Bugünün en başarılı, büyük şirketleri yöneten iş adamları, dünün en önemli girişimcileriydi. Türkiye’nin en büyük holdinglerinin tohumlarını da bir zamanlar genç birer girişimci olarak küçük sermay...
Bugünün en başarılı, büyük şirketleri yöneten iş adamları, dünün en önemli girişimcileriydi. Türkiye’nin en büyük holdinglerinin tohumlarını da bir zamanlar genç birer girişimci olarak küçük sermayeleriyle, ticarethanelerde, atölyelerde onlar attı. Tekstilden, otomotive, turizmden demir çeliğe pek çok sektörde başarılı işler yarattılar. Türkiye’nin en önemli iş insanları arasına girdiler. Bugün ise yeni girişimcilerin işi, çok daha zor. Daha yaratıcı, daha yenilikçi, daha rekabetçi olmaları ve ihtiyaç yaratmaları gerekiyor. Global KOBİ, bugünün başarılı iş insanlarına “İlk kez bugün kendi işinizi kuracak olsaydınız, ne yapardınız?” diye sordu.
Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç, 1917’de oturdukları evin giriş katını bir sandık ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, birkaç teker kaşar peyniri, zeytin, makarna gibi mallarla bakkal dükkanı haline getirerek ilk işini kurmuştu. Ardından Cumhuriyet tarihi boyunca ülkeyi ticaret ve sanayi alanında pek çok yeni girişimle tanıştırdı. Ülkenin en büyük sanayicisi oldu. Kurucusu olduğu Koç Holding’in her şirketi, bugün Türkiye’nin en büyük şirketleri arasında yer alıyor. Sabancı Holding’in kurucusu Hacı Ömer Sabancı da tıpkı Koç gibi işe ticaretle, pamuk ve margarin satarak başladı. Bugün Sabancı Topluluğu’nu meydana getiren sanayi kuruluşlarının temelini oluşturan ilk şirketler de yine Hacı Ömer Sabancı tarafından kuruldu.
Bugün ise rekabetçi bir iş fikri bulmak, yeni bir iş kurmak düne göre çok daha zor. Girişimcilerin zihnini de en çok “Nereye yatırım yapmalıyım?” sorusu kurcalıyor. Çok eskiye değil sadece 15 yıl geriye gittiğimizde kaliteli ürüne sahip, müşteri memnuniyetini sağlayan her sektörden şirketin başarılı olduğunu görüyorduk. Bu başarı kârlılığı ve ardından büyümeyi getiriyordu. Bugün ise sınırların kalmadığı bir dünyada iş yapmak gerçekten çok zorlaştı. Fark yaratabilmek, diğer şirketlerin bir adım önüne çıkabilmek için artık ihtiyaçlara yanıt vermek değil, ihtiyaçları yaratmak gerekiyor. Peki bugünün başarılı iş adamları bugün ilk kez iş kuracak genç bir girişimci olsalardı, hangi sektöre girerlerdi? Onların öngörüleri dün işe yaradıysa, bugün neden yaramasın? Capital, Türkiye’nin fırsatları en iyi koklayan, en başarılı iş insanlarından “İlk kez bugün bir iş kursaydınız, bu hangi sektörde olurdu?” sorusunun yanıtını aldı.
“Asla Üretici Olmazdım”
Cafer Sadık Abalıoğlu, ortaklarıyla birlikte 60’lı yıllarda; un ve çırçır fabrikası işletmeciliği, şeker, tuz gibi temel tüketim ürünleri satışının yanında akaryakıt, lastik ve otomotiv bayilikleriyle ticari faaliyetlerini sürdürüyordu. Bu ortaklık, 1966 yılında karşılıklı uzlaşmayla sonlandırıldı. Abalıoğlu ailesi, çırçır işine devam etti. Bu karar, bugün Abalıoğlu Holding’in yönetim kurulu başkanlığını yürüten Mehmet Ali Abalıoğlu ve kardeşi İsmet Abalıoğlu’nun hayatına yeni sorumluluklar getirdi.
O tarihlerde Mehmet Ali Abalıoğlu, 19 yaşında bir üniversite öğrencisiydi. Okul ve iş hayatını birlikte götürmesi, erken yaşlarda aktif iş yaşamı deneyimi edinmesini sağladı. Abalıoğlu ailesi küçük bir işletmede başladığı çırçır işinden yola çıkarak bugün Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birini yarattı. Grup tekstil, kağıt ambalaj ve bakır sektörlerinde Türkiye’nin en büyük şirketlerine sahip. Mehmet Ali Abalıoğlu bugün işe başladığı o günlere, yani 40 yıl öncesine dönebilse o günkü şartlarda yine aynı işleri yapacağını söylüyor. Ama gün, bugün olunca Abalıoğlu “İlk kez iş kuracak olsam asla üretici olmak istemezdim” diyor.
Abalıoğlu bugünün Türkiye’sinde yaratılan üretim ikliminin, tüm üreticilerin küresel ekonomide rekabet etmesini neredeyse imkansız kıldığını belirtiyor. Bugün ilk kez iş kuracak olsaydı enerji ve hizmet sektörlerini tercih edeceğini dile getiriyor. “Enerjiye yatırım yapmak, tüm büyük kuruluşların ideali haline geldi. Bu nedenle bu sektörde yoğun rekabet yaşanıyor” diyor. Abalıoğlu hizmet sektörününse yatırım yapmak isteyenler için her zaman cazibesini koruduğunu düşünüyor. Yeni girişimcilere hangi sektörde olurlarsa olsunlar devamlı değişime ayak uydurmalarını ve farklılığı sürekli kılarak rakiplerinden her zaman bir adım önde olmalarını tavsiye ediyor.
“Turizmden Vazgeçmezdim”
Türkiye’nin en girişimci gruplarından bir diğeri Silahtaroğlu ailesine ait Silkar Holding. Grup bugün en fazla turizm alanında söz sahibi. Uzun yıllardır gruba yön veren isim ise Burhan Silahtaroğlu. Turizm yatırımlarına hız kesmeden devam eden Silahtaroğlu, bugün işe yeni başlayan bir girişimci olsaydı Ricardo’nun makro iktisat teorisinden destek alacağını söylüyor. Ayrıca yeni girişimcilere de makro ekonomideki fırsatları avantajlı ve göreceli avantajlı olarak ikiye ayıran Ricardo’nun kuramını dikkate almalarını tavsiye ediyor. Silahtaroğlu, bu kuramın ışığında Türkiye’de fırsatlar barındıran sektörler hakkında şöyle konuşuyor:
“Turizmde Türkiye’de pek çok fırsat var. Türkiye en büyük tüketim piyasası Avrupa’ya çok yakın. En büyük üretim piyasası olan Akdeniz çanağında en fazla kıyısı olan ülke, dünyanın en büyük açık hava müzesine ve genç nüfusa sahip. Tarımda da iklim şartları ve Avrupa’ya yakınlığımız dolayısıyla şanslı konumdayız. Bu alanda Uzakdoğu’da yaygın olan ucuz işçilik bir tehlike arz etmiyor. Lojistik sektöründe de Türkiye Ortadoğu’nun düğüm noktasında olduğu için gerek enerji hatlarında, gerek diğer lojistik hizmetlerin ifasında bence en uygun ülke.”
Silahtaroğlu bugün ilk kez kendi işini kuracak olsaydı da tercihini turizmden yana kullanacağını belirtiyor. Turizme girecek girişimcilere know-how sahibi olmalarını, turistin en çok para bırakacağı sahayı ve yabancı rakiplerin hemen giremeyeceği alanları seçmelerini öneriyor. “Asgari rezervleri tesis edin ve ağaçlara değil ormana bakın” diyor. Silahtaroğlu turizm sektöründe başarı için ülkede politik istikrarın ve mükemmel altyapının zorunlu olduğunu da savunuyor.
Tarıma Yatırım Yapardım
Alphan Manas yeni niş iş alanları oluşturmak, fırsatları daha önceden görerek risk almak konusunda Türkiye’nin özel girişimcilerinden biri. Kendisi de son 20 yılda yaptığı başarılı girişimleri ve hatalarıyla epey tecrübe kazandığını düşünüyor. Ve kendini çok iyi bir “başlatıcı” olarak yetiştirdiğini söylüyor. İlk işini 1988 yılında bilişim ve teknoloji alanlarında kuran Manas Exim, Planet ve Teknoser’in kurucu ortağı oldu. 1998 yılında kurulan tüm şirketler Teknoloji Holding çatısı altında toplandı. 2006 yılında Teknoloji Holding’de yer alan 7 şirketi bünyesine alarak ayrıldı ve merkezi Hollanda’da bulunan Brightwell Holdings BV’yi kurdu. Manas, Teknoloji Holding’in hem kurucu ortağı hem yönetim kurulu eş başkanı olarak 18 yıl, grubun iş ve pazar geliştirme faaliyetlerini yürüttü. Manas’ın en önemli projesi fikir babalığını yaptığı İddaa oyunu ile değer kazanan İnteltek firmasındaki Teknoloji Holding hisselerinin, 80 milyon dolara Intralot'a satılması oldu. Manas, bugün Brightwell Holding’de yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürüyor. Enerji ve çevre teknolojileri, deniz taşımacılığı teknolojileri ve yenilikçi teknoloji çözümleri alanlarında küresel yatırımlar yapmaya devam ediyor.
İşe 20 yıl önce değil de bugün başlasaydı hangi sektörü seçeceğine gelince… Manas “Bu ülkede özellikle tarım ve hayvancılık öncelikli sektör. Çünkü bu sektör gerekli revizyona sokulmazsa Türkiye’de ekonomik dengeler ciddi anlamda bozulacak” diyor. Girişimcilerin riski azaltmak için mutlaka pazar, müşteri, çalışma alanı dağılımını çok iyi dengelemeleri gerektiğine dikkat çeken Manas, “Örneğin petrol fiyatları dünyada önemli risk teşkil ediyor. Durum böyleyken, girişimcinin, petrol fiyatlarının artmasıyla güçlenecek pazarları mutlaka portföyüne alması gerekir” diye konuşuyor.
“Yine Tekstilci Olurdum”
Hey Tekstil’in sahibi Aynur Bektaş, 20 yıl çalıştığı bankacılık sektöründen emekli olduktan sonra evini satarak tekstil sektörüne girecek kadar tutkulu bir girişimci. 500 metrekarelik alanda kurduğu Hey Tekstil’i 12 yıl içinde Türkiye’nin en büyük 500 firması arasına soktu. Hey Tekstil, bugün dünyanın en ünlü markalarına üretim yapıyor. İhracat rakamıyla da Türkiye’nin en büyük ihracatçıları arasında yer alıyor. Türk hazır giyim sektörüne yön verenlerden biri olan Aynur Bektaş, ilk kez bugün bir iş kursaydı bunun yine hazır giyim sektöründe olacağını söylüyor. Bektaş, hazır giyim sektörünü seçmesinin nedenlerini şöyle açıklıyor: “Bu sektör başarıyı mümkün kılıyor. Çok çalışarak, müşterilere iyi hizmet vererek, başarılı olmak mümkün. Sermaye olarak da diğer iş kollarına göre girişte daha avantajlı. Tasarıma, koleksiyona doğru yatırım yapanlar her zaman kazanır.” Bektaş yeni girişimcilerin ekonomik olarak zor dönemlerde de başarılı işlere imza atabileceğini ifade ediyor. Ona göre başarılı olmak için öncelikle girişimcilik ruhu, ilk adımı atarken ise cesaret gerekli. “Girişimcilik risk üstlenilerek başlar. İşi kurduktan sonra da ilkeli çalışarak müşteriye hizmetin para kazanma bilincinden önce geldiği fark ettirilmeli” diye konuşuyor. Girişimcinin kâr elde etmekten önce kaliteli hizmet vermeye odaklanması gerektiğini söylüyor. Ayrıca yeni iş kuracak girişimcilere ilk dönemlerde ortaya çıkacak sorunların karşısında yılmamalarını, sabırla devam etmelerini öneriyor.
Nakitle Çalışana Giderdim
Tekstil sektörünün bir diğer önemli temsilcisi ve Gülle Tekstil’in sahibi İsmail Gülle, başarılı girişimcilerin ortak noktalarının işlerinden zevk almaları olduğunu söylüyor. Bugün ilk kez iş kuracak olsaydı en çok tanıdığı, hakkında en çok bilgi sahibi olduğu sektöre yatırım yapacağını belirtiyor.
Trend olan işi yapmanın herkese kazandırmayacağına dikkat çeken Gülle’nin ilk aklına gelen sektörler gıda ve elektronik perakendeciliği. Gülle’nin bu iki farklı sektörün ilgi çekici bulduğu tarafı ise paranın küçük bile olsa nakit dönmesi. Dünyanın en büyük markalarının son 3-4 yıl içinde hem gıda hem elektronik perakendeciliğine girmesi ona göre bu alanda daha yapılacak çok iş olduğunu gösteriyor. Gerçek girişimciyi bir işe girmek için kafasında maksimum değil, minimum sermaye belirleyen olarak tanımlayan Gülle, fikrin sermayeden çok daha önemli olduğunu düşünüyor. Ayrıca sermayenin miktarının kendisine girişimci diyen kişinin elini ayağını bağlayamayacağına dikkat çekiyor.
Gülle, ekonomik olarak zor dönemlerde ise yeni girişimcilerin en çok ihtiyaç duyacakları özelliklerinin yenilikçi olacağını ifade ediyor. Gülle genç girişimcilere başarılı bir iş için şu tavsiyelerde bulunuyor: “Para kazandırıcı yeni ve yaratıcı fikir bulmalı. Ürünü ve sunumu farklılaştırmak artık her sektörde en önemli konu. Bütün arabaların dört tekeri ve bir direksiyonu var ama hiçbir arabanın diğeriyle aynı olmadığını biliriz. Ama paramıza göre bize en farklı olduğunu hissettireni alırız.”
“500 Milyon Dolarla Kimya Sektörüne Girerdim”
Asım Kocabıyık / Borusan Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı Önce İhtiyacı Tespit Ederdim
“Bugün sahip olduğum bilgiyle ve tecrübeyle, ilk kez kendi işimi kurmaya karar verseydim, öncelikle bazı önemli hususları dikkate alırdım. Üretilecek ürün ve hizmete ne kadar ihtiyaç olduğunu tespit ederdim. Gireceğim sektörde üreteceklerimin yüzde 40’ını iç pazara satabilmeliyim.
Yeni Sahalara Yönelmeli
Üreteceğim mamulün gireceğim pazarda kalitesi ve fiyatıyla rekabet edebilir olması gerekir. Bugün yurdumuzda iç ve dış pazar için üretim yapan müesseseler işba haline gelmiş durumda. Diğer bir ifade ile yeni yatırıma, yeni kapasiteye ihtiyaç yok. İleri teknoloji ile yeni sahalara yönelmek gerekir.
Yeni İş Kurmak İçin Kimya Uygun
Araştırmalarım sonunda kimya sanayinin bugün iş kurmak için uygun olduğunu düşünüyorum. Bu sektörde de Türkiye’de iş kurmaya engel olmayacak bir konuda işe başlardım. Böyle bir konu için gereken sermaye 500 milyon doların altında olamaz. Kendimi koyacağım yer de yönetim kurulu başkanlığıdır.
Başarılı Girişimci Çare Bulucudur
Ekonomik olarak zor dönemlerde yeni girişimciler başarılı işlere imza atmak için öncelikle konusuna hakim olmalı. Bütün dünyada sektörünün durumunu iyi bilmeli, vasıflı eleman çalıştırmalı, çare bulucu, yaratıcı özelliklere sahip olmalı. Ayrıca kredi kullanma limitini realist olarak hesap etmeli. Pek bahsedilmez ama Türkiye’de her başarılı iş adamında çare buluculuk vasfı vardır. Bunlara riayet edilirse kriz devrelerinde sıkıntıya girilmez.”
“Küresel Rekabette Makinenin Şansı Var”
Cemalettin Sarar / Sarar Yönetim Kurulu Başkanı “Vali Olmayı Düşlerdim”
“Konfeksiyon, bizim baba mesleğimiz. Üç kardeş kendimizi bu sektörün içinde bulduk. Babam hepimizin okumasını isterdi. Ben de çocukken vali olmayı hayal ederdim. Küçük bir atölyeden sonra ilk Sarar fabrikasını kurmaya adım attığımızda, konfeksiyon sektörünün zorluklarını görmeye başladık. Bu zorlukları etkin, verimli ve düşük maliyetli olarak aşabilmek için yol, yordam geliştirmeye çalıştık.
“Kendi Makinelerimizi Üretiyoruz”
Bir fabrikanın altyapısının sürekli olarak mal ve hizmet olarak dış satın almayla sağlanamayacağını, bunun hayli maliyetli olacağını gördük. Bu nedenle kendi makinelerimizin bakım ve onarımını önce kendimiz yapmaya başladık. Bugün kendi kullanımımıza yönelik bazı makine imalatı yanında mobilya, dekorasyon, aydınlatma gibi ihtiyaçlarımızı kendimiz çözüyoruz.
“Makine Sektörü Beni Cezbediyor”
Eğer bugün ilk defa iş kuracak olsaydım, makine veya elektrik mühendisliği öğrenimi görmeyi, makine imalat ve otomasyon sektöründe yer almayı isterdim. Hızla büyümek isteyen bir girişimci, öncelikle kendisine getirisi ortalamanın üzerinde olan bir sektör bulmalı. İhracata yönelik olarak çalışacak ve yenilikçi tasarımları olan makine imalat sanayinin bu özelliği taşıdığını düşünüyorum.”
“İnşaatın Önemi Artacak”
Ekrem Akyiğit / Collezione Yönetim Kurulu Başkanı İşe Sıfırdan Başladı
217 milyon dolar cirolu hazır giyim perakendecisi Collezione’nin sahibi Ekrem Akyiğit, Türkiye’nin en başarılı giyim perakendecilerinden biri. Onun öyküsü tam bir sıfırdan büyüme örneği. Kendi işini kurana kadar vitrincilikten tezgahtarlığa kadar pek çok işte çalıştı. Ve ilk mağazasını açtıktan 21 yıl sonra, 90 mağazaya ulaştı.
Bugün İnşaatı Cazip Buluyor
Bugün yolun başındaki pek çok girişimcinin hayali onun yerinde olmak. Bu yüzden yeni girişimcilerin en gözde sektörlerinden biri hazır giyim perakendeciliği. Oysa Akyiğit, bugün ilk işini kuracak olsaydı gireceği sektörün gayrimenkul ve inşaat olacağını söylüyor. Akyiğit bunun nedenini şöyle açıklıyor:
Sektörde Arz Yetersiz
“Türkiye’de, son yıllarda gayrimenkul sektörü bambaşka bir dönem yaşıyor. Sektörde çok yüksek bir talep var ve arz, bu yoğunluğa yetersiz kalıyor. Yapılan yatırımlar doğru konumlandırıldığı takdirde değerine değer katıyor.
5 Yılda İlk Sıraya Yerleşecek
Bankaların tüketicilere sağladığı konut ve ihtiyaç kredilerindeki cazip olanaklar ve ülkemizde kısa zamanda uygulanmaya başlanacak mortgage sisteminin de bu talebin artmasında etkisi büyük olacak. Görünen o ki inşaat ve gayrimenkul sektörü gelecek 5 yıl içerisinde ivme kazanan sektörler arasında ilk sıralarda yer alacak.”
“Gıdadaki Fırsatlara Bakardım”
İsmet Abalıoğlu/CSA Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gıdaya Talep Artıyor
“Bugün işe başlasaydım, öncelikle gıda sektörünü incelerdim. Değişen dünya koşulları ve küresel ısınma gerçeği, gıda sektöründeki arzı olumsuz yönde etkiliyor. Öte yandan, özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerde, halkın gelir seviyesinin yükselmesi gıdaya olan talebi artırıyor.
İşi Doğru Yapmak da Önemli
Ancak, başarıya ulaşmak için doğru işi yapmak kadar, işi doğru yapmanın da gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, işin uzmanlarıyla gerçekçi bir fizibilite ve pazar araştırması yapıp, tüm süreçleri etüt ederek karar alırdım.
Tüm Birikimi Riske Atmayın
Bence, dikkate alınması gereken bir başka husus şu, girilen iş başarısızlıkla sonuçlansa bile, girişimci iş yaşamını devam ettirebilecek güçte olmalı ve tüm birikimini riske atmamalı.”
“Pilot Bir Tesisle Madenciliğe Başlardım”
Hayrettin Çaycı / Sarkuysan Genel Müdürü Yeraltı Zenginliğimiz Çekici
“İşe bugün başlasaydım madencilik sektöründe olmayı tercih ederdim. Yeraltı zenginliğimiz, bunun işletilmesi ve yönetilmesi süreci bana her zaman heyecan verici ve çekici geldi. Zengin maden yataklarına sahibiz. Ancak ekonomik hayatımıza katkısı son derece sınırlı. Son dönemlerde yerli ve yabancı özel girişimin bu sahadaki etkinliğinin artması sektörde verimli bir gelişme trendini başlattı.
3 Milyon Dolar Gerekiyor
Madencilik sektörünün büyük sermaye ihtiyacı dolayısıyla bakır, çinko, kurşun gibi metallerin üretilmesinde önce pilot bir tesisle işe başlardım. Kazanacağım bilgi ve sermaye birikimiyle kapasite artışlarına ve yeni pilot tesislerinin açılmasına ağırlık verirdim. Bu alanda bir pilot tesisi için gerekli asgari sermayenin 3 milyon dolar mertebelerinde olması gerektiğini düşünüyorum.
Resmin Bütününde Fırsatları Görün
Yeni iş hayatına atılacak girişimcilerin başarısı, ekonomik resmin bütünü içinde fırsatları görebilmelerine bağlı. Ayrıca özellikle bu dönemlerde kredi kullanmak yerine küçük de olsa sermaye sahiplerinin bir araya gelerek oluşturacakları öz sermayeyle iş yapmaları çok önemli. Şüphesiz yapılacak işin gerektirdiği etütlerin titizlikle gerçekleştirilmesini ve bu meyanda bilgili, konunun uzmanı kişilerin proje içinde yer almalarını da zaruri görüyorum.”
Özlem Aydın Ayvacı
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?