Acele Satılık Şirket Aranıyor

Seymur Tarı / Turkven Private Equity Direktörü    Turkven Private Equity, ilk Türk girişim sermayesi şirketi. 2002 yılında Şeymur Tarı, Evren Ünver ve Eren Nil adlı üç genç ortak tarafın...

1.06.2003 03:00:002
Paylaş Tweet Paylaş
Seymur Tarı / Turkven Private Equity Direktörü  
 
Turkven Private Equity, ilk Türk girişim sermayesi şirketi. 2002 yılında Şeymur Tarı, Evren Ünver ve Eren Nil adlı üç genç ortak tarafından kuruldu. Aralarında IFC, Yunan NBG, Alman Kalkınma Bankası, Hollanda Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın da olduğu kurumsal yatırımcıların fonlarını yönetiyorlar. İlk yatırımlarını geçen ay Uno’yu üreten Unmaş şirketine yaptılar. Şimdi sırada yenilerinin olduğunu, 100 milyon dolarlık bütçeyle alım yapacaklarını belirtiyorlar.  
 
Risk sermayesi konusunda çalışan şirket sayısında son yıllarda hızlı bir artış yaşandı. Bu şirketler, sermayesiz girişimcilere fırsat yaratılmasında ve yeni ekonominin gelişmesi için kaynak oluşturulmasında önemli rol oynuyorlar. Oysa, Türkiye gibi ülkelerde belli bir seviyeye gelmiş büyük şirketlerin de yeni girişimciler gibi finansal desteğe ihtiyacı oluyor. İşte girişim sermayesi(Private Equity) bu noktada devreye giriyor.  
 
Türkiye’de bu konuda çalışan bir iki fon bulunuyor. Dolayısıyla, büyük şirketlere kaynak yaratılması konusunda çok ciddi bir açık yaşanıyor. Bu açığı fark eden üç ortak Seymur Tarı, Evren Ünver ve Eren Nil, 2000 yılında fonlarını oluşturmak için çalışmaya başladılar. Bu çalışmalar 2002’de Turkven Private Equity adıyla bir şirkete dönüştü.  
 
İlk Türk girişim sermayesi şirketi olma unvanının sahibi olan Turkven, IFC, Yunan NBG, Alman Kalkınma Bankası, Hollanda Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın da olduğu kurumsal yatırımcılardan oluşan fonu yönetiyor. Ayrıca, şirket dünya çapında 6 milyar doların üzerinde fon yöneten Advent International firmasının da Türkiye’deki yatırım ortağı durumunda.  
 
Çiçeği burnunda şirket, ilk yatırımını Uno markasının sahibi Unmaş adlı şirkete yaptı. Şirket ortaklarından Direktör Seymur Tarı, “Önümüzdeki 4 yılda 10 yeni ortak daha arıyoruz” diyor. Sermaye bazında 100 milyon dolarlık yatırım yapabileceklerini söyleyen Seymur Tarı, “Bir şirkette 5-25 milyon dolar yatırım gerçekleştirebiliriz” diye konuşuyor.  
 
Turkven  Private Equity’nin ortaklarından Seymur Tarı, şirketini, girişim sermayesini ve yatırım planlarını Capital’e değerlendirdi:  
 
Turkven genç bir şirket. Kuruluşu nasıl oldu? Hangi hedeflerle yola çıktınız?  
 
2002 yılında kurduk. Burada fonumuzu kurma sürecimiz iki yıl sürdü. 2000’de Mc Kinsey’den ve JP Morgan’dan ayrılarak üç ortak yola çıktık. Bu arada Türkiye devalüasyon sürecinden geçtiği için maceralı bir yolculuk oldu. Fakat, Dünya Bankası’nın, IFC’nin ve Advent’in baştan büyük desteği olduğu için sağlam bir şekilde yola çıktık. O yüzden hedefimize ulaştık.  
 
Girişim sermayesi şirketi kurma fikri nasıl oluştu?  
 
Türkiye’de çok ciddi bir endüstri potansiyeli ve çok sayıda girişimci var. Finansman kaynakları maalesef sınırlı. Yabancı stratejik yatırımcılar Türkiye’ye hala seyrek geliyorlar. Bunun dışında bankalar da çok muhafazakar davrandıkları için, Türkiye’de büyümeye ve döner sermayeye yönelik sermaye bulmak çok zor. Bu eksikliği gidermenin en iyi yolu Batı’da da görülen girişim sermayesiydi. Bu model Batı Avrupa’da ve Amerika’da çok başarılı oldu, büyümeyi hızlandırdı.  
 
Advent International’ı neden seçtiniz? Nasıl bir ortaklığınız bulunuyor?  
 
Advent dünya çapında girişim sermayesi yapan 3-4 şirketten biridir. Coğrafi kapsamına baktığımızda Uzakdoğu, Latin Amerika, Orta ve Doğu Avrupa gibi gelişmekte olan pazarlarda bulunuyor.  
 
Bunun dışında Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da da varlar. Biz kendimize bir ortak ararken bu kritere çok önem verdik. Türkiye’deki fon yönetiminin Türk olması gerektiğini düşünüyorduk. Türkiye’yi anlamalı, Türkiye tecrübesi olmalı, Türk girişimcilerle aynı lisanı konuşmalı. Fakat, bir yandan da uluslararası bir network’e dahil olmalı.  
 
Advent bu network’ü çok iyi verdi. Advent gelişen, iş yapması zor, makro ekonomik dalgalanmaların olduğu ülkelerde yatırım yapmayı biliyor. Bu tecrübe ve cesaret onlarda var. Girişim sermayesi konusunda çalışan çok büyük firmalar da var. Fakat, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da ağırlıklı iş yapanlar için gelişmekte olan ülkelerin heyecanını sindirebilmek çok zor oluyor.  
 
Advent 25 yıldır bu işi yapan, Boston merkezli bir firma. Bize çok yakın ilgi gösterdiler. Aylarca Londra ofislerinde çalıştık. Türkiye’de tek başına bir fonun yola çıkmasını doğru bulmuyoruz.  
 
Kimlerin fonunu yönetiyorsunuz?  
 
Bizim fonumuz esasında Türkiye’de türünün ilk örneği. Çünkü, ilk defa birçok kurumsal yatırımcı bir araya geldi ve paralarının yatırım kararını bir Türk ekibe ihale etti. Paralarını emanet eden kurumlarda Türkiye’de önemli miktarda uzun vadeli kredi veriyorlar.  
 
Dünya Bankası kuruluşu IFC, Hollanda Kalkınma Bankası(FMO), Alman Kalkınma Bankası(DEG), Avrupa Yatırım Bankası Türkiye’nin özel sektörü için orta ve uzun vadeli kredilerde çok farklı yere sahipler. Bizim şansımız bütün bu kurumları bünyemizde buluşturmak oldu. Her üç ayda bir bu kurumların üst düzey yöneticileriyle toplantı yapıyoruz. Ortak olduğumuz şirketler esasında bu kurumlarla işbirliği yapmış oluyorlar. Dolayısıyla bu bizce çok önemli bir değer önerisi.    
 
Girişim sermayesi, risk sermayesi ile benzer bir model mi?  
 
Risk sermayesi(Venture capital) daha ziyade kurulma aşamasında olan, belki satışı henüz olmayan ama bir ürün geliştirmiş olan, ağırlıklı olarak teknoloji şirketleri için daha geçerli bir tabir. Girişim sermayesi(private equity) oturmuş cirosu, pazarı ve yönetimi olan, daha büyük şirketlerin kullandığı bir finansman tarzıdır. İki kavram aslında birbirinden çok farklı.  
 
Risk sermayesi Amerika, Hindistan, İsrail, Kore’de çok yaygın. Bir miktar da Batı Avrupa’da görülüyor. Fakat, Türkiye henüz işin başında. İlk etapta girişim sermayesi tarzı işler olacağını düşünüyorum. Çünkü, saygın firmalar finansman bulmakta zorlanıyor. Bu problemi çözdükten sonra ”start” up tabir edilen kısma da geleceğiz. Ama öncelikli hedef, binlerce kişiyi istihdam eden, büyük cirolar yapan, vergi ödeyen firmaların sermayeye ulaşmasını sağlamak.  
 
Bu alanda çalışan sizin gibi başka şirketler de var mı?  
 
AIG’nin Blue Voyage fonu var. Galatasaray ve AFM’ye ortaklar. Bunun dışında Soros’un bir fonu bulunuyor. Henüz sayı oldukça az. Orta ve Doğu Avrupa’daki gelişmeye bakarsak bu sayının zaman içersinde artacağını düşünüyoruz. Polonya’da bugün bizim gibi 10-15 tane yatırım fonu çalışıyor.  
 
Girişim sermayesi modelinde bağlantılar nasıl sağlanıyor? Siz mi şirketlerle bağlantı kuruyorsunuz, onlar mı size başvuruyor?  
 
Her ikisi de var. Türkiye’de çok ciddi bir bankacılık kültürü oluştu. Bu bankaların çoğunun yatırım bankaları var. Bunlar şirket evlilikleri ve halka arzlarla ilgileniyorlar. Bu yatırım bankaları ve benzer kurumlar şirketlerle görüşüp değişik alternatifleri anlatıyorlar.  
 
Dolayısıyla, bu kurumlar bizim adımıza bayağı bir ön çalışma yapmış oluyorlar. Biz de kendimizi duyurabildiğimiz ölçüde şirketler de bizimle temasa girebiliyorlar.  
 
Çok teklif alıyor musunuz?  
 
Evet, gerçekten çok teklif geliyor. Ama, ben rakam telaffuz etmek istemiyorum. Aralarından  birçoğu ile hala ilgiliyiz. Bu gerçek anlamda sermaye ortaklığı olduğu için zaman alan bir süreç. Acele edilmemesi gerekiyor. Şu anda 10 tane şirketle çok yakından görüşüyoruz.  
 
Şirketlerde hangi kriterlere önem veriyorsunuz?  
 
Her sektör kendine has özellikler taşıyor. Bu nedenle her sektörde baştan oturup düşünülmesi gerekiyor. Bu sektörün ana başarı göstergeleri içinde biz şirketi nasıl değerlendirebiliriz diye bakıyoruz. Ama, bir de sektörden bağımsız kriterler var. Ortaklığa girdiğimiz için karşılıklı güven çok önemli.  
 
Bunun dışında karşımızdaki ekibin daha önce yaptığı işlerdeki başarısına ve Türkiye’deki repütasyonuna çok önem veriyoruz. Ayrıca, yönetim kadrosunun kurumsallaşmaya açık olması gerekiyor. İşleyen bir yönetim kurulu, stratejik planlama düzeni olmalı. Batılı anlamda kurumsal yaklaşım göstermeye açık bir yapı istiyoruz.    
 
Sektörde kritik bir kütleye sahip olmalı. 10-100 milyon dolar arasında bir cirosu olan belli boydaki şirketlerle ilgileniyoruz. Sektörde güçlü olmalılar. Kriz zamanlarında pazar payını, fiyatını ve müşterisini koruyabiliyorsa güçlüdür. Bu açıdan 2001 yılı iyi bir imtihan oldu. Bunun dışında büyüme potansiyeli de görmeliyiz. Şirket ciroda veya kârlılıkta büyüyebilir. Sürdürülebilir bir büyüme trendi bizim için önemli. Çünkü, biz uzun vadeye bakıyoruz.  
 
Türkiye’de ne kadar alım yapmayı planlıyorsunuz?  
 
Türkiye’de 100 milyon dolar civarında bir sermaye yatırımı yapmayı planlıyoruz. Bunun dışında yatırımcılarımızdan sağlayabileceğimiz borç miktarı en az bu miktar kadar olur. IFC çok büyük krediler verebilen bir kuruluş. Önümüzdeki 4 yıl içinde 10 yatırım daha yapmayı hedefliyoruz.  
 
Bir şirkete ortalama ne kadar yatırım yapabilirsiniz?  
 
Alt sınırı 5-6 milyon dolar gibi düşünüyoruz. Üst sınır teoride yok. Çünkü, Advent’in 6 milyar dolarlık bir kaynağı var. Bizim gücümüz yetmediği zaman onlardan destek alacağız. Ama, 20-25 milyon dolar sermayeye kadar bir problem yaşamayacağımızı söyleyebilirim. Ama, bunun üstü de mevcut.  
 
Ortak olacağınız firmalarda pozisyonunuz ne olacak?  
 
Biz ortak olduktan sonra şirketin günlük işleyişi değişmiyor. Aktif olmak ve yönetim kurulunda temsil edilmek istiyoruz. O yüzden iyi yönetilen şirketlere ortak olmayı planlıyoruz  ki başka ortaklıklar arayabilelim. Yani, yönetim kurulunda temsil hakkı istiyoruz. Önemli kararlarda ortaklaşa karar almayı planlıyoruz. Onun dışında yurtdışında ihracat bağlantıları, işbirliği görüşmeleri, uzun vadeli kredi görüşmeleri yapılırken şirketle aynı tarafta olarak  bizzat destek vermeye hazırız. Yurtdışı ilişkilerde Advent’in desteği de sağlayabiliriz.  
 
HANGİ SEKTÖRLER CAZİP?  
 
İLAÇLA YAKINDA İLGİLENİYORUZ
Advent’in bu alandaki tecrübesi çok derin. Yurtdışında çeşitli ilaç yatırımları var. Türk ilaç şirketleri henüz ciddi bir ihracat potansiyeli yakalayamadı. Biz bunun gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Jenerik tabir edilen ilaçlarda Türkiye’nin çok gelişeceğine inanıyoruz. Bu sektörle yakından ilgiliyiz.  
 
LOJİSTİK TÜRKİYE’DE BÜYÜYECEK Büyük şirketler sabit giderlerini azaltmak için dışarıya daha çok iş vermeye başladılar. Lojistikte 3PL olarak tabir edilen katma değerli lojistik servisleri var. Türkiye’de çok büyüyecek bir alan bu. Zaten birçok oyuncu ciddi bir şekilde Türkiye’de bu işi takip ediyor. Biz de çok ilgiliyiz. Büyük uluslararası firmalara servis vermeleri çok önemli. Dolayısıyla nispeten güvenli bir müşteri yapıları var.  
 
OTOMOTİV YAN SANAYİ CAZİP Otomotiv yan sanayi Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri. Burada mühim olan çok basit komponentlerden ziyade, sistem tabir ettiğimiz birkaç komponentin bir araya getirip monte edilmiş halini satan şirketlerdir. Çünkü, burada da katma değer yaratılıyor.  
 
SERVİS SEKTÖRÜ GELİŞECEK Business Services’in da gelişeceğini düşünüyoruz. Bundan kastımız büyük kurumlara çeşitli servisler satılıyor. Bütün insan kaynaklarının yönetimini dışarıdan yapabilirsiniz, muhasebe sistemleri satabilirsiniz, satış güçleri kiralayabilirsiniz. Bunun gibi birçok örnek var. Dolayısıyla Türkiye’de servis sektörü çok gelişecek. Çünkü, vasıflı insan gücüne sahibiz ve Batı’ya göre daha uygun fiyatlarımız var.  
 
BEYAZ EŞYAYI TAKİP EDİYORUZ Beyaz eşya da Türk ekonomisini sürükleyen sektörlerden. Burada iki tür firma bulunuyor. Üreticiler ve üreticilere mal ve hizmet veren firmalar var. Biz her ikisi ile de ilgileniyoruz. Bu şirketleri takip ediyoruz.  
 
AMBALAJDA FARKLILIK ÖNEMLİ Ambalajda çok büyük bir rekabet ortamı söz konusu. O yüzden biraz daha nitelikli ambalaj yapan şirketler bizim için daha cazip. Hepsinin hammaddesi benzer olduğu için üzerine şirketin kattığı değer çok mühim. Yani, farklılaşma arıyoruz.  
 
RADYOCULUKTA ADVENT TECRÜBELİ Medyada ilk aklımıza gelen radyo istasyonları oldu. Advent’in çok sayıda radyo istasyonu var. İyi bildikleri bir sektör. O yüzden biz de onlarla birlikte bu konuda da iyi çalışabileceğimize inanıyoruz.  
 
GIDADA MARKA ÖNEMLİ  Gıdaya olan ilgimiz Uno ile tescil oldu. Orada markalı, dağıtım ağı sağlam olan, oturmuş firmalarla ilgiliyiz. Bu sektörler dışında kimyasalar ve yapı malzemeleri sektörleri ile de ilgileniyoruz. Pazar payı ve dağıtım ağına sahip firmalar bizim için daha cazip. Büyüme potansiyeli olan bütün sektörlere baktığımızı söyleyebilirim.  
 
İŞBİRLİĞİNDE HANİ MODELLER KULLANILIYOR?  
 
BÜYÜME İÇİN SERMAYE SAĞLIYORUZ
Dev yatırımcıları bünyemizde barındırmamız hem sermaye hem borç sağlama imkanı tanıyor. Bu nedenle değişik iş modellerine açığız. Girimci sermayedar dediğimiz modelde büyümek isteyen şirkete ortak oluyoruz ve büyütüyoruz. Bu çok tipik bir model.  
 
AKTİF OLMAYANLARIN HİSSESİNİ ALIYORUZ Bir diğer model pasif sermayedardır. Mesela şirketin 5 ortağından ikisi aileden olabilir. Onların hisselerini satın alıp bir miktar sermaye artırarak şirkete yeni kaynak girişi sağlayabiliriz. Bu model aile şirketlerinin jenerasyonlardan aktarımı konusunda geçişi yumuşatıcı bir faktör olabilir.  
 
PROFESYONELLERE DE DESTEK VERİYORUZ Bu modelde profesyonel yöneticilere çalıştıkları şirketleri sermayedarlarından satın almaları için sermaye ve borç sağlıyoruz.  Ayrıca, yöneticinin kendi şirketi dışında bir firmada ortak olmasına da destek veriyoruz. Bu yöntemler henüz Türkiye’ye gelmedi. Türkiye’de çok değerli yöneticiler var. Bunlar için de açılım sağlayacak.  
 
HOLDİNG ŞİRKETİ ALABİLİRİZ Holdinglerin core business tabir edilen ana işleri dışında kalan bir portföy şirketini çoğunluk olmak şartı ile satın alabiliriz. 2001 krizinden sonra holdinglerde bu eğilim daha çok görülmeye başlandı. Uno bunun için güzel bir örnek oldu. Benzer başka örnekler de olacak diye düşünüyoruz.  
 
BANKALARLA ORTAK ÇALIŞABİLİRİZ Bankaların likiditesi rahat olmayan bir sürü şirketlerle kredi ilişkisi var. Biz burada bankalara çözümler getirebileceğimize inanıyoruz. Bankaların kredi porföyündeki şirketleri yeniden yapılandırmalarında ortak çalışabiliriz. Birkaç bankanın aynı şirkette alacağı oluyor. Ancak, şirketin tekrar nakit üretebilmesi için bir miktar kaynak gerekiyor ki çarkını tekrar döndürebilsin. O noktada biz devreye girebiliriz. Bu şekilde görüştüğümüz şirketler var.    
 
“UNO’YA YATIRIM YAPMAKTAN ÇOK MEMNUNUZ”  
 
Turkven Private Equity, Türkiye’deki ilk yatırımını Uno markasının sahibi Unmaş’a yaptı. Turkven’in ortaklarından Direktör Evren Ünver, Uno’nun yönetim kurulunda şirketini temsil edecek. Evren Ünver, ilk yatırımlarını şöyle değerlendirdi:  
 
“İlk yatırımımızın Uno olmasından çok memnunuz. İstediğimiz özelliklere sahip bir şirketti. Biz unlu mamuller işini bilmiyoruz. Bildiğimizi de iddia etmiyoruz. Daha çok yönetim kurulunda aktif bir sermayedar olmayı hedefliyoruz. Ayrıca, yabancı bir yatırımcı olarak bizim için raporlama çok önemli. Türkiye’de muhasebe sistemlerini anlamak çok kolay değil.  
 
Dolayısıyla özellikle raporlama gibi konularda kendilerine yardımcı olmak istiyoruz. Büyük yatırımlar, sermaye artışları, şirket evlilikleri gibi konularda da finansal tecrübemiz olduğu için katkıda bulunabiliriz. Onun dışında Uno’nun günlük işlerine karışmayacağız. Zaten Hasip Gencer ve Doruk ekibi bu işi çok iyi biliyorlar. Unmaş 1990’larda kuruldu. 1997’de Doğuş Holding’e satıldı. Hasip Gencer iki yıl kadar burada devam etti. Daha sonra Doruk adlı şirketin kurucuları arasında yer aldı. Doruk, Turkven ve Advent olarak Uno’nun yüzde 100’ünü satın aldık. Uno sektöründe yüzde 40 pazar payı ile lider durumunda. Şirket 2002’de 17 milyon dolar ciro yaptı.”  

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

2 Yorum

Elina Johnson 18 TEMMUZ 2017, 7:37

Eğer bir kredi için mi arıyorsunuz? Yoksa bir banka veya bir veya daha fazla nedenden dolayı bir finans kurumu tarafından bir kredi reddetti vardı? Haklısınız burada kredi çözümleri için doğru yer var! Elina Johnson kredi firması biz sınırlı% 2 düşük ve uygun faiz oranı şirketler ve bireyler için kredi vermek vardır. [email protected] üzerinden e-mail yoluyla bugün bizimle irtibata geçiniz

Elina Johnson 18 TEMMUZ 2017, 7:37

Eğer bir kredi için mi arıyorsunuz? Yoksa bir banka veya bir veya daha fazla nedenden dolayı bir finans kurumu tarafından bir kredi reddetti vardı? Haklısınız burada kredi çözümleri için doğru yer var! Elina Johnson kredi firması biz sınırlı% 2 düşük ve uygun faiz oranı şirketler ve bireyler için kredi vermek vardır. [email protected] üzerinden e-mail yoluyla bugün bizimle irtibata geçiniz

Yorum Yaz