Durgunluğa aldırmayan şirketler.

İş dünyasının uzun yıllardır yanıtını aradığı sorunu cevabını,İnovasyon konusunda uzman olan THOMAS MEYER yanıtlıyor.

1.07.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Durgunluğa aldırmayan şirketler.
Thomas Meyer, dünyanın en büyük şirketlerine invasyon konusunda danışmanlık yapmış bir isim. Şu an St. Louis Üniversitesi’nin CIO’su olarak kariyerini sürdürüyor. İnovasyon ve entelektüel sermaye konusunda yazdığı kitaplar ve makalelerle tanınıyor. Son kitabı “Innovate! How Great Companies Get Started in Terrible Times” ile ABD tarihinde yer alan 21 resesyonu inceleyen Meyer, bu dönemde kurulan önemli şirketleri mercek altına alarak bir ilke imza atmış durumda. Meyer’e göre tüm bu şirketlerin birkaç ortak özelliği var. Bu özellikleri, “ileri görüşlü ve araştırmacı olmaları, ısrarcı davranmaları, çalışan sadakatine ve sinerjisine sahip olmaları ve problemleri basite indirgemeyi başarmaları” olarak sıralıyor. Meyer, incelediği örnekler arasında kendisini en fazla, GE, Procter&Gamble, Walt Disney, Johnson&Johnson ve Apple’ın etkilediğini söylüyor. Bu örneklerde kurucuların zor dönemlere rağmen vazgeçmeden sürekli yenilik peşinde koşmasının ise şirketlerin başarısında büyük rol oynadığını belirtiyor ve ekliyor:  “Pek çok girişimci ve inovasyon sahibi kişi, aslında kötü zamanları bir engel olarak görmez. Sonuçta kötü zamanlarda dünya inovasyonun sihrini daha fazla görür. Ayrıca girişimcilik de böyle zamanlarda büyük takdir toplar. Çünkü bu zamanlarda insanlar, her türlü fikre daha fazla açıktır.”
Thomas Meyer’le yeni çıkan kitabını, kitapta incelediği şirketleri ve kendi inovasyon kriterlerini konuştuk:

Devlerin çoğu resesyon zamanında kuruldu tablosu için görsele tıklayın

Capital:
 Kitabınızdaki şirketleri belirlerken kriteriniz neydi? 
- Kitapta incelediğim şirketlerin her birinin bir bunalım ya da resesyon zamanında kurulmuş ya da yeni ürün çıkarmış olması ve günümüzde de başarılı olması benim için ilk kriterdi. Başarı ölçütünü ise en azından 2009 yılına kadar değerini ve operasyonlarını sürdüren şirketler olarak belirledim.

Capital:
Peki resesyon zamanında işe başlayan çok fazla sayıda şirket var mı?
-  ABD tarihinde yaşanan tüm bunalım, savaş ve resesyonları inceledim diyebilirim. Bu kriterde ele aldığım 21 adet bunalım var. Bu zamanlarda faaliyetine başlayan şirket sayısı ise oldukça fazla… Procter&Gamble, GE, General Motors, Colgate-Palmolive, IBM, Playboy, Bain&Company, Barnes&Noble en çarpıcı örnekler. 

Capital:
 En eski ele aldığınız resesyonlar hangisiydi? 
-  İlk incelediğim dönem 1797-1800 resesyonu… Bu, ABD’nin yaşadığı ilk resesyon diyebiliriz. Chase Manhattan ve Alex, Brown&Sons şirketleri bu dönemde kuruldu. Resesyon sırasında yeni kurulan ABD’nin finansal hizmetlere olan ihtiyacının bilincinde olan Chase Manhattan kurucuları, bu bunalım sırasında başarılı işler yaptı.
1807-1814 yılında yaşanan bunalım sırasında ise John Wiley&Sons, The Hartford, Rogers Orchards gibi şirketler kuruldu ve hala faaliyetlerini başarıyla sürdürüyorlar.
ABD’nin ilk ciddi finansal krizi olarak görülen 1819-1824 krizinde ise HerperCollins, William Underwood Company ve Fairbanks Morse gibi bugün başarılarıyla adından söz ettiren şirketler kuruldu. 

Capital:
 Bu şirketlerin sırrı neydi? Bu dönemlerde kurulup nasıl ayakta kalabildiler? 
-  Yenilikçi ve bir ihtiyaca cevap veriyor olmaları, onları ayakta tutan en önemli etkenlerdi. Kitapta farklı pek çok şirket örneği var. Bunların ortak özelliği ise resesyon sırasında inovasyonlarını durdurmamış olmaları.
Burada bir yanlış anlaşılma olmaması açısından şunu belirtmekte fayda görüyorum: Ben, resesyon zamanlarında daha fazla inovasyon olur demiyorum. Bu dönemi, inovasyonla daha başarıyla atlatmak mümkün diyorum. Benim kitapta ele aldığım örneklerde de inovasyon süreçlerin içinde sürekli devam ediyor. ~

Capital:
 Bu ele aldığınız örnekler, sıkıntılı dönemlerde hiç sorun yaşamamışlar mı peki? 
- Evet yaşamışlar. Ancak ilginçtir, örneklerin pek çoğu ekonomik nedenlerden dolayı sıkıntı yaşamamış. Kimi zaman fikirleri bulup görmekle ilgili kendi içlerinde kimi zaman insanları inovasyon yapmak için doğru zaman olduğu konusunda ikna etmeye çalışırken sorun yaşamışlar. Pek çok denemenin ardından başarıyı yakalayanlar da var.

Capital:
En fazla etkilendiğiniz şirketler hangileri? 
-  GE ve Thomas Edison, kitapta verdiğim ve tüm dünyanın da bildiği gibi pek çok resesyonu ve savaşı başarıyla atlatmayı başarmış bir örnek. Şirket 1873-1879 yıllarında yaşanan “uzun depresyon” sırasında kuruldu. Başarısının arkasında ise sebat ve sabırlı bir tavır takınması ve tabii ki inovasyonlarına ara vermeden devam etmesi var.  Tüm bu saydığım özellikler ise Edison’un yapısıyla alakalı. Edison, küçüklüğünden itibaren sürekli sorular soran, meraklı mizaca sahip bir kişilik. Rekabet, Edison’u bugüne taşıyan en önemli unsurlardan biri. O dönemde en büyük rakibi Alexander Graham Bell idi.  1874 yılında ilk laboratuarını açtığında ikisinin arasnıda oldukça keskin bir rekabet söz konusuydu. İkisine bugünün Bill Gates ve Steve Jobs’u denilebilir. Hatta Edison’un karbon verici üzerinde yaptığı çalışma Bell’in ilk eklemeli telefonu oluşturmasına yardımcı oldu.
Sonuçta Edison’un başarısını 4 başlıkta özetleyebiliriz: Çok meraklı ve çok okuyan bir kişiydi. Sadece klasikleri değil her türlü bilimsel yayını da yakından takip ederdi. Çok iyi bir tamirciydi. Her şeyin içini açıp incelerdi. Pek çok proje üstünde aynı anda çalışırdı. En önemlisi, bu projeleri bir şekilde birbirine bağlardı. Delege etmeyi de çok iyi bilirdi. Genelde Edison’un küçük bir ofiste kendi başına oturup çalıştığını hayal ederiz, ancak doğru kişileri işe almasaydı ve işini iyi delege etmeseydi başarılı inovasyolara imza atamazdı. 

Capital:
 P&G’den de bahsediyorsunuz. P&G’nin bilmediğimiz hangi yönleri var? 
-  Kitapta en sevdiğim örneklerden biri de P&G şirketi. Şirketin kurucuları olan William Procter ve James Gamble, aslında bacanaklar. 1837’de başlayan ve 1843’te sona eren bunalımlı dönem içinde kayınpederlerinin isteği doğrultusunda birlikte çalışmaya başlamışlar. Zor bir dönem olmasına rağmen biri mum diğeri sabun işinde usta olan bacanaklar, başarıyı yakaladı. Sabun ve mumun hammaddesinin aynı olması onları birleştiren en önemli noktaydı. Her sabah Gamble,  evleri, otelleri ve vapurları gezerek sabun karşılığında tahta kalıntısı, hayvan yağı ve et topluyordu. Bu, 1837 yılında ABD’de yapılan ilk geri dönüşüm işiydi diyebiliriz.
Mum ise o zamanın ABD’sinde, Edison öncesi dönem için oldukça önemli bir üründü. Bu ürünün hammaddesini oldukça başarılı ve farklı bir şekilde toplamayı başardıkları için Gamble ve Procter kısa sürede mum üreticileri arasından sıyrılmayı başardı. Procter&Gamble’ın daha sonra devam eden başarısının altındaki temel özelliği ise tek bir başlıkta toplamak mümkün. İki başarılı kişinin kayınpederleri tarafından harmoni ve rekabet içinde birlikte çalışmasının yarattığı sinerji diyebiliriz bu başarıya… P&G, hala çalışanları arasında sinerji yaratan bu stratejiyi izliyor. 

Capital:
 İncelediğiniz tüm bu şirketlerin başarısının arkasında yatan ortak özellikler var mı? 
-  Bence şirketlerin her birinin ortak özelliklerini şöyle özetlemek mümkün: İleri görüşlü ve araştırmacı olmaları, ısrarcı davranmaları, çalışan sadakatine ve sinerjisine sahip olmaları ve problemleri basite indirgemeyi başarmaları.  Pek çok girişimci ve inovasyon sahibi kişi, aslında kötü zamanları bir engel olarak görmez. Sonuçta kötü zamanlar, dünyanın inovasyonun sihrini görmesinde daha da yardımcı olur. Ayrıca girişimcilik de böyle zamanlarda daha fazla takdir toplar. Çünkü, bu zamanlarda insanlar, her türlü fikre daha fazla açıktır. Sonuçta başka zamanlarda delice gözüken her türlü fikir, bu dönemlerde daha çabuk kabul görebilir.  ~

Capital:
 Problemleri basitçe ele alan başarılı örnekler hangileri?
-  Johnson&Johnson’u bu konuda oldukça başarılı buluyorum. Hatta bu gücü, J&J kadar başarılı kullanmış başka bir örnek daha yoktur. 1886 yılında kurulmuş şirket, o zaman ameliyathanelerdeki en büyük problem olan havadaki mikropların enfeksiyon oluşturması sorununa oldukça basit bir çözüm buldu. O dönemde bu soruna ameliyathaneleri karbonik asitlerle yıkamak gibi oldukça zor bir çözüm bulunmuştu. Şirketin kurucusu Robert Wood Johnson, yapışkan içeren ilaçlı bir bant oluşturarak bu soruna çok daha basit bir çözüm buldu. Bu ürün için yara bandının ilk versiyonu diyebiliriz. Bu dönemin hemen ardından ABD yine sıkıntılı bir dönemden geçti. Ancak Robert Wood Johnson, karmaşık bir soruna basit bir çözüm sunarak bu dönemde ön plana çıkmayı başardı. Bugün de J&J’in başarısının arkasında günlük sorunlara basit çözümler sunması var. Basit sıyrıklara, baş ağrısına, hafif soğuk algınlığına, bebek bakımıyla ilgili her türlü günlük soruna yönelik ürünleriyle ön planda olmayı sürdürüyorlar. 

Capital:
 Kötü dönemlerden az yara alarak çıkıyorlar. Burada sır tam olarak ne? 
-  Vazgeçmemeleri... Bu konuda bence en klasik örnek Walt Disney. Walt Disney ilk animasyonlarını yapmaya başladığında Kansas’da ismi Laugh-O-Gram olan küçük bir şirket kurmuş. 1922’de o zamanın 15 bin doları, 2009 yılının ise 200 bin dolarıyla işini kurmuş. Bir ajansla çalışmaya başlamış. Bu ajans, Disney’in karakterlerini ABD’ye dağıtıyormuş. Fakat ajans sürekli, “Bu işi iyi yapamıyorsun, daha fazla karakter üretmelisin” diyormuş. Hatta bu nedenle işin ortasında anlaşmanın kurallarını değiştirmişler. Bu anlaşma uyarınca Disney kendi yarattığı karakterleri, tam olarak koruma altına alamamış. Bunun gerekli olduğunu bile tam olarak bilmiyormuş. Sonuçta bildiği iş olan animasyon yaratmaya odaklı çalışıyormuş. Oldukça fazla karakteri, bu ajans için üretmiş ve o zaman için önemli bir servet kaybetmiş. Kurduğu şirket, oldukça başarısız olmuş ve kapatmak zorunda kalmış. Disney yine de “Bu işi denedim olmadı kendime daha stabil başka bir iş bulayım” dememiş. Animasyonlar üretmeye devam etmiş. Mortimer Mouse adında yeni bir karakter yaratmış. Daha sonra eşi bu ismin tutmayacağını söylemiş, o da adını Mickey Mouse olarak değiştirmiş. Bu, Disney’in hayatındaki başarısızlıklara sadece bir örnek. Pek çok kez kötü durumda kalmış. Ancak inovasyonlarına devam etmiş. 

Capital:
 Geçmişte Steve Jobs Apple’ı bir dönem bıraktıktan sonra şirket oldukça çalkantılı günler geçirdi. İnovasyon çalışmalarının liderle bağlantısı tam olarak nedir? 
-  Kesinlikle önemli bir bağlantısı var. Apple, bu konuda çok iyi bir örnek. Steve Jobs gittikten sonra daha önce yazılım alanında çalışmış olan bir kurumsal yöneticiyi işin başına geçirdiler. Bu nedenle de müş- terileriyle ve inovasyon ruhlarıyla bütün bağlarını kaybettiler. Bu, aslında tüm inovatif şirketler için geçerli. İnovasyon kültürü liderle başlar. Bugünün dünyasında da başarılı olan pek çok şirketin, kaptan köşkünde oturan kişi inovatif olduğu için başarılı olduğunu görüyoruz. Değişimin rekabet için gerekli olduğunu biliyorlar. P&G böyle bir örnek. Johnson&Johnson’un lideri aynı şekilde bir düşünce yapısına sahip. Enterprise Leasing de böyle bir örnek. Jack Crooper, şirketi yine bunalımlı bir dönemde kurdu, ancak inovasyona bağlı kaldığı için başarılı oldu. Şimdi oğlu da aynı yenilikçi yaklaşımla devam ettiriyor. Eskiden bir şirket lideri, 20 yıl aynı koltukta kalabiliyordu. Bugün durum hiç öyle değil. Hatta bu zamanın 5 yıla kadar gerilediğini görüyoruz.  ~

Capital:
Yaşadığımız krizde hangi şirketler inovatif tarafıyla ön plana çıktı?
- Yine Apple diyeceğim. Çünkü şu anda en parlak örnek o. Tam resesyonun ortasında iPad’i çıkardılar. Bu ürün iPhone’dan bile fazla sattı. iPhone’un piyasaya sürülmesi de yine resesyonun başlangıcına denk geliyor. Yakaladığı başarıyı ise hepimiz görüyoruz. Hatta geçen ay kimsenin hayal edemeyeceği bir durum oldu. Apple, Microsoft’u piyasa değeri olarak geçti. Mesela bu dönemde McDonald’s da yine çok iyi iş çıkardı. Bazı ürünlerini yeniden konumlandırdı. Yeni ürünlerle kor- kusuzca piyasaya çıktılar. Johnson&Johnon ve P&G yine bu kötü zamanlarda inovasyona devam eden ve bunun karşılığını alacak şirketler olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz