Eski bir İskoç deyimi “Gösterdiğin yola önce sen
çıkacaksın” diyerek liderliğin karmaşıklığını son
derece yalınlaştırıyor. Bu liderlik vizyonunda,
ortada gerçekten bir “yol”, ilk yola çıkma cesareti
ve grubun sorumluluğunu üstlenme arzusu olduğu
vurgulanıyor.
Ben liderliğin böylesi bir tanımı hakkında
azgın nehirlerde amatör bir raftingci
olarak 30 yıl boyunca hobi şeklinde ilgilendiğim
dönem boyunca çok defa derinlemesine
düşünmek zorunda kaldım.
Bu maceralar bana muhtaç durumdaki
insanlara liderlik yapma konusundaki
incelikler konusunda çok fazla şey
öğretti. Aile şirketlerine danışmanlık
yapmakla geçen profesyonel hayatımda
o nehir maceralarımdan öğrendiğim
derslerin fevkalade faydası oldu. Bazılarını
özetlemek gerekirse:
1Etkili liderlerde daha güçlü bir “şimdi”
anlayışı vardır. Küreğe yeni başlayanlar
genellikle içinde bulundukları
kayığın pruvasından ötesine geçmeyecek
kadar küçük bir “şimdi” anlayışına
sahiptir. Çünkü onlar ya kayalarla çevrelenmiş ya da sahildeki
çalılıklarla kuşatılmıştır. Onların şimdileri o kadar
küçüktür ki bir engeli görüp ona tepki vermelerine mahal
kalmadan onun tuzağına düşerler. Aksine lider rehberde
ise şimdi, kendi hislerinin izin verdiğinin çok daha uzağına
bakar ve diğerleri henüz algılamadan bile önce sorunlara
karşı tepki verir.
2Akıntıda kalmak. Tecrübeli kürekçiler neredeyse bilinç
dışı bir şekilde akıntıyla aynı yönde kalırken küreğe
yeni başlayanlar ise sürekli olarak ana akıntıdan kurtulmaya
çalışarak çok fazla çaba harcamalarına rağmen azıcık yol kat
eder. Aynısı pazaryerlerindeki akıntılar için de söylenebilir.
İyi liderler akıntıyla kavga etmez. Akıntıyı okurlar, diğerleri
birbirinin peşi sıra iş hayatının anaforlarına ve girdaplarına
kapılıp giderken onlar bu akıntıdan kendi amaçları doğrultusunda
faydalanır.
3Herkesi gözünün önünde tutmak. Nehir rehberinin
sadece kimse görmeden önce nelerin yaklaşmakta
olduğunu görmesi değil ama aynı zamanda kendisini
takip edenlerle göz teması da kurması gerekir. Liderin
görüş alanı dışında kalan herkesin başı liderin bilgisi
dışında ciddi bir şekilde tehlikeye girebilir. Herhangi
bir şirket lideri için de organizasyonuyla sürekli temas
halinde olmak çok önemlidir, özellikle de hızlı büyüme
veya pazaryerinde ani dönüşlerin olduğu dönemlerde.
4Kendi “varlığını” mevcut duruma uydurmak. Liderin
fazlasıyla buyurgan ve onun takipçilerinin de kendilerine
söyleneni harfiyen yapmak zorunda olduğu dönemler
vardır. Ancak böylesi bir durum sadece tehlikeli anlarda geçerlidir
ve nadiren çok uzun sürer. Çoğu zaman (liderlerin
kendilerine becerikli takipçiler bulmuş
ve onları yetiştirmiş olmaları şartıyla)
liderler görünmez olur ve kendilerini
takip edenlerin tecrübelerine güvenirler.
2 bin 500 yıllık bir strateji kitabı olan
Savaş Sanatı’nda liderlik zeka, güvenilirlik,
insancıllık, cesaret ve disiplin
terimleriye tanımlanır. Ancak yazar Sun
Tzu, onlardan herhangi birine aşırı güvenmenin
takip edenler arasında öngörülebilir
sorunlara yol açabileceğinden
bu meziyetlerin birbiriyle dengelenmesi
gerektiğini de ilave eder. Ben şahsen
aile şirketlerinde sıklıkla liderlerin bir
ebeveyn veya çocuk olarak oynadıkları
kendi rollerinde insancıl ve sevecen olmak
ile bir yönetici veya patron olarak
sert ve disiplinli olmak arasında bocaladıklarını
görüyorum.
5Takipçileri liderlerine güvenecek kadar cesur olduklarında
liderler çok daha etkili olur. Her ne kadar bu
cesaret hem takipçilerin hem de liderin tutumuna bağlı
olsa da takipçiler arasında onun yaratılmasına yardımcı
olabilecek birtakım şeyler de vardır. Takipçilerin liderin
kendilerine her zaman gerçekleri anlattığına, onun ne yapmaları
gerektiği konusunda işinin erbabı olduğuna, becerikli
bir şekilde düşünüp iletişim kurduğuna ve kişisel riskler
almak uğruna kendilerini koruyacağına inandıkları zaman
bu güven duygusu çok kolay kurulur. İyi şirket liderlerinin,
çalışanlarının kendi liderliklerini kabullenmelerinin bazen
cesaret gerektirdiğini akıllarından çıkarmaması gerekir.
Her ne kadar biz liderliği görür görmez anlıyor olsak da
onu kapsamlı bir şekilde tarif etmek çok zordur. Nehirlerde
ve yöneticilere koçluk yapmakla geçen yıllarım, bana
liderlerin çok çeşitli liderlik tarzlarıyla pek çok farklı şekillerde
ortaya çıkabileceğini öğretti. Ayrıca yaşamlarımızın
farklı noktalarında farklı yollardan liderlik yaptığımızı da
keşfettim. Ancak sonunda anladım ki en mükemmel liderler,
diğerleri korkuya kapılmışken kendisi sakin kalabilen,
orada hep birlikte neden durduklarını net bir şekilde bilen
ve grubun kendine ait bir yaşamı olduğunu kavramış insanların
arasından çıkıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?