Zirveye çıkan yolda nasıl davranmak gerektiği hep merak edilir. Çok şirket değiştirmek CEO koltuğuna oturmayı hızlandırır mı? Basamakları tırmanmak için en az kaç yıl gerekli? İşte CEO Club ü...
Zirveye çıkan yolda nasıl davranmak gerektiği hep merak edilir. Çok şirket değiştirmek CEO koltuğuna oturmayı hızlandırır mı? Basamakları tırmanmak için en az kaç yıl gerekli? İşte CEO Club üyelerinin 114’ünü kapsayan araştırmamız, Türkiye’de zirveye çıkmanın yol haritasını net biçimde gözler önüne serdi. Bu soruların yanıtlarını ortaya koydu. Araştırmamızın sonuçlarına göre Türkiye’de kariyerine sıfırdan başlayan bir yönetici adayının CEO yolculuğu ortalama 20 yıl sürüyor. Üst yöneticiler bu noktaya gelene kadar ortalama 4 şirket değiştiriyor ve 7 kez terfi alıyor. En uzun süren zirve yolu 35, en kısası ise 8 yıl…
Türkiye’de Ceo Olmak İçin 20 Yıl, 4 Şirket Değişimi, 7 Terfi Gerekiyor
Profesyonel iş yaşamındaki her yönetici kariyerini planlarken, başarılı CEO ve genel müdürlerin öykülerini, kariyer yolculuklarını inceler, onlardan dersler çıkarır ve örnek alır. Pek çok profesyonel, “CEO olmaya giden yolda çok iş değiştirmek makbul mu, ideal olan kaç farklı şirkette çalışmaktır” gibi soruların yanıtlarını arar…İşte bu sorulardan yola çıkarak “Başarılı CEO’lar zirveye giderken kaç iş değiştirdiler” sorusunun peşine takıldık…
Capital, CEO Club üyesi olan ve Türkiye’nin önde gelen büyük şirketlerini yöneten 114 CEO’nun zirve yolculuğunu inceledik. Kaç yıl içinde genel müdürlük unvanını aldıklarını, bu noktaya ulaşırken kaç farklı şirket ve pozisyonda deneyim kazandıklarını ortaya koyduk.
Örneğin, Koç Holding CEO’su Bülent Bulgurlu 35 yıl, Nuh Çimento CEO’su Atalay Şahinoğlu 33 yıl, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur ise 15 yılda CEO’luk koltuğuna oturdu. Bu süre boyunca Bülent Bulgurlu 6 kez, Atalay Şahinoğlu 8 kez, Agah Uğur ise 4 kez şirket değiştirdi.
Sadece onlar da değil. Türkiye’nin önde gelen üst yöneticilerinin tümü, kariyerlerinin çok önemli bir kısmını adım adım yükselerek ve bu işe yıllarını vererek başardı. Bazısı farklı sektör ve şirketler de çalışarak yükselmeyi tercih etti, bazısı ise kariyerlerine ilk girdikleri şirkette devam etti. Ama yöntem ne olursa olsun sonuç değişmedi: Bugün her biri kendi kurumlarında en üst noktada…
Uzun İnce Bir Yol!
Türkiye’nin önde gelen yöneticileri arasında olan Capital CEO Club üyelerinin 114’ünü kapsayan araştırmamız, Türkiye’de zirveye yükselmenin yol haritasını net biçimde ortaya koyuyor. Araştırmamızın sonuçlarına göre Türkiye’de CEO’luk yolculuğu ortalama 20 yıl sürüyor. Bu süre zarfında yaklaşık 4 kez şirket değiştiriliyor. CEO veya genel müdür olana kadar 7 de kez pozisyon değişikliği yaşanıyor. Kısacası zirve yolculuğunun ideal formülünü; 20 yıl deneyim, 4 farklı şirket ve 7 farklı terfi diye özetlemek mümkün.
Araştırmamızda yer alan isimlerin yüzde 62 gibi büyük bir çoğunluğunun 15-25 yıl arasında üst yöneticiliğe yükseldiği gözleniyor.
CEO’ların yüzde 19’u 15 yıldan daha kısa zamanda üst yönetici olmayı başarırken; yüzde 34’ü 15-20 yıl arasında, yüzde 28’i ise 20-25 yılda CEO’luk koltuğuna oturdu. Üst yöneticilerin yüzde 11’inin zirve yolculuğu 25-30 yıl arasında sürdü. Bu yolu 30 yıldan daha uzun zamanda alanların oranı ise yüzde 7.
Önde gelen yönetim uzmanları, zirve yolunun sektörlere ve şirketin büyüklüğüne göre değiştiğini ama en az 15 yıl olduğunu doğruluyor. Yönetim uzmanı Saide Kuzeyli bu durumu şöyle açıklıyor:
“Köklü kurumlarda genellikle yönetici adaylığı/uzman yardımcılığından başlayarak CEO düzeyine ulaşma süresi en az 15 yıl sürüyor. Dinamik, yeni, insan kapitali yetersiz ve iş kurma ve yaşatma anlamında liderlik deneyiminin bulunmadığı sektörlerde ise farklı sektörlerden yönetici ithal edildiği için CEO olma süreleri kısalıyor.”
Değişiklik Hız Getirir mi?
Türkiye’deki yöneticiler şirket değiştirme konusunda muhafazakar değil. Gerektiği zaman şirket değiştirmenin kariyer yolunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyorlar. Zaten araştırma sonuçlarımızdaki rakamlar da bunu gösteriyor. Çünkü, CEO’ların sadece yüzde 11’i ilk şirketlerinde kalarak yükselmiş durumda. Yüzde 35’i üst yönetici olana kadar 2-3 şirket, yüzde 46’sı ise 4-6 şirket değiştirmiş. Kariyeri boyunca 7 ve daha üzeri sayıda şirket değiştirenlerin oranı ise sadece yüzde 9.
Zirve yolunu 23 yılda alan Yıldız Holding Ülker Grubu Başkan Yardımcısı Cafer Fındıkoğlu, farklı deneyim denince akla gelen ilk isimlerden. Fındıkoğlu, üst yönetici olana kadar 6 şirket değiştirdi. Farklı tecrübelerle edinilen birikimin ciddi bir perspektif kazandırdığını belirten Fındıkoğlu’na göre makul sayıda şirket değişikliği yaşamak önemli bir avantaj.
Doğan Online CEO’su Babür Çelebi ise kariyeri boyunca 3 kez şirket değiştirdi ve 24 yıl sonra CEO’luk koltuğuna oturdu. Ona göre yapılan işin içeriği, şirket sayısından daha önemli: “Aynı şirket içinde farklı departmanlarda çalışarak da aynı deneyimi elde edebilirsiniz, farklı şirketlerde çalışarak da. Uluslararası ve lokal şirket karı��ımının da faydalı olduğunu düşünüyorum. Benim her iki anlamda da deneyimlerim oldu. Bu anlamda şanslıydım.”
Farklı şirketlere geçiş yöntemiyle daha hızlı yükselmenin mümkün olduğunu uzmanlar da doğruluyor. Ama bu durumda başka handikaplar ortaya çıkıyor. Örneğin, transfer edilen CEO’dan “mucize beklenmesi” gibi… Bu durum ise transfer olan CEO’ların yeni kurumlarda kalma sürelerini kısaltıyor. Farklı bir sektörden gelen CEO bu baskıya ilk 2-4 yıl dayanabilirse, en az bir o kadar daha süreyi garantilemiş oluyor.
“Çok Dolaşmak” Riskli
Ancak, şirket değiştirmek aslında hassas bir konu… Çünkü, bu sayı çok fazla olduğunda bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor. Yönetici değerlendirmesi yaparken sadece “çalışılan şirket sayısını” önemseyen bazı kurumlar, fazla değişiklik yaşamış yöneticilere mesafeli yaklaşıyor. CEO olmayı hedefleyen bir profesyonel, ideal olan formülün 15-20 yıl boyunca en fazla 4-5 şirket değiştirerek deneyimlerini zenginleştirmesi gerektiğini bilmeli.
Yıldız Holding Ülker Grubu Başkan Yardımcısı Cafer Fındıkoğlu, bu hassas noktaya değiniyor: “Farklı şirket ve sektör deneyimleri tabii ki çok değerli. Ama bu deneyim sürekli iş değiştirerek edinilmemeli. Bunu özellikle vurgulamak isterim. Çünkü, böyle bir durum, çalışanın aleyhine de gelişebilir ve farklı yorumlanabilir. Bu nedenle, kişi kendisine de katkı sağlayacağını ve perspektifini genişleteceğini düşündüğü optimum sayıda şirkette ve katma değer yaratabildiği sürece çalışmaya çaba göstermelidir.”
Yönetim uzmanı Saide Kuzeyli de bu konuda Fındıkoğlu’na katılıyor ve şöyle konuşuyor: “Kanımca çok farklı sektörlerde yüksek performans gösteren ve umutla yeni bir kuruma davet edilen kişilerin şirket sayısından çok ne yaptığıyla ilgileniliyor. Ancak muhafazakar anlayış, CEO seçiminde ‘çok şirket’ değiştirmeyi hoş görmüyor. Tam tersine bir kaç şirkette en az 7-10 yıl kalmak ve bir sonraki üst düzey pozisyona yükselmek başarı olarak algılıyor. CEO’ların başarı karnesinde; ‘çok dolaşmamış olması’nın yanı sıra hissedarla geçinme becerisi, global firmada yetişmiş olması, ekip kurma deneyimi, işin içeriğine göre devletle ilişkiler gibi kriterler de öne çıkıyor. Kısaca eğer isim başarılı ise kaç şirket değiştirdiği değil, CEO’nun karnesi önemli.”
Aynı Şirkette Yükselmek
Türkiye’de kariyerine ilk başladığı şirkette devam eden isimlerin sayısı da az değil. Araştırmamıza katılan CEO’ların yüzde 11’i bu biçimde yükselmiş durumda. Koç, Sabancı, Eczacıbaşı, P&G, Henkel gibi şirketlerde bu tarz örneklere daha sık rastlanıyor.
Ancak uzmanlar, aynı kurumda kalarak yükselmenin belli dezavantajları olduğuna da dikkat çekiyor. Öncelikle bu yöntemle yükselmek daha uzun zaman alıyor. Çünkü terfi yolculuğu kariyerin bir noktasında tıkanıyor ve çoğu zaman yolun açılması için bir üst pozisyonun boşalmasını beklemek gerekiyor. Oysa transfer olmak CEO’luk yolunu en az 5 yıl kısaltıyor.
Kariyerine ilk başladığı şirkette devam eden isimlere bir örnek Hüseyin Gelis… İş hayatına 1977’de Siemens’te başlayan Gelis, 2007’de CEO koltuğuna oturdu ve onun bu yolculuğu tam 30 yıl sürdü. Benzer biçimde yükselmek Polisan CEO’su Erol Mizrahi’nin 28, Erdal Karamercan’ın 26, Ayhan Yavrucu’nun ise 24 yılını aldı.
Benzer biçimde yükselen isimlerden bir diğeri de 12 yıl boyunca Oracle Türkiye’nin genel müdürlüğünü yapan Atilla Kıral. Haziran 2008 itibarıyla Oracle Güney Doğu Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı olan Kıral, “Şirket değişikliği yapmak tek başına anlamlı değil. Asıl olan, adaptasyon ve verimliliğe geçiş süresinin boyutu” diyor.
20 yıl aynı kurumda bulunan JTI Türkiye Genel Müdürü Bilgehan Anlaş, aynı şirkette kalmanın hem avantaj hem dezavantajları olabileceğini söylüyor: “Aynı şirkette çeşitli sorumluluklar alarak yükselmek başarıda artı bir etken. Fakat bunun için dinamik bir şirket ortamının olması gerekli. Ayrıca çokuluslu bir şirkette olmak da güçlü bir faktör.”
Philip Morris Sabancı Genel Müdürü Turhan Talu ise“Uzun yıllar aynı şirkette kendini sürekli yenileyebilmek dikkatle yönetilmesi gereken bir süreç. Bu sağlandığı takdirde, aynı firmada kariyer yapmanın derinleşme açısından önemli getirileri olabilir” diyor.
Kilit Pozisyon Deneyimi Önemli
Araştırmamızda ortaya çıkan önemli bir diğer sonuç da CEO’ların deneyim sahibi oldukları alanlar. CEO’ların önemli bir kısmında operasyon, satış ve pazarlama deneyimi ağırlık kazanıyor. Finans sektöründe yükselmek için ise kesinlikle finans odaklı bir kariyer planı şart. Ayrıca bürokrasi deneyimi de özellikle kamu kurumlarıyla ilişkiler açısından yükselme yolunda rakip adaylarla arayı açmayı sağlıyor.
Yönetim uzmanlarına göre de finans, satış ve pazarlama deneyimli isimlerin yükselme şansı daha fazla. Saide Kuzeyli, “Yöneticinin başta satış, pazarlama gibi özel yetkinlik gerektiren bir alandan gelmesi önemli. Ayrıca mali işler/denetim/finansman gibi kök deneyimi varsa, bu adayların şansı daha yüksek” diyor.
Dünyaca ünlü yönetim danışmanı Debra Benton ise finans, operasyon ve pazarlamanın CEO’luğa yükselme yolunda 3 kilit pozisyon olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Ancak belli bir konuda çok fazla uzmanlaşmak, çok fazla teknikleşmek de sakıncalı. Böyle bir durum, daha geniş sorumlulukların olacağı alanlara yükselme hamlelerinizi engelleyebilir. Özetle, her konudan biraz anlamak gerekli. Ama asıl olan şudur: İyi ve doğru karar verebilmelisiniz, lider olabilmelisiniz, insanları yönetebilmelisiniz, az hata yapmalısınız ve dikkat çekmelisiniz.”
“Think Like a CEO” kitabının yazarı Mark Kuta’nın yorumu ise şöyle: “Genel olarak baktığımızda CEO’ların büyük kısmının tartışmasız biçimde finans ve satış-pazarlama kökenli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bir CEO’nun asıl işi strateji oluşturmak ve şirketteki “en iyi satış elemanı” olmaktır. Finans geçmişi önemli derken kastedilen sadece hesap yapan bir muhasebeci olmak değil, büyük resmi görebilen bir stratejist olmaktır. Eğer içinde bulunduğunuz sektörden anlamıyorsanız insanları motive etmeniz hatta yönetmeniz mümkün olamaz.”
Pazarlama Bilen Avantajlı
Pazarlama ve satış kökenli CEO’lardan Doğan Online CEO’su Babür Çelebi, bu deneyimin zirve yolunu açtığına inanıyor ve ekliyor: “Kariyerim boyunca pazarlama ve satış ağırlıklı çalıştım. Ama genel müdür olunca her konuyla ilgilenmek zorunda kalıyorsunuz. Hangi pozisyonların CEO’luk açısından avantaj yarattığına gelince… Bu işin cinsine göre değişir. Eğer bir finans şirketindeyseniz ve pazarlama geçmişinden geliyorsanız, şansınız çok zayıftır. Tabii ki istisnalar olabilir ama genelde böyledir.”
Philip Morris Sabancı Genel Müdürü Turhan Talu, başarılı bir CEO olabilmek için 2 temel alanda yetkinlik kazanmak gerektiğine inanıyor: “Birincisi pazarlama-satış alanı. Diğeri de kurumsal ilişkiler. Pazarlama ve satış deneyimi rakamsal hedeflerle, sonuç odaklı çalışabilmek bakımından gerekli. Kurumsal ilişkiler ise iş ortakları ve paydaşlarla, daha geniş olarak da toplumun geneliyle uyumlu bir kurumsal gelişimi ortaya koyabilmek açısından önem taşır.”
Türk Henkel CEO’su Erdem Koçak’ın yorumu ise şöyle: “Bundan 40-50 yıl önce bir şirketin en üst yöneticisi olmak için üretimden gelmek neredeyse bir zorunluluktu. Zira o dönemlerde üretmek önemliydi. Artık satış ve pazarlama, finans altyapılı yöneticilerin en üst düzey yönetici olduklarını görüyoruz. Bana göre öyle bir kural yok, olamaz da. Kişi seveceği, yeteneğinin olduğu ve parlayacağını düşündüğü alana yönelmeli.”
En Hızlı Yükselenler!
Araştırmamıza göre Türkiye’de üst yönetici olmak ortalama 20 yıl sürse de bu yolu çok daha kısa zamanda kat edenler de var… CEO’ların yüzde 19’luk kısmı 15 yıldan kısa sürede üst yöneticiliğe yükselmeyi başardı. Bu hızlı kariyer öykülerinin rastlandığı sektörler ise genelde bankacılık ve teknoloji.
Hızlı yükselenlerin en hızlısı ise finans dünyasının başarılı kadın yöneticilerinden Piraye Antika. Piraye Hanım’ın genel müdürlük koltuğuna oturması sadece 8 yılını aldı. Bu süre boyunca toplam 3 şirket değiştirdi. İş hayatına 1985 yılında Londra’da Chase Manhattan Bank’da uzman olarak başladı. Daha sonra bir süre Midland Bank Türkiye’de çalıştı ve 1993’ten bu yana HSBC Türkiye’nin CEO’su.
Hızlı yükselişiyle dikkat çeken diğer bankacılar ise genel müdürlük koltuğuna 12 yılda oturan ve toplam 4 kez şirket değiştiren TEB Genel Müdürü Varol Civil ile kariyerlerinin 13’üncü yılında üst yönetici olan Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen ve Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş. Özen ve Şahinbaş’ın diğer bir ortak noktası, her ikisinin de bu 13 yıl boyunca sadece 2 farklı şirkette çalışmış olmaları.
Finans dünyasının genç kadın yöneticilerinden Berna Ülman da kariyer öyküsüyle öne çıkan isimlerden... Kariyerinin 16’ncı yılında genel müdür olan Ülman, bu göreve Visa Europe ailesine katıldıktan sadece 8 yıl sonra getirildi. Kariyeri boyunca 3 şirket değişikliği yaşadı. Yükselmenin hem kişinin kendi yeteneklerine hem çevresel koşullara bağlı olduğunu düşünen Ülman, şöyle konuşuyor: “Yükselmek isteyen profesyoneller, aynı şirkette kalarak kurumun tüm iş süreçleri ve işleyişi hakkında uzman olarak bu fırsatı yaratabilirler. Öte yandan, farklı şirketlerin yapılarını tanımak da kişisel gelişime katkı sağlar. Aslında önemli olan, kişilerin becerilerini geliştirerek önlerine çıkan fırsatları doğru değerlendirmeleri ve fırsat yaratmalarıdır.”
Aclan Acar / Doğuş Otomotiv Ykb.
“26 Yıl Sonra Yönetim Kurulu Başkanı Oldum”
Altı Şirket Değiştirdim
1974–1990 yılları arasındaki kamu görevimi takiben 1990 yılında Doğuş Grubu’na katıldım. Sırasıyla Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcılığı, Bank Ekspres Genel Müdürlüğü ve Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü yaptım. 2000 Mart ayında ise Doğuş Holding’de göreve başladım. Orada da Tansaş Yönetim Kurulu Başkanlığı, Garanti Sigorta ve Garanti Emeklilik Yönetim Kurulu Başkanlığı ve son olarak da Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Bu süre zarfında 6 şirket değişikliğim oldu.
Doğuş’taki 20’nci Yılım
İş hayatına başladıktan 26 yıl sonra yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlendim. Bu yıl Doğuş Grubundaki 20’nci yılım. Bu süre içinde holding bünyesindeki görevimin yanı sıra grubun finans, perakendecilik ve otomotiv sektörlerinde görev yaptım. Farklı sektörlerde ve şirketlerde deneyim kazanmak şüphesiz vizyon geliştirmek açısından faydalı, ancak yükselmek açısından bir etkisi olduğunu zannetmiyorum.
Finansı Bilmek Avantaj
Finans sektörü ekonominin barometresidir. Bu nedenle diğer tüm sektörler hakkında fikir sahibi olunabilecek bir alandır. Finans sektöründe çalışmak; risk yönetimi, piyasa bilgisi, müşteri ilişkileri, insan kaynakları yönetimi gibi alanlarda geniş deneyim sahibi olmamı sağladı ve kariyer yolculuğumu çok pozitif yönde etkiledi. CEO pozisyonunu üstlendiğinizde liderlik ve stratejik bakışın yanı sıra operatif alanlarda da güçlü olmak gerekir. Bu nedenle sırasıyla; finans, İK, üretim, satış ve pazarlama alanlarında deneyim sahibi olmak çok yararlı.
Cafer Fındıkoğlu / Yıldız Holding Ülker Grubu Başkan Yard.
“Yükselmek İçin Çalışmadım”
Perspektifi Genişletme Yöntemi
Bir yöneticiyi başarıya götüren en önemli unsur, kaynaklarını belirlenen hedefler doğrultusunda yönlendirebilmesidir. Değişik sektör ve şirketlerde edinilen bilgi birikimi, verilecek kararlarda çok daha geniş bir perspektif yakalanmasına yardımcı olur. Ancak, farklı sektör ve şirketlerde çalışıldığında derinlemesine bir uzmanlık kazanılamayabilir… Ama zaten üst düzey yöneticinin derinlemesine uzmanlık yerine, uzmanların uzmanlığını kullanabilmesi daha önemli diye düşünüyorum.
Başarı Ödülsüz Kalmaz
36 yıllık iş hayatımda bu görevime gelinceye kadar 6 ayrı iş yerinde ve 10 ayrı pozisyonda görev aldım. Hiçbir zaman yükselmek için çalışmadım. Sadece severek, aşkla yaptığım ve değer yaratabildiğim işlerde ve buna ulaşabildiğim sürece çalıştım. Bu süre içinde de sorumluluk alanımda bulunan işi en doğru ve en verimli biçimde yapmaya çalıştım. Bu çabalar sonucunda ortaya koyduğunuz başarılar, zaten yükselmenizi sağlıyor. Yani işinizi doğru biçimde yaptığınız zaman başarılar her zaman ödüllendirilir.
Artık Satmak Önemli
Bugünün koşullarında başarılı bir CEO olabilmek için diğer alanlarda da bilgi sahibi olmak koşuluyla pazarlama-satış alanlarından yetişmek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü günümüzde şirketler, tüketici odaklı çalışmak zorunda. Eskiden “Ne üretirsen onu satarsın” felsefesi hakimdi. Artık “pazarlama yönelimli” (marketing oriented) anlayışla yönetilen şirketler daha başarılı oluyor. Bu da pazarlama ve satışı esas alan yöneticilerin daha kolay yükselmesine olanak tanıyor.
Erdem Koçak / Türk Henkel Ceo’su
Aynı Şirkette 26 Yıl
Finans Ağırlıklı Çalıştım”
Henkel benim ilk işimdi. Sanırım CEO olana kadar 5-6 kez pozisyon değişikliğim oldu. Bu süreç içinde ağırlıklı olarak Türkiye’deydim ve finans sorumlulukları aldım. Ancak 2 yıllık yurtdışı ve 2 yıllık da pazarlama bölümünü yönetimi deneyimim oldu. “Hep aynı şirkette çalışmak” fikri yalın olarak çok etkileyici gelmiyor aslında! Ancak bu durumu “nasıl bir şirkette hep çalışmak” boyutuyla zenginleştiriyorsunuz. Henkel, içinde bulunduğum 26 yılda çok büyük değişimler geçirdi. Aslında ismi aynı olsa da hep aynı şirkette çalışmadım!
“İşletme Körlüğü” Dezavantaj
Uzun yıllar aynı kurumda kalmanın olumsuz yanı ise başka bir örneği bilememekle ilgili. İyi ya da kötü olan bir şeyi o şekliyle benimseyebiliyorsunuz. İyi özelliklerin önemini ya da iyi olmayanların değişmesi gerekliliğini hemen anlayamayabiliyorsunuz. Olumlu olarak ise tabii ki bu süreç içinde müthiş bir network’ünüz oluyor. Hemen her ülkedeki birçok kademeden birçok kişiyi tanıyorsunuz. Bu da bazı zorlukların aşılmasını kolaylaştırıyor.
Henkel’de Yönetici Olmak
Kuşkusuz farklı ortamlarda edinilen deneyimler çok değerli. Ancak küresel şirketler yöneticilerinin farklı alanlarda, farklı pazarlarda ve farklı kültürlerde çalışmasını sağlayarak onların deneyimlerini zenginleştiriyor. Örneğin Henkel’de “Triple 2” dediğimiz bir sistem var. Bir yönetici belli bir yönetim seviyesine gelebilmek için en az 2 iş alanında, en az 2 disiplinde (satış, pazarlama, finans gibi), en az 2 ülkede çalışmak zorunda. Böylece yetenekli yöneticilerimizin başka tecrübeler arama gereksinimi gideriliyor.
Prof. Dave Ulrich / Yönetim Uzmanı
“Dikkatli Deneyimler Yaşanmalı”
Ceo’ların 5 Özelliği
Aslında CEO olmanın süresi konusunda tam bir takvim vermek mümkün değil. Bu durum sektörlere göre de değişiyor. Bazı sektörlerde girişimci olan kişi genç yaşta şirketin CEO’luğunu üstlenebiliyor. Büyük ve uluslararası kuruluşlarda ise durum farklı. Burada yönetim zorluğu ve iş süreçlerinin karmaşıklığı, üst yöneticilerin 5 temel noktada yetenek sahibi olmasını zorunlu kılıyor. Bunlar strateji geliştirme, icra, yetenek yönetimi, insan kaynakları geliştirme ve kişisel becerilerini gösterebilme. Bunlardan ilk 4’ü sonradan kazanılan ve geliştirilen yeteneklerdir. Bu liderlik vasıflarını geliştirmenin en iyi yolu, dikkatli ve özenli deneyimler yaşamaktan geçer.
Zirveye Giden Farklı Yollar
Aynı şirkette yola devam etmek veya farklı şirketler de deneyim kazanmak ise işin içeriğiyle ilgili. Eğer bir şirket yoluna o şekilde devam etmek isterse, kurum içindeki adayların terfisi sağlanır. Eğer şirket idareyi değiştirmeyi düşünürse de dışarıdan bir CEO’ya bakılacaktır. CEO’luk yolunda deneyim kazanılması gereken alanlar ise müşteri ilişkileri, finans, İK ve operasyon. Bu alanlarda esaslı bir deneyime sahip olan adayların yükselme şansı her zaman daha yüksek. Çünkü bu isimler sorunları çözme konusunda daha üretken olurlar. İyi iş ile vasat iş arasındaki farkı görüp analiz edebilirler.
Yasemin Erdoğan
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?