Bunu da bu konuda dünya devi olan IMG’yle beraber yapmak istiyoruz.
Bunun yanında Türk tekstili de büyük bir atak içinde. Yavaş yavaş
markalarımız oluşuyor. Perakendede birkaç markamız dünyaya açılmış
durumda. Modada yeni nesil ilerliyor. Bunların değerlendirildiği, dünya
piyasasına çıkarıldığı işler yapmak lazım. IMG, Word Fashion Week’leri
gerçekleştiren bir grup. Biz de İstanbul Fashion Week’i yapmak
istiyoruz.
Capital: Bu yeni alana neden girmeye karar verdiniz? Nasıl bir potansiyel gördünüz?
- Pazarlamada “farklılaş ya da öl” diye bir felsefe vardır. Biz
kendimizi biraz daha fazla hatırlatacak, ürünlerimize ve markalarımıza
misafirlerimizin yakınlık göstereceği bir şeyler yapmak istiyoruz.
Aslında bunun adı “Entertainment economy” (Eğlence ekonomisi). Biz bu
konuya 1998 yılında eğilmeye başlamıştık. Araya kriz girdi, yeniden
toparlanma dönemi yaşadık. Türkiye bu zaman zarfında büyüdü. Grup, bu
gelişim ortamının içine girince yeniden eğlence işine odaklanmaya karar
verdik. Son dönemde ilgili olduğumuz restoran işi de IMG ile yaptığımız
işbirliği de bu düşüncenin bir uzantısı.
Capital: Spor alanında tam olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?
- Biz Türkiye’de değişen ve gelişen stadyumların yönetimine talibiz.
Ayrıca Türkiye’de yaz ve kış belirli dönemlerde dünyanın bilinen
sporcularının ve takımlarının katıldığı turnuvalar yapmak istiyoruz.
Bunların sponsorluğunu, organizasyonunu, bilet satışını, TV yayınını
yapmak amacındayız. Hepsi bu değil. Aynı zamanda bu işleri markalaştırıp
yurtdışına da satmayı planlıyoruz. IMG, 1.000’e yakın sporcu ve ünlünün
yönetimini yapıyor. Biz de aynısını Türkiye’de yapmak istiyoruz. Bu iş
zamanla gelişecek. Ama ben spor alanında çok daha hızlı bir ilerleme
olacağını düşünüyorum. Aslında “Bu büyük bir işe dönüşür mü” sorusunun
yanıtı, IMG’nin performansında gizli. IMG, büyük bir potansiyel görmese
zaten Türkiye’ye girmezdi. Sonuçta 30 ülkede 3 bin çalışanıyla
faaliyette. Türkiye’de olmaları ve burayı seçmeleri de buradaki
potansiyeli gösteriyor. Hindistan, Çin ve Brezilya’ya yine aynı şekilde
ortaklık kurarak girdiler. Zaten dünyada da gelişmenin motoru olarak
görülen 4 ülkeden bahsediyoruz. Türkiye de bunun içinde.
Capital: Restoran işine bir hobi gibi başladığınız düşünüldü Doğuş Grubu içinde oldukça küçük bir iş olarak görüldü. Burada hedef nedir?
- Ben bu grubun yönetim kurulu başkanıyım. Ayrıca hem annemin hem kız
kardeşimin ortağıyım. Yani hobi olarak yapacağım hiçbir şeyi Doğuş
Holding çatısı altında yapmam. Bu konularda gayet ciddiyim. Aslında bu
algıda bizim iletişim eksikliğimiz de var. Belki biz bu işin iletişimini
çok doğru yapamadık. Biz bu işe girdikten sonra çok heveslenen de oldu.
Başka grupların fizibilite yapmasına da gerek kalmadı.
Capital: Bu alanda beklentiniz ne yönde peki?
Türkiye bulunduğu yer bakımından dünyadaki birçok mutfağın merkezi.
Bizim mutfağımızda da unutulmuş pek çok yemek var. Tüm bunları geri
getirmek istiyoruz.