Portakal suyu ve altın hissenin gücü

Fred Sharp, 1940 başlarında Florida'ya gitti. Birleşik Devletler'in tam ortasında yer alan bir çiftlikte yetişmişti. Babası; yaratıcı, gayretli ve çalışkan olduğu için mirasını ona bıraktı. Aslında iş, çok üretken bir girişimdi ama hava koşullarına dayanamadı. Çiftlikte uzun süren kışlar kendisini yıpratıyordu. Florida'nın ılıman ikliminin çağrısına uydu ve çiftliği satışa çıkardı. Satış gerçekleştiğinde karısı Alice'i, iki oğlan iki kızdan oluşan ailesini aldı ve taşındı. Fred açısından iki zorlayıcı faktör oldu. Vakit, Florida'da arazi satın almak için çok uygundu ve Iowa'daki çiftliği için çok iyi bir para almıştı. Portakal yetiştiriciliği kültürünü araştırdıktan sonra alabildiği kadar arazi satın aldı ve portakal ekiminin getireceği ürünü depolamak için gerekli yatırımları yaptı. Fred'in planı; Florida'nın en büyük narenciye üreticisi olmaktı. Tam olarak gerçekleşen de bu oldu. Fred'in köklü iş ahlakı çocuklarına da geçti ve hepsi tek tek iş dünyasına dahil oldu. Yirmi beş yıl geçti ve Sharp Enterprises, Fred'in bölgede satılık olan çiftlik arazilerini satın almasına vesile oldu. Bu süreç boyunca farklı şirketlerde hisseleri olan bir holding yarattı. Doğru vakit geldiğinde, çocukların her birine holdingten eşit hisse verdi, ama "altın hisse"yi kendinde tuttu; bu da holdingin genel kontrolünü, işi eşine bırakıncaya kadar, kendisinde tutmasını sağlayacaktı.
Çocukların hepsi iyi eğitim görmüştü ve şirket içinde sorumluluk pozisyonlarında görev almaya hazırdı. Paul, en büyükleriydi ve işi büyütmeyi seviyordu. Yıllar geçtikçe narenciye işinde usta yetiştirici oldu. İkinci büyük çocuk olan Helen, bir matematik dahisiydi ve şirketin muhasebesine kolaylıkla dahil oldu. Aile şirketinin dışına çıkıp birkaç yıl boyunca daha fazla tecrübe edinmesinin iyi olacağı konusunda babasını ikna etti. Elaine, dört çocuğun üçüncüsüydü ve en genç kardeş olan Dan, meyvenin reçele, marmelata ve diğer ürünlere dönüştürülmesinin potansiyelini görene kadar, işle ilgili odak noktası ürünün işlenmesi ve pazarlanması üzerineydi. Zamanla Helen, dikkate alınması gereken bir güce sahip olarak, gerçek bir iş lideri olarak kabul gördü. Başka bir şirkette çalışıyor olsa da babasıyla her zaman yakın iletişim içinde oldu. Fred, Helen'in holding şirketinin başına geçmesi şeklinde bir fikre sahipti. Fred ve Helen aynı zihniyete sahipti: "Paraya dikkat et!" Aileyi de gözeterek Fred, Helen'i holding şirketinin yöneticiliğini kabul etmeye ikna etti. Fred, bu atamanın Paul ve Elaine için bir sorun olabileceğine dair en küçük bir fikre sahip değildi. Her ikisi de kendi iş birimlerini yönettiklerini ve sorumluluğun kendilerinde olduğunu düşünüyordu. Helen holding başkanı oldu ve yönetim kuruluna dışarıdan insanlar alıp, şirket dışında edindiği güçlü tecrübesine dayanarak en iyi bildiği şekilde davranmaya başladı. Hem Paul'ün hem de Elaine'in Helen'e karşı pasif-saldırgan bir tavır alması uzun sürmedi. Holding yönetim kurulunun kendi birimleri için önerdiği bütçeleri kabul etmediler; kurulun onayı olmaksızın ekstra harcamalar yaptılar. Helen'in, kocasının ve çocuklarının katıldığı aile buluşmalarına gitmediler. Üstelik katılmama gerekçesi olarak son derece çürük gerekçeler öne sürdüler. Şirket başkanı Helen ve hesap vermeme konusunda direnç gösteren kardeşleri arasındaki kavga Fred ve Alice'in uykularını kaçırıyordu. Bu "halat çekme oyunu" sürerken, Dan keyifle kendi işiyle ilgileniyor, bütçeler oluşturuyor, performansla ilgili düzenli rapor veriyordu. Sonunda Fred yeter dedi. Holding yönetim kurulunu ve eşleri de dahil aile üyelerini ortak bir toplantıya çağırdı. Fred konuşmaya devam ederken gerilim zirveye vurdu. Herkes bu konuşmanın nereye varacağını merak ediyordu. Ardından Fred "altın hisse" bombasını patlattı: "Ya hepiniz aile şirketimiz için en iyi uluslararası uygulamaların benimsenmesi konusunda hizaya gelirsiniz ya da şirketin tamamını satarım" dedi. Fred sözünün eri bir adam olduğundan, şirketi satma konusundaki kararlılığından kimse şüphe etmedi. ~
Elaine ve Paul odaya beraber döndüler ve Paul ayağa kalktı. Helen'in "en iyi uygulamalar" konusundaki çabalarına karşı geldikleri için özür dilemek istediklerini belirtirken sesi titriyordu. Hem kendisinin hem de Elaine'in "en iyi uygulamalar"ın yapılması gereken doğru şey olduğunu bildiklerini ama kendilerine çocuk gibi davranıldığını belirterek bununla ilgili bazı olayları da anlattı. Ne kendisinin ne de Elaine'in babasının şirketi satma kararıyla ilgili sorumluluk almak istemediğini belirtti. Aile içi sorunu gidermek için bir dizi toplantı yapılması gerekti. Şaşırtıcı biçimde, ailedeki "arabulucu" Dan oldu. Aile şirketinin danışmanlarıyla yapılan izleyen toplantılarda, askıda kalmış sorunların çözümü konusunda bir öneri ya da alternatif sunan oydu. Sharp Citrus Products'ı sektörünün en büyüğü yapmak için ne gerekliyse yapmaya hazır olduğunu vurguladı. Gerçekleşen de tam olarak bu oldu!