Aslında kimya, yaşamın her alanında yer alıyor. Kimya denince akla hep günlük hayatın dışında kalan ürünler geliyor. Oysa kimya, günlük hayatımızın tam da merkezinde yer alıyor. Makyaj malzemelerinden saç boyalarına parfümden sabunlara kadar pek çok ürünün içinde kimya var. Dolayısıyla kimya sektörü, gelişen teknolojiyle birlikte insanoğlunun hayatını “güzelleştiriyor."
BASF gibi kimya şirketleri de geliştirdikleri ürünlerle güzellik sektörüne katkı yaparken insanlara da “mutluluk vermeyi" sürdürüyor. Bugüne kadar kimyayı hep endüstriyel alanlara sunduğu ürün ve çözümlerle ele aldık. Yapı kimyasallarından izolasyon malzemelerine, plastik ürünlerden katkı maddelerine kadar her ürünün kimyanın yardımıyla işe yarar hale geldiğini gördük. Fakat tüm bunlar, bizim gündelik hayatımızın çok da içinde olmayan ürünlerdi.
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana, güzel görünmek ve iyi hissetmek için birçok yola başvurdu. Makyaj malzemeleri, saç boyaları, parfümler ve aklınıza gelebilecek onlarca kişisel bakım ürünü, yüzyıllarca öncesinde de çeşitli şekillerde kullanılıyordu. Tabii ki o zamanlar her şey çok daha zahmetliydi; iyi görünmek emek istiyordu. Bugünse kişisel bakım ürünlerinin içeriğinde kullanılan kimyasallar sayesinde, kendimizi daha iyi hissetmek ve daha iyi görünmek için ihtiyaç duyduğumuz her şey, küçük şişelerin ve tüplerin içerisine girerek önümüze serildi. Doğrusu kimyanın sunduğu bu küçük mucizelere alışmamız hiç de zor olmadı.
YAŞAMIN HER ALANINDA
Kişisel bakım ve güzellik, ilk bakışta hayati öneme sahip görünmese de beslenme, başını sokacak bir eve sahip olma ve sosyalleşme gibi temel ve basit ihtiyaçları olan insanoğlunun asla bunlarla yetinmediğini, daha iyi görünmek ve hissetmek için bir dolu zahmete katlandığını hepimiz biliyoruz. Bu hedef doğrultusunda kimi zaman daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak adına spor salonlarında ter döküyor kimi zaman yemeğin üstüne ikram edilen o koca dilim çikolatalı pastayı yememek için nefsimizle savaşıyoruz. Fakat iyi hissetmemizi ve iyi görünmemizi sağlayan ürünler, çoğu zaman kimya sektörü tarafından ayağımıza getiriliyor.
Yaşam kalitemizi yükselten söz konusu kimyasallar, el sabunlarımızdan şampuanlarımıza, makyaj malzemelerimizden güneş kremlerimize kadar hayatın her anında yanımızda. Peki bu kimyasalları bizim iyiliğimize hizmet eder hale getiren sihirli dokunuşlar kimin eseri? İşte kimyanın mucizelerinin nasıl devreye girdiğine bakmamız gerekiyor.~
Kişisel bakım ürünlerine gösterilen ilginin her geçen gün arttığı günümüzde, trendleri yakından takip etmek de büyük önem taşıyor. Güzellik sektöründe kullanılacak ürünleri geliştirmek üzere yola çıkan sektör paydaşları, tüketicilerin hızla değişen eğilimlerini göz önünde bulundurarak, farklı beklentileri karşılayacak kapsamlı çözümler sunuyor.
ÇARPICI GERÇEKLER
Her ne kadar güzellik ve kişisel bakım kavramının etrafında şekillenen konuları fazla önemsemiyor gibi gözüksek de yapılan araştırmalar, güzellik ihtiyacının “göze hoş gözükmekten” öte bir ihtiyaç olduğunu ve temelinde “mutlu olma” arzusunun yattığını ortaya koyuyor. Bu açıdan bakıldığında, kişisel bakım ürünleri sektörünün aslında “insanları mutlu etmek” gibi çok ciddi bir talebi karşılamak üzere çalıştığını görüyoruz.Kişisel bakım kimyasalları, bizi dıştan içe güzelleştirmek için uğ-raşadursun biz de güzellik uğruna yaptıklarımızla istatistiklere konu olmayı sürdürüyoruz. Örneğin bir kadın, hayatının ortalama 2 yılını, bir erkek ise 6 ayını ayna karşısında geçiriyor. iyi görünüp görünmediğimize karar vermek için oldukça uzun bir süre, öyle değil mi?
Konu güzellik olunca kadınların tahtını sallamak pek mümkün gözükmüyor. Yılda ortalama bir adet ruj tüketen kadınların yüzde 90’a yakını yüz kremi kullanırken, erkeklerde bu oran yarı yarıya azalıyor. Fakat kadın ya da erkek fark etmeksizin, günün sonunda herkes daha iyi hissetmek ve daha iyi görünmek istiyor. İşte tam da bu noktada, belki pek de farkında olmadan kimya ile temas ediyor; kimyanın bizlere sunduklarından fazlasıyla yararlanıyoruz. Görünen o ki teknoloji bu hızla gelişmeye devam ettiği sürece, kimya sektörü de insanoğlunun hayatını “güzelleştirecek” icatlar çıkarmaya devam edecek. Bizse tüketiciler olarak yeniliğe karşı asla tükenmeyen iştahımızla bu icatlara kucak açmaya hazır olacağız.
BASF'NİN YAKLAŞIMI
Dünyanın lider kimya şirketi BASF, tüketici görüşlerine değer veren yaklaşımı ve inovasyon gücüyle sürdürdüğü AR-GE çalışmaları ışığında, kişisel bakım sektörüne katkı sağlıyor. Saçlarınızın istediğiniz renkte ışıldamasını mümkün kılan saç boyanızın içindeki renk pigmentlerinden cilt bakım kreminizde bulunan kırışık önleyici etken maddeye, saç şekillendiricilerinizin tutuculuğunu artıran polimerlerden güneş kremlerinizdeki UV filtrelerine kadar geniş bir yelpazede hammadde üretimi gerçekleştiren BASF, sunduğu çözümlerle kişisel bakım ürünlerinden maksimum düzeyde fayda sağlanmasını kolaylaştırıyor.
Operasyon zincirindeki tüm faaliyetleri “sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma” mis-
yonu doğrultusunda sürdüren BASF, bakım kimyasallarını zenginleştiren maddeleri geliştirirken de sürdürülebilirlikten taviz vermiyor. BASF bünyesinde görev alan AR-GE çalışanları, ürün kalitesinden ödün vermeksizin doğa dostu kozmetik ürünler geliştirmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Böylece tüketici ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılarken aynı zamanda çevresel açıdan da değer yaratan bir kimyadan söz edebiliyoruz.~
GÜNEŞTEN KORUYAN KİMYA
KORUMA FAKTÖRLERİ
UV ışınlarının zarar verici etkileri konusundaki farkındalık giderek artıyor. Bu nedenle güneş kremlerini, diğer bakım ürünlerinden ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor. Güneş kremleri aracılığıyla sağlanan yüksek koruma faktörleri ve daha iyi UVA koruması, cilt sağlığının korunmasına büyük katkıda bulunuyor. BOŞLUĞU KAPATIYOR
BASF tarafından geliştirilen ve üstün UV emme özellikleri sayesinde, şu anda Avrupa pazarında mevcut en etkili UV filtrelerinden birisi olan Tinosorb® A2B, bugüne kadar UV filtrelerinin kapsamı içerisinde olmayan UVA II aralığındaki koruma boşluğunu kapatıyor.
MUTLULUK VEREN KİMYASALLAR
HASSAS CİLTLERE ÖZEL
BASF'nin geliştirdiği Lamesoft OD adlı hammadde, el, yüz ve vücut temizleme ürünlerinin yanı sıra şampuan ve saç kremlerinde de kullanılarak cildin yumuşak kalmasını sağlıyor ve hafif bir his bırakıyor. Ciltteki faydalı yağların çözünmesine olanak sağlayan Lamesoft OD, hassas ciltlerde de güvenle kullanılabiliyor. NEMİ KORUYOR
Kimyanın sunduğu nimetler cilt bakımıyla sınırlı değil. BASF'nin saç şekillendiricilerde kullanılmak üzere geliştirdiği Luviset One adlı çok yönlü polimer, kıvırcık saçların buklelerini yüzde 95 oranında korumaya yardımcı olduğu gibi saçların 48 saat boyunca nemi tutmasını da sağlıyor. RENK VE IŞIK DESTEĞİ
BASF, makyaj malzemelerinde kullanılan hammaddeleriyle güzellik sektörüne de çözüm sunuyor. Timica Terra Colors adlı pürüzsüz ve yumuşak dokulu tozla dudak ve göz makyajında kullanılan ürünlere renk ve ışıltı katan BASF, makyajda doğal bir görünüm yakalamak isteyen üreticilere hitap ediyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?