Michael A. O’Neill, Coca Cola İçecek’in (CCİ) CEO’su… Dünyanın çeşitli ülkelerinde, değişik kültürlerden yöneticilerle çalıştı. 3 yıldır da 10 ülkede, 20 fabrikayla faaliyet gösteren CCİ’yi yönetiy...
Michael A. O’Neill, Coca Cola İçecek’in (CCİ) CEO’su… Dünyanın çeşitli ülkelerinde, değişik kültürlerden yöneticilerle çalıştı. 3 yıldır da 10 ülkede, 20 fabrikayla faaliyet gösteren CCİ’yi yönetiyor. “Krize rağmen 3 yıl içinde 2 kat büyüyeceğiz” diyor. Türkiye’deki şirketler ve yöneticilerine yönelik ilginç saptamaları var. Çalışanları, “Oldukça rekabetçi” diye nitelendiriyor. “Her şeye yapılabilir gözüyle baktıklarına” dikkat çekiyor. Bunun kendi Başarlarında büyük rol oynadığını belirtiyor ve ekliyor: “Türkiye’de insanlar, liderlerine ve yaptıkları işe inanıyorlar. Türk çalışma arkadaşlarım için imkansız diye bir şey yok. Bu gerçekten iyi bir motivasyon. Kültürel boyut bu işe biraz farklı bir tat katıyor.”
Coca-Cola İçecek CEO’su Michael A.O’Neill krizde rotasını belirledi. Öncelikle her şeye bardağın dolu tarafından bakmaya çalışacak. Yeni dönemde tüketimi desteklemek için mümkün olan her şeyi yapacak. Tüketici ihtiyaçlarına yönelik ürün çeşitliliğini geliştirip, fiyat olarak daha ulaşılabilir ürünler piyasaya sunacak. Yatırımlara devam edip, fırsat arayışlarını sürdürecek. O’Neill bu formülün işe yarayacağından o kadar emin ki, “2008’de çok iyi bir yıl geçirdik. Çalkantılı ortamda büyüdük. 2009 yapılan tüm tahminlere göre çok kötü geçecek, ancak biz o kadar negatif değiliz. Eğer gelecek yıl, burada oturup Türkiye’de ve uluslar arası anlamda büyüyemediğimizi konuşursak, gerçekten hayal kırıklığına uğramış olacağım. Çünkü bu yıl da büyüyeceğimize inanıyorum” diye konuşuyor.
Yaklaşık 3,5 yıldır bulunduğu koltukta oturan O’Neill bu olumlu yaklaşımı Türkiye’de edindiğini belirtiyor. Türk girişimcilik ruhunda bulunan engel tanımaz tavrın hem Coca-Cola İçecek’in hem Türkiye’nin krizi kısa sürede atlatmasını sağlayacağını düşünüyor. Özellikle 2001 krizinde Coca-Cola İçecek’in büyümeye devam etmesinin kendisi için büyük bir motivasyon olduğuna değinen O’Neill, “Zaten bugünlerde, iş arkadaşlarıma 2001 krizinde neler yaptığımızı bulalım diyorum. O krizden daha canlı ve güçlü bir şekilde çıktık. Bu krizden de çıkacağız” diyor.
Dünya genelinde 10 ülkede 20 fabrikayla faaliyet gösteren ve 8 bin kişiye istihdam sağlayıp 2 milyar TL’nin üzerinde ciroya ulaşan Coca-Cola İçecek’in önümüzdeki yıllara dair hedefi de net. O’Neill bu hedefi şöyle açıklıyor: “Yakın gelecekte yani önümüzdeki 2-3 yılda hacmimizi ve gelirlerimizi ikiye katlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda daha kârlı ve değerli bir şirket yaratacağız.”
Coca-Cola İçecek CEO’su Michael A.O’Neill Türkiye’de yabancı bir CEO olmaktan, şirketinin hedeflerine kadar pek çok konuda Capital’in sorularını yanıtladı.
Türkiye’de uzun süredir bulunuyorsunuz. Türkiye’de iş yapmak, şirket yönetmek zor mu?
Türkiye’ye ilk kez turistik amaçlı olarak 1980 yılında geldim, ilk izlenimlerimi o dönem edindim. Osmanlı İmparatorluğu’na ilgi duyuyorum. Türkiye’nin kültürel çeşitliliği beni çok etkilemişti.
O zamanlar Moskova’da, İrlanda Büyükelçiliği’nde diplomattım ve iki Türk arkadaşım vardı. Onlar da bana Türkiye’de dair bir bakış açısı kattı. Tabii ilk geldiğim dönemle şimdiki Türkiye çok farklı.
Şimdi 2006’dan beri buradayım. Burada yaşamak ve şirket yönetmek konusuna gelince… Birçok ülkede hem diplomat hem profesyonel yönetici olarak çalıştım. Her ülke yeni bir deneyim oldu. Rusya’da soğuğu, Türkiye’de sıcağı yaşadım. Türkler çok misafirperver, cana yakın. Burada olmanın zorluktan çok bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Son üç yılda bu ülkede yaşadıklarım kaçırılmaması gereken deneyimlerdi.
Türkiye’yi diğer bulunduğunuz ülkelerle karşılaştırdığınızda farklılıklar neler?
İş açısından bakarsanız, yapılan iş her yerde benzer nitelikte. Sonuçta başarılı iş liderleri ne tür bir iş ortamında nasıl hareket etmeleri gerektiğini çok iyi anlamalı. Bu Almanya, Rusya ya da Suudi Arabistan olabilir. Liderler biraz da geleceği görebilmeli, şirketlerini geleceğe taşımalılar. Dolayısıyla bu her yerde aynı…
İş ortamı, iklim ve yaşam alanı farklılaşabiliyor. Norveç’de birkaç yıl, İngiltere’de, Rusya’da ve Almanya’da bir süre yaşadım. Türkiye, bu ülkelerden farklı olarak birkaç şeye sahip. Türkiye’de olaylara yaklaşım oldukça olumlu. Öyle ki, her şeye yapılabilir gözüyle bakılıyor. Engellere takılmak, onlarla zaman kaybetmek yerine yapılabileceklere odaklanılıyor. Benim takımımın, bana sağladığı en büyük faydalardan biri de işte bu yaklaşım.
Dünya genelinde Coca-Cola İçecek içinde çalışanlarımızın yüzde 99’u bölge insanlarından oluşuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 99,9. Türkler zorlukları kısıtlayıcı olarak görmüyor. Engellerden korkmuyorlar. Bunların üstesinden nasıl gelir ve işimizi yapmaya devam edebiliriz şeklinde bir bakış açıları var. Sanıyorum bu Türk girişimciliği ruhu. Bu olumlu yaklaşım beni motive ediyor.
Türk iş dünyasında sıkı bir rekabet var mı?
İş dünyası açısından değil ama çalışanlar açısından konuşabilirim. Çalışanlar oldukça rekabetçi. Mütevazı bile olsam Türk iş dünyasında sahip olduğumuz profesyonellere ve onların ne yaptığına baktığımızda, bizim dünya genelinde Coca-Cola sisteminde en iyiler arasında olduğumuzu söylemek zorundayım.
Bana inanmıyorsanız, arkadaşım Muhtar Kent’e sorun. O da Coca-Cola İçecek’in Türkiye’deki başarısını onaylayacaktır. Türkiye, buradaki başarısıyla dünya genelinde örnek alınan bir ülke.
Çalışanlar bu konumlarıyla yetinmiyor sürekli gelişmek için çaba gösteriyor. CCİ olarak dünyadaki en iyi standartlara sahip olmadıkça da mutlu olmayız. Takımımda ve Türkler’de bu tutkuyu görüyorum. CCİ’ın dünya genelinde Coca-Cola sistemi içindeki lider şirketlerden biri olmaya devam edeceğine dair hiçbir şüphem yok.
En zorlu deneyimleri yaşadığınız ülke hangisi oldu?
Her ülke kendi zorluklarına sahip. Örneğin, şu anda birçok ülkede faaliyet göstermemize karşın işimizin yüzde 70’i Türkiye’de. Asya’da 5 ülkede Orta Doğu’da Suriye, Ürdün ve Irak’da faaliyet gösteriyoruz.
İnsanlar bazen, “Bu ülkelerde yatırım yapmak için çok erken değil mi?”diyor. Böyle olduğuna inanmıyorum. Son olarak Pakistan’da faaliyete başladık. Uluslararası perspektiften baktığınızda bu kolay bir atılım değil. Ürdün ya da Pakistan gibi yerlerde faaliyete başlamak için cesaret gerekiyor. Fakat durup düşündüğünüz zaman alınan karar çok basit ve açık.
Biz ürünlerimizle ciddi anlamda büyük genç bir nüfusa hitap ediyoruz. Üstelik bu gençler Türkiye’de nasılsa ya da dünyanın herhangi bir yerinde nasılsa Pakistan ve Kazakistan gibi ülkelerde de aynı. Yapmak istedikleri şey, dışarı çıkmak ve eğlenmek. Buralarda iş yapış anlamında zorlayıcı unsurlar neler diye sormuyorum. Çünkü, sadece fırsatları görüyorum. Her zaman engeller olacak. Ama her zaman bu engellerin üstesinden gelinebilir. Eğer tüketicinin bugün ne istediğini ve gelecekte ne isteyeceğini anlayabilirseniz engelleri de aşarsınız.
Yabancı bir ülkede CEO olmanın zorlukları neler? Ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?
Türkçe konuşamıyorum, bu da gerçekten bir dezavantaj. Çünkü, harika bir deneyimden eksik kalıyorum. Geçmişte çok zorlayıcı ülkelerde çalıştım. Fırsatları görebiliyorum. Türkiye’de insanlar şirket liderlerine ve yaptıkları işe inanıyorlar. Türk çalışma arkadaşlarım için imkansız diye bir şey yok. Bu gerçekten iyi bir motivasyon. Kendine güvenen bir ekibim var. Kültürel boyut bu işe biraz farklı bir tat katıyor.
Yabancı CEO’lar ile yerli CEO’lar ve işadamları arasında çok belirgin yönetim ve yaklaşım farklılığı görüyor musunuz?
Muhtemelen bu sorunun sorulacağı en son kişilerden biriyim. Bugüne kadar çalıştığım tüm ülkeler dahil olmak üzere çalışmaktan en çok onur duyduğum yöneticiler Tuncay Özilhan ve Muhtar Kent oldu. Biz bugün 10 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Birçok ülkede operasyonlarımızda en üst ya da ikinci düzeydeki yöneticilerimiz Türk. Türkler, uluslararası yöneticiler olarak bulundukları ortama kolaylıkla adapte olabiliyor ve operasyonları başarılı şekilde yönetebiliyor.
Aslında buradan farklı bir noktaya da değinmek istiyorum. Herkes bize “Siz Coca-Cola üretiyorsunuz, Amerikan şirketisiniz” diyor. Ama bu ülkede 7 fabrikamız var. Üretim Türkiye’den temin ettiğimiz ürünlerle yapılıyor, Türk işçisi tarafından Türkiye’de üretiliyor, Türk distribütörler tarafından dağıtılıyor ve Türkler’e satılıyor. Bana göre bu Türk ürünü. Sadece adı Coca-Cola. Yüzde 99,9’u Türk asıllı. Şirketin sahiplerine baktığımızda iki Türk hissedar şirketin yüzde 50’sinden fazlasına sahip. The Coca-Cola Company şirketin sadece yüzde 20’sini elinde tutuyor. Geri kalanı da Türk borsasında işlem görüyor. Gördüğünüz gibi o yüzde 20’nin dışında bu şirket Türk şirketi. Köklerimizi buraya koyuyoruz. CCİ olarak geçtiğimiz yıl 800 milyon dolarlık bir yatırım yaptık.
Coca Cola İçecek ile Türk ekonomisinin nabzını tutmak mümkün mü? Satışlardan tüketimle ilgili size ne gibi mesajlar geliyor?
Evet. Geçtiğimiz yılın ilk 3 çeyreğinin sonuçlarına bakarsanız, Türkiye’deki hacmimiz yüzde 10, gelirlerimiz yüzde 17 arttı. Bu pazarda iyi bir sonuç. Bu hafta sonunda rakamlarımızı yayınlayacağız, o zaman performansımızdan etkileneceksiniz.
Her gün gazeteyi açtığınızda ya da televizyona baktığınızda birileri ekonomik krizden bahsediyor. Kriz Türkiye’yi vurdu. Maalesef baktığımız tüm göstergeler bu krizin özellikle de ilk çeyrekte daha da derinleşeceğini gösteriyor. Bunun tüketiciyi nasıl etkileyeceğinin farkındayız. Satışları destekleyecek, tüketiciyi destekleyecek mümkün olan her şeyi yapmaya çalışıyoruz.
Maalesef kristal kürem çok iyi çalışmıyor ve krizin ne zaman biteceğini bilmiyorum. Ama bence Türkiye bu krizin yaralarını sarma konusunda en hızlı ülkelerden biri olacak. Neden? Çünkü, Türkiye çok olumlu ve iyimser. Aynı zamanda 2001 krizinde yaşananlardan sağlanan kazanımlar bu krizden daha hızlı kurtulmaya yardımcı olacak.
Diğer ülkeler kaygılanırken Türkiye iyileşme sürecine girecek. Bugünlerde, iş arkadaşlarıma 2001 krizinde neler yaptığımızı bulalım diyorum. Biz o krizden daha canlı ve güçlü bir şekilde çıktık. CEO’lar için önemli bir zorluk da şirketini fırtınadan en iyi şekilde korumak. Ama aynı zamanda fırtınanın sonunun geleceğini bilmek de gerekiyor. Bunu bilerek fırsatları değerlendirmeliyiz.
Coca Cola İçecek’in büyüklüğü nedir?
3,5 yıl önce ben buraya geldiğimde Asya ve Türkiye olmak üzere 6 ülkede faaliyet gösteriyorduk. Bugün 10 ülkedeyiz. Büyümeye devam etmek için fırsatlar sürüyor. 2008 yılının ilk 3 çeyreğinde bölgede 2 milyar liralık bir ciro elde ettik. 2008 yıl sonu ciromuz da 2 milyar liranın üstüne çıktı.
Türkiye’de Çorlu, Ankara, Mersin, Bursa, İzmir, Sapanca ve Elazığ’da olmak üzere toplam 7 fabrikamız var. Azerbaycan’da Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Ürdün, Irak ve Pakistan’da fabrikalarımız var. Toplamda fabrika sayımız 20. Doğrudan 8 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Dolaylı yoldan istihdam ettiğimiz kişi sayısı 10 bin.
2008 şirketiniz için nasıl bir yıldı? 2009’dan beklentiniz nedir?
2008’de çok iyi bir yıl geçirdik. Çalkantılı ortamda büyüdük. Türkiye satış hedeflerimiz planladığımız gibi, yüzde 10 artışla 2008’de 421 milyon ünite kasa oldu. Gelirlerimizde yüzde 17’lik büyüme kaydettik. Orta Asya ekonomisindeki daralma eğilimine bağlı olarak Kazakistan’da beklentilerimizin altında bir yıl yaşadık, ancak Ortadoğu bölgesindeki satışlarımızda tatminkar bir büyüme sağladık.
2009 tahminlere göre çok kötü geçecek, ancak biz o kadar negatif değiliz. Eğer gelecek yıl biz burada oturup Türkiye’de ve uluslar arası anlamda büyüyemediğimizi konuşursak gerçekten hayal kırıklığına uğramış olacağım. Çünkü bu yıl da büyüyeceğimize inanıyorum.
Bu yıla dair hedeflediğiniz büyüme konusunda herhangi bir oran verebilir misiniz?
Geçtiğimiz yılki büyüme rakamlarını yakalayamayabiliriz. Son birkaç yıldır durmaksızın iki haneli rakamlarda büyüme kaydettik. Bu kez büyümemizde yavaşlayacağız.
Sektörünüzde büyüme ne yönde gidiyor, geneldeki sıkıntı size de büyük ölçüde yansıyor mu?
Henüz tam değil. İnsanlar bir buzdolabına, bir arabaya ya da yeni bir takım elbiseye ihtiyaç duyduklarında bunu erteleyebiliyor. Bu erteleme çikolata, kek ve içeceklere geldiğinde biz de etkileneceğiz. Kola gibi bir ürünün insanlara çok fazla maliyeti yok. Ama yaşanan bu döngü insanların cebinde harcayacak para bırakmadığında elbette biz de etkileneceğiz.
Peki o zaman sektörünüzün büyüme rotası ne olacak?
Bu krizin ne kadar derinleşeceğine bağlı. Ben hiçbir zaman bardağın ne kadar boş olduğuna bakmam, yarısının dolu olduğunu görürüm. İnsanlar tekrar para kazanmaya başladıklarında yani krizin etkileri geçmeye başladığında yeniden kola alacak. Burada büyük bir paradan değil düşük bir miktar paradan bahsediyoruz. Türkler hayattan keyif alıyor. Bence kola krizden en son etkilenecek ve iyileşme sürecinde de yine ilk iyileşme kaydedecek bir ürün kategorisi olacak.
Krizle birlikte yapmaktan vazgeçtiğiniz proje ya da yatırım oldu mu?
Hayır, bütün yatırım projelerimizi geliştiriyoruz. Aslında yeni yatırım projeleri için bakınıyoruz. Peki hedeflerimizi düşürdük mü? Evet. Harcamalarımızı düşürdük mü? Evet. Ama öte taraftan biz yeni yatırım fırsatları arıyoruz.
3 Yılda Gelirlerimizi 2’ye Katlayacağız
Coca Cola İçecek olarak Türkiye’de ve bölgede gelecekte ne hedefliyorsunuz?
CCİ olarak hem organik hem de satın almalar ile büyüyen bir şirketiz. Pakistan operasyonu ile birlikte faaliyet gösterdiğimiz coğrafyanın nüfus büyüklüğü iki katına çıktı. Şimdi nüfusu genç, tüketimi az fırsatlarla dolu bir bölgede icra kabiliyetimiz ile Türkiye ve Orta Asya’daki başarılı uygulamalarımızı yansıtarak büyümeyi sürdüreceğimize inanıyorum.
Şimdi gelecek 10 yıla bakıyorum… Türkiye’nin gelişmeye devam etmesini bekliyorum. Çünkü Türkiye’nin coğrafik konum anlamında son derece büyük bir avantajı var. AB’ye katılma potansiyeli bulunuyor. Zaten AB ile çok iyi ticari ilişkilere sahip. Bütün bunlar Türk pazarının zenginliğini oluşturuyor. Büyüyen nüfusu, gelişen gayrisafi yurtiçi hasılası da bizim için fırsat yaratıyor. Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz. Yakın gelecekte yani önümüzdeki 2-3 yılda da Coca-Cola İçecek olarak hacmimizi ve gelirlerimizi ikiye katlamayı planlıyoruz. Aynı zamanda daha kârlı ve değerli bir şirket yaratacağız.
Yatırıma Devam Ediyoruz, İşten Çıkarma Yapmıyoruz
Krizin geldiğini gördünüz mü? Herhangi bir tedbir aldınız mı?
Yalan söylemeyeceğim, görmedim. Zaten görebilen çok az insan oldu. Hiç önlem aldık mı? Her CEO’nun kendi işi için önlem alması gerekir. Peki hangi önlemleri aldık?
Biz fırsat gördüğümüz alanlara yatırım yapmaya devam ettik. İnsan gücünü etkin şekilde kullandık. İşten çıkarma olmadı. Çünkü biz bir günde binlerce insanı işe almayı sonra da onları işsiz bırakmaya inanmıyoruz. Etkin ve verimli olmak anlamında fırsatlardan yararlanmaya çalışırken, zorlukların da üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Şimdiye kadar bunun meyvelerini gayet iyi şekilde alıyoruz.
“Ürün Çeşidimiz ve Ulaşılabilirliğimiz Artacak”
Krizde Coca-Cola ABD ve Türkiye ne gibi önlemler aldı? Size krizin 2009’da nasıl bir şekil alacağı ne tür bir yol izleyeceği konusunda Atlanta merkezden uyarılar, önemli mesajlar geliyor mu?
Özilhan İle Aynı Bakış Açısına Sahibiz
Atlanta ile çok iyi ilişkiler içindeyiz. Şirketimizin yüzde 20 hissedarı onlar. Dolayısıyla bu işin başarısıyla oldukça yakından ilgililer. Fakat herhangi bir CEO etkili bir şekilde çalışmak için nasıl bir ortamda çalıştığını anlama kabiliyetine sahip olmak zorunda. Tabii ki ekonomi dergilerini okuyorum. Kendi sonuçlarımı çıkarıyorum. Yönetim kurulu başkanım Tuncay Özilhan’la konuşuyorum. Ekonomi konusunda aynı bakış açısını paylaşıyoruz.
Bardağı Dolu Görmek Önemli Bir Kazanç
Ben yine olumlu olmaya çalışıyorum. Çünkü Olumlu olmak işi etkileyen en önemli etkenlerden biri. Bardağın yarısını boş görmektense yarısını dolu görmek önemli bir kazanç. Eğer işlerin kötü gideceğine inanırsanız, başarısız olduğunuza şaşırmayın. Ama iyi olabileceğini düşünürseniz o zaman fırsatlara bakın. Benim iş arkadaşlarıma mesajım, işinizi koruyun, fırsatlara bakın.
Ulaşılabilir Ürünlerimiz Olacak
Burada arkadaşlarıma “Kontrol edemedikleriniz için kaygılanın, kontrol edebildikleriniz için kaygılanmanıza gerek yok” derim. Citibank için bir şey yapamam, petrol fiyatları konusunda bir şey yapamam, dolayısıyla etkilemek istediğim ama etkileyemeyeceğim birçok şey var. O zaman etkileyebileceklerimize ve kontrol edebileceklerimize odaklanalım. Yeni dönemde tüketici ihtiyaçlarına yönelik ürün çeşitliliğimizi geliştireceğiz. Fiyat olarak daha ulaşılabilir ürünlerimiz de olacak.
Nilüfer Gözütok
[email protected]
Fotoğraf: Gökhan Çelebi
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?