Koç
Holding in başkam MUSTAFA KOÇ 'un lider olarak ajandasında sosyal
sorumluluk ve sürdürülebilirlik çok önemli yer tutuyor. Bu konudaki
projelere bizzat liderlik ediyor, yakından takip ediyor. Ajandasındaki
diğer önemli konular ise grubu geleceğe taşımak ve fırsatları yakından
izlemek... Koç, "Şirketlerimizle ilgili gündemimde her yıl olduğ u gibi
yeni projeler ve büyüme planları olacak. Avrupa'da ve gelişen
pazarlardaki gelişmeleri yakinen izliyoruz; riskleri ve fırsatları
kolluyoruz. Bir yandan şirketlerimizde devam eden yatırım projeleri var”
sözleriyle bu konuya dikkat çekiyor. Hayatımda elde edebildiğim
başarıyı Allah’a, yurduma, değerli çalışma arkadaşlarımın iş birliğine
ve çalışma sevgime borçluyum. Kurduğumuz Koç Grubu şirketleri
gelişirken, kafamda iki büyük amaç olgunlaşmıştı. Bunlardan biri, uzun
yıllar emeği olan şirketlerimizi sürekli ve verimli çalışmayı sağlayacak
şekilde yeniden düzenlemekti. Bu amaçla holding şirketimizi kurduk.
İkinci amacım da sosyal hizmet ve bağışlarımızı kurumlaştırmak ve
böylece bunların benden sonra da sürekliliğini sağlamaktı." Bu sözler,
Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç’a ait. “Hayat Hikayem" adlı
kitabında, sosyal sorumluluk, faaliyet gösterdiği ülkeye ve topluma
katkı konusundaki görüşlerini açıklayan Koç, iki önemli hedefini böyle
açıklıyordu. Yarattığı kültür ve kurduğu organizasyonlarla Vehbi Koç,
Koç Holding bünyesinde bu politikanın temellerini attı. Ondan sonra
gelen kuşak da sosyal sorumluluk politikalarının kurumsallaşması ve
sürdürülebilirlik stratejilerinin geliştirilmesini öncelikleri arasına
aldı. Bu doğrultuda çok sayıda proje geliştirildi. Türkiye’den Küresel
İlkeler Sözleşmesi’ne imza atan ilk kuruluş Koç Holding oldu. Koç
Holding’de kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularına
holdingin başkanı Mustafa Koç bizzat liderlik ediyor. Koç, geçtiğimiz ay
içinde Kerem Kamışlı ve Cem Garih tarafından kurulan Yenibirlider adlı
organizasyonun davetlisi olarak Özyeğin Üniversitesi’nde gençlerin
konuğu oldu, Basına kapalı olarak gerçekleşen bu organizasyonun
yönetimini de ben gerçekleştirdim. 2012 yılını yüzde 13 büyüme 84,8
milyar TL ciro ve azınlık payı sonrası 2,3 milyar TL kârla kapatan Koç
Holding’in başkanı Mustafa Koç, benim sorularımı ve öğrencilerinkini
yanıtladı, Çok önemli bulduğum bu görüşmenin bir bölümünü sizlerle
paylaşıyoruz:~
Capital: Sürdürülebilirlik, sürdürülebilir büyüme, son yıllarda iş
dünyasının gündemine yoğun olarak girdi, Her yeni konu gibi bunun
algılanmasında sorunlar var, Sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir iş
deyince ne anlamak lazım?
- Son 15 yılda dünya ekonomisi hızla küresel bir yapıya dönüştü, Bu da
sosyal, ekonomik ve çevresel konularda birçok yeni sorunu beraberinde
getirdi, Bugün yanıt aranan en büyük sorular, hızla artan dünya
nüfusunun ihtiyaç duyduğu hayat standardının sosyal, ekonomik ve fiziki
yaşam koşullarının gelecek nesilleri riske etmeden nasıl sağlanacağıdır,
Bu konu tabii ki hükümet birimleri başta olmak üzere iş dünyasını ve
sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde hareket etmesini
gerektiren, çok fazla sayıda paydaşı ilgilendiren oldukça karışık ve
büyük boyutlu bir konudur. Bir şirkette sürdürülebilirliğin
sağlanabilmesi, şirketin üretimden pazarlamaya kadar tüm
operasyonlarına, iktisadi önceliklerinin yanı sıra çevresel ve toplumsal
konuları başarıyla entegre edebilmesiyle mümkün, Bu, günümüzde artık
tartışılmaz bir gerçeklik halini aldı. Şirketlerin, gerek kurdukları
yönetim sistemleri gerek paydaş ilişkilerini nasıl yönettikleri, başarı
düzeylerini belirleyen başlıca faktörler halini geldi.
Capital: Şirketler, özellikle bu alanda başarılı olmuş şirketler, bu
stratejiyi uygulayıp ne gibi sonuçlara ulaşıyor? İşin sonunda kârı
artırmak mı var?
- Sürdürebilirlik, şirketin odağını kısa vadeden uzun vadeye çevirmesini
sağlar, Sürdürülebilirliğe inanan şirketler, kısa dönemli kazanç
peşinde koşmaz, uzun vadede sağlıklı ve kârlı şekilde büyümeye yönelik
stratejiler izler. Bu büyüme, müşterilere, çalışanlara, çevreye,
topluma, yani tüm paydaşlara rağmen değil paydaşlarla birlikte sağlanır.
Dolayısıyla hem şirketin hem tüm değer zincirinin hem de toplumun hep
birlikte kazandığı örnek bir iş modelidir.
Capital: Koç Holding’de siz sürdürülebilirlik konusunda neler
yapıyorsunuz? Bu, iş sonuçlarına, itibarınıza ya da algınıza nasıl
yansıyor?
- Kurucumuz Merhum Vehbi Koç’un, “Ülkem varsa ben de varım” sözüyle
özdeşleşmiş duruşumuz neticesinde, Koç Holding olarak kuruluşumuzdan bu
yana kurumsal sürdürülebilirliğimizin toplumsal sürdürülebilirliğe bağlı
olduğunun farkındayız. Topluluk kültürümüze işleyen bu düstur,
sürdürülebilirlik konularının vizyonumuz, stratejilerimiz, değerlerimiz
ve operasyonlarımıza entegre edilmesini sağlıyor.~
Sürdürülebilirliğe olan gönüllü bağlılığımızı, Birleşmiş Milletler
Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni 2006 yılında imzalayarak da pekiştirmiş
olduk. Küresel İlkeler Sözleşmesi, Koç Topluluğu’nun sürdürülebilirlik
yönetiminin de referans metnini oluşturuyor. Koç Topluluğu’nun, bu
sözleşmenin 4 ana başlığı olan çalışma koşulları, insan hakları, çevre
ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki 10 ilkede gösterdiği performans
izleniyor, raporlanıyor ve sürekli gelişime odaklanılıyor.
Bu bağlamda bakacak olursak Koç Topluluğu’nda sürdürülebilirlik 2 ana
çatıda yürüyor. Birincisi, hepinizin yakından bildiği ve basında da
sıkça yer alan sosyal sorumluluk projeleri ve toplumsal kalkınmaya
yönelik yatırımlarımız. İkincisi de çok daha az konuşulan ve takip
edilen sürdürülebilirlik konularının iş yapış şeklimize ve
operasyonlarımıza entegrasyonu. Bunun içinde üstün iş ahlakı, çalışan
haklarının korunması, çalışma koşullarının uluslararası standartlarda
tutulması gibi konuların yanı sıra tüm toplumu ilgilendiren ve uzun
soluklu etkileri nedeniyle kritik olan çevre konularının yönetimi de yer
alıyor. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki tüm bu girişimlerimizin
ülkemiz kalkınmasına verdiği destek kadar Koç markasına ve itibarına da
olumlu etkisini görüyoruz. Bağımsız bir kuruma yaptırdığımız itibar
araştırmasının bu yılki sonuçlarına göre Koç markasının itibarıyla
sektör endeksi arasındaki fark artarak açılmaya devam ediyor. Aynı
şekilde bağımsız kuruluşlarca düzenli aralıklarla ölçümlenen Türkiye
itibar araştırmalarına göre de Koç Holding, ülkemizdeki diğer önde gelen
kurumlarla arasındaki ciddi farkı koruyor.
VEHBİ KOÇ değerleri DNA'mıza işledi”
Capital: Merhum dedeniz Vehbi Koç’un size özel önerileri var mıdır, paylaşır mısınız? Ondan neler öğrendiniz iş hayatı için?
- Dedem merhum Vehbi Koç, temelleri yeni atılmış bir ülkede hem ekonomik
refahın artması için öncülük yaptı hem de proaktif bir şekilde topluma
hizmet ederek toplumsal refahın artması için çalıştı. Dedemin canlı
örneği olduğu dürüstlük, tevazu, verimli ve çok çalışma, sosyal
sorumluluk gibi değerler Koç Topluluğu kültürünün temel taşları oldu ve
DNA’mıza işledi. Biz bu değerlerle büyüdük ve şirketlerimizi de bu
değerlerle büyüttük. Üç tane nasihatini de hiç unutamam. Birincisi, “Her
zaman randevulara saatinde gitmek lazım” derdi. İkinci olarak
karşınızdaki insanı dinlemenin ne kadar önemli olduğunu söylerdi.
Üçüncüsü de “Bir şeye reaksiyon vereceksen 24 saat bekle” derdi.~
Capital: Bu doğrultuda nasıl projeler yürütüyorsunuz?
- Öncelikle Vehbi Koç Vakfı, ülkemizin kalkınmasına destek olma amacıyla
tam 43 yıldır eğitim, kültür ve sağlık alanında önemli projeler hayata
geçirdi, toplumsal ihtiyaçlara çözüm üretmeye çalıştı. Vakfımız eğitim
alanında bugüne kadar toplamda 43 binden fazla bursu, 17 ilköğretim
okulu, Vehbi Koç İlköğretim Okulu ve Lisesi, Koç Üniversitesi, araştırma
enstitüleri, müzeleri gibi faaliyetlerini ve sağlık alanındaki önder
çalışmalarını bu bakış açısıyla yürütüyor. Holding olarak yürüttüğümüz
projelerimiz ise boyut olarak neredeyse bir sivil toplum örgütünün iş
hacmine eşit. Ayrıca ulusal ve uluslararası boyutta beğeni toplayan bu
çalışmalarımız, aldığı sayısız ödülle de bizlere gurur veriyor. Meslek
Lisesi ve Memleket Meselesi projemiz kapsamında, ülkemizin en önemli
sorunlarından birine eğiliyoruz. Bu projeye, 8 bin meslek lisesi
öğrencisine staj destekli eğitim bursu sağlanması amacıyla başladık. Bu
çalışmamız, zamanla 20 Koç Topluluğu şirketinin ve 550’yi aşan
çalışanımızın gönüllü desteğiyle eğitim ile iş dünyası arasında
köprülerin kurulduğu model bir çalışma haline geldi. 2012 yılında ayrıca
“Meslek Lisesi Koçları Programı” Özel Sektör Gönüllüleri Derneği
öncülüğünde iş dünyasına devredildi.
Capital: Başka projeler var mı?
- 2006 yılında başlatılan bir diğer sosyal sorumluluk projemiz olan
“Ülkem İçin”, bireysel girişimciliğin yaygınlaştırılması fikrine
dayanıyor. Önce ağaçlandırma projeleriyle, azalan orman alanlarına
odaklandık ve 1 milyarın üzerinde fidan diktik, Daha sonra Türk Kızılayı
ile birlikte kan bağışçılığının önemi konusunda toplum nezdinde
farkındalık yaratabilmek adına 83 bin ünitenin üzerinde kan bağışında
bulunarak binlerce kişinin hayatına dokunduk. 2012-2013 yıllarında ise
“Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” diyerek iş hayatında ve sosyal hayatta
engellilerin yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine destek olacak
uygulamalarda rol model olmayı, bilincin ve duyarlılığın oluşturulmasını
hedefledik. Holding olarak şirketlerimizle birlikte spor, müzik ve
eğlenceyi üniversitelere taşımak ve bunu gelenekselleştirmek adına
başlattığımız Koç Fest’i de bu yıl 8’inci kez gerçekleştireceğiz. 2013,
ayrıca Bienal yılı, 2006 yılından bu yana sponsorluğunu üstlendiğimiz
İstanbul Bienali, bu yıl “Anne ben barbar mıyım?” teması ile eylül
ayında başlayacak.~
Capital: Sürdürülebilirlikle çevre yönetimi arasında sizce nasıl bir ilişki var?
- Sürdürülebilirlikle ilgili bir diğer önemli alan çevre yönetimidir.
Şirketler, üretim süreçlerindeki küçük bir hata nedeniyle bile hem
toplum sağlığına hem de ekonomiye büyük çapta zarar verebiliyor. Üstelik
bu zararın etkileri uzun soluklu olabiliyor. Bu konuya verdiğimiz önem
nedeniyle tüm topluluk şirketleri için çevresel konularda yol gösterici
olarak bir çevre politikası, çevre vizyonu ve iklim değişikliği
stratejisi oluşturduk. Bu politika ve stratejilere uygun çevre
hedefleri, şirketlerin üst düzey yöneticilerine verilerek konuya verilen
önemi vurguluyoruz. Ayrıca, belirli aralıklarla çevre denetimleri
yapıyoruz. Bu bilinci hem tedarik zincirimiz hem de müşterilerimiz
arasında yaygınlaştırmaya özen gösteriyoruz. Aslında çevreyle ilgili
hemen akla gelen diğer konu yeni teknoloji geliştirme, daha genel
başlığıyla inovasyondur. Çevre dostu ürünlerin tasarımının ve üretiminin
yapılması, hem şirketin sürdürülebilir başarısı hem de çevreyle ilgili
birçok sorunun çözümü için kritik önem taşıyor. Koç Topluluğu bu alana
yaptığı yatırımlarla da öncüdür. Örneğin Arçelik, en düşük elektrik
sarfiyatlı A++ buzdolabı, çamaşır makinesi ve kurutucu, en düşük su
kullanımlı çamaşır makinesi, en sessiz fırın ve bulaşık makinesi dizaynı
gibi projelere imza attı.
Capital: Siz holding başkanı olarak bu konuya ne kadar zamanınızı
ayırıyorsunuz? Bu konu başkan ya da CEO düzeyinde liderlik gerektirir
mi?
- Zamanımın önemli bir bölümünü bu konulara ayırıyorum. Çünkü
şirketlerimizdeki yöneticiler, kendi alanlarında operasyonları
yönetmekle ve koyduğumuz hedefleri başarmakla görevli. Yönetim kurulu
başkanlığı rolüyse tüm topluluğu sadece bugün değil, 10 yıl sonra da
başarılı kılmayı sağlayacak strateji, politika ve projelere bugünden
liderlik etmeyi gerektiriyor. Aynı şekilde şirketlerimizi
hissedarlarımıza, diğer tüm paydaşlarımıza ve topluma da katma değer
sağlayacak şekilde yönlendirme görevi de yönetim kurulu başkanına düşer.
Dolayısıyla sürdürülebilirlik konusu, her bacağıyla gündemimin en
önemli konularından. Tabii aynı şekilde icradan sorumlu CEO’muzun da
önemli gündem konusudur.~
FARKLI ŞİRKETLERDE ÇALIŞARAK TECRÜBE KAZANDIK”
ŞİRKET DIŞINDA ÇALIŞMAK ŞART
Biz Koç Holding’de çok faydalı bulduğumuz bir yöntem izliyoruz. Aile
üyelerinin bir süre de olsa şirket dışında çalışmasını şart koşan bir
“Aile İşletmesi İstihdam Politikası" geliştirdik. Herkesin bildiği gibi
birçok aile işletmesi, bir kurucunun ya da kimi zaman onun bir veya
birkaç varisinin idaresi altında yönetiliyor. Bu ailelerden bazıları
çocuklarını, sadece okulu bitirip dönmeleri ve yanlarında “sıralarını
beklemeleri” için dünyanın en iyi işletme fakültelerine gönderiyor. OPERASYON DENEYİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Oysa liderliğe hazırlanmak için operasyon ve karar verme süreçlerinde
deneyim elde etmek elzem. Bizim ailede bizler, gruba ait farklı
şirketlerde çalışarak tecrübe kazandık. Faaliyetlerimizin büyüklüğünü ve
karmaşıklığını göz önünde bulundurarak, iş tecrübesini kendi
şirketlerimizde kazanmamızın daha doğru olacağına inandık. Bu uygulama,
erkenden başlatıldığında çok faydalı. Ben mezun olduğumda Tofaş
şirketimizde işe başladım. Daha sonra dış ticaret şirketimiz Ram’da
satış alanında üst düzey yöneticiliğe kadar farklı rollerde çalıştım.
GENÇLERE TAVSİYELER
İŞ TECRÜBESİ ÖNEMLİ
Yüksek lisanstan önce iş tecrübesini destekliyorum. İnsanın vaktinin el
verdiği şekilde cep harçlığını çıkarması ve bir şeyler öğrenmesi çok
önemli. YENİ MEZUNDA NE ARIYORUM?
Bizim için en iyileri seçmek ve memnuniyeti, kişisel gelişimi ve
motivasyonu yüksek tutmak önemli. Başarılı bir eğitim geçmişine ve
teknik bilgiye ek olarak kişisel yetkinliklere çok önem veriyoruz. Hem
işe alımda hem de lider geliştirme programımız dahilinde yetkinlik
değerlendirme merkezleriyle birlikte çalışıyoruz. Aradığımız en önemli
yetkinlikleri stratejik bakabilme, yön belirleyebilme, takım çalışmasına
yatkınlık, iletişim ve işbirliği becerileri, sonuç odaklılık,
yaratıcılık, girişimcilik ve müşteri duyarlılığı olarak sayabilirim. Bu
yetkinlikler, hem şirketlerimizi geleceğe taşımak hem de tüm paydaşlarla
etkin ilişkiler kurabilmek için kritik yetkinliklerdir.~ LİDER OLACAK GENÇLERE ÖNERİ
Birincisi, yapacağınız işi iyi bilmelisiniz. Gençlerin ayakları yere
basmalı ve sabırlı olmalılar. Bazen sabırlı olmak çok önem arz eder.
Sizden daha vasıflı insanlarla çalışmaktan korkmayacaksınız. Muhakkak
çok adil ve verici olacaksınız. Ne iş yaparsanız en iyisi olmaya
çalışacaksınız.
KOÇ'UN AJANDASINDA NE VAR?
FIRSAT PEŞİNDE
Şirketlerimizle ilgili gündemimde her yıl olduğu gibi yeni projeler ve
büyüme planları olacak. Avrupa’da ve gelişen pazarlardaki gelişmeleri
yakından izliyoruz; riskleri ve fırsatları kolluyoruz. Bir yandan
şirketlerimizde devam eden yatırım projeleri var. Dünya ekonomisi ve
Avrupa’nın durumuna göre Türkiye, çok daha iyi bir konumda ama tedbiri
elden bırakmamak lazım. Böyle bir tabloda biz de işlerimizi en iyi
şekilde yönetmeye çalışıyoruz. ŞİRKETLERİN GÜNDEMİ
Otomotivde yeni ürün ve fabrika yatırımları devam ediyor. Arçelik hem
kapasite artışına devam ederken hem de yeni pazarlarda büyüme için
fırsatları kolluyor. Enerji alanında Tüpraş’ın ileri vadede marjlarını
artıracak 2,4 milyar dolarlık fuel oil dönüşüm projesi hız kesmeden
devam ediyor. Doğalgaz ve elektrik üretimi projeleri için de
çalışmalarımız sürüyor. Yapı Kredi de yeni şubelerle büyümesine devam
ediyor, ortaya çıkabilecek satın alım fırsatlarını değerlendiriyor. KSS’LER SÜRECEK
Bu yıl da hem vakfımız hem de sosyal sorumluluk projelerimizle topluma
katkıda bulunmayı sürdüreceğiz. Ülkem İçin Engel Tanımıyorum ve Meslek
Lisesi Memleket Meselesi projelerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz. AFRİKA POTANSİYELİ
Bu yıl mayıs ayında Cape Town’da katılacağım World Economic Forum
toplantısına da ayrı önem veriyorum. Afrika kıtasının Türk şirketleri
için çok önemli potansiyel olduğuna inanıyorum. Arçelik’in Güney
Afrika’da satın aldığı, pazarın lideri Defy şirketi buna çok güzel bir
örnek. Bu toplantıya eş başkan olarak katılmak, bu ülkelerdeki devlet
erkanı ve işadamlarıyla bir araya gelmek benim için heyecan verici
olacak.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?