuvarları, dijital kütüphane, Oxford Street gibi alanlar öğrencilerin İngilizceyi sürekli deneyimleyerek öğrenmelerini sağlıyor.

Capital: Geçen yılki cironuz nedir?
- 2012 yılı ciromuz 400 milyon TL civarıydı. Kazandığımızın tamamını yine okullara yatırıyoruz.

Capital: İnorganik büyüme de gerçekleştiriyorsunuz, Burada ne tür okullarla ilgilisiniz?
- Evet, sürekli satın alma yapıyoruz. Şimdiye kadar 15’ten fazla okul aldık. Mali sıkıntı yaşayan, kurumsal olarak ayakta duramayan okullar var. 3040 yıl olmuş kendilerini yenileyememiş, yatırım yapmamışlar, Onları devralıp hemen iyileştirmeler yapıyoruz, eğitim kadrolarına takviyeler yaparak kadrolarını zenginleştiriyoruz, Geçen yıl Doğuş ve Ankara Bilim Koleji gibi 4-5 okul aldık. Bu satın almalar için yaklaşık 50 milyon TL harcadık.

Capital: Önümüzdeki beş yıl içinde kaç okul daha açmayı planlıyorsunuz?
- Hedefimiz her yıl iki kat büyümek. Bu yıl bünyemize 35 okul eklendi, Önümüzdeki yıl bu rakamın 40 olması planlanıyor. Şu an sektördeki payımız yüzde 10, Bu rakam 2 yıl içinde yüzde 20’ye çıkacaktır. Ancak 7-8 yıl içinde belki de payımız sektörün yüzde 50’si olur.

Capital: Okulların bulunduğu bölgelere göre fiyat farklılıkları var mı? Varsa en pahalı kampüsünüz hangisi?
- Evet, bölgelerin alım gücü, gelir düzeyi, ailelerin yaşam standardına göre hem kampüsün yatırımını ve okul ücretlerini planlıyoruz. İlk kampüsümüz olan Beykoz en pahalı kampüs, Zaten orası dışarıdan okul gibi görünmüyor, Orman içinde, farklı bir mekan.

Capital: Üniversite kurmaya yönelik çalışmalarınız ne durumda?
- YÖK’ten üniversitenin açılışı için onay bekliyoruz. Kurumsal onay çıktığı an planlanan yatırımlar yapılacak, İlk etapta 50 milyon TL’lik bir yatırım öngörüyoruz. Kampüsle ilgili Ataşehir, Halkalı ve Kadıköy gibi farklı alternatifler bulunuyor.~

Capital: Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüştürüleceğine ilişkin açıklamalar yaptı, Bu dönüşüm gerçekleştiği takdirde siz nasıl etkilenirsiniz?
- Bu zaten dershane binalarının okula döndürülmesi değil dershanenin kurumsal yapısı, yöneticisi ve öğretmenlerinin bir özel okul açılarak kaydırılması projesi. Bu anlamda mantıklı, çünkü çok ciddi bir istihdam var, Ancak büyük dershanelerin birçoğunun özel okulu var. Belki bu anlamda zorlanabilirler, Şu an K12’de 16 milyon öğrenci var, bunun 500 bini özel okul öğrencisi yani yüzde 3 kadarı, Bu rakam Avrupa ortalamasının altında, Yüzde 5’e bile çıksa büyük bir aşama, Fiyatlar açısından bakarsak; bu işin bir maliyeti var ve okul ücretleri belli bir limitin altına inmez. Ancak 10-20 bin TL arasında orta seviyede bir fiyat skalası oluşur diye tahmin ediyorum.

10 başlıkta Doğa'nın başarı modeli
1- Biz şimdiye kadar yapılmış şeyleri tekrarlamak yerine klasiği aşan, farklı işler yaptık.
2- Heyecanlı, vizyonist bir ekiple yola çıktık. Konseptimiz, eğitim modelimiz, eğitime yaklaşımımız çok farklı.
3- Sektörde rekabetin ve başarılı kuramların çok olmamasının avantajını kullandık.
4- Eğitimi eğitimcilerle, işletmeyi planlarken işletmecilerle planladık.
5- Ortaklıklı bir sistem kurduk, projeksiyonlarımızı yaptık.
6- “Bir okul nasıl başarılı olur, marka nasıl konumlanır, yatırımlar nasıl planlanır” bunların hepsini değerlendirdik.
7- Aslında olayın sihrini yakaladık ve başarılı olduk. Bu sihirlerden biri yatırım finansmanı.
8- Biz okulun tapusuyla, binasıyla ilgilenmiyoruz. Biz, eğitimci ve okul işletmecisiyiz.
9- Birine “Bizim okul yapacak kadar paramız yok. Okulu yapın, size yıllık kira ödeyelim” dedik. Bu sayede yatırım finansmanı sorunu ortadan kalktı.
10- Bir okul açacaksak planlamaya beş yıl öncesinden başlıyoruz. “Buradaki ihtiyaç, beklenti nedir, hangi konsepti oluşturmamız gerekiyor” diye planlıyoruz.

2013 YILINDA 2013 YENİ ÖĞRETMEN
TECRÜBELİLERLE ÇALIŞIYORUZ

Alanında tecrübeli, başarılı kişilerle çalışıyoruz. Geçen yıl yaklaşık 1.500 öğretmen aldık ama toplam 86 bin müracaat olmuştu. 2013 itibarıyla toplam alacağımız öğretmen sayısı 2013.~
Yaklaşık 100 bin öğretmen adayının müracaat edeceğini düşünüyoruz. Neden bu kadar kişi Doğa’da olmak istiyor? Çünkü Doğa, öğretmenin kendini bulacağı, mutlu, başarılı olacağı bir yer. Tıpkı veliler gibi öğretmenler de burada gelecek görüyor, öğrencileriyle birlikte istediği her projeyi yapabiliyorlar. Okullarımızda yılda 1000’in üzerinde proje yapılıyor. Normalde bir okul yılda 5 proje yapabilmişse başarılı sayılır.
YÖNETİCİ YETİŞTİRME PROGRAMI
Çalışanlarımızın kendilerini geliştirmeleri ve kuruma katkılarını artırmaları için sürekli eğitimler verdiğimiz Doğa Akademi’yi hayata geçirdik. Burada klasikleşmiş eğitim anlayışı yerine öğretmenlerimize özel çalıştaylar düzenliyoruz. Bu çalıştaylarda moderatörlük nasıl yapılır, oyun oynatma yöntemleri, takım yönetimi, iletişim, problem çözme gibi onlarca başlık yenilikçi yaklaşımlarla öğretiliyor. Gelecekteki yöneticilerin kurum kültürü içinde yetişmesine önem veriyoruz. Yönetici yetiştirme ve geliştirme programlarımızı da Doğa Akademi takip ediyor.
İŞTEN AYRILMA ORANI YÜZDE 4
Doğa’nın mutlu çalışanlarının başarımızda büyük bir payı olduğuna inanıyoruz. Bu mutluluğun en önemli göstergelerinden biri eğitim sektöründe yüzde 40-50 olan işten ayrılma oranının Doğa’da yüzde 4-7 olarak gerçekleşiyor olması. Çalışanların motivasyon ve bağlılığını artırmaya yönelik olarak ödül ve motivasyon programları, iş saatlerinin çalışan lehine düzenlenmesi, adaletli ücret yönetimi, hobi kulüpleri, yurtdışı gezi fırsatları, eğitim ve gelişim programları gibi özel İK yaklaşımları uyguluyoruz. Öğretmenler Günü’nde çekilişle ev, araba gibi büyük hediyeler veriyoruz.

"TURKVEN'LE ORTAKLIK BİZE BÜYÜK GÜÇ KATTI"
FİNANSAL OLARAK PROFESYONELLEŞTİK

2011 yılında dünyanın önde gelen yatırım şirketlerinden biri olan Turkven’le ortaklık kurduk. Öncesinde finansal olarak profesyonelleşememiştik. Ortaklık sonrası çok daha kurumsal bir yapıya ulaşıldı, finansallarımız çok güçlendi, tüm verileri uluslararası denetime tabi bir kurum haline geldik. Artık her şeyimiz uluslararası raporlamalarla oluşuyor. Böylece risk katsayılarımızı görebiliyor, sürprizlerle karşılaşmıyoruz. Bu, bize müthiş bir özgüven veriyor. Ayrıca Doğa Koleji’nin eğitim modelleri ve kampüsleriyle ortaya koyduğu kalitenin ve büyümenin sürdürülebilir olmasına büyük katkı sağlıyor.
SEKTÖRLE REKABET
Biz hem sektörde rekabetin çok fazla olmaması hem de kurumsal bir yapıya sahip olmamız dolayısıyla başarılı olduk. Şu an 50 bin öğrencimiz var. Bizden sonraki okulun yaklaşık 15 bin öğrencisi vardır. Üçüncünün 10 bin, dördüncü ve beşincinin 5 bin öğrenci sayısı... Yani bizden sonraki 5 okulun toplamı Doğa Koleji etmiyor. Böyle bir yerde başka okullarla değil sektörle rekabet ediyoruz diyebilirim. Bu nedenle kendimizi görevli sayıyor ve yaptıklarımızla sektöre örnek olmaya çalışıyoruz. Sadece bizim büyümemiz esas değil, sektörü büyütmemiz gerekiyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz