Yenilikçi ürünlerimizi tüm dünyaya sunacağız

Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, sorularımızı yanıtladı.

1.02.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Yenilikçi ürünlerimizi tüm dünyaya sunacağız
Ericsson, 180 ülkede telekomünikasyon hizmeti veriyor. 100 yıldan uzun bir süredir Türkiye’de de hizmet veren dev şirket, 750 kişilik kadrosuyla çalışmalarını sürdürüyor. Şirketin Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, iletişim trafiği artarken kendilerinin de bu gelişmelerin alt yapısı olan MBB, OSS/BSS ve MS alanlarına yatırım yapacaklarını söylüyor. “Bulut Bilişim, CSI ve Medya alanlarında büyüyeceğiz” diyen erdem, uzun vadede türkiye’de yaratılacak yeni ürünlerin global ürün portföyünde yer almasını hedeflediklerini söylüyor.
ünyaya telekomünikasyon sektörüne yön veren öncü markalardan Ericsson, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’ye de bu konuda çok önemli bir konumda bulunuyor. Yüz yılda uzun bir zamandır Türkiye’de faaliyet gösteren şirket, bünyesinde bulundurduğu 750 kişilik kadrosuyla Türkiye’de telekom sahasında müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, ağırlıklı olarak telekom operatörlerinin ihtiyaçlarına dönük, genel amaçlı, yeniden kullanılma olasılığı yüksek güncellenmiş yazılım ürünleri üretmeyi amaçladıklarını söylerken, insan kaynaklarına yaptığı yatırımlar sayesinde sektöründe ayrışıyor. Telekomünikasyon alanında OSS, BSS, medya ve m-commerce alanlarında öncü olduklarını ve yatırımlarının devam ettiğini belirten Erdem, diğer sorularımızı şöyle cevaplıyor:

Ericsson olarak kendinizden biraz bahseder misiniz? Bir asırdan fazla süren yolculuğunuzda nereden nereye geldiniz?
Ericsson, 1876 yılında kuruldu ve 1896 yılından itibaren de Türkiye pazarına girerek Beşiktaş Dolmabahçe’de ilk santralini kurdu. Şu anda globalde 108 bin çalışanı olan Ericsson’un 2011 yılı cirosu 35 milyar dolar, operasyonel kân ise 3,35 milyar dolar oldu. Bugüne kadar dünya genelinde 30 bin adet patent sahibi olan şirketimiz, her gün 16 adet patent başvurusu yapıyor. Ayrıca toplamda ise 22 bin AR-GE çalışanı mevcut Ericsson’un. Şirketimizin Türkiye’de ise 350 ARGE, 150 teknik destek elemanı bulunuyor. Ericsson Türkiye olarak ise toplamda 750 kişilik bir aileyiz.~

Ericsson kaç ülkede hizmet veriyor? Toplamda kaç kullanıcıya hizmet sağlıyorsunuz dünya genelinde?
180 ülkede varız. Mobil şebekelerinde toplam 900 milyon kullanıcı bulunuyor ve Ericsson’un destek verdiği mobil şebekelerde toplam 2 milyar kullanıcı var. Global mobil ses trafiğinin yüzde 40’ı Ericsson mobil şebekelerinden geçiyor. Akıllı telefon trafiğinin ise yüzde 50’sinin geçişi, Ericsson mobil şebekelerinde. 200 milyon olan LTE kullanıcısının da üçte ikisi Ericsson LTE şebekesini kullanıyor. Ayrıca yine global olarak bir yılda bin 200’den fazla şebeke kurulumu yaptığımızı söyleyebilirim. Ericsson profesyonellerini düşündüğümüzde 100’den fazla dilin konuşulması ise Ericsson’un dünya genelinde nasıl bir yer kapladığının en güzel resmi.

2013 ve sonrasına yönelik hedefleriniz neler? Ericsson bu noktada kendini sektör içinde nasıl konumlandıracak?
2020 yılına kadar 50 milyar cihaz bağlantısı olacağını ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde 9 milyar mobil telefon kullanıcısı olacağını öngörüyoruz. Mobil internet geliri 2017’ye kadar 600 milyar dolar olacak. Akıllı telefon trafiği 8 kat, tablet sayısı 13 kat ve her bir mobil cihazın data trafiği de 10 kat kadar büyüyecek. Bununla beraber toplam data trafiği 15 kat büyüme gösterirken operatörlerin data gelirlerinin büyüklüğü ise 600 milyar dolara ulaşmış olacak. Dolayısıyla biz de tüm bu gelişmelerin alt yapısı olan MBB, OSS/BSS ve MS alanlarına yatırım yapıyor olurken bulut (cloud), CSI ve medya alanlarında büyüyeceğiz.

AR-GE yatırımlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 2011-2012 AR-GE yatırımları ağırlıklı olarak hangi süreçleri içeriyor?
AR-GE çalışmaları, Ericsson kurulduğu yıllardan itibaren şirketimizin ayrılmaz bir parçası olurken günümüze kadar büyüyerek gelmiştir. Ericsson Türkiye yürüttüğü AR-GE faaliyetleri ve ürettiği ürünlerle Türkiye’deki telekom sektörü alt yapısına önemli katkılarda bulunuyor. Ağırlıklı olarak telekom operatörlerinin ihtiyaçlarına dönük, genel amaçlı, yeniden kullanılma olasılığı yüksek, tasarımı izleyen en kısa sürede pazardan geri bildirimler alarak güncellenmiş yazılım ürünleri üretmeyi amaçlıyoruz. AR-GE ve yenilikçi çalışmalar için uygun bir ortamın oluşturulması amacıyla kurulan AR-GE merkezlerimiz, bünyesinde yetkin yerli mühendis ve teknik alt yapıyı barındırıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki merkezlerimizde bulunan 500 kişilik mühendis kadromuz araştırma ve geliştirme içeriği yüksek projeler üretmekte ve gerekli teknik desteği sağlıyoruz. Türkiye’de yapmakta olduğumuz AR-GEfaaliyetlerinde gerek ulusal gerek bölgesel gerekse global telekom operatörü ihtiyaçlarına bulunacak çözümler için yoğun çaba harcıyoruz. Uzun vadeli stratejimizde, bu çaptaki AR-GE gücünden ortaya çıkacak ürünlerin Ericsson global ürün portföyünde yer alması ve bu şekilde geliştirdiğimiz AR-GE ürünlerinin sadece içinde bulunduğumuz bölgeye değil tüm dünyaya sunulmasını hedefliyoruz.~

Sektörün içinde bulunduğu konumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Telekom sektörü, inşaat ve otomotiv sektörleri gibi global ekonominin lokomotif sektörleri arasındaki yerini pekiştiriyor ve gelişimini sürdürüyor. Mobilite sosyal ağları, geliştirdiği gibi makinelerin doğrudan birbirleriyle irtibatlanması sonucu 2020 yılına kadar 50 milyar cihazın global olarak, 1 milyar cihazında Türkiye’de birbirleriyle iletişim kuracağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Bu çerçevede trendleri şu şekilde konumlandırabiliriz: Mobilitenin artması, internetin yaygınlaşması ve hızlanmasıyla geleneksel elektronik iletişim hizmetlerinin yanında çok sayıda yeni hizmet türleri ortaya çıkıyor.

Gelecekte telekom alanında yeni trendler neler olacak? Nasıl şekillenecek sektör?
Elektronik iletişim olgusu günümüze kadar daha ziyade insanlar arası ya da insan-makine arası iletişim için kurgulanmışken önümüzdeki dönemde hizmetlerin bazılarında insan ya hiç devrede olmayacak ya da izleyici konumda olacaklardır. Yani makineler doğrudan birbirleri arasında iletişim kuracaktır. M2M olarak adlandırılan bu olgu ile mobil iletişim, yeni boyutlar kazanıyor. Operatör şebekelerinde oluşan toplam trafiğin giderek artan oranda veri ve görüntü (TV, video) kaynaklı olacağı, ses kaynaklı trafiğin toplam içindeki payının giderek azalacağı ekleniyor. Bunun doğal sonuç olarak işletmeci gelirlerinde ve yatırımlarında buna paralel değişimler olacak. Mobil veri trafiğindeki artışı tetikleyen en önemli iki unsur, akıllı mobil erişim cihazlarındaki (tabletler ve akıllı telefonlar) yaygınlık ve mobil video içeriği tüketimindeki artış oldu. Mobil video trafiğinin 35 kat artarak 2015’te mobil veri trafiğinin yüzde 66’sını oluşturması bekleniyor. Aynı dönemde tablet cihazlardan kaynaklanan internet trafiğinin ise 200 kat artması öngörülüyor.~

YEREL ORGANİZASYONUMUZ ÇOK KUVVETLİ”
ÖNCELİK İNSANDA

Ericsson olarak yatırımda en önem verdikleri noktanın öncelikli olarak insan kaynağı olduğunu dile getiren Ericsson Genel Müdürü Ziya Erdem, eğitimli, kalifiye ve yüksek kaliteli bir insan kaynaklarının bulunduğunu söylüyor. “Ayrıca kuvvetli lokal organizasyonumuz var. Bu kuvvetli lokal organizasyonumuz sayesinde yıllardır müşterilerimizin hemen yanı başında bulunuyoruz.
TEKNOLOJİK LİDERLİK
Teknolojik liderliğimizin ise tam bir ayrıcalık noktasında olduğunu söyleyebilirim. LTE’de (uzun süreli evrim) ve MS’de dünya lideriyiz” diyen Erdem, telekomünikasyon alanında OSS, BSS, medya ve m-commerce alanlarında öncü olduklarını ve yatırımlarının devam ettiğini sözlerine ekliyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz