"Portföy sahibi 3-4 oyuncu kalır"

Selahattin Hakman, portföyü olan 3-4 büyük oyuncunun enerji sektöründe kalacağını söylüyor.

17.07.2015 20:48:260
Paylaş Tweet Paylaş
"Portföy sahibi 3-4 oyuncu kalır"
Enerji, özellikle de elektrik, son 5 yılın en popüler sektörü durumunda. Bunun nedeni, 2009’a kadar elektrik enerjisi talebinin her yıl ortalama yüzde 7-8 artmasıydı. Şu an Türkiye’nin elektrikte kurulu gücü 44 bin 500 megavat civarında. İhtiyaç da her yıl artıyor. 2009’da kriz nedeniyle talep düştü ve şu an arz fazlası yaşanıyor ama 2011’den itibaren elektrik talebinin her yıl ortalama yüzde 6-7 civarında artması bekleniyor. TEİAŞ’ın öngörülerine göre 2015’te talebi karşılayabilmek için olması gereken arz miktarı ise 75-80 bin megavat civarında. Bu projeksiyon, büyük grupların yanı sıra küçük oyuncuların da elektrik enerjisi üretimine yatırım iştahını kabarttı. Sabancı Holding de bu oyunculardan biri. 2015’teki 5.000 megavat kurulu güç ve yüzde 10 pazar payıyla liderlik hedefine doğru yol alıyor. 2015’e kadar 6 milyar Euro yatırım planladıklarını söyleyen Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, “Hidroelektrik, rüzgar, doğalgaz ve yerli linyit kömür santralleriyle Türkiye’nin 2015’te kurulu güç olarak ya lideri ya da ilk 3 oyuncusundan biri olacağız. Daha uzun vadede ise Türkiye’de yüzde 20 pazar payına ulaşmayı ve bölgede de güçlü oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz” diyor. Türkiye ve bölgedeki doğalgaz boru hatlarındaki fırsatları da yakından izlediklerini söyleyen Hakman, “Sabancı Holding olarak doğalgazda alıcı olmamızın ötesinde oyunculardan biri olmak için fırsatlara bakıyoruz” diye konuşuyor. Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, sorularımızı şöyle yanıtladı:
CAPITAL: Sabancı Holding’in enerjiye ilgisi ne zaman başladı?
- Sabancı’nın enerji işinde çalışmaya başlaması, 1990’lı yılların ortasına dayanıyor. O zamanki geçerli modeller çerçevesinde Sabancı Holding, otoprodüktör olarak elektrik üretim işine girdi. Amacı kendi grup şirketlerine daha kaliteli ve ekonomik, kesintisiz enerji verebilmekti. Bu kapsamda 2003’e kadar toplam 370 megavat kurulu güçte kombine çevrim gaz santralini 4 lokasyonda kurdu. Daha sonra 2001’de elektrik piyasası yasasıyla Türkiye’deki elektrik piyasası, bu kez sadece otoprodüktör amaçlı değil gerçek bir piyasa olarak oluşturulmaya başlandı. 2005 yılında Sabancı Holding, tüm stratejilerini gözden geçirdiği bir sürece girdi. Bu arada Türkiye’nin de çok hızlı bir elektrik talebi artışı vardı. Buna bakarak hızla büyüyen bir piyasa ve bu piyasanın gerektirdiği rekabet avantajlarının Sabancı’da olması nedeniyle enerjinin odaklanılan ana işlerden biri olması kararına varıldı.
~
CAPITAL: 2005’ten bu yana ne kadar yatırım yaptınız? Ne kadarlık bir kurulu güce ulaştınız?
- Var olan 370 megavatlık gücümüzü hızla artırmak için çalışmaya başladık. 2006 yılında holding bünyesinde bir enerji grup başkanlığı oluşturuldu. Bizim otoprodüktör olarak mevcut Enerjisa adlı şirketimiz, bu piyasadaki önemli oyunculardan biri olma hedefiyle serbest üretici statüsüne geçti. Enerjisa Elektrik, Enerjisa Toptan Satış ve Enerjisa Dağıtım şirketlerini kurduk. 2015’e kadar elektrik üretimi için 6 milyar Euro yatırım yapacağız. Üretim tarafına şu ana kadar 1 milyar Euro harcadık. Bunun dışında dikey entegre bir yapıda çalışmayı hedefliyorduk. Dolayısıyla dağıtım bölgelerinin özelleştirmelerine girdik. İlk özelleştirmede Başkent Elektrik’i 1 milyar 225 milyon dolara satın aldık. Bu rakam 6 milyar Euro’ya dahil değil. Orta vadede 2015 için stratejik hedeflerimizi de tanımladık.
CAPITAL: 2015 hedefleriniz neleri içeriyor?
- 2015’te Enerjisa olarak elektrikte yüzde 10 pazar payına sahip olacağız. Bu yüzde 10 pazar payına, belli bir üretim portföyüyle, yani doğalgaz, hidroelektrik, rüzgar ve kömür santrallerinde ürettiğimiz yaklaşık 5 bin megavatlık bir kurulu güçle ulaşacağız. Bu sektörde dikey entegre bir yapıda yer almayı hedefliyoruz. Yani sadece işin üretim tarafında değil toptan satış ve dağıtım tarafında da güçlü olacağız. Hedefimiz en büyük oyuncu olmak. Pazardaki gelişmelere baktığımızda da bu hedefi gerçekleştireceğimizden hiçbir şüphem yok. En kötü ihtimalle ilk 3’te oluruz. Hedefimiz liderlik. İşletmede olan kurulu güce baktığımızda bugün de büyük oyuncuların içindeyiz. Toplam inşaat halinde olanlarla değerlendirdiğimizde şu an zaten en büyük oyuncuyuz.
CAPITAL: 2015’te dağıtım tarafında nasıl bir konumda olmayı hedefliyorsunuz?
- Dağıtım tarafı için yaklaşık 6 milyon aboneyi kapsayan dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesinde başarılı olmak ve bunları da bünyeye katmak istiyoruz. Bu da 2005’te yola çıkarken belirlediğimiz stratejik hedeflerimizden biriydi.
CAPITAL: Dağıtımda 6 milyon abone hedefinin ne kadarına ulaşmış oldunuz?
- Başkent Elektrik’in 3 milyon 100 bin abonesi var. Bu hedefin yarısını karşılıyor.
~
CAPITAL: Başkent Elektrik’i aldıktan sonra orada değişim ya da iyileştirme projeleri planlıyor musunuz? Ya da yaptınız mı?
- Tabii ki devraldıktan sonra önce şirketin içini, altyapısını daha iyi anlamak için çalıştık. Şu anda altyapı yatırımlarıyla ilgili çok kapsamlı bir master planı hazırlıyoruz. Master planı, bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Plan tamamlandıktan sonra 2011 başından itibaren daha hızlı yatırımlara girerek oradaki hizmet kalitemizi, hem altyapı hem bilgi teknolojilerine yapacağımız yatırımlarla Avrupa’da benchmark olacak kalitede bir işletmeyi ve o seviyede bir müşteri memnuniyetini sağlamayı hedefliyoruz.
CAPITAL: Dağıtımda tüm özelleştirme ihalelerine girecek misiniz ya da hangi spesifik bölgelerle ilgileniyorsunuz?
- Dağıtımda geriye kalan 2,5-3 milyon aboneyi tek bir bölgeden sağlamak istiyoruz. İki tane orta büyüklükte bölge yerine daha büyükçe bir bölge ile 6 milyon abone hedefimize yaklaşacağız. Bundan sonraki ihalelerle de ilgileniyoruz. Geriye zaten 7 bölge kaldı. Bunların 2 tanesi nispeten ufak. Geriye kalan 5 bölgeyle de ilgileniriz.
CAPITAL: Sabancı Holding’in bugün itibarıyla enerjideki varlığı nedir? Kurulu gücü ve sektördeki yeriniz nedir?
- 2006’dan başlayarak çeşitli projeleri bünyemize katmaya başladık. Bunun içinde doğalgaz projeleri, büyük oranda HES projeleri, rüzgar santralleri ve yerli linyit kömürü santralleri var. Böyle bir yapıyı hedeflerken şu anda gelmiş olduğumuz nokta bu 370 megavatlık kurulu gücümüzün üstüne 85 megavatlık çalışır haldeki HES’leri devraldık. Şu an 455 megavat kurulu güce sahibiz. Yine 2006’dan başlayarak yaklaşık 2 bin megavata yaklaşan kurulu güç lisanslarını bünyemize kattık ve bu santrallerin inşaatına başladık. Bu projelerden ilk olarak Bandırma’daki doğalgaz projemiz 2010 Ağustos ayında devreye girecek. Ondan sonra da tüm projeler, 2012 sonuna kadar tamamlanmak üzere yaklaşık 2 bin 500 megavat kurulu gücümüz devrede olacak. Böylece 2012’de hedefimizin yarısına ulaşmış olacağız.
CAPITAL: Bu arada yeni projeler geliştirmeye, satın almaya ve lisans toplamaya da devam ediyorsunuz değil mi?
- Tabii ki bunların içinde daha önceden lisansını almış olduğumuz, şu an mühendislik çalışmalarını sürdürdüğümüz, ihale sürecinde olduğumuz Tufanbeyli Linyit Santrali 450 megavatlık güçte. Bandırma’da 1.000 megavatlık güç için tekrar lisans müracaatında bulunduk. 2 tane HES projesini, Arkun ve Doğançay projelerini bünyemize kattık. Arkun’un inşaatına başlandı. Dağpazarı bölgesinde rüzgar lisansımız var. Elimizde lisansı alınmış yaklaşık 800 megavatlık bir güç var. Bandırma için yaptığımız müracaatı da 1.000 megavat olarak düşünürsek 1.800 megavat daha 2 bin 500 megavatın üzerine ilave projemiz var. 70 megavat daha da rüzgar lisans müracaatımız var. Bunu da katarsanız 1.800 megavat kadar geliştirme aşamasında gücümüz var. Bunu da üzerine koyarsanız 4 bin 500 megavat güce bugünden yaklaşıyoruz.
~
CAPITAL: Elektrik üretim portföyünüzün şu anki dağılımı nedir? Burada nasıl bir portföy hedefliyorsunuz?
- Burada portföyümüzün yüzde 45’inin yenilenebilir enerjiden oluşmasını istiyoruz. Bunun 40’ı HES, yüzde 5’i RES’lerden oluşacak. Yenilenebilir dışında ise portföyümüzün yüzde 35’i doğalgaz ve yüzde 20’si ise yerli linyit kömür santrallerinden meydana gelecek. Yani hedeflediğimiz portföy bu şekilde. 2015’te 5 bin megavatın yaklaşık bu şekilde dağılmasını öngörüyoruz. Aslında bu önümüze çıkacak fırsatlara, projelere de bağlı. Tüm bu büyümeyi sağlarken kârlılık, verimlilik olarak beklentilerimize cevap verecek projeleri seçiyoruz. Buna uygun proje daha çok rüzgar tarafından mı, hidrolik tarafından mı gelir şu an bilemem.
CAPITAL: Enerji sektöründeki rekabetin hangi kategoride yoğunlaşmasını bekliyorsunuz? Gelecekte nasıl bir yapı oluşur? Tahminleriniz ne yönde?
- Bu piyasada en büyük oyunculardan biri, kalıcı ve dikeye entegre bir oyuncu olduğunuz zaman tüm bu santraCAPITAL: tiplerini barındırmanız gerekiyor. HES’lerin üretimleri, gerek yıl içinde gerek yıllara sari olarak baktığınız zaman nispeten düzensiz. Belli aylarda yağış oluyor, bazen de daha az su oluyor. Ya da yıllara baktığınız zaman bazı yıllar kurak bazıları bol yağışlı geçiyor. Dolayısıyla sadece HES’ler üretimde düzensizlik getiriyor. Buna karşılık kömür ve doğalgaz santralleriyle daha düzenli üretim yapabiliyorsunuz, ama doğalgaz ithal bir kaynak. Doğalgazda yurtdışına ve dünyadaki fiyatlara bağımlısınız. Türkiye’nin kömür yatakları da ne yazık ki sonsuz değil. Bütün bunları değerlendirdiğiniz zaman büyük bir oyuncu olacaksanız belli bir portföyü hedeflemeniz gerekiyor. Dolayısıyla tek bir tarafa yoğunlaşmak bizim için söz konusu bile değil. Rekabet açısından bakarsanız, o biraz piyasadaki oyuncuların ne hedeflediklerine bağlı. Burada belli alanlara odaklanan oyuncular var. Örneğin sadece rüzgar santrali yapan oyuncular, hiçbir zaman bizim hedeflediğimiz büyüklüklere ulaşamayacak. Öyle bir hedefleri de yok zaten. Aynı şekilde inşaat sektöründe de faaliyetleri olan bazı şirketler, HES’lere yoğunlaşıyor. İşin kuruluşundan kendi bildikleri işi yapıyorlar. Ama onlar da hiçbir zaman bu portföyü sağlamayacak. Dolayısıyla asıl rekabet, bütün bu portföyü sağlayanlar arasında olacak.
~
CAPITAL: Enerji sektörüne bütün büyük oyuncuların ilgisi var. Burada bir elenme ya da konsolidasyon olabilir mi?
- Çok genel hatlarıyla daha uzun vadede 2015 ve sonrasına baktığımızda, Türkiye’ye benzer piyasalarda gerçekleşen birtakım olguların Türkiye’de de olacağını düşünüyorum. Burada bizim hedeflediğimiz gibi dikey entegre büyümüş, belli bir portföyü olan, hem üretim hem dağıtımda pozisyon almış 3-4 büyük oyuncu kalacak. Bunun ötesinde belli segmentlere odaklanan da yine belli sayıda oyuncular olacak. Onlar da sonsuz sayıda olmayacak. Çok küçük oyuncular da olmayacak. 3-4 büyük oyuncunun dışında küçük oyuncuların sayısı bugünkü gibi 100’lere varmayacak.
CAPITAL: Kriz enerji sektörüne olan tüketim ve yatırımcı talebini nasıl etkiledi? Yatırımdan vazgeçenler oldu mu?
- Kriz öncesinde öngörülmedik şekilde 2009’da elektrik talebi düştü. 2010’da da arz fazlalığı yaşıyoruz. Bu hem rekabet hem fiyatlar anlamında kendini gösteriyor. Sektörde yatırımların yoğun olması ve yatırımın geri dönüş süresinin uzun olması burada kalan oyuncuların, gerek arkalarındaki yatırımcıların gerek kendi çabalarıyla bu tür sıkıntılı dönemlere dayanacak güçte olması gerekiyor. Zaten bu da bir seleksiyonu, ayrışmayı getirecek. Kriz olmasaydı; Türkiye hala çok ciddi arz sıkıntısıyla karşı karşıya olacaktı. Elinde arz imkanı olan bundan yararlanacaktı. Durumun böyle olmaması sektöre girmeye niyetlenen birtakım şirketlerin niyetlerini tekrar gözden geçirmelerine yol açıyor. Bir sürü proje, fizibilitesi açısından farklı noktalara oturuyor. Ve ilan edilen, hatta lisansı alınan bir sürü proje bile gerçekleşmiyor, erteleniyor veya iptal ediliyor. Sektöre girmek isteyen pek çok oyuncu girmekten vazgeçmeye başlıyor. Burada bir odaklanma, bir konsolidasyon yaşanacak. Konsolidasyonu illa ki hazır tesislerin satın alınması anlamında söylemiyorum. İlla ki o da olacaktır, ama en azından niyet aşamasında olan çok sayıda projenin bugün bile azaldığını görüyoruz.
CAPITAL: 2011 ve sonrasında büyümenin hızlanacağı tahmin ediliyor. Yine talep sıkıntısı olabilir mi?
- Şu anda arz fazlası var. Bir yandan 2009’daki talep düşmesinin bıraktığı bir iz var. Öte yandan bu yıl Türkiye’de yağışlar çok oldu. Dolayısıyla HES’ler daha çok elektrik üretebiliyor. Önümüzdeki yıl ve daha sonraki yıl yine kurak geçebilir. Talep düşmeseydi 2009’un ikinci yarısında Türkiye olarak karanlıktaydık. Türkiye’nin 2013-2014’ten sonra yağışları bol bile olsa şu andaki yatırımlara baktığımız zaman yine bir arz sıkıntısıyla karşı karşıya kalmamız söz konusu.
~

SABANCI NÜKLEERDEN VAZGEÇTİ Mİ?

GÖRME VE ANLAMA DÖNEMİ
Holding olarak nükleer enerjide görme ve anlama sürecindeyiz. Bundan önceki ihaleyle sonuna kadar ilgilendik. Ama sonunda vardığımız nokta, Türkiye’deki hukuki ve mevzuat altyapısıyla ve bu ihalenin çıktığı şekliyle makul, kabul edilebilir fiyatlarla bir teklif vermenin mümkün olmadığıydı. Orada o kadar çok risk faktörü devreye girdi ki fiyatlar kabul edilemez seviyelerde olacaktı. Onun için de bu işe girmekten vazgeçtik ve ihaleye teklif vermedik.

TEKRAR DEĞERLENDİRECEĞİZ
İlerleyen süreci takip ediyoruz. Ruslarla olan birtakım görüşmeler var. Bu süreç nereye varacak? Nereye gidecek? Onun dışında Sinop’ta veya Akkuyu’da ikinci bir santralden söz ediliyor. İlgilenme noktasına gelmeden önce bu çerçeveyi görüp bu çerçeveyi anlamak lazım. O çerçeve oluştuğunda oturup tekrar değerlendirme yapacağız. Nükleere ilgimizin nereye kadar olacağına ya da olup olmayacağına o zaman karar vereceğiz.

DÜŞÜNDÜREN EN ÖNEMLİ RİSK
Bir nükleer santralin ömrü 60 yıl. Geçen ihalede 15 yıllık bir süre için alım anlaşması vardı. Nükleer tartışmalı bir konu. Türkiye’nin bundan 15-20 yıl sonra Avrupa’daki birtakım örneklerde olduğu gibi ‘Nükleer istemiyorum’ demeyeceğini kimse garanti edemez. Bu Türkiye’de kanun koyucunun vereceği bir karar. Bizim önerimiz şuydu: Bu santral ömrünün herhangi bir noktasında mevzuattan dolayı çalışamaz hale gelirse o zaman bu santrali, anlaşma yapacağımız hangi kurumsa o satın alsın. O zaman hesabımızı 60 ya da 80 yıllık yapabiliriz. Böyle yaptığımız zaman da makul fiyatlarla elektrik üretebiliriz.
~

“ÖNCELİĞİMİZ TÜRKİYE’DE BÜYÜMEK”

HEDEFTE HANGİ PAZARLAR VAR?
En azından bölgesel olarak Türkiye’nin etrafındaki ülkelere doğru büyümek, faaliyetlerimizi oraya doğru genişletmek vizyonumuz ve stratejimizde yer alıyor. Ama önceliğimiz Türkiye’de büyümek. Türkiye dışındaki fırsatlara bakmadan önce Türkiye’de çizdiğimiz resmi gerçekleştirme yolunda biraz daha yol almamız gerekiyor.

SADECE FIRSATLARI İNCELİYORUZ Şu anda da Türkiye dışındaki projelere bakıyoruz, ama bunlar daha çok oluşan fırsatlar, önümüze gelen projeler. Onlarda bile Türkiye piyasasıyla bağlantılıyız. Yani buradan oraya elektrik satmak ya da orada kurulacak bir tesisten Türkiye’ye elektrik getirmek gibi. Önümüze gelen projeleri tek tek değerlendiriyoruz. Ama daha sistematik olarak 2011-2012’den itibaren bu yöne doğru daha somut planları geliştirmeye başlarız.

YURTDIŞI ÜRETİM PLANI NASIL?
Ağırlıklı olarak üretim. Dağıtım ancak ülkeye entegre bir yapıda anlam kazanıyor. Dolayısıyla üretimimiz olmayan bir yerde dağıtımla zaten ilgilenmeyiz. Öncelikli olarak bir üretim portföyü hedefleriz.
~

“DOĞALGAZDA YENİ FIRSATLAR ARIYORUZ”

EN BÜYÜK TÜKETİCİ OLACAĞIZ
Doğalgaz piyasasındaki gelişmeleri iki açıdan takip ediyoruz. Birincisi, baktığınız zaman 370 megavat ve 920 megavat doğalgazda kurulu güç devreye giriyor. Buna 900-1.000 megavat daha ekleyeceğiz. Bu projeler devreye girdiği zaman Enerjisa olarak Türkiye’deki en büyük gaz tüketicilerinden biri olacağız. Dolayısıyla gelişmeler o bakımdan da bizi yakından ilgilendiriyor.

FIRSATLARI İNCELİYORUZ
Bunun da ötesinde Enerjisa olarak değil Sabancı Holding olarak Türkiye’deki doğalgaz piyasasında oyuncu olma fırsatlarını da inceliyoruz. Orada ne gibi kaynaklar sağlayabiliriz, önümüze ne gibi fırsatlar çıkar? Türkiye doğalgaz piyasasında kendi ihtiyacımızın ötesinde bir oyuncu olabilmek için fırsatları araştırıyoruz.

ORTAKLIKLAR OLABİLİR Türkiye’deki doğalgaz konusunu, Nabucco ve diğer tüm boru hatları projelerindeki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Buralarda fırsat arıyoruz. Ortaklıklar gündeme gelebilir, ama şu an tanımlanmış hedeflerimiz yok. Öncelikle buradaki fırsatları görmeye çalışıyoruz. Karşımıza çıkacak fırsata, fırsatın niteliğine göre daha somut hedeflerimizi de belirleyebiliriz.

“PAZARIN YÜZDE 20’SİNİ HEDEFLİYORUZ”

SATIN ALMALARLA İLGİLİYİZ
Satın alma tabii düşünüyoruz, yapıyoruz da zaten. Arkun ve Doğançay projelerini ya inşaatın ilk aşamasındayken ya lisans aşamasında devraldık. Üretim tesislerinin özelleştirilmesiyle de ilgileneceğiz. Oradan kurulu gücümüzün üzerine katkı olabilir. Hedeflerimizi onun üzerine inşa etmiyoruz çünkü özelleştirme sürecinde başarılı olup olamamak garanti edilecek bir şey değil. Ama kriterlerimize uygun tesisler veya gruplarla mutlaka ilgileneceğiz. Onlar gelirse kurulu gücümüzü 5 bin megavatın üzerine taşıyabilir.

2015 YILI HEDEFİNDE NE VAR?
Ama şu anki hedefimiz, önce 5 bin megavata ulaşmak. 2015’te yüzde 10 paya ulaştıktan sonra en hızlı şekilde yüzde 20 paya ulaşmaya çalışacağız. Öte yandan Türkiye’nin talebi geçen yıl düştü ama 2010’da tekrar yükselmeye başladı. Önümüzdeki yıllarda her yıl ortalama yüzde 6-7’ler seviyesinde talep artışı olmasını bekliyoruz. Böyle büyüyen bir pazarda da pazar payınızı korumak için yeni yatırımlar yapmanız gerekiyor. Pazar büyürken portföyümüzü de büyütmemiz gerekecek.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz