Artı Yaşam Kariyer - Jeffrey Pfeffer

İşe Alımda 3 Kritik HataSoru: Yakın zamanda yeni bir elemanı işe aldık. Ama şu anda gerçekten büyük bir hayal kırıklığı içindeyiz. CV’sini dikkatle inceledik ve işe almaya karar verdik. Eğitim geçm...

1.03.2010 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

İşe Alımda 3 Kritik Hata
Soru: Yakın zamanda yeni bir elemanı işe aldık. Ama şu anda gerçekten büyük bir hayal kırıklığı içindeyiz. CV’sini dikkatle inceledik ve işe almaya karar verdik. Eğitim geçmişi ve yetenekleri o anda bize mükemmel görünmüştü. İşimiz hakkında yeterli tecrübeye de sahipti. Aynı şekilde referansları da oldukça parlaktı. Ne var ki yıldız adayımız umduğumuz gibi çıkmadı. Orta ölçekli bir şirketiz, bu yüzden de bu tür durumlar için profesyonel destek almamızı sağlayacak bütçeye sahip değiliz. Bu sorunu kendimiz çözmemiz gerekiyor. Geçmişte nerede hata yaptığımızı hala anlamadık. Bu arada, buna benzer durumları uzun bir süredir yaşıyoruz. Nerede yanlış yaptığımızı merak ediyoruz. (Ebru Dönmez/Bursa)

Yanıt: İyi adayları işe almak zordur ve şirketinizin dışında birçok şirket de bunu yanlış yapıyor. Şirketlerin yaptığı 3 büyük hata var: Birincisi, özgeçmişlere dayanıyorlar. En azından ABD’de insanlar, genellikle özgeçmişlere dayanıyor ve eğitim düzeyiyle ilgili kafamızda en azından olumlu şeyler kurarak yapacakları işin ve sorumlulukların önüne bunu koyuyoruz. Yani özgeçmişler, insanların neler yaptığı hakkında fazla şey anlatmaz. Bazen doğru olmayabildikleri gibi sadece insanların çalıştıkları belirli pozisyonları anlatır; o işleri ne kadar iyi yaptıklarını değil. Özgeçmişler size, insanların gelecekteki kapasitelerini ve yeteneklerini de anlatmaz. Peter İlkesi’ni hatırlayın… İnsanların yetersizliklerinin ortaya çıkmaya başladığı bir seviyeye terfi etmesiyle ilgili fikir. Bir insanın son işi, onun yetenek düzeyinin ötesinde olabilir ya da o şahıs daha önce hiç açığa çıkarılmamış yeteneklere sahip olabilir. Bir özgeçmişe bakarak bunlardan hangisinin doğru olduğunu anlayamazsınız.

İkincisi, eleman alımlarında iş görüşmesine dayanmaktır. İş görüşmesiyle ilgili literatür oldukça fazladır. Buna göre insanlar, kendilerine benzeyenleri işe alma eğilimindedir. Bir seçme aracı olarak iş görüşmeleri de geçerli kabul edilmemektedir.

Üçüncüsü, insanların eğitsel yeterliliklerine bakıyoruz. Ne Steve Jobs ne de Bill Gates üniversite okumamıştır. Universal Studios’un başkanı Ron Meyer liseyi zorlukla bitirmiştir. Okulda başarılı olmak için gerekeli olan şeyle bir işte başarılı olmak için gerekli olan şey arasında bağlantı kurulabilir (kurulmayabilir de). Bu, işe ve gerekliliklerine bağlıdır.

Referanslar da mutlaka işe yaramak durumunda değildir. Hiç kimsenin eski çalışanı için olumsuz şeyler söylemek için özel bir nedeni yok. İlk olarak şahıs, “stratejik iş bulma yöntemini” kullanıyor olabilir ve böylece şirket onu kovmanın mali sıkıntısından kurtulmaya çalışıyor olabilir. İkincisi, birisi hakkında olumsuz bilgi sağlamakla ilgili potansiyel yasal riskler vardır. Yapılabilecek en kolay ve en uygun şey, kayda değer çok az şey söylemek ya da kayda değer hiçbir şey söylememektir. Böylece referans veren potansiyel bir intikamdan kurtulmuş olur.

Yapmanız gereken şey, yeni insanlar için en güvenilir olan izleme yolunu kullanmaktır. Bu da şaşırtıcı olmayan biçimde, onlara gerçekte yapacakları işe benzer bir görev ya da görevler kümesi vererek onları izlemektir. Bir satıcı mı alıyorsunuz? Ona şirketle ilgili gerekli bilgileri ve biraz zaman verin, daha sonra da size ve meslektaşlarınıza bir satış sunumu yapmasını isteyin. İstatiksel analiz bölümüne birini mi alıyorsunuz? Ona birtakım veriler ve cevaplaması için bazı sorular verin.

Kimse kimsenin bir işi gerçekten yapmakta olduğu gibi yapacağını öngöremez. Eğer birileriyle birlikte çalışması gerekiyorsa onu bir gruba yerleştirin ve karşılıklı etkileşimlerini izleyin. Evet, bu zaman alır. Ama işe alım hatalarının maliyeti, şirketinizin de öğrenmiş olduğu gibi yüksektir. Yani bu işi doğru yapmalısınız.

Asistanınıza Düşük Ücret Vermeyin
Soru: Bir iletişim ve pazarlama danışmanlığı şirketinin sahibiyim. Bana destek olacak bir kişisel asistan arıyorum. Ne tür özellikler aramalıyım? Böyle bir görev için hangi yetenekler idealdir? İşe almaya karar verirken hangi noktaları göz önüne almalıyım? (Selmin Asker/İstanbul)

Yanıt: İyi bir kişisel asistan hayatınızı harika kılabilir ve işinizin çok daha düzgün yürümesini sağlayabilir. Kötü olanı ise gerçek sorunlar yaratabilir. Yani işe alırken dikkatli olmalısınız. İlk tavsiyem, çok iyi özelliklere sahip başvuruları çekebilmek için bu konumla ilgili yeterli ödemeyi yapmanızdır. İyi bir kişisel asistan, zamanınızın ve çabalarınızın değerini etkin biçimde yükseltmenize yardım edebilir. Bu nedenle iyi bir asistan sizin “klonunuz” gibidir. Çünkü zamanınızı verimli kılarsınız ve kendinizden “daha fazla” verim alırsınız. Bu pozisyon için düşük ücret vermeyin.

İkincisi, iyi iletişim özelliklerine sahip birini istiyorsunuz, hem yazılı hem de sözel olarak. Asistanlar, iletişimi genellikle sizin yararınıza yapacaktır ve bunu da etkin biçimde yapmalıdır. Yani olası adayları dilbilgisi, telaffuz ve etkili mektuplar, anlaşmalar yazabilme sınavlarından geçirin.

Üçüncüsü, asistanınızın size yardım edebilmesi için tercihlerinizi ve çalışma tarzınızı anlaması ve hızla öğrenmesi gerekmektedir. Bu da onların ne kadar dikkatli olduğunun ve karşısındaki anlamakla ilgili ne kadar hızlı empati kurduğunun ölçülmesini gerektirir.

Dördüncüsü, açık seçik talimatlar vermeye çok zaman harcamak istemiyorsanız iyi bir asistan, hazırlıksız ya da yarı hazırlanılmış durumlarda işini yapma yeteneğine sahip olmalıdır. Başka bir deyişle görevleri tanımlama ve yerine getirme konusunda inisiyatif alabilme yeteneğinde olmalıdır. Bu da belirli bir derecede, diğer bir önemli nitelik olan yaratıcılığı gerektirir.

Müşterilerinizi Yeteneklerinizden Haberdar Edin
Soru: İnsan kaynakları alanında faaliyet gösteren bir danışmanlık firmamız var. Pazarlama, İK ve iletişim çalışmalarımızda ne tür değerleri ve kanalları kullanmalıyız? (Eren Biçici/Kocaeli)

Yanıt: Bir danışmanlık firmasını pazarlamak esas olarak, potansiyel müşterilerinizi yeteneklerinizden haber etmeyi gerektirir. Bunu yapmanın en iyi yolu, firmanızdan insanların ve diğer uzmanların konuşma yapacağı seminerler ya da konferanslar gerçekleştirmektir. Hewitt’ten CSC’ye kadar bunu kusursuz biçimde yapan sayısız kuruluş biliyorum. Dışarıdan bir ya da iki üst düzey konuşmacıyı davet ediyorlar. Böylece de dikkat çekiyor ve etkinliğin saf bir pazarlama çabası olarak görülme şansını azaltıyorlar. Daha sonra gündemin bir parçası olarak firmalarından insanlar, şirketin uzmanlık alanlarıyla ilgili sunumlar yapıyor. Gün esnasında ya da bir kısmında, insanlar gelmeye başladığında firmadan insanlar, müşterilerle ve potansiyel müşterilerle oturuyor, ilişkiler kuruyor, onların ihtiyaçlarını öğreniyor ve yeni proje ve işler için mesafe kat etmeye başlıyorlar. Bu “yumuşak satış” kısmen, karşılıklılık normunu harekete geçirerek oluyor; kendileri için etkinlik düzenlenmiş olanlar, özellikle de etkinliği beğenir ve bir fayda edinirlerse kendilerini davet eden firmaya karşı borçluluk hissetmektedir. Sonuç olarak da firmaya daha fazla iş sağlama konumuna gelirler.

Bu tür etkinlikler aynı zamanda bir görüntü de inşa eder. Araştırmalar, insanların kendilerine tanıdık geleni seçtiklerini göstermektedir. Bir firmanın etkinliklerine katılmış olan insanlara, o firma daha dikkat çekici ve tanıdık gelmektedir. Bu nedenle de işleri için o firmayı tercih etme eğiliminde olmaktadırlar.

Etkinliklere ek olarak, bir görüntü kazanmanın diğer bir yolu da tanıtım yazıları ya da raporlar ve aynı zamanda bültenler hazırlamaktır. İster yazılı kopya isterse e-posta ya da her iki şekilde olsun bu tür rapor ve bültenler, aynı zamanda karşılıklılık normunu harekete geçirerek potansiyel müşterilere değer sağlar. Ve bu iletişim kanalları firmanızın adını potansiyel müşterilerin gözü önünde tutar.

Yapmanız gereken diğer bir şey de gazeteler ve dergiler için makaleler yazmak ve muhabirlerle ilişkiler kurmaktır. Günümüz dünyasında yayınlar üzerinde büyük bir mali baskı vardır; reklam gelirleri düştü ve reklamlar internete göç ediyor. Bu nedenle de birçok yayın daha küçük bir ekiple çalışmaktadır. İşlerini daha iyi yapmalarında onlara yardım edebileceğiniz insanlarla ilişkiler kurarsanız, size minnettar olacaklar, sizi ve firmanızı bir içerik ve bilgi kaynağı olarak kullanacaklardır. Bu da firmanızın markasını oluşturmasını ve adının potansiyel müşterilerin zihninde yer almasını sağlar.

Son bir tavsiyem daha var. Birçok danışmanlık firması, insan kaynakları alanında da bir şirketi ayağa kaldırmanın en iyi yolunun, herkesin dediklerini demek ve insanların duymak istediklerini söylemek olduğuna inanmaktadır. Buna katılmıyorum. Kendi duruşunuz olmalı ve bunu dışarı göstermelisiniz. Verilere dayanan, ilginç sözleriniz olması önemlidir, düşünce ve fikirlerinizin kalitesiyle bilinmek de. Bu da kendini göstermeyi ve sürüden farklılaşmayı gerektirir.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz