Son çeyrek bilançoları da güçlü
Türk bankacılık sektörü, gösterdiği yüksek performansla dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
İş Yatırım, bankaların 2012 yıl sonu bilanço beklentilerini içeren bir analiz yaptı. Çalışmada şu konulara değinildi:
YÜKSEK KÂR ARTIŞI
Son çeyrek solo kârlarda, önceki çeyreğe göre yüzde 17, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artış bekliyoruz. Sektör, son çeyrekte devam eden parasal gevşemenin katkısıyla hem TL hem yabancı para mevduat spredlerini açmaya yavaşlayarakda olsa devam etti. Kredilerin yukarı yönde fiyatlanmasında sona geldik. Spredteki iyileşme, başta mevduat maliyetleri olmak üzere fon kaynaklarının faiz giderlerindeki düşüşten kaynaklanıyor. Son çeyrekte kredi büyümesinin ivme kazanması da bankaların faiz gelirlerini artırmasını sağladı.
OLUMLU ETKİ
TÜFE’ye endeksli menkul kıymet getirileri ekim ayında enflasyonun yüksek gerçekleşmesi
nedeniyle son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre ortalama yüzde 22 daha yüksek getiriye sahip. Bu gelişme de bankaların faiz gelirlerini destekler nitelikte. Mevsimsel faktörler ve kredi büyümesi nedeniyle bankaların net ücret ve komisyon gelirlerinde de artış öngörüyoruz. Tahvil ve bono piyasasında, faiz oranlarının aşağı yönlü seyrettiği dönemde, bankaların elde ettiği menkul kıymetlerden ticari kârlar da kârlılıkları artıracak.
SINIRLI İYİLEŞME
Aktif kalitesinde normalleşme devam ederken bu çeyrekte oluşan tahsili gecikmiş alacaklar önceki dönemde gördüğümüz gibi hızlı artmadı. Bu dönemde bankaların tahsilat kabiliyetlerinde sınırlı da olsa iyileşme görüldü. Ancak daha önce oluşan tahsili gecikmiş alacakların yaşlanma etkisi ve bazı bankaların takipteki alacak portföylerinden satış yaptıktan sonra özel karşılık oranını artırma yönündeki hareketleriyle toplam karşılık giderlerinde bir rahatlama görebiliriz.
YÜKSEK KÂR ARTIŞI
Son çeyrek solo kârlarda, önceki çeyreğe göre yüzde 17, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artış bekliyoruz. Sektör, son çeyrekte devam eden parasal gevşemenin katkısıyla hem TL hem yabancı para mevduat spredlerini açmaya yavaşlayarakda olsa devam etti. Kredilerin yukarı yönde fiyatlanmasında sona geldik. Spredteki iyileşme, başta mevduat maliyetleri olmak üzere fon kaynaklarının faiz giderlerindeki düşüşten kaynaklanıyor. Son çeyrekte kredi büyümesinin ivme kazanması da bankaların faiz gelirlerini artırmasını sağladı.
OLUMLU ETKİ
TÜFE’ye endeksli menkul kıymet getirileri ekim ayında enflasyonun yüksek gerçekleşmesi
nedeniyle son çeyrekte bir önceki çeyreğe göre ortalama yüzde 22 daha yüksek getiriye sahip. Bu gelişme de bankaların faiz gelirlerini destekler nitelikte. Mevsimsel faktörler ve kredi büyümesi nedeniyle bankaların net ücret ve komisyon gelirlerinde de artış öngörüyoruz. Tahvil ve bono piyasasında, faiz oranlarının aşağı yönlü seyrettiği dönemde, bankaların elde ettiği menkul kıymetlerden ticari kârlar da kârlılıkları artıracak.
SINIRLI İYİLEŞME
Aktif kalitesinde normalleşme devam ederken bu çeyrekte oluşan tahsili gecikmiş alacaklar önceki dönemde gördüğümüz gibi hızlı artmadı. Bu dönemde bankaların tahsilat kabiliyetlerinde sınırlı da olsa iyileşme görüldü. Ancak daha önce oluşan tahsili gecikmiş alacakların yaşlanma etkisi ve bazı bankaların takipteki alacak portföylerinden satış yaptıktan sonra özel karşılık oranını artırma yönündeki hareketleriyle toplam karşılık giderlerinde bir rahatlama görebiliriz.
