Aşırı baskı sendromu

Dünyaca ünlü yönetim gurusu JEFFREY PFEFFER, yeni kitabı “Dying for a Paycheck”te (Maaş Çeki İçin Ölmek) daha önce pek de araştırılmamış, ilginç bir konuya dikkat çekiyor...

29.11.2018 11:53:000
Paylaş Tweet Paylaş
Aşırı baskı sendromu

Yapılan araştırmalara göre, çalışanların yüzde 61’i iş ortamındaki stresin onları hasta ettiğini ve yüzde 7’si de bu stres nedeniyle hastanelik olduğunu belirtiyor. İş stresi Amerikalı işverenleri her yıl 300 milyar dolar zarara uğratıyor. Üstelik yılda 12 binden fazla kişinin de ölümüne neden oluyor. Bu rakamlar Çin’de daha da radikal boyutlarda. Ülkede 1 milyon kişi çok çalışmaktan dolayı ölüyor. Tüm bu saptamalar dünyaca ünlü yönetim gurusu  Jeffrey Pfeffer’ın son kitabı, “Dying for a Paycheck: How Modern Management Harms Employee Health and Company Performance” (Maaş Çeki İçin Ölmek: Modern Yönetim Nasıl Çalışan Sağlığına ve Şirket Performansına Zarar Veriyor) isimli kitabında yer alıyor. Pfeffer, bu sorunun giderek kritik bir hal aldığına da dikkat çekiyor. Kitabında pek çok araştırmanın yanında bu konuda sorun yaşayan şirket örneklerine de yer veren Pfeffer’in bu konudaki çarpıcı saptamaları ise şöyle:

ÇALIŞMA SAATLERİ SORUN

“Son dönemin en kritik konularından biri aslında bu… Modern yönetim sistemleri artsa da uzun çalışma saatleri halen büyük bir sorun. Bu durum da iş-yaşam dengesini bozduğu için çalışanların strese girmesine neden oluyor. Bu stres iş yerine sadakati ve performansı düşürüyor, yeni işe alımları artırıyor, insanların fiziksel ve duygusal sağlığına zarar veriyor. Bunun sonucunda şirketlerin performansı da inişe geçiyor. Son dönemde bu konudan muzdarip şirket sayısında da artış var. Örneğin Uber’in yazılım mühendislerinden Joseph Thomas, her yıl 170 bin dolar gelir elde etmesine rağmen 2016’da intihar girişiminde bulundu. Thomas’ın babası ve karısı şirketi şu sözlerle suçladı: “Çok uzun saatler çalıştı. Çok büyük baskı ve stres altındaydı. Kendine güveni azalmıştı. Hiçbir şeyi doğru yapamadığını düşünüyordu.” 2008-2010 yılları arasında France Telecom’da çalışanların yüzde 46’sı intihar girişiminde bulundu. Nedeni, organizasyonun yeniden yapılandırılması ve maliyet kısıtlamasına gitmesiydi. Apple, HP ve daha birçok bilinen markanın tedarikçilerinden Foxconn’da 2010 Ocak ve Mayıs ayları arasında 9 çalışan kendini öldürdü ve 2 tanesi de intihar girişiminde bulundu. Merrill Lynch’te staj yapan Moritz Erhardt, 3 gün boyunca hiç durmadan çalıştıktan sonra, öldü. Nedeni, strese dayalı epilepsiydi. 

DEPRESYONA YOL AÇIYOR 

Peki bugün iş dünyasında en fazla stres yaratan konular neler? Düşük maaş, iş kontrolünü kaybetmek, işini kaybetme korkusu bunların başında geliyor. Sonuçta düşük ücret, kişilerin hayatını nasıl idame ettireceği konusunda stres yaratıyor. Birçok araştırma, düşük ücretin obezite, kaygı, depresyon ve hipertansiyona yol açtığını ortaya koyuyor. C seviye yöneticilerde ise iş yoğunluğu ve yönetimden gelen yoğun baskı nedeniyle büyük sorunlar yaşanabiliyor. Örneğin Swisscom’un 49 yaşındaki CEO’sunun yakınları, 7/24 ulaşılabilir olma zorunluluğunun yöneticiye büyük sorun yarattığını söylüyor. 53 yaşındaki Zurich Sigorta’nın CFO’su Pierre Wauthier ise CEO’suyla problem yaşadığı için strese girmiş bir isim. Her iki yöneticinin yaşadıkları baskılar nedeniyle intihar etmesi de dikkat çekici. Bu baskının daha dramatik sonuçları da olabiliyor. Fiamma şirketinde çalışanlardan birinin kovulduğunu öğrenince 5 çalışanı da öldürüp intihar etmesi buna bir örnek. 2013’te Amerika’da 397 kişinin iş yerinde öldürülmesi ise son dönemde bu konuda artan soruna işaret ediyor. Bu stresin çalışanlara maliyeti de bir hayli yüksek. Salesforce.com’da iyi bir okuldan mezun, başarılı bir çalışan işe başlamasının ardından antidepresan kullanmaya başladığını söylüyor. Birkaç yıl sonra da psikiyatriste gitmek durumunda kaldığını belirtiyor. İşini devam ettirmek için psikoterapilere, antidepresanlara ayda 2 bin dolar ödediğine de dikkat çekiyor. 

~

FİZİKSEL ŞİDDET TEHLİKESİ!

American Instute of Stress’in araştırmalarına göre, iş stresi Amerikan gençliği için de son 20 yılda büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Çalışanların yüzde 80’i iş yerinde stresli olduğunu belirtiyor. İki farklı araştırma sonucuna göre çalışanların yüzde 10’u ise fiziksel şiddete maruz kaldığını açıklıyor. Uzmanlar uluslararası insan hakları kurallarına göre iş yerlerinin insan sağlığını önemsemek zorunda olduğunu belirtiyor. Nobel ödüllü ekonomist Amartya Sen de başarılı ekonomilerde toplumların sağlığının büyük önem taşıdığını söylüyor. Mutluluk ve sağlığın tüm sistemi pozitif etkilediğini araştırmalar da doğruluyor. 383 yetişkinle yapılan araştırmaya göre mutlu olan insanlar aynı zamanda sağlıklı da oluyor. Son dönemde artan sağlık masraflarında da iş yerindeki stresin etkisinin olduğu gözlemleniyor. İş yerlerinde kronik hastalıklar artıyor. World Economic Forum’un raporuna göre, Amerika’da 2 trilyon dolardan daha fazla sağlık harcamasının yüzde 75’i kronik hastalıkları kapsıyor.

KURUM TUTUMUNUN ETKİSİ 

Sağlık masraflarının artması da verimsizliğe neden oluyor. İş yerlerinde çalışanlar hastalandığında, yaptıkları işler için başkaları işe alınıyor. Bu da maliyetleri artırıyor. Bu nedenle son dönemde iş yerleri ve devletin sağlık konusunda birlikte hareket ettiği örnekler ön plana çıkıyor. Amerika’da çok yaygın olarak sağlık geliştirme programlarına katılım var. RAND’ın raporuna göre 50’den fazla çalışanı olan iş yerlerinin yüzde 50’si, 200’den fazla çalışanı olan iş yerlerinin de yüzde 92’si 2009’da bu programlara katıldı. Bu programlar, sigarayı bırakmaları, spor yapmaları, sağlıklı diyet uygulamaları, alkol tüketimini azaltmaları gibi konularda çalışanlara destek oluyor. Şirketler de kendi bünyelerinde sağlıklı yaşamı destekliyor. Örneğin perakende zinciri Safeway, sağlıklı ölçüm uygulaması başlattı. Şirketin CEO’su, eğer sigara, obezite, kan basıncı ve kolestrol gibi konularda çalışanlar önlem almazsa o kişilerin sigorta primlerinde kesintiye gideceğini belirtiyor. Bazen iş hayatında koşulların da değişmesi gerekiyor. Örneğin avukatlar uzun çalışma saatlerine sahip. Yapılan araştırmalara göre avukatların yüzde 21’i içki, yüzde 28’i depresyon ve yüzde 19’u kaygı problemi yaşıyor. İK danışmanlık şirketi Towers Watson’ın araştırmasına göre, şirketlerin yüzde 48’i iş yeri odaklı stresin nedenlerinden birinin uzun çalışma saatleri olduğunu söylüyor. Bu da daha az kişinin daha çok iş yapmasını sağlıyor. Patronların sadece yüzde 2’si sağlık ve performans konusunda bir şeyler yaptıklarını belirtiyor. 

ZEHİRLİ ORTAMA DOĞRU 

Peki şirket yönetimleri iş yerindeki strese bağlı verimsizliği yönetmek için neler yapmalı? Sorumluların problemi belirlemek için şu soruları sormaları gerekiyor: “İş çevresi kişiye ve şirkete ne kadar zarar veriyor, ne kadar kötü?”, “Maliyet ve yaşam biçimi olarak bakıldığında bu zarar ne kadar etkili?”, “Zarar nasıl ve ne kadar önlenebilir?” İş dolayısıyla Amerika’da her yıl 120’den fazla ölüm yaşanıyor. Ölüm nedenleri arasında ise iş yeri kaynaklı olanlar 5’inci sırada. 30 yıldan fazla süredir yapılan araştırmada iki önemli bulgu ortaya çıktı. Birincisi işverenler çalışanlarını daha sağlıklı hayat tarzlarına sahip olmaları konusunda cesaretlendirmeli. İkincisi ise daha güvenli iş ortamı sunmalı. Avrupa’da iş ortamının güvensiz oluşu psikolojik rahatsızlıklara yol açıyor ve o kişilerin işten ayrılmalarına neden oluyor. Xerox’daki 3 bin 338 uzun dönemli çalışan arasında bir araştırma yapıldı. Buna göre, yüksek sağlık riski taşıyan çalışanlar, tazminat maliyetlerini artırıyor. Daha az sağlıklı çalışanlar, daha az verim anlamına geliyor. Çünkü işlerine daha az konsantre olabiliyorlar. Bir süre çalışmazlarsa da çalışma arkadaşlarıyla sürekli hastalıklarını konuşuyorlar ve işi yapamayacak yorgunlukta oluyorlar. Şirketlerin bu tür sorunları göz ardı etmeden ciddi şekilde ele alması tüm bu nedenlerle şart.”

~


SAĞLIK KRİZİNİN NEDENİ
BOB CHAPMAN / BARRY WEHMILLER GLOBAL CEO’SU

NEDEN CEO’LAR 
Teksas’ta binlerce CEO’nun karşısındaydım. Onlara, “Sağlık krizinin nedeni sizsiniz” dedim. Çünkü hastalıkların yüzde 74’ü kronik ve kronik hastalıkların büyük çoğunluğu stres ve stresin büyük nedeni de iş.
YAPILMASI GEREKENLER Bazı şirketler önlem almaya çalışsa da bazıları insanları öldürmekte ısrarcı. Yapılması gereken iş öncelikli olarak ortamı ölçmek. İkincisi iş ortamını zehirleyen konuları belirlemek. Diğer yapılması gereken ise yönetim kararlarını doğru alarak maliyeti iyi hesaplamak.



YÜKSEK MALİYET

 “ÇIKARMA MANTIKLI DEĞİL”
Yapılan birçok araştırmada işten çıkarmanın mantıklı olmadığı gözleniyor. Colorado Üniversitesi profesörlerinden Wayne Cascio, işten çıkarma maliyetlerini şöyle sıralıyor: İşten ayrılma ödemesi, izin ve hastalık ödemesi, işine son verilecek kişiyi başka bir yere yerleştirme maliyeti, yüksek işsizlik sigorta vergisi, yeniden işe birini alma maliyeti, potansiyel avukat ücreti, sabotaj, yönetime güvensizlik, verimliliğin düşmesi…
ÖLÜME SÜRÜKLEYEN NEDEN Günümüzde çalışma saatlerinin uzunluğu insanları ölüme bile sürüklüyor. Örneğin, Çinli bankacı Li Jianhua 48 yaşındaydı, bir raporu yetiştirmek için 26 saat çalıştıktan sonra kalp krizi geçirerek öldü. Elbette bazı meslekler de uzun çalışma saatleri şart. Örneğin hukuk. Özellikle stajyer avukatlar, evlerine sadece duş almak için gidebiliyor. Şirketler, bunun için bazı önlemler alıyor. Örneğin Patagonia’nın standart çalışma saatleri var. Günde 9 saat çalışma koşulu olan şirkette çalışanlar her hafta ekstra tatil yapabiliyor. Üstelik izin günlerinde telefon ve e-mail’lerine bakmak zorunda değiller.



SAĞLIKLI İŞ YERİ İÇİN GEREKENLER

İŞ KONTROLÜ
Şirketler, hastalık nedeniyle yaşanan maliyeti anlamak durumunda. Sağlıklı iş yeri ne demek? Fiziksel ve mental olarak sağlıklı ortamın sunulması demek. Patronun aşağılamadığı bir iş yeri bunların başında geliyor. Ayrıca özel bir odanın olması, rahat bir ortam sunulması, iyi ışıklandırma, akustiğin sağlanması gibi etkenler fiziksel stres yaratacak etkileri ortadan kaldırabilir. İş yerinde iş kontrolü çok önemli. Çocukken sizin için karar veren ne yapmanız gerektiğini söyleyen aileniz, öğretmenleriniz vardı. Büyüdükçe, sorumluluk aldıkça yapacaklarınızı kendiniz kontrol edersiniz ve bu özgürlük elinizden alındığında kendinizi kötü hisseder ve psikolojik hastalıklara yakalanabilirsiniz.
PRESTİJ ETKENİ Peki insanlar neden kötü koşullu iş yerlerinde çalışmaya devam eder? Amazon.com’da çalışmaya başlayacak olan biri vardı. İş görüşmelerinde iş yerinin stresli olduğunu görmüştü ancak işi kabul etmişti. Nedeni, herkesin Amazon’da çalışırsan her yerde çalışabilirsin görüşünde olmasıydı. İşi stresli olduğu için değil prestijli olduğu için kabul etmişti. Kaotik organizasyonel yapısı ve uzun çalışma saatleri nedeniyle stres yaşıyordu. Tatillerde de Starbucks’a gidip bedava wireless’a girip işlerini kontrol ediyordu. Ve ülser başladı. Öte yandan GE’nin genel müdürü işi kabul etmesinin nedenini şöyle açıklamıştı: “Hiç bu kadar büyük bir organizasyon yönetmedim. 36 yaşındayım ve bu benim kariyerim için çok önemli.”




Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz