Çin yatırım kozunu nasıl kullanıyor?

24.11.2017 16:28:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çin yatırım kozunu nasıl kullanıyor?

Bir hükümetin uluslararası arenada çıkarlarını savunmasının pek çok yolu var. Bazıları askeri kaslarını kullanır. Diğerleri bölücülük veya kabadayılığa başvurur. Çin ise Asya, Afrika, Latin Amerika ve hatta Avrupa’da bile hükümetlerden istediğini alabilmek için yatırım kozunu kullanıyor. Bunun en göze batan örneği Asya’dır. Son yıllarda Pakistan’ın ABD ile ilişkileri pek çok neden yüzünden şiddetle kötüleşmişti. Çin’in büyük “Bir Kuşak Bir Yol Girişimi”nin bir parçası olan 55 milyar dolarlık Çin- Pakistan Ekonomik koridoru adındaki bir altyapı geliştirme projesi, bugün Pakistan’da hem büyümeyi hem de çok fazla ihtiyaç duyulan istihdamı yaratıyor. Buna karşılık olarak da Çin kendisine Hint Okyanusu’nda çok daha kuvvetli varlık göstermesini sağlayacak Gwadar Limanı’nı inşa ediyor. Filipinler Başkanı Rodrigo Duterte ise ABD ve Avrupa’dan gelen eleştirilerden hiç hoşlanmıyor ve Pekin ona ülkesinin az gelişmiş altyapısını iyileştirmekte yardımcı olma sözü verdi. Sırf bu söz sayesinde Filipinler Başkanı artık Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki yayılmacı iddialarına karşı sert çıkmamaya ikna oldu. Ayrıca 10 üyeli Güneydoğu Asyalı Milletler Birliği olan ASEAN’da Filipinler’in çok daha güçlü Çin yanlısı tavır takınmasını da sağladı. Malezya Başbakanı Najib Razak da ASEAN’ın Çin’e olan meyiline katıldı ve bilmukabele Güney Çin Denizi’ndeki hasmane iddialarından geri adım attı. Çünkü ülkesinin yollara, köprülere ve özellikle demiryollarına yatırım yapılmasına şiddetle ihtiyacı var. Başkan Xi Jinping’in gelecek yıllarda milyarlarca daha yatırım yapma sözü verdiği Afrika’da, Çin zaten uzunca bir süredir etkinliğini artırmak için kesenin ağzını açıyor. Çin aynı zamanda devlet destekli ama özel bir Çinli medya ve telekom şirketi olan ve 30 Afrika ülkesindeki iştirakleriyle Afrikalıların evlerine girerek Çin’in dünyaya karşı bakış açısını aktaran ve Çinli içerikler yayan StarTimes aracılığıyla da Afrika’nın dört bir köşesinde sesini duyuruyor. 2010 yılından bu yana BRICS grubunun bir üyesi olarak Güney Afrika; Çin’in büyümesini destekleyen, doğal kaynaklara erişmesini sağlayan ve dolayısıyla onun bu bölgedeki politik nüfuzunu artıran Güney Afrika Kalkınma Topluluğu’na Çin adına kapı aralıyor. Çin bugün Güney Afrika’nın en büyük ticaret ortağı ve bu iki ülke 2015’te 6,5 milyar dolar değerinde ticari anlaşmalara imza attı. Güney Afrika hükümeti Çin’in bu yatırım azmini, Çin’de istenmeyen adam ilan edilen Tibetli Dalai Lama’nın 2009 yılından beri üç ayrı vakada Güney Afrika’ya girmesine izin vermeyerek ödüllendirdi, gerçi Güney Afrikalı resmi makamlar bunu inkar ediyorlar. Çin daha şimdiden Kenya şehirleri Nairobi ve Mombasa arasında hızlı ray bağlantısı kurdu ve Kenya hükümeti de karşılığında Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki bölgesel iddialarına ve Pekin’in Uluslararası Para Fonu’nu Çin’in para birimini Özel Çekme Hakları Sepeti’ne katmaya ikna etmeye yönelik çabalarına destek vererek şükranlarını ifade etmiş oldu. Çin, bugün Brezilya, Şili, Küba, Peru ve Uruguay’ın en büyük ihracat pazarı haline gelmiş durumda. Ancak gelinen son durum sadece Çin’in onlardan emtia almasıyla sınırlı değil. Bu ülkeler ve artı Bolivya, artık Çin’den dünyanın hiçbir yerinden yapmadıkları kadar ithalat yapıyor. Panama da bu hikayenin kısmen bir parçası oluyor, zira Çin’in Panama Kanalı’nın genişletilmesine yaptığı yatırımlar sayesinde Çin’in büyük yük gemileri Atlantik’e ve ABD’nin doğu sahil şeridine ulaşabilecek. Çin bu stratejisini, liderleri halen sanki tüm dünyanın kendilerine önderlik yapmasını bekliyormuş gibi davranan Avrupa’ya bile taşımış durumda. Çin’in yaptığı en son yatırım, kendisine AB tarafından kemer sıkma ve acı reçete dayatmalarıyla bunalmış bir ülke olan meteliksiz Yunanistan’aydı. Yunanistan aslında Bir Kuşak Bir Yol projesi aracılığıyla Çinli yatırımları çekiyor. En öne çıkanı ise bugün Akdeniz’in en işlek limanı olan Piraeus’daki Yunan ticari liman alanını işleten Çinli bir devlet şirketi. Yunanistan AB’nin BM insan hakları konseyine Xi Jinping’in ülke içinde siyasi muhalefeti yasaklamasını eleştiren şikayetini bloke etti ve The Hague’de (Lahey’de) Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki bölgesel iddialarına destek veren Macaristan’a katıldı. Kıdemli bir Yunan resmi görevlisi geçen ay, “Avrupalılar Yunanistan’a karşı orta çağdan kalma asalaklarmış gibi muamele ederken Çinliler para getirmeye devam ediyor” demişti. Burada ABD, Avrupa Birliği ve acilen ihtiyaç duyulan yatırımları ülke içi politik şartlara bağlayan herhangi başka bir uluslararası oyuncu için alınması gereken bir ders var. Trump Amerika’nın gücüyle böbürleniyor, ancak büyük meblağlı çekler yazmakla hiç ilgilenmediğini de açıkça belirtiyor. Şimdi gelin para alıcıların gözünden Çin’e bir bakalım. Çin ihtiyacı olan hükümetlere ve ülkelere çok iyi anlaşmalar sunuyor ve karşılığında ne bir risk ne de ödün talep ediyor. Bu stratejinin geleceğiyle ilgili tek sorun, onun ileride nereye kadar başarılı olacağında yatıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz