Örnek Girişim

İhsan Coşkun / Granist Genel Müdürü Mehmet Coşkun, genç bir girişimci... İş yaşamına, fakülteyi yarıda bırakıp,babasının yanında başladı. Aile işi inşaat ona yetmedi. İnşaatlarda kullandığı grani...

1.04.2001 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

İhsan Coşkun / Granist Genel Müdürü

Mehmet Coşkun, genç bir girişimci... İş yaşamına, fakülteyi yarıda bırakıp,babasının yanında başladı. Aile işi inşaat ona yetmedi. İnşaatlarda kullandığı granitin önemini keşfedip, bu alana yatırıma karar verdi.  Sektörde birkaç üretici vardı ve katma değeri de yüksekti. Granit İstanbul Seramik adlı şirketle yola çıkmasının üzerinden 4 yıl geçti. Şimdi pazarın yüzde 25’ine sahip. Üstelik yeni proje ve hedefler var. Şirketin genel müdürü İhsan Çokşun, bu hedefleri ve ilginç başarı öyküsünü Capital’e anlattı...

Durgunluk, özellikle de kriz dönemleri, şirketler için savunma anlamına gelir. Bu dönemde yatırım yapmak çoğu zaman hiçbir şirketin aklından geçmez. İşadamları ve yöneticiler, “Gemilerini fırtınada karaya ulaştırmak” için uğraşırlar. Ancak, bunun tersini uygulayıp, zor dönemlerde de yatırıma, büyümeye devam eden işadamları da var.  İşte bu “istisna” girişimcilerden biri de Müteahhit Mehmet Coşkun...

Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okurken üçüncü sınıftan ayrılıp, baba mesleği müteahhitliği devralan Mehmet Coşkun, 15 yıl boyunca İzmit Gölcük’te kooperatif evleri, villalar, iş merkezleri, daireler inşa etmiş, gayri menkul alım satımı yapmış. Mehmet Bey’in baba mesleği müteahhitlikten vazgeçiren, onu baştan çıkarıp, yeni bir yatırıma yönelten ise “seramik granit” olmuş.

Yaptığı lüks konutlarda “seramik granit” adlı bu şık malzemeye talep artınca, Mehmet Coşkun bu ürünü bulmakta zorlanmış. Bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az üreticinin bulunduğu bir sektörde, katma değeri karo seramiğe göre çok daha yüksek olan bu mamulü üretmeye işte o zaman karar vermiş, 1996 yılında müteahhitliği bırakmış. Gayri menkullerini seramik granit yatırımı yapmak için elden çıkarmış. Bir yıl sonra da Granist İstanbul Seramik adı ile şirket kurmuş. Ardından sıra Eskişehir Çifteler’de arazi alımı ve fabrikanın kurulmasına gelmiş.

Toplam 20 milyon dolara mal olan fabrikanın 1999 yılında üretime geçmesiyle de Granist, sadece granit seramik sektöründe faaliyet gösteren iki şirketten biri olarak pazardan pay almaya başlamış. Yüzde 25’lik pazar payı ile sektörün büyük şirketleri arasında sayılan Granist’in geçtiğimiz yıl ki cirosu 5 trilyon liraya ulaştı. Ekonomik durgunluk dönemlerinde kurulmasına rağmen sektörde yer edinmeyi başaran Granist’i genel müdürü İhsan Coşkun ile konuştuk:

Granist’in kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Mehmet Bey’in asıl işi müteahhitlik. Baba mesleği olduğu için, üniversiteden ayrıldıktan sonra müteahhitlik yapmaya başlamış. 15 yıl boyunca villalar, kooperatifler, iş merkezleri, daireler inşa etmiş, alım satımlarını yapmış. Aşağı yukarı bin konut civarında da yapım kapasitesi var.

Bu seviyede işler yaparken de seramik granit yatırımına girdi. İnşaat sektörü ve müteahhitlik çok fazla ileri giden alanlar değil. Kurumsallaşmaya gitmek, daha kalıcı yatırımlar yapmaya kalkmak bu sektörde biraz zor. Bu nedenle, Mehmet Bey kendine yeni bir iş alanı ararken de seramik sektöründe yatırım yapmaya karar vermiş.

Yapılan piyasa araştırmalarında da granit seramik yatırımı yapmanın, karo seramiğe göre daha kârlı olduğuna karar verildi. Türkiye’deki kapasite göz önüne alındığında da seramik granit yatırımının yapılması ön plana çıkmış. 1997 yılında İstanbul Seramik adı ile şirket kuruluyor ve yatırıma başlanıyor. Eskişehir’in Çifteler ilçesi girişinde fabrika kurulmaya başlanıyor. 1999 yılının temmuz ayında da işletme devreye alınarak üretime geçiliyor.

Müteahhitlik dışında başka ne gibi işlerle ilgileniliyor o dönemde? 

Mehmet Bey, 1963 doğumlu ve üniversitede iktisat okurken üçüncü sınıftan ayrılarak İzmit Gölcük’te müteahhitlik yapmaya başlıyor. Yaklaşık 15 yıl müteahhit olarak çalışıyor. Ayrıca, yedi yıl da Gölcük’te ANAP İlçe Başkanlığı yapmış.

Sanayi yatırımı yapma fikri hep olsa da, bu dönemde müteahhitlik dışında başka bir iş yapmamış. Mehmet Bey, beşeri ilişkileri çok yüksek, çevresi geniş, hırslı bir insan. 1996’da da müteahhitliği tamamen bırakarak elindeki gayri menkullerin hepsini yatırıma çevirdi. Bu da oldukça yerinde bir karar oldu. Çünkü, gayri menkuller elinde olsaydı, 17 Ağustos depreminden sonra değer kaybına uğrayacaktı. Gölcük’te kendi oturduğu bina depremde fay hattı altından geçtiği için tamamen yıkıldı. Depremde kendisi, eşi ve çocuğu ile birlikte fabrikadaki villada kalıyordu.

Neden granit seramik alanına yatırım yapmayı seçtiniz?

Hep sanayi yatırımı yapmak isteniyor. Kendisine yatırım yapacağı başka bir sektör arıyordu. Müteahhitlik yaparken granit seramiğe çok ihtiyaç duyması da, yatırımın bu alanda yapılmasına vesile oluyor. Mehmet Bey, yaptığı binalarda bu ürünü kullanmak istiyor. Ancak, bu ürün çok zor bulunuyor. Türkiye’de üretimi az ve yurt dışından ithal ediliyor. Müşterilerin de bu ürünün kullanılmasında ısrarcı olmaları Mehmet Bey’i bu alanda yatırım yapmaya itiyor.

Türkiye’de karo seramiğinde, granit seramiğinde üretimi yapılıyor. Ancak, granit seramik, teknolojisi ile birlikte yeni bir ürün. Karo seramikte talep 150 milyon metrekare olmasına rağmen, kurulu kapasite 220 milyon metrekare. Yani karo seramikte Türkiye’de kapasite fazlası var. Bu fazlalık da, talep dışındaki üretimin satılması için, yurt içinde ve yurt dışında yoğun rekabete girilmesini gerektiriyor. Rekabetin çok keskin olduğu bir ortamda da fiyat almak mümkün olmuyor. Herkes kapasite fazlası olduğu için satmaya çalışıyor. Ürünün katma değeri alınamıyor.

Ama granit seramik, teknolojisi yeni bir ürün. Dünyada da 1980’li yıllardan itibaren oluşmuş bir sanayi. Türkiye’deki granit seramiğin kapasitesi 10 milyon metrekare, talep de o kadar zaten. Dolayısıyla talep ve kapasite denk birbirine ve yoğun bir rekabet ortamı yok. Ayrıca, piyasa olarak baktığınızda karo seramikten 3-4 kat daha pahalı bir ürün.

Yatırıma nasıl başlandı?

1997 yılının nisan ayında yatırıma başlandı. 1999’un temmuz ayında da bitti. Hemen ardından da üretim ve satış faaliyetlerine geçildi. Bu sektörde üretim yapan firmaların tesisleri genellikle Bilecik Bozüyük’de bulunuyor. Biz fabrikayı Eskişehir’in Çifteler İlçesi’ne kurmayı tercih ettik.

Bu tercihimiz bizi diğerlerine göre avantajlı konuma getirdi. Bunun birinci nedeni, Bozüyük’deki arazi yapısı dağınık ve engebeli. Burada yatırım yapmak arazideki yükseklik farkından dolayı daha yüksek bir maliyet gerektiriyor. Ancak, aynı yatırımı Eskişehir Çifteler’de yaptığınızda, arazideki yükseklik farkının az olmasından dolayı fabrika daha ucuza mal edilebiliyor. Biz de bundan yararlandık.

Ayrıca, Çifteler de böyle bir yatırım olmadığı için, arsa fiyatları da daha ucuzdu. Bizim fabrikanın bir diğer artışı da Türkiye’nin tam ortasında, doğuya en yakın seramik granit fabrikası olması. İstanbul’a da Gaziantep’e de aynı şekilde mal gönderebiliyorsunuz.  

Yatırım maliyeti ne kadar?

Yatırım 20 milyon dolara mal oldu. Sadece granit seramik üretimi yapmak anlayışı ile kurulan bir firmayız. Makine ve know-how’ı, alanında dünyada lider olan İtalyan Sacmi’den aldık. Fabrikanın üretim kapasitesi şu anda yıllık 1.5 milyon metrekare.

Ancak, yeni yatırımımızla kapasiteyi 3 milyon metrekareye çıkartacağız. Bunun için de yine Sacmi firması ile kontrat yaptık. Makine üretimi yapılıyor şu aşamada... Bu yıl sonunda 3 milyon metrekareye çıkacağız. Bu yatırım bize farklı ebatlarda ürünleri aynı anda üretebilme imkanı verecek.

Ürün gamınızdan bahseder misiniz?

Şu anda 46 çeşit ürünümüz var. Ancak, yıl sonunda kadar bunu 74’e çıkarmayı planlıyoruz. Biz diğer firmalardan farklı olarak graniti kalibre ederek üründeki ebat farklılıklarını ortadan kaldırdık. Kaplama malzemeleri ve yer karolarında, karolar arasında boyut farklılığı sorunu vardı. Seramik granit, lüks ve elit bir ürün. Böyle bir üründe de boyut farklılığı yaşanmaması gerekiyordu.

Ayrıca, seramik granit üretiminde bir başka önemli unsur da hammadde. Kullanılan kilin kalitesi ve miktarı ürünün dayanıklılığını artırıyor. Granit seramik üretiminde en iyi sonucu veren hammadde Ukrayna kili. Biz de üretimde yüzde 30 oranında Ukrayna kili kullanıyoruz.
Artık granit seramik, karo seramiğin, doğal granitin, mermerin yerini almaya başlıyor.

Eskiden binaların dış cephelerinde içlerinde olduğu gibi, doğal granit kullanılıyordu. Ancak, 2 santimetre kalınlığındaki doğal granit, binaya yük getiriyordu.

Ayrıca, bu ürünün sertliği de granit seramik kadar değil. Oysa granit seramiğin kalınlığı 9 milimetredir. Sertliği ve dayanıklılığı da alternatif ürünler kadar güçlü.

Ekonominin durgun olduğu bir dönemde, yeni kurulan bir şirket olarak nasıl büyüdünüz?

Bunda yatırım yaptığımız alanın büyük bir etkisi olduğunu düşünüyorum. İtalya’da, İspanya’da granit seramiğin yeni yeni kullanılmaya başlandığı 1980’lerde seramik üretiminin içinde karo seramiğin payı yüzde 90-95 oranındaydı. Şu anda ise yüzde 60 granit seramiğe dönmüş durumda. Türkiye’de de aynı şekilde.

Granit seramiğin Türkiye’deki kurulu kapasitesi yeterli değil. Talep her yıl ortalama yüzde 50 oranında artıyor. Ayrıca, katma değeri oldukça yüksek bir ürün. Pazarda sadece granit seramik üretimi yapan iki tane şirket var biri biz, diğeri de Seranit diye bir başka şirket. Büyük holdinglerin de granit seramik yatırımı var. Ama onlar karo seramiğin yanı sıra bunu üretiyorlar. Dolayısıyla uzmanlaşmamız ve sadece bu ürüne yönelmemiz bizi avantajlı konuma getiriyor.  

Kriz döneminde neden yeni yatırıma gidiyorsunuz?

Tek bir ürün çıkarıyorsanız, ürün çeşidinizi artırmak gibi, bir endişeniz yoksa işi 1.5 milyon metrekare ile çok güzel götürebilirsiniz. Ancak, farklı ebatlarda ürün yapabilmek için tek hat yeterli değil. Daha değişik ebatlarda, daha değişik dizaynlarda ürün yapabilmek için bir hatta daha ihtiyacınız var. Bizim amacımız, üretimde esneklik kazanmak, daha fazla üretmek değil. 

Eğer bu yeni yatırımı yapmazsanız, her ürünün ebadına göre kalıpları ve düzeni değiştirmeniz gerekir. Yani biz 74 çeşit ürünü sıra ile üretmeye kalktığımızda her birine 112 günde bir sıra geliyor. Dolayısıyla bu yatırım kapasiteyi artırmak için yapmıyoruz. Amacımız, ürün çeşidini fazlalaştırabilmek ve üretime esneklik kazandırmak. Bu arada ürün ve üretim kapasitesi de artacak tabii. Ama bu bizim için ikinci planda kalıyor.

Dizaynlarda farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Bu ürünü çeşitlendirmeniz gerekiyor. Biz makineleri almaya Sacmi firması ile görüşmeye gittiğimizde, bize toplantıdan önce  “Karo seramik mi, granit seramik mi yapacaksınız?” diye sordular.  Biz “Granit seramik ” deyince de “Toplantımız 6-7 saat sürer” dediler. Mehmet Bey de “Eğer karo seramik deseydik ne diyecektiniz” dedi. “Toplantımız 1 saati geçmezdi” dediler. Yani üretim aşamaları birbirinden çok farklı bu ürünlerin. Granit seramiğin esnek bir üretime sahip olması gerekir.

Seramikte bir yere kadar aynı şekilde üretilen mamul, bir yerden sonra farklılaşıyor. Ama seramik granitte öyle değil. Ayrıca fabrika yeni kurulduğu için de teknolojimiz diğer firmalara göre daha yeni. Bu nedenle yatırımımızı güçlendirmek istiyoruz.

Satış ve pazarlama stratejilerinizden biraz bahseder misiniz?

Öncelikle iç piyasaya ağırlık verdik. Granist’in satış ve pazarlama birimleri İstanbul’da Genel Müdürlük bünyesinde bulunuyor. Yurtiçi satışlarımız Türkiye çapında 400’e yakın satış noktası aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Toplu işler ve proje satışları ise Granist’in mimarları ve proje satış elemanlarından oluşan ekibiyle yapılıyor. 

Önce bayilik sistemi ile iç piyasaya ağırlık verdik. Bu kanaldan faydalanmak istedik. Ancak, bayilerin bu ürünü karo seramik gibi sattıklarını tespit ettik. Yani, ürün daha çok kooperatif işlerinde kullanılmaya başladı. Oysa bu ürünün iş merkezlerinin, hastanelerin, kolejlerin yapılmasında daha çok tercih edilmesi gerekiyor. Bu yapılarda da varolabilmek için 6 tane mimarın çalıştığı proje departmanı oluşturduk.

Proje departmanınız nasıl çalışıyor?

Aslında yine bayilerle çalışıyoruz. Ancak, bayilerin ürüne yaklaşımı ile, ürünün kalitesinin pek örtüşmediğini fark ettik. Bunun içinde proje bölümünde, çalışan arkadaşlarımız Türkiye genelinde yapımı süren ya da yapılması planlanan iş merkezleri, okullar, alışveriş merkezleri ile temasa geçiyor. Müteahhitleri, mimarları kim hangi ürünleri kullanacaklar, bunları araştırıp ve ürünümüzü tanıtıyorlar. Sonra da bayilerimiz vasıtasıyla ürün veriliyor. 

Pazar payınız ne kadar?

Granist olarak granit seramik pazarının yüzde 25’ine sahibiz. Öyle bir yere geldik ki insanlar granit seramiğe “Bana granist verir misin?” diyorlar.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Yeni kurulan bir firma olmamıza rağmen Belçika, Hollanda, İngiltere, Kanada, Güney Kore, Romanya, Kıbrıs, Rusya ve Avustralya’ya ihracat yapıyoruz. Ayrıca Lübnan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri için distribütörlük antlaşmaları imzaladık. Bu ülkelere de ihracat yapmaya başlayacağız. İhracatta hedef ülkelerimize yoğunlaşmak istiyoruz. Kalitemizden taviz vermeden ihracat yapmak istiyoruz.

Şu anda çok yüksek rakamlarda ihracat yapmıyoruz. Avrupa pazarından çok Amerika, Uzakdoğu gibi yerlerde var olmak istiyoruz. İtalya’ya veya Almanya’ ya girmek çok zor. İtalya ve İspanya bu işin merkezi durumunda zaten. Dolayısıyla da Avrupa ülkelerine de bu ülkelerden ürün veriliyor. Ortadoğu ve Arap ülkeleri bizim için önemli bir pazar. Geçen yıl üretimimizin yüzde 10’unu ihraç ediyorduk. Ancak, bu yıl bunu yüzde 20’e çıkarmayı planlıyoruz. 

Başka bir sektöre yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?

Granist İstanbul Seramik olarak başka bir sektöre yatırım yapma planımız yok. Ancak, Mehmet Bey’in birtakım düşünceleri var. Gıda ve kağıt sektörleri ile ilgili. 2003 yılına kadar  25 bin ton kapasiteli bir kağıt yatırımı yapılması planlanıyor. Birinci hamur kağıt ve kurulama kağıt yatırımı olacak bu.

Gıda sektöründe de et üstüne bir iki yatırım planı daha var. İnşaat malzemesi sektöründe de parlatma işinde kullanılan taşları şu anda zaten fabrikamızda üretiyoruz. Bu bize aşağı yukarı ayda yedi milyar ile 10 milyar arasında bir tasarruf sağlıyor. Ayrıca, granit seramiğin döşenmesinde kullanılan bir yapıştırıcı var. Onun üretimine de 2002 yılında başlayacağız. 

YÖNETİM DENEYİMLİ ELLERDE

Granist Genel Müdürü İhsan Coşkun, inşaat malzemeleri sektöründe çok deneyimli bir yönetici. Coşkun, Granist’e transfer oluşunun öyküsünü şöyle anlatıyor:

“Ben İstanbul’da okudum. Eski Sultan Ahmet Ticari İlimler Akademisi’nde başladım. Ancak, daha sonra orası Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi oldu. 25 senelik  meslek hayatımda hep inşaat malzemeleri sektöründe çalıştım. Nasaş Alüminyum Sanayi’nde mali işler müdürlüğü yaptım. Sonra da 8 yıl ECA’da yine mali işler müdürü olarak görev aldım.
Mehmet Bey daha fabrikanın temeli atılırken fabrika müdürü, üretim müdürü, teknoloji müdürünü işe almıştı.

Onlar yurtdışında eğitim aldılar. Ben de o zaman ECA’da çalışıyordum. Mehmet Bey’in yakın arkadaşı benim de çocukluk arkadaşımdı. Ayrıca bende kendisini  müteahhit olarak tanıyordum. Yaptığı inşaatlarda ECA ürünleri de kullandığı için mali işlerden sorumlu olarak benimle görüşüyordu. Bu işe girdiğinde de daha şirketin kurulma izinlerin alınmasından beri yakın olduğumuz için kendisine mesleki deneyimlerimle   yardımcı olmaya çalıştım. Şirket üretime başlayıp faaliyete geçince de birlikte çalışmamız için ısrar etti. Ben de Granist’e geldim.”

GRANİT SERAMİK EN ÇOK NERELERDE KULLANILIYOR?

Bu iki ürünün kullanım alanlarında nasıl farklılıklar var?

Karo seramik evlerin içine kadar giren, banyolarda, mutfaklarda kullanılan bir mamul.    Granit seramik de banyolara mutfaklara girebilir. Ancak, bu mamul daha çok iş merkezleri, hastaneler, resmi daireler, kolejler, alışveriş merkezlerin de kullanılıyor. Bu mekanlarda karo seramik kullanımı kalkmış durumda. Buralara karo seramik döşendiğinde sık dolaşıldığı için aşınma oluyor. Bu aşınmadan dolayı da üstündeki sır kalkıyor, belli yerlerde alttaki gövdesi ortaya çıkıyor.

Karo seramik çok geçilen yerlerde döşenmişse 5 yılda bir değiştirilmesi gereken bir mamul. Ama granit seramik elli yıla kadar dayanabilir. Sert bir malzeme olduğu için aşınması oldukça zor. Ayrıca, dekorasyona yönelik bir ürün. Modern tasarım yapılan bir binada granit seramik kullanımı tercih ediliyor. Ayrıca bizim farklı ürünlerimizde var. Bina içi ve dışı kullanımı için ürünlerimizi çeşitlendiriyoruz. Bina çevresinde kullanılan malzemeleri de üretiyoruz.

Bahçelerdeki yürüme yollarını duvar kenarlarında döşenen malzemeleri de yine granit seramikten yapıyoruz. Bu ürünler eskiden kullanılan Konya Taş’ı gibi ürünlere muhalif.

SEKTÖRE YATIRIM YAPANLARIN SAYISI ARTIYOR

Sektörde sadece iki tane firma olduğunu söylediniz. Bu alanda yatırım yapacak başka şirketler var mı?

İtalya’da üretimin yüzde 60’ı seramik granite dönmüş durumda. Türkiye’de ise toplam seramik üretimi içinde seramik granitin payı yüzde 5. Yani 220 milyon metrekare karo seramiğe karşılık 10 milyon metrekare granit seramik üretiliyor. Biz de büyük firmalar, karo seramik üretiminin yanı sıra granit seramikte üretiyorlar. Çanakkale, Eczacıbaşı, Ege Seramiğin granit seramik üretimi var. Toprak da yeni yatırım yapıyor. Ama sektörde sadece granit seramik üretimi yapan iki firma var. Biri biz bir diğeri de Seramik. Onlar da aynı şekilde sadece granit yapıyor.

Bu mamul giderek pazardan daha çok pay alıyor. Dolayısıyla da firmalar için üretim yapılabilecek cazip bir alan. Bizim avantajımız tek işimizin bu olması. Ürünün kimyevi yapısıyla ilgili birtakım değişimler yapıyoruz, dizaynlarda farklılıklar yaratıyoruz. Ancak Çanakkale’nin 50 milyon metrekare karo seramik kapasitesi var. 4,5 milyon metrekare civarında da granit seramik kapasitesi. Bu kapasitesinin de yüzde yüzü kullanılmıyor. Büyük firmalar sadece ürün gamını tamamlamak için, granit seramik üretiyorlar.

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz