Apple Geçmişteki Hatadan Ders Aldı

Veli Tan Kiriş / Bilkom Genel Müdürü    Veli Tan Kirtiş, Türkiye’de Apple ürünlerini pazarlayan Bilkom’un genel müdürü… Teknoloji yarışında Apple’in uzun yıllar geri kalmasını, bir hata o...

1.06.2004 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Veli Tan Kiriş / Bilkom Genel Müdürü  
 
Veli Tan Kirtiş, Türkiye’de Apple ürünlerini pazarlayan Bilkom’un genel müdürü… Teknoloji yarışında Apple’in uzun yıllar geri kalmasını, bir hata olarak değerlendiriyor. “Apple’i geçmişte profesyonel taraflı konumlandırmış, tüketiciyi ihmal etmiştik” diye konuşuyor. Türkiye’de profesyonel tarafın bir ara yüzde 95’e kadar çıktığına dikkat çekiyor. Ardından da “Ciddi alıcımızın olduğu tüketici pazarında Apple olarak geri kalmıştık” diyor ve devam ediyor: “Önümüzdeki dönem bu pazarda almamız gereken yeri alacağız.”  
 
“Apple, teknolojik olarak hep önde olmasına rağmen pazarlama gücü zayıf olduğu için tüm kitlelere ulaşamadı. Her zaman teknolojik olarak önderliği sağlamak iddiasında oldu. Geniş tabanda teknolojiyi biraz ucuzlatmak için teknolojiden feragat etmedi. Bence bu ticari bir yanlıştı”. Bu sözler Apple/Bilkom’un Genel Müdürü Veli Tan Kirtiş’e ait.  
 
Apple, son birkaç yıla kadar, dünyada ve Türkiye’de hep profesyonel kullanıcılara hitap eden ürünler sundu. Kendi donanımı için yazılım, kendi yazılımı için donanım ürettiği için de geniş kitlelere yayılamadı. Sadece yayıncılık ve profesyonel hizmetler gibi “niş” bir pazarda kaldı. Durum böyleyken son birkaç yıl içinde şirket yepyeni bir çehre kazandı. Önce sistemlerini açık platforma taşıdı ve kitlesel pazarlamaya yöneldi. Ardından da tüketici pazarında çığ etkisi yaratan iPod’u piyasaya çıkardı.  
 
Apple’ı Türkiye pazarına sunan Bilkom, bu yıl sonuna kadar yüzde 50’nin üzerinde bir büyüme hedefliyor. Tüketici pazarında başta iPod olmak üzere pek çok yeni ürünle gelirlerini artırmayı, profesyonel tarafta ise yeni sektörlere girmeyi hedefliyor.  
 
Apple/Bilkom Genel Müdürü Veli Tan Kirtiş ile Apple’ın değişen yüzünü, iPod’un başarısını ve önümüzdeki döneme ilişkin plan ve hedeflerini konuştuk. Veli Tan Kirtiş’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:  
 
Türkiye Apple ile Bilkom sayesinde tanıştı. Bugün Apple/Bilkom işbirliğinin ulaştığı büyüklük ne kadar?  
 
Apple ile Bilkom’un işbirliği 1983 yılında başladı. 21 yıldır da hiç ara vermeden devam ediyor. Apple’ın dünyadaki genel stratejisi, kendi olmadığı ülkelerde tek bir noktayla çalışmak ve bu noktanın Apple gibi çalışmasını sağlamak. Aslında Türkiye, bilgisayarla ilk  kez Apple ile tanıştı da diyebiliriz. Dolayısıyla, Apple Türkiye’nin ilklerinden.  
 
İlk dönemler Apple’ın çok güçlü olduğu dönemlerdi. 1980’lerde pazarda yüzde 10-15 gibi oranlara ulaştı. Dünyada da trend böyleydi. Zaman içerisinde Apple’ın yapısı biraz değişti. Daha niş bir pazara hitap etmeye başladı. Bugün geldiğimiz noktada Apple-Bilkom işbirliği yaklaşık 10 milyon dolarlık bir hacme ulaştı. Bu rakamın 2004 yılı sonunda yüzde 60 oranında artmasını ve 16-17 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz.  
 
Beklenen büyüme nereden gelecek?  
 
Geçtiğimiz yıl şirket bir miktar küçülmüştü. Bu sene planlanan büyümenin iki temel nedeni var. Bunlardan bir tanesi, Apple’ın dünyada da son dönemde büyüme yakalamış olması. Bir süredir tüm bilgisayar dünyasında olduğu gibi Apple da yatay trendde gidiyordu. Son birkaç çeyrektir ise çift haneli büyümeye başladı. Biz dünyadaki bu rüzgarın Türkiye’ye de yansıyacağını düşünüyoruz.  
 
İkincisi, Bilkom olarak Apple’ı geçtiğimiz yıllarda ağırlıklı olarak profesyonel taraflı konumlandırmıştık. Fakat dünyadaki trend bundan biraz daha farklı gelişti. Apple dünyada tüketici tarafında da oldukça ciddi bir penetrasyon yakaladı. Öyle ki, bu oran yarı yarıya ulaşmış durumda. Son birkaç senedir satılan bilgisayarların yarısı, profesyonellere yönelik ise yarısı da tüketiciye yönelik oldu. Daha önce aradaki çok fark yoktu ama yine de bugün ulaştığı noktadaki gibi değildi. Türkiye pazarında ise profesyonel taraf hep yüzde 90’ının üzerinde oldu. Hatta son dönemlerde yüzde 95’e kadar çıkmıştı. Ciddi alıcımızın olduğu tüketici pazarında Apple olarak geri kalmıştık.  
 
Önümüzdeki dönem bu pazarda almamız gereken yeri alacağız. Dolayısıyla, büyüme buradan da gelecek. Ancak, buradan gelecek büyümenin profesyonel tarafta küçüleceğimiz anlamına gelmediğini de belirtmem gerekiyor. Bu oran diğer taraftan küçülerek gelmeyecek. Tüketici tarafından yüzde 60-70’den çok daha fazla büyüme bekliyoruz. Diğer yandan profesyonel tarafta da büyüme beklediğimiz dikey yeni alanlar var.  
 
Nedir bu alanlar?  
 
Bunların başında da dijital video dediğimiz video pazarı geliyor. Broadcasting olayı giderek ciddi anlamda IT’ye kaymaya başladı. Konvansiyonel yapılarda olan sistemler IT tabanlı sistemlere dönüşüyor. Broadcasting stüdyolarında büyük montaj kutularının yerini Mac ya da PC’ler almaya başladı.  
 
Diğer taraftan yazılım da ön plana çıktı. Apple bildiğiniz gibi donanım ve aynı zamanda bir yazılım şirketi. Bu konuda Apple’ın yıllardır yaptığı yatırımlar da artık sonuç vermeye başladı. Aslında pazar oraya doğru gitmeye başladı. Dolayısıyla video tarafında da ciddi bir büyüme bekliyoruz. Son 3 yılda sattığımız kadar son 3 ayda “non linear editing” yapan montaj programımızı sattık. Bu yıl buradaki büyümenin de devam etmesini bekliyoruz.  
Bir diğer temel beklentimiz de yeni işletim sistemimiz Panter tarafında. Çok önemli bir versiyon değişikliği yaptığı bu işletim sistemi tarafında da çok ciddi bir büyüme bekliyoruz. Son 3-4 yıldır kaybedilen teknolojik üstünlüğümüzü de yeniden artırdık. Bunun da pazarımızı büyüteceğini düşünüyoruz.  
 
Panter işletim sistemini çok hızlı bir şekilde Türkçeleştirdik. Bu da Türkiye pazarında çok etkili olacak. Büyüme beklediğimiz bir alan da tüketici tarafındaki ürünlerdeki iPod olacak. iPod da bize önümüzdeki dönem çok ciddi bir büyüme getirecek.  
 
Bir dönem Macintosh ve PC arasında büyük bir rekabet vardı. Ardından PC açık ara ile öne geçti? Mac pazarının PC pazarı kadar büyüyememesinin sebebini nasıl değerlendiriyorsunuz? Son dönemde rekabet ne düzeyde?  
 
Bununla ilgili pek çok yorum yapılabilir ama benim yorumum bir ticari yaklaşım farklılığı. Bana göre, o dönemde Apple doğru yapmadı. Son birkaç yıl öncesine kadar kapalı bir sistemdi. Sadece kendi donanımı için yazılım, sadece kendi yazılımı için donanım üretiyordu. Bu nedenle de kendi kapitalini sınırlıyordu.  
 
Oysa bugün baktığınızda artık herkes birbiriyle uyumlu çalışmaya başladı. Apple teknolojik olarak hep önde olmasına rağmen pazarlama gücü zayıf olduğu için tüm kitlelere ulaşamadı. Bence en önemli neden bu. Apple hep teknolojik olarak önderliği sağlamak iddiasında oldu. Geniş tabanda teknolojiyi biraz ucuzlatmak için teknolojiden feragat etmek gerekiyor. Apple bunu yapmadı. Bence bu da ticari bir yanlıştı. Çünkü, ihtiyaca baktığınız zaman, geniş kitlelerde herkesin her zaman en iyiye ihtiyacı olması gerekmez.  
 
Son dönemde Apple’da ciddi değişiklikler var. Bunlardan en önemlisi iPod. Apple, iPod’u çıkardı, piyasaya sürdü, ürün çok tuttu. Apple burada eskiden olduğu gibi hareket etseydi iPod sadece Mac dünyasında kullanılabilecekti. Çok sevimli, güzel bir ürün olacak ama küçük bir pazarda kalacaktı. Oysa Apple kısa süre içinde iPod’u ve iTunes yazılımını PC uyumlu hale getirdi. Sonuçta iPod herkesin kullanabileceği açık platformda bir ürün haline geldi. Bugün inanılmaz bir patlama yapmış durumda. Şu anda pazar payı dünyada yüzde 30’un üzerine çıktı.  
 
Bu herhangi bir teknolojik ürün için de inanılmaz bir rakam. Sonuçta Apple’ın kendi teknolojisini bağımsız bir platforma koyduğu zaman ne kadar başarılı olabileceğinin de çok ciddi bir göstergesi.  
 
Başka neler değişti?  
Apple işletim sistemini de Unix tabanlı bir sisteme çevirmiş durumda. Burada da çok iddialı bir yaklaşım izlendi. Sadece sunucularda değil, diz üstü bilgisayarlarda da uyum sorununu ortadan kaldırıldı. Şu anda Apple’ı, Microsoft tabanlı bir network’e de bir client olarak bağlayıp anında kullanabiliyorsunuz.  
 
Apple’ın son dönemdeki büyümesinin bir nedeni de, geçmişte yaptığı hataları telafi ediyor olması. Ancak, diğer yandan hedef pazar da çok önemli. Apple’ın hedef pazarı, PC hedef pazarı ile birebir örtüşmüyor. PC, A’dan T’ye kadar bir pazara hitap ediyor, her şeyin en iyisini yapmak isteyen kişiler için fiyat-performans tarafında zorlanıyor. Apple ise M’den Z’ye bir pazarı hedefliyor. Sonuçta bizim hedefimiz, bilgisayarı hesap makinesi ya da daktilo olarak kullanan insanlar değil. Apple’ın makineleri üzerinde her zaman bir katma değer var. Apple kişilerin bilgisayarı hobilerinde de ileri derecede kullanabilmelerini istiyor. Buna yönelik talepleri karşılamak istiyor.  
 
Apple hiçbir zaman dünya bilgisayar pazarının yüzde 50’si gibi bir oranı hedeflemiyor. Kendi içerisinde hedeflediği kısmı yani iyi olduğu kısımda baskın olmak istiyor. Biz Apple’a dijital yaşam için “hub” diyoruz. Dijital yaşam konusuna meraklı olan kişilerin vazgeçilmez ürünü olmasını istiyoruz.  
 
Apple son dönemde iPod ile büyük başarı yakaladı. Bugün dünyada ne kadar iPod kullanıcısı var, önümüzdeki dönem ne kadar olacak?  
 
Dünyada şu anda 3 milyona yakın iPod satılmış durumda. Bu rakamın yarısı son 6 ayda satıldı. Pazarda ürüne çok ciddi bir talep var. Bugün teknolojide pek çok ürün piyasaya çıkıyor. Bazıları tutuyor, bazıları tutmuyor. Başarılı olanların arkasında kullanıcıların memnuniyeti yatıyor. iPod bu konuda çok başarılı. Ürün performansı çok iyi. Tasarımı çok iyi. Alanında “market maker” konumunda.  
Türkiye’de maalesef yurtdışından alıp gelenler de olduğu için tüm pazarı göremiyoruz. Ancak, tahminimiz 2-3 bin arasında kullanıcısı olduğunu yönünde. Trend artmaya devam ediyor. Ekim-Kasım-Aralık aylarında bugüne kadar satılan kadar iPod satmayı planlıyoruz. Diğer yandan kendi kanalımız dışında bazı kanalları devreye soktuk. Vatan Bilgisayar, Bimex , eStore bu kanallardan bazıları. Bu kanallarda çeşitli kampanyalar yapılıyor. Bu kampanyalar da satışlarda etkili olacak diye düşünüyoruz.  
 
iPod’un rakipleri kimler? Pazardaki rekabet nasıl?  
 
Biz aslında kimseyi rakip görmüyoruz. Mutlaka çok değerli, iyi markaların çok çeşitli ürünleri var. Ancak iPod’un bütünleşik bir kalitesi var. Görüntüsünden, ses teknolojisine, yazılımın kalitesine kadar hepsi bir bütün. Böyle baktığınız zaman rakip yok. Yüzde 30 pazar payına yakın ikinci bir rakip bulmak zor. Görüntüsünü taklit eden var. Kapasitesi çok iyi ama yazılımda problemler var, takılıyor. Böyle ürünler söz konusu. Önümüzdeki dönemde çok ciddi rakip olacağını da sanmıyorum. Örneğin mini iPod çıktı. Bu ürün ABD pazarını doyuramadığı için Avrupa’ya 7-8 ay sonra verilecek. Bu aletteki teknoloji başka hiç kimsede yok. Son iki çeyrekte 4-4,5 milyon dolarlık satış hacmine ulaşılmış durumda.  
 
DİJİTAL YAŞAMDA SON TRENDLER  
 
BEYAZ EŞYA YERİNE IPOD  
 
Son 30 yılın ekonomisinin lokomotifi olan beyaz eşya, otomotiv, ilaç gibi sektörlerdeki talep kadar teknolojideki trendler de ön plana çıktı.  Bulaşık çamaşır makinelerinin fiyatlarıyla iPod gibi ürünlerin fiyatları aynı olmaya başladı. Harcamalar artık elektroniğe doğru kaymaya başladı.  
 
Görüntü De Taşınabilecek  
 
Cep telefonları, PDA’ler, çok yüksek kapasiteli ses cihazları ortaya çıktı. Bugün ses taşınabiliyor. Önümüzdeki dönem muhtemelen görüntünün taşınabilirliği söz konusu olacak. Cep telefonlarının, el bilgisayarlarının ileri versiyonlarında ses ve görüntü birarada taşınacak. Örneğin müzik dinlerken klipini de birlikte izleyebileceksiniz.  
 
Entegre Sistemler  
 
Artık cep telefonlarınızı kredi kartı provizyonu için de kullanılabiliyor. Finans tarafındaki uygulamalar çeşitlenecek. Taşınabilir cihazlar evde kullandığınız ısıtma sistemi, aydınlatma vb evdeki sistemlerinizle birlikte kullanılmaya başlanacak. Ve hepsinin ortak paydası da bilgisayar olacak.  
 
Teknoloji Ucuzluyor  
 
Bütün bu sistemler ilgili yazılımlar sayesinde bilgisayar üzerinden konuşacak. Önümüzdeki dönem bu teknolojiler de çok ciddi biçimde ucuzlayacak. Daha doğrusu ürüne sahip olmak kolaylaşacak. İleri teknolojili ürünleri daha kolay satın alabileceğiz.  
 
Türkiye’de Trend Aynı  
 
Bundan 4-5 yıl önce Arçelik-Beko televizyon satın almak için nereye gideceğiniz belliydi ancak bilgisayar satın almak istediğinizde nereye gideceğiniz belli değildi. Son dönemde bu adresler de belli olmaya başladı. Dağıtım kanalları önümüzdeki dönem daha da çeşitlenecek. Tüketici ürüne, ürün tüketiciye daha kolay ulaşacak.  
 
MAC KULLANIMI EĞİTİM SEKTÖRÜ İLE ARTACAK  
 
Bugün ne kadar Mac kullanıcısı var. Bugün Mac kullanımının en yüksek olduğu pazarlar hangileri; bu pazarda kullanımın yüksek olması neden kaynaklanıyor?  
 
Elimizdeki verilere göre, Türkiye’de 30-35 bin arasında Mac kullanıcısı var. Dünyada tüketici ve profesyonel kullanım alanı eşit. Masaüstü yayıncılık alanında en çok tercih edilen ürün. Reklamcılık, matbaa gibi sektörlerde de önde. Son dönemde video tarafında da Apple’ın kullanımı artıyor.  
 
Yurtdışında eğitim alanında pazarın dörtte biri Apple’a ait. Türkiye’de henüz yurtdışındaki kadar büyük pazar değil ama kullanan okullar var. Buradaki pazar payımızı artıracağımızı düşünüyoruz. Eğitim mutlaka görsel yapılması gereken bir şey. Bugün eğitim araştırmaları gösteriyor ki, öğrencilerin teknoloji ile ilişkisi arttıkça, motivasyonu ve başarısı da artıyor. Okullarda Apple’ın kullanılmasının tercih nedenlerinden biri de kullanım kolaylığı ve fonksiyonelliği. Sonuçta eğitim Apple’ın bütün dünyada en iddialı olduğu sektörlerden biri. ABD’de eğitim sektöründeki payı yüzde 25’e ulaşmış durumda.  
 
Türkiye’de de 2004 yılında ciddi büyüme beklediğimiz alanlardan biri eğitim olacak. Bugün hali hazırda Güzel Sanatlar ve İletişim Fakülteleri’nden, Diş Hekinliği’ne, Fen Bilimleri ve Mühendislik Fakülteleri’nden Ziraat Fakülteleri’ne kadar üniversitelerin birçok alanında Apple’ın ses ve görüntü laboratuarları kullanılıyor.    
 
IPOD TEKNOLOJİSİ NELER SUNUYOR?  
 
Bin Şarkılık Arşiv  
 
IPod 160 gram ağırlığında cebinizde taşıyabileceğiniz bir cihaz. Bugün evinde 100 tane CD olan bir kimse 10 tane şarkıdan bin şarkılık bir arşivi var demektir. Evinin içerisinde bunlar içerisinde X bir tanesini bulması ne kadar vakit alır, seyahate giderken ne kadar CD’sini yanına alabilir. iPod bütün bunlara olanak sağlıyor. Evinizdeki müzik setine bağlayabiliyorsunuz. Özel bir kabloyla arabanızdaki CD çalar’a bağlayıp dinleyebiliyorsunuz. SİZE ÖZEL SİSTEM Bütün müzik arşivinizi bu küçük alet içerisinde toplayabiliyorsunuz. Size özel klasifikasyonlar yapabiliyor. Örneğin kayıt tutuyor. En çok dinlediğiniz parçaları ayrı bir dosyada listeliyor. iPod gerçekten müzik dinlemesini seven insanlar için ideal bir cihaz.  
 
Akıllı Bir Hafıza  
 
Diğer yandan sadece bir mp3 çalar da değil. Aslında aynı zamanda 40 gigabyte’lık bir storage. Bugün pek çok bilgisayarda bile bu kadar yüksek bir hafıza yok. Tüm sunumlarınızı, fotoğraflarınızı, text kayıtlarınızı burada saklayabiliyorsunuz. iPod’un kendi üzerinde bir de ajandası var. Bildiğiniz bir PDA ajandası gibi. iPod’ın PDA’den tek farkı üzerinden veri girişi yapamıyor olmanız. iPod’a sadece bilgisayarınızdan giriş yapabiliyorsunuz. iPod’da word dokümanlarını text olarak okuyabiliyorsunuz.  
 
Oyun Parkı Gibi  
 
Üzerinde oyunlar var. Bunlar standart özellikleri. Bunların dışında bazı ufak aksesuarlarla çok daha farklı işler de yapabiliyorsunuz. Örneğin ses kaydedebiliyorsunuz. 28 günlük ses kayıt kapasitesi var. Fotoğraf makinesi olan bir kişisinin iPod almaması bir eksiklik. FOTOĞRAF ALBÜMÜ Digital makinesi olan herkes çektiği fotoğraflarını saklamak ister ve bunun için yedek hafıza satın alır. Bugün “flash memory” adı verilen bu yedek hafızaların 1gigabyte’lık olanları 200-250 dolardan başlayarak satışa sunuluyor. Oysa en küçük iPod 15gigabyte ve fiyatı da çok daha uygun. Sadece 319 euro. Walkman ilk çıktığında 3 tane kaset dinlemek için satın alınıyordu. Şimdi on bin tane CD dinleyebilmekten söz ediyoruz. Önümüzdeki dönem çok daha fazla kullanıcısı olacak.  
 
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz