Güçleri Nereden Geliyor?

“Türkiye’nin En Güçlü 30 İş Kadını” araştırmasının 9’uncusu tamamlandı. Bu yıl da zirvede değişiklik yok. Güler Sabancı, yine “Türkiye’nin en güçlü kadını” oldu. Onu Suzan Sabancı Dinçer ve Arzuhan...

1.05.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

“Türkiye’nin En Güçlü 30 İş Kadını” araştırmasının 9’uncusu tamamlandı. Bu yıl da zirvede değişiklik yok. Güler Sabancı, yine “Türkiye’nin en güçlü kadını” oldu. Onu Suzan Sabancı Dinçer ve Arzuhan Doğan Yalçındağ takip etti. Listeye, aile şirketini yöneten güçlü kadınlar damgasını vurdu. Ancak profesyonel kadın yönetici sayısında da geçmişe göre artış var. Peki bu kadın liderler, hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Uzmanlara göre Güler Sabancı, kararlı ve lider ruhlu; Suzan Sabancı Dinçer, yenilikçi ve dinamik; Arzuhan Doğan Yalçındağ, çalışkan ve tarafsız; Feyhan Yaşar ise tutarlı...

 

Capital’in 2000 yılından bu yana düzenli olarak gerçekleştirdiği “Türkiye’nin En Güçlü 30 İş Kadını” araştırmasının 9’uncusu tamamlandı. Bu yıl da geçmişte olduğu gibi ilk sıralarda değişiklik yaşanmadı. Güler Sabancı, Suzan Sabancı Dinçer ve Arzuhan Doğan Yalçındağ, yine Türkiye’nin en güçlü 3 iş kadını olarak zirvedeki yerini korudu.

Başarılarıyla göz dolduran bu isimlere, 2009 yılında yenileri de eklendi. Hatta listeye giren profesyonel sayısında önceki yıllara göre artış gözleniyor. 30 isimden 14’ü, erkek egemen iş dünyasında “cam tavanı” aşmayı başarmış profesyonel yöneticilerden oluşuyor.

Liste içinde konumları değişen, yıl boyunca yaptıklarıyla üst sıralara tırmanan veya gerilere düşen isimler de var. Yine de araştırmanın sonuçlarına genel bir gözle bakıldığında, pek çok sektörde artık kadınların sözünün geçmişe kıyasla daha fazla geçtiği gözleniyor. Uzmanlar da bu değişimi doğruluyor. Kadınların üst yönetimdeki bu başarısını, “cam tavanı aşmak” olarak niteleyen danışmanlara göre güçlü kadınların iş hayatındaki başarısı her geçen yıl artıyor.

Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olarak listenin ilk sıralarında yer alan “en güçlü kadınları”, yönetim uzmanlarına, onlarla daha önce çalışmış profesyonellere, danışmanlara sorduk. Bu kadınları güçlü yapan özelliklerin neler olduğunu araştırdık. Ortaya çıkan sonuç ise sürpriz olmadı. Güç, azim, kararlılık ve liderlik, hemen hepsinin ortak özelliği olarak ortaya çıktı. Ancak onları öne çıkaran farklı yönler de bulduk. İşte “en güçlüler” ve onları zirveye taşıyan farkları...

5 Yıldır Zirvede
hedTürkiye’nin en güçlü iş kadını dendiğinde akla gelen ilk isim kuşkusuz Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı… 2004 yılında Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından holdingin yönetimine geçen ve o dalgalı dönemlerde gösterdiği istikrarlı yönetimle takdir toplayan Sabancı, 5 yıldır listemizin ilk sırasında.

Geçen yıl aktif iş hayatının 30’uncu yılını kutlayan Güler Sabancı, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en güçlü kadınları arasında gösteriliyor. Onun, güçlü kadınlar listelerinde, istikrarlı bir yer edinmesini sağlayan pek çok özelliği bulunuyor.

Yönetim uzmanlarına göre Güler Sabancı’nın öne çıkan en güçlü özelliği kararlılığı. Hatta bu kararlılığa şöyle bir örnek veriliyor: “Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduğu andan itibaren yolunu çizmişti; kendini bu role hazırlayarak ilerledi. Dolayısıyla bugün geldiği nokta onun önüne konan değil, onun hazırlandığı bir mevki oldu.”

Bu kararlılık ve sabır, Sabancı’nın holding stratejisini adeta baştan çizen yönetim planında da kendini net biçimde gösterdi. Yönetime geldiğinde alınan ilk karar, kârsız alanlardan çekilmek, duygusallığa yer vermeden odaklanmak olarak açıklanmıştı. Bugün bu kararlılıkla devam eden grup, en zor yıllardan biri olan 2008’i 20 milyar TL’ye yakın ciroyla kapatmayı başardı.

Ender Bir Lider
Yönetim danışmanı Ali Midillili, “Sabancı Grubu’nun ‘parçalanma’ noktasında, en tepeye geçerek aldığı sonuçlar son derece önemlidir” diyor. Güler Sabancı’yı, özel sektördeki ender liderlerden biri olarak tanımlıyor ve ekliyor:

“Üst düzey yönetici seçimindeki isabetli tercihler, ekip çalışmasına olan yatkınlığı ve kişisel mütevazılığıyla tüm çalışanlarının saygısını kazandı. Önümüzdeki 5 yıl içinde daha sağlıklı ve iş yapma risklerini azaltmış bir holding oluşturacağı konusunda iyimserim.”

Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yeşildere de Midillili ile benzer görüşte. Sabancı’nın, grubun dümenini çok zor bir dönemde aldığını vurgulayan Yeşildere, kendine has yönetim tarzıyla grup içindeki dengeleri çok iyi sağladığını düşünüyor. Yeşildere, değerlendirmesine şöyle devam ediyor:

“Sabancı Holding’in daha önceki yönetim tarzıyla kıyaslandığında, güçler dengesini kurmanın en az iyi yönetim kadar önemli olduğu bir dönemde başa geçti. Buna rağmen de son derece başarılı bir yönetim yürüttü. Birtakım kopmalar yaşandı belki ama kendisinin çok başarılı bir yönetici ve lider olduğunu düşünüyorum.”

Güler Sabancı’nın öne çıkan bir diğer güçlü yönünü, “tatmin olmayan bir yönetici” olması şeklinde tanımlayan Yeşildere, şöyle devam ediyor: “Bir yönetici olarak, pozitif anlamda ‘tatmin olmayan bir yönetici��� olarak tanınıyor. Her zaman, her şeye ‘daha iyisi vardır’ diye bakıyor. Dolayısıyla onunla birlikte çalışan insanların, eğer bu inanç ve potansiyelleri varsa kendilerini geliştirme imkanlarının çok yüksek olduğunu görüyorum.”

İki Başarılı Kadın “Şef”
Capital’in “En Güçlü 30 İş Kadını” listesinde Güler Sabancı gibi Türkiye’nin en büyük aile şirketlerinin hissedar veya yöneticisi konumunda bulunan başka isimler de var. Ancak onları, “Türkiye’nin en güçlüleri” arasına sokan kriter soyadları değil, iş dünyasında gösterdikleri başarı ve yönettikleri şirketleri taşıdıkları nokta. Zaten uzmanlar da sadece “soyadı avantajıyla” en güçlüler listesine girmenin mümkün olamayacağı konusunda hemfikir.

Örneğin Arzuhan Doğan Yalçındağ, listemizdeki konumunu uzun zamandır koruyan güçlü kadınlarından biri. Bu yıl ikinci kez patronlar kulübü TÜSİAD’ın yönetimine geçmesi, onun camiadaki gücünü ve otoritesini gözler önüne seriyor. Yalçındağ, aynı zamanda Doğan TV’de icra kurulu başkanı ve Doğan Holding’in yönetim kurulu üyesi…

Ali Midillili’ye göre Yalçındağ’ın iş hayatındaki başarısı, zaten kanıtlanmış durumda. Son iki dönemdir TÜSİAD başkanlığını yürütüyor olması ise onun iş dünyasındaki itibarını ve güvenilirliğini ispatlıyor. Uzmanlara göre Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın en güçlü yönleri istikrarı, çalışkanlığı ve yönetim kabiliyeti. Murat Yeşildere de Yalçındağ’ın özellikle TÜSİAD’daki görevini son derece tarafsız biçimde yürütmesini çok önemli bir başarı ve yönetim kabiliyeti olarak yorumluyor.

Aynı aileden listemize giren bir başka isim de Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı. Murat Yeşildere onun için, “Hürriyet Gazetesi gibi bir yapı içinde bence çok başarılı bir orkestra şefi” diyor. Kendisiyle uzun zamandır birlikte çalışan Cem Kozlu’ya göre ise Vuslat Doğan Sabancı’nın öne çıkan en önemli özelliği disiplinli olması...

Yaşar ve Kale’nin Kadınları
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar’ın ve Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın ortak bir özelliği bulunuyor. Her ikisi de Türk sanayisinin duayenleri arasında gösterilerin babalarından işi devraldı. Aile holdinglerinin başına geçen bu kadınlar, gruplarını yaşanan krizlere ve zorluklara rağmen ayakta tutmayı başardı. Yönetim danışmanı Ali Midillili, her ikisinin de saygın kimlikleri ve tutarlılıklarıyla öne çıktığını belirtiyor ve ekliyor:

“Yaşanan krizlere rağmen son 9 yıldır gruplarının sağlıklı bir şekilde ayakta kalmasını ve saygınlığını korumayı başardılar. Bunu da doğru profesyonel yöneticilerle çalışarak yaptılar. Tutarlılıklarının ve sürekliliklerini muhafaza etmelerinin, kendilerini başarıya götüren en önemli faktör olduğu düşüncesindeyim.”

“Selçuk Yaşar’ın ardından gelen isim kim olursa olsun işi hiç kolay olmayacaktı” diyen Murat Yeşildere de Midillili ile benzer fikirleri paylaşıyor. Yeşildere’ye göre Feyhan Yaşar’ın öne çıkan özellikleri, köklerine sahip çıkması ve kararlılığı. “Feyhan Yaşar, dümende kesinlikle dik durmayı başardı. Bankası elinden alınan birçok grup yok olup gitmesine rağmen Yaşar Grubu bu badireyi atlattı. Feyhan Yaşar, köklerine çok sağlam biçimde sahip çıktı ve yönetimde yeniden yapılanmayı başardı” diyor.

Finansın İki Kraliçesi
Kadın yöneticiler açısından belki de en yoğun popülasyonun olduğu sektör finans. Türkiye’nin önde gelen birçok bankasında, son derece başarılı kadın yöneticilere rastlamak mümkün. Capital’in listesinde üst sıralarda yer alan iki ismi, kendisi de bankacı kökenli olan Burhan Karaçam’a sorduk. Karaçam, ilk olarak 2 yıldır listemizin ikinci sırasında yer alan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’in, güçlü ve başarılı yönlerini özetledi: “Akbank’a dinamizm ve yenilikçilik getirdi. Piyasanın taleplerine göre yeni bir organizasyon kurdu. Yani Akbank’ın yol haritasının değişmesinde ve yeni strateji belirlenmesinde Suzan Sabancı’nın çok önemli katkısı oldu.”

Bankacılık sektöründe başarılarıyla göz dolduran bir başka isim de Türkiye’nin en büyük bankalarından Yapı Kredi’nin bireysel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcısı Nazar Somer. Somer’in öne çıkan en güçlü yanının vizyonerliği olduğunu söyleyen Karaçam’a göre onu başarılı bir yönetici yapan özellikleri ise şöyle:

“Yapı Kredi kökenli olmama rağmen hiçbir zaman birlikte çalışma imkanımız olmadı. Ama işlerini yakından izliyorum ve çok da takdir ediyorum. Nazan Somer’in Worldcard’ın başarısında, bu ürünün sürekli yeniliklerle beslenmesinde, sadece Türkiye’de değil dünya piyasasında en değerli 10 kart arasına girmesinde çok ciddi katkısı var. En güçlü yönlerine gelirsek… Bence tam anlamıyla başarılı bir profesyonel. Kesinlikle vizyoner. Operasyonel beceri ve bilgisi çok kuvvetli. Çevresiyle ve takımıyla son derece uyumlu çalışıyor.”

Herkes Ona Güveniyor
Finansın profesyonelleri arasında öne çıkan en önemli isim ise kuşkusuz uzun yıllardır HSBC Türkiye’nin yönetiminde olan Piraye Antika. Kendisi Capital’in listesinde ilk 10’da yer alan 3 profesyonelden biri. YASED’in başına da geçen ve bu göreviyle 29 yıllık derneğin ilk kadın başkanı olan Antika ile ilgili akla gelen ilk özellik çalışkanlığı oluyor. Antika’yı son derece istikrarlı ve başarılı bulduğunu söyleyen Burhan Karaçam, sözlerini şöyle sürdürüyor: “HSBC’nin dünya genelinde çok az sayıda olan kadın CEO’larından biri ve uzun yıllardır bu görevini başarıyla yürütüyor. Zor koşullarla elde edilmiş bir bankanın yönetim sorumluluğunu üstlendi. Şimdiye kadar eğitime, gençlere, kadınlara ve KOBİ’lere dönük çalışmalarıyla takdir topladı. Çalışma hayatında tutarlılığı, çalışkanlığı ve iyi niyetiyle öne çıkan bir isim olduğunu düşünüyorum.”

Korn Ferry International’ın yöneticisi Şerif Kaynar da Karaçam ile aynı fikirde. Kaynar, “Piraye Antika çok çalışkan, çok hırslı ve netice odaklı bir insandır” sözleriyle öne çıkan özelliklerini sıralıyor. Kaynar’a göre Antika’nın öne çıkan bir başka özelliği de güvenilirliği. Bu özelliğini Kaynar, şöyle değerlendiriyor:

 “Eskiden ‘İsviçre Bankaları gibi güvenli’ diye bir tabir vardı. Piraye Hanım da aynen o şekilde güvenilirdir. HSBC’nin dünya genelinde en güvendiği üst yöneticileri arasında, ilk 10 isim içinde bulunuyor. Bu çok önemli bir başarıdır.”

Vodafone’un Yeni Savaşçısı
Capital’in bu yılki listesine hızlı bir giriş yapan Vodafone Türkiye CEO’su Serpil Timuray, kuşkusuz listenin en dikkat çekici yeni ismi oldu. Timuray, hem rakiplerinin ve hem yönetim uzmanlarının yakından izlediği bir isim. Atilla Vitai’nin ardından 6 ay CEO’suz kalan Vodafone’un başına geçerek bu sektördeki ilk kadın CEO oldu. Kendi kariyeri açısından ise sektör değiştirerek önemli bir risk aldı. Timuray’ı yönetim uzmanı Murat Yeşildere, şöyle değerlendiriyor: “Kariyeri boyunca birçok satın alma ve birleşmeyi başarıyla yönetti. Bu inorganik büyümelerin getirdiği önemli bir deneyime sahip. Şimdiye kadarki deneyimleri, Türkiye’de büyük bir yapı alarak pazara giren Vodafone’un kendisini tercih etmesinde önemli olmuştur diye düşünüyorum.”

Serpil Timuray’ın “savaşçı” bir özelliği olduğunu ve asla vazgeçmediğini söyleyen Şerif Kaynar ise şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Son derece çalışkan ve netice odaklı bir yapıya sahip. Onun dışında kendisinde öne çıkan en önemli özelliğin ‘pazarlama ruhu’ olduğunu düşünüyorum. Pazarı onun kadar iyi koklayan isim azdır. Stratejik pazarlama özellikleri çok güçlü. Tüketicinin ruhunu anladığı için Vodafone’u güçlü bir konuma getirecektir. Ayrıca savaşçı biridir. Kaybetmeyi sevmez ve sonuna kadar savaşacaktır.”

Ali Midillili de Serpil Timuray’ın son derece başarılı bir profesyonel yönetici olduğunu düşünenler arasında: “Cesareti, azmi, liderlik yeteneğiyle kendini geliştirdi ve hızlı tüketim sektöründen servis sektörüne geçme cesaretini gösterdi. Bence, çok isabetli bir karar da aldı. Vodafone gibi çok güçlü bir kurumun desteğini de alarak kendini önümüzdeki 10 yıl içinde daha güçlü konumlara taşıyabilir.”

Cem Kozlu’nun Gözünden “Vuslat Doğan Sabancı”

Esnek ve Zarif
Vuslat Hanım, konulara çok disiplinli yaklaşıyor, insan ilişkilerini de esnek ve zarif bir üslupla yürütüyor. Yaygın bir danışma sürecinden sonra çabuk karar alabiliyor. Değişik seçeneklerin ortaya çıkmasını teşvik ediyor, farklı görüşlerden rahatsız olmuyor. Hürriyet ve TME’nin icra ve yönetim kurulu mekanizma ve süreçlerini aktif bir şekilde kullanıyor.

İnovasyonu Önemsiyor
Medyadaki trend ve dinamikleri çok yakından izliyor. Gelecek 5-10 yılın siluetini öngörmeye, kurumlarını ona göre hazırlamaya çalışıyor. İş modelinde inovasyonu çok önemsiyor. Sektördeki baş döndürücü değişim hızına ayak uydurup, yarışı önde sürdürmek temel zorluk. En büyük risk, öngörülmeyen gelişmeleri teğet geçmek.

Yönetimde Denge Şart
Kadın yöneticilerin önünde, hemen her toplumda ek engeller, önyargılar var. Genelleme yapacak olursam, olayları daha geniş perspektiften, yani 360 dereceden değerlendirebildiklerini ve erkeklerin yüzeysel yaklaştıkları çeşitli konularda daha duyarlı olabildiklerini düşünüyorum. Demek ki yönetim takımlarında erkek-kadın dengesini de gözetmek gerek.

Kadın Yönetici Sayısı Az

Türkiye’de Durum Nasıl?
2006 yılındaki araştırmamızda 11, 2007 ve 2008’de ise 13 olan listedeki profesyonel kadın yönetici sayısı, bu yıl 14’e çıktı. Rakam, her yıl artıyor. Ancak yine de yönetim uzmanlarına göre bu sayı yeterli değil. Uzmanlar, Türk iş dünyasındaki kadın profesyonellerin, halen “cam tavan” sorunuyla karşı karşıya olduğunu savunuyor. Egon Zehnder International’ın yönetici ortağı Murat Yeşildere’nin bu konudaki görüşleri şöyle:

“İlk 10’daki isimlere baktığımızda, bunların 7’si aileden gelen yöneticiler. Bu veri, bence Türk iş dünyasına kadınlar açısından güçlü bir mesaj veriyor. Camdan tavanın, Türkiye’de ancak aile şirketlerinde kırılabildiğini, profesyonel dünyada ise kadın yönetici açısından Türkiye’nin henüz çok da iyi bir noktada olmadığını görüyoruz.”

Aile Üyeleri Çoğunlukta
Türkiye’de üst yönetimdeki kadın sayısının yeterli düzeyde olmadığını belirten yönetim uzmanı Tanyer Sönmezer, “En güçlü kadınlar arasında aileden olmayıp üst düzeye yükselmiş kadın sayısı az. Ama her durumda da Türkiye’de, Avrupa’dan ve dünyadan daha fazla kadın yönetici var” diyor. Danışman Saide Kuzeyli de aile üyesi olan isimlerin yönetimde daha rahat yükselebildiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu isimlerin önemli bir bölümü hissedar veya girişimci ailelerin 2’nci ya da 3’üncü kuşak temsilcileri. Bunların içinden bir bölümü, icranın tam ortasında, hatta hesap veren rolde. Bazıları ise ‘gölge kabine’ üyesi gibi. Ama sonuç olarak listedeki kadınların tümünün güçlü olduğu son derece aşikar. Ancak bence onları güçlü kılan unvanları, finansal güçleri ya da toplumda tanınan adları değil. Onları asıl güçlü yapan, yaşamlarının odağına işlerini ve sorumluluklarını koymuş olmaları.”

Hangi Riskleri Yönetecekler?

Bankacıları Neler Bekliyor?
Suzan Sabancı Dinçer, Piraye Antika, Nazan Somer gibi bankacılık sektörünün önde gelen güçlü kadınlarını, aslında zor günler bekliyor. Biz de uzmanlara, finansın bu güçlü kadınlarını bekleyen zorlukları ve riskleri sorduk… Kendisi de finans kökenli olan Burhan Karaçam’a göre bu isimleri en fazla zorlayacak olan konu, reel sektör ve bireysel kredi portföyü olacak. Operasyonel risklerin karşılanması ve likidite de dikkatle izlenmesi gereken diğer başlıklar. EFG Yatırım banka analisti Mete Yüksel ise “Böyle bir yılda, bir banka yöneticisinin alacağı en yaratıcılıktan uzak karar küçülmektir” diyerek büyümeden vazgeçilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Timuray’ı Bekleyen Zorluklar
Yeni görevinde Serpil Timuray’ı da bekleyen birçok konu var. Sadece küresel krizin yarattığı etkiler değil, numara taşınabilirliği, 3G lisansları gibi birçok dinamik, sektörde dengeleri değiştirmiş durumda…

Yönetim uzmanlarına göre bu çok sıcak dönemde, bambaşka bir sektörden Vodafone’un başına gelen Timuray’ın işi kolay değil.

Vodafone’un pazar payı, geçen yılın son aylarında yüzde 26,2’den yüzde 25,4’e gerilemişti. Diğer rakipler de agresif bir büyüme stratejisi uyguluyor. Yani Serpil Timuray’ı hem pazar payını artırmak hem krizi yönetmek hem de kârlılığı korumak gibi son derece zor görevler bekliyor.

Yasemin Erdoğan
[email protected]

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz