Outsourcing’de Lider Olacağız

Ateş Gönen / T-Systems Genel Müdürü   T-Systems, Alman telekom devi Deutsche Telekom’un BT şirketi. Türkiye’deki geçmişi çok fazla değil. BT ve telekomda bütünleşik hizmetler sunma hedefi...

1.07.2003 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ateş Gönen / T-Systems Genel Müdürü  
 
T-Systems, Alman telekom devi Deutsche Telekom’un BT şirketi. Türkiye’deki geçmişi çok fazla değil. BT ve telekomda bütünleşik hizmetler sunma hedefi ile yola çıktı. Şirketin Türkiye genel müdürü Ateş Gönen, telekom pazarının liberalleşmesinden sonra hızlı büyüyeceklerini söylüyor. Dış kaynak kullanımı başta olmak üzere, faaliyet alanlarında iddialı hedefleri olduğuna dikkat çekiyor. Gönen, “Dış kaynak kullanımında beşinci sıradayız. Ancak, 3 yılda liderliği hedefliyoruz” diye konuşuyor.  
 
T-Systems, Türkiye için oldukça yeni bir şirket. Henüz bir yılını bile tamamlamadı. Türkiye’deki resmi açılış tarihi Şubat 2002. Ancak, dünyadaki tarihçesi daha eskilere gidiyor.    
 
T-Systems, aslında Avrupa telekom devi Deutsche Telecom’un dört bölümünden biri. Şubat 2001’de, Deutsche Telecom’un, Daimler-Chrysler’in BT şirketi Debis’i satın alıp ismini değiştirmesiyle kuruldu.  
 
Aslında Türkiye’deki geçmişi de Almanya’ya benziyor. Çünkü, aynı yol izlendi. T-Systems’in Türkiye’deki kökenini ise Vestel Grubu’nun BT şirketi oluşturuyor. Debis’in satın alındığı tarihlerde, Debis de Vestel Grubu’nun BT hizmetlerini veren Vestel Danışmanlık’ı satın almıştı. Böylece Vestel Danışmanlık’ın adı T-Systems olarak değiştirildi ve  yüzde 100 Deutsche Telecom sermayesiyle faaliyetine başladı.  
 
Şirketin temel hizmet alanını telekomünikasyon ve BT hizmetleri oluşturuyor. BT dış kaynak kullanımı (Outsourcing) ve sistem entegrasyonu ise alt başlıkları. Türkiye telekom pazarının henüz serbest olmaması nedeniyle telekomünikasyona yönelik çok fazla çözüm üretmiyorlar. Ancak, dış kaynak kullanımı en iddialı oldukları alan. Hedefleri ise 3 yıl içinde pazar lideri olmak.  
 
T-Systems Genel Müdürü Ateş Gönen, bu alanda çok farklı modelleri olduğundan bu hedefi tutturacaklarını söylüyor. Şu anda pazarın çok küçük rakamlarla ifade edildiğinden söz eden Gönen, şirketi ve hedeflerini Digital’e anlattı:  
 
Türkiye’de yapılanmanız nasıl?  
 
Merkez ofisimiz İstanbul Mecidiyeköy’de. Avcılar Zorlu Plaza’da bir ofisimiz var. Manisa, İzmir’de ciddi sayıda çalışanımız var. Dış kaynak kullanımı kapsamında hizmet verdiğimiz için Zorlu Grubu fabrika ve binalarında çalışanlarımız bulunuyor.  
 
Hangi alanda hizmet sunuyorsunuz?  
 
Bizim vizyonumuz, BT ve telekomünikasyonda bütünleşik çözüm sunmak. T-Systems, “Günümüz teknolojisinde telekomünikasyon ve BT birleşecek. Bu alandaki çözümler bütünleşik bir yapıda oluşacak” diyor. Yurtdışında da bu doğrultuda çalışıyor.  
 
Fakat Türkiye’ye bakarsanız, henüz pazar liberalizasyonu sağlanmadığından biz telekomla ilgili bir faaliyet yürütmüyoruz. Hizmetlerimizin tamamı BT servisleri üzerine.  
 
Biz BT hizmetlerimizi iki başlık altında topluyoruz. Bunlardan biri, BT dış kaynak kullanımı, yani “outsourcing”.... Müşterinin BT altyapılarını müşteri adına işletmek. Fakat bu içinde birçok unsur barındırıyor. Bunlardan biri donanımları bizim temin etmemiz ya da müşterinin varolan donanımlarını satın almak. Bir başkası, orada çalışan insan kaynaklarını kendi bordromuza geçirmemiz. Üçüncüsü dış kaynak kullanım işini komple yaparak müşterinin her türlü operasyonunu yürütmek. Dördüncüsünü ise bunları parça parça yapmak oluşturuyor.  
 
BT dış kaynak kullanımı neleri içeriyor?  
 
Aslında, bilişim teknolojilerinde dış kaynak kullanımı oldukça yeni bir konu. Bu işi dünyada yapan şirketler arasında Siemens Business Services ve IBM Global Services var. Dolayısıyla, bu şirketler Türkiye’de de bu işi yapıyorlar.  
 
Sistem entegrasyonuyla uğraşan şirketler de bu işe soyunuyorlar. Ancak, Türkiye’deki gerçek anlamda en büyük dış kaynak kullanımı işini biz yapıyoruz. Zorlu Grubu’nun yaklaşık 20 şirketine hizmet veriyoruz. Bütün ana bilgisayarlar, binin üzerindeki kullanıcıyla bütün SAP uygulaması ve 2 binin üzerindeki masaüstü PC… Grubun farklı illerdeki yapısını düşünürseniz, bütün iletişim ağını biz işletiyoruz.  
 
Donanımlar da bize ait. Onlardan satın aldık. BT çalışanlarını kendi bordromuza geçirdik. Teknik destek bize ait. Kullanıcının bir problemi olduğu zaman bize başvuruyor. Uygulama geliştirmeyi de talep eden olursa yaparız. Onun dışında çağrı merkezi, mobil saha uygulamaları da verebileceğimiz hizmetler arasında.  
 
Dış kaynak kullanımının genelde parça parça yapıldığını söylüyorsunuz. Türkiye’deki örnekleri neler?  
 
Şirketlerin bir kısmı bu konuya yeni ısındıkları için ana sistemlerini, ana uygulamalarını kimseye vermiyorlar. Ama PC’lerini outsource edebiliyorlar. Bu kısmi bir dış kaynak hizmeti. Ya da sadece şubelerle iletişim kurma için alınan hizmet buna örnek.  
 
Komple dış kaynak kullanımı ise ana uygulamalar, ana makineler, kullanıcılar, kullanıcıların önündeki sistemler ve iletişim ağlarını kapsıyor. İnsan kaynağı modeli ise bunlardan bir tanesi. BT çalışanlarının hizmet veren şirketin bordrosuna geçmesini kapsıyor. Onun için bu tür anlaşmalar bir ürün satışından farklı. Anlaşmalar minimum 3 yıllık. Ancak, ağırlıklı olarak 5 veya 7 yıllık hizmet kontratlarıyla yapılıyor.  
 
Dış kaynak kullanımı, sistem entegrasyonunda öne geçen bir hizmet haline gelebilir mi?  
 
Biz aslında sistem entegratörüz. Almanya’nın birinci, Avrupa’nın ikinci büyük sistem entegratörüyüz. Yaklaşık olarak Deutsche Telecom’un dörtte biri gibiyiz ve 2002 yılı ciromuz 11.3 milyar Euro. 43 bin çalışan var.  
 
Artık sistem entegrasyonunun içinde BT dış kaynak kullanımı öne çıkıyor. Şirketlerin ilgisi giderek artıyor. Çünkü, radikal bir değişiklik... Sistem entegrasyonunda böyle bir değişiklik yok. Sistem entegrasyonunda kabiliyetleri olan birinden destek alıyorsunuz. BT dış kaynak kullanımında ise bunun ötesine geçerek, bir evlilik haline dönüşüyor.  
 
Kaç şirkete hizmet veriyorsunuz?  
Dış kaynakta Zorlu Grubu’nun 20 şirketine hizmet veriyoruz. Onun dışında müşterilerimiz arasında Başak Hayat Sigorta ve birkaç küçük şirket daha var.  
 
Bir de zamanında SAP hizmeti danışmanlığı hizmetlerini yürüttüğümüz şirketlerin bir kısmında komple olmasa da kısmi işler yürütüyoruz.    
 
Sistem entegrasyonu kapsamında hangi hizmetleri veriyorsunuz?  
 
Burada birkaç hizmet var. Proje yönetimi, uygulama danışmanlığı, süreç danışmanlığı, iş danışmanlığı, yazılım geliştirme ve eğitim gibi konular öne çıkıyor. Belli odaklandığımız konular var. ERP (Kurumsal kaynak planlaması) uygulamaları bunlardan biri. SAP ve Oracle uygulamalarında hizmet veriyoruz. Bu bizim en büyük uzmanlıklarımızdan biri.  
 
Çalıştığımız eleman sayısı açısından bakarsanız Türkiye’nin birinci ERP entegratörü konumundayız. Onun dışında bir CRM (Müşteri ilişkileri yönetimi) grubu var. Tedarik Zinciri Yönetimi hizmetlerden bir diğeri. Tekstil, otomotiv ve otomotiv bayi sistemlerine yönelik, depo otomasyonu ve arşivlemeyi içeren özel çözümlerimiz var. Yine son zamanların önemli bir konusu ve bizim de önem verdiğimiz bir alan bireysel emeklilik.  
 
T-Systems’ın en büyük gelirini hangi hizmetler oluşturuyor?  
 
BT dış kaynak kullanımından daha fazla gelir elde ediliyor. Sistem bütünleştirmeden çok daha fazla. Dış kaynakta şöyle bir avantaj var: Elinizde uzun zamanlı kontratlarınız oluyor. Dolayısıyla müşteriyle uzun yıllar birlikte yaşadığınız bir yapıyı oluşturuyor. Müşteriyle organik bir bağınız var. Ayrıca, müşteriyi memnun ettiğiniz takdirde uzatılacak ikinci bir beş yıl söz konusu.  
 
Daha önce Garanti Teknoloji ile bir ortaklık girişiminiz olmuştu. Ortaklık konusunda hala planlar var mı?  
 
Bu benim dönemimden önce gerçekleşti. Garanti Teknoloji ile olan bir joint-venture teşebbüsüydü. Debis zamanında başlamış, daha sonra son nokta konmamış. Böyle girişimler sürecek.  
 
Bunun olması için uygun pazar koşullarının da oluşması gerekiyor. Bu şirketi sat-kurtul şeklinde işleyen bir mekanizma olamaz. İki tarafın da kazandığı ortaklıklar olması lazım. Sinerjinin ortaya çıkması gerek. Bizim birinci önceliğimiz BT dış kaynak kullanımı. Şirketleri satın almaktan ziyade iş ortaklığı yapmak.  
 
Türk Telekom’un özelleştirilmesinde ve liberal hale gelecek pazarda hangi konumda yer almayı hedeflediniz?  
 
T-Systems, dünyada ses, görüntü ve veri taşıyıcılık servislerini veriyor. Bunları da son kullanıcının evine giden bir yapıda yürütmüyor. Şirketlerin taşıyıcılığını yapıyor. Dolayısıyla, T-Systems gidiyor ve bir taşıyıcıyı alıyor, Deutsche Telecom’un dünyadaki network’üne çıkarıyor.  
 
Türkiye’de liberalizasyon olmadığı için böyle bir servis lisansımız yok. O yüzden telekom servislerini şimdiye kadar vermedik. Yasal platform oluştuğu zaman, taşıyıcıların taşıyıcısı olabiliriz. Örneğin bir internet servis sağlayıcıyı dünyaya bağlarız.  
 
Liberalizasyonu bekliyoruz. Sonuçta çekirdek uzmanlıklarımızdan biri telekomünikasyon. Bu konuda bizim getirebileceğimiz çok fazla farklı servis var. Bunların bir kısmı Türkiye’de hiç uygulanmamış olabilir. Bir kısmı varolanlara göre daha rekabetçi veya fonksiyonel artılar taşıyor olabilir. Ancak, şimdiden büyük bir ataklıkla konuşmak pek doğru değil. Pazar şartlarına bakmak lazım.  
 
Türkiye BT pazarındaki hedefleriniz neler?  
 
Geçen yıl Interpro tarafından açıklanan rakamlara göre biz BT dış kaynak kullanımı pazarında beşinci sıradayız. Sadece danışmanlık pazarında da beşinci sıradayız. Her ikisinde de yüzde 10’luk pazar payımız var.  
 
Pazarla ilgili birinci hedefimiz, BT dış kaynak kullanımında lider olmak. Buna 3 yıllık bir süre koyabiliriz. Şu anda bu pazar için çok büyük rakamlar konuşulmuyor. Bir araştırma 80, bir diğeri 100 milyon dolar diyor. Her şeyden önce bu rakamların çok büyüyeceğini düşünüyorum. T-Systems’ın da bu konuda farklı modellerinden dolayı Türkiye’de en cazip şirket olacağını düşünüyorum.  
 
Sistem bütünleştirmedeki hedeflerimiz de şöyle: ERP  uyarlamaları konusunda zaten Türkiye’nin bir numaralı şirketiyiz. Müşteri ve çalışan sayısı, yaptığımız işler açısından ben öyle görüyorum en azından. Buradaki liderliğimizi korumayı hedefliyoruz.  
 
CRM konusunda biraz partiler üstü bir konumumuz var. Pazardaki mevcut bütün ürünlerle çalışabiliyoruz. Bu konumu koruyacağız. Ancak, belli sektörlerde liderliği hedefliyoruz. Hedef seçtiğimiz konular var. Bunlardan biri otomotiv, biri sigortacılık, bir diğeri de perakende ve dağıtım.  
 
Tedarik zinciri konusu bizim için önemli. Bunu daha fazla gündeme getireceğiz. Bu konuda Türkiye çok bakir. Sistem entegrasyonu pazarı toplamında üç yıl içinde Türkiye’nin ilk iki şirketi arasında yer almayı hedefliyoruz.  
 
“DIŞ KAYNAK KULLANIMI EN AZ YÜZDE 15 AVANTAJ SAĞLAR”  
 
Dış kaynak kullanımı hizmetinin şirketlere faydası nedir?
 
 
Dış kaynak kullanımında müşteri yalnızca kendi işini yapmak ve işi yapmak için başka araçlarla uğraşmamayı amaçlar. İkinci olarak maliyetleri kontrol eder. Hatta böylece daha ucuza yapar. Üçüncü faydası da ofis demirbaşlarının bakımı, garantisiyle uğraşmayı yine hizmet veren şirkete bırakabilir.  
 
İşi outsource olan şirketler doğal olarak bünyelerinde yüksek bir metodoloji ve know-how bulunduruyorlar. Teknolojiyi günü gününe takip ediyorlar. Ancak, işi bu olmayan şirketlerin bu bilgiyi sürekli bulundurmaları hem çok zor hem de masraflı.  
 
Maliyetler de yapılan uygulamaya ve şirkete bağlı. Ama genelde BT dış kaynak kullanımı işlerinde en az yüzde 15’lik maliyet avantajı gerçekleşiyor. Ancak, kontrat dönemi boyunca böyle tabi. İlk günden itibaren bunu sağlamak mümkün değil. 5 yıllık bir çalışma süresinde yüzde 15 ve üzeri maliyet avantajı söz konusu.  
 
“BİREYSEL EMEKLİLİK BÜYÜK HAREKET GETİERECEK”  
 
Bireysel emeklilik pazarıyla ilgili hedefleriniz neler?
 
 
Bireysel emeklilik, Türkiye’de BT yapısının bir yasayla tanımlandığı tek uygulama. Yasa koyucu inanılmaz bir detayla bunu tanımlamış durumda. Yasa koyucu diyor ki, “Bireysel emeklilik sözleşmelilerini takip edeceğiniz bir tane uygulamanız olacak. Bunun etrafında bir çağrı merkezi bulunacak. Bu 7x24 çalışacak. Sözleşmeli buraya eriştiğinde durumunu öğrenecek. Bir internet sitesi olacak. Yine sözleşmeli buna her zaman erişebilecek. Ayrıca bilgilere EGM, SPK ve Takasbank’ta da online bağlantı olacak.”  
 
Çünkü, bireysel emeklilik sistemi, hayat sigortasından farklı. Hayat sigortasında sizin ödediğiniz parayla alınan fonlar üzerinde müdahale hakkınız yok. Bireysel emeklilikte fonlarınızı alıp satma şansınız var.  
 
Bir de yasayla tanımlanmayan parçalar var bunun etrafında. Sigorta şirketleri en büyük saha gücü kullanan şirketlerden. Burada ciddi bir satış gücü otomasyonu ve CRM konusu var. Veriler, veri ambarları ve veri işleme konusu gündeme geliyor. Siz bir sigorta şirketisiniz elinizdeki veri bankası çapraz satış tekniklerine imkan tanımalı. Yani kasko müşterisi, bireysel emeklilik müşterisi olabilir, aynı zamanda evini sigortalatmış olabilir. Bunlar tamamen CRM alanları.  
 
Dolayısıyla, bireysel emeklilik, BT dünyası için en hareketli noktalardan biri bu yıl. Ancak, nasıl bir pazar oluşacağını tahmin etmek zor. Çünkü, şirketlerin bir çoğunun aynı zamanda bankalarla bağlantısı var. O yüzden banka için yapılmış BT yatırımları bireysel emeklilik şirketleri için de kullanılabilir. Ancak uygulama alanında bir potansiyel olabilir. Bu pazar bizim için önemli.      
 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz