İnsanlar

Müge Yalçın Ernst&Young'da İK’nın Başında    Ernst&Young Türkiye’de geçtiğimiz ay önemli değişimler oldu. Takip etmişsinizdir sanıyorum. Arthur Andersen’ın tüm dünyada yaşadığı kötü durum...

1.01.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Müge Yalçın Ernst&Young'da İK’nın Başında  
 
Ernst&Young Türkiye’de geçtiğimiz ay önemli değişimler oldu. Takip etmişsinizdir sanıyorum. Arthur Andersen’ın tüm dünyada yaşadığı kötü durumun ardından, Türkiye’de grubun başındaki Şaban Erdikler, İK ve denetim kısmını almış ve Ernst&Young çatısı altına girmişti. Yönetim kısmını ise Accentura’a devretmişti. Şaban Erdikler, Ernest&Young’taki bu ortaklığından ayrıldı. Beraberinde Nedim Menekşe de istifa etti. Şimdi yeni bir oluşum için çalışıyorlar.  
 
Ernst&Young’da ise Türkiye İnsan Kaynakları Danışmanlığı Bölümü’nün başına Müge Yalçın geldi. Daha önce bu görevi, Nedim Menekşe yürütüyordu. Müge Yalçın’ı uzun süredir tanıyorum. Bence Türkiye’de İK alanında sayılabilecek ilk isimlerden biri. Göreve geldikten sonra telefonla konuştum. Yalçın, 32  kişiyle, Türkiye’deki en güçlü İK gruplarından biri olduklarını vurguladı. Önümüzdeki günlerde iş potansiyelinin de yükseleceğini söylüyor.  
Yalçın, şirketlerin değişen yeni ekonomik ortamda, İK’ya verdikleri önemin artacağını tahmin ediyor. “Son dönemde, ücret ve prim sistemleri ve yetkinlik bazlı performans değerlendirmeleri konusunda talebin arttığını görüyorum” diye konuşuyor. Bunda şirketlerin çok büyük zamlar yapmak istemediklerini, fakat iyi elemanlarını da korumak istemelerinin etkisi olduğunu belirtiyor. Yalçın, bir diğer hareketliliğin de “executive search”de görüldüğünü, yeniden yapılanmalara yönelen şirketlerin, yönetici değişimlerini de gündeme getirdiğine dikkat çekiyor.    
 
Koç Bryce’a Sporcu Genel Müdür  
 
Koç Bilgi Grubu şirketlerinden Koç Bryce’ın genel müdürlüğüne Diana Misim Fındıkoğlu getirildi. Teknoloji şirketlerinde çeşitli kademelerde tecrübeleri var. Son olarak, Koç’un “Paro”yu piyasaya sunan şirketi Tanı’da satış müdürlüğü yapmış. Bunun dışında sosyal yaşamında da öne çıkan özellikleri bulunuyor; at biniyor, iyi bir motosiklet kullanıcısı, yoga yapıyor ve iyi bir basketbol oyuncusu.  
 
Yüzyüze görüşme fırsatı bulamadım, ancak telefonda, anlatış tarzında, dinamizmi hissediliyor. Koç Bryce’da yapmak istedikleri konusunda da oldukça heyecanlı. Birbiri ardına yeni uygulamalar başlatmış. Biliyorsunuz, Koç Bryce teknoloji eğitimleri veren bir şirket. Birkaç projeden bahsetti, bunlar arasında ilginçlerinden biri bireysel müşterilere verilen eğitimlerde. Bu müşterilere  ödeme kolaylığı sunmak amacıyla, Koçbank ile bir anlaşma yaparak çok düşük kredi faizle 24 aya kadar taksit imkanı sağlamaya başlamışlar. Gerçekten güzel bir imkan. Bunun dışında “Mobil sınıf” eğitimlerine başlamışlar. Kurumlara eğitimleri, önceden belirlenmiş tarihlerde, kendi lokasyonlarında yine Koç Bryce eğitmenleri tarafından verilecek.    
 
Fındıkoğlu’nun ilginç saptamalarından biri, e-learning konusu. Bu konuda Türkiye’de de dünyada da gelişmenin biraz durduğunu, daha doğrusu istenen düzeyde büyümediğini söylüyor. Bu beni şaşırtıyor. Maliyetleri azaltıcı, sürekli eğitimi sağlayan, çalışanı rahatlatan bir sistem. Şirketlerin e-learning’den daha fazla yararlanması gerekiyor.  
 
Ercüment Berilgen Ne Yapıyor?  
 
Ercüment Berilgen’i, Carlsberg’ten hatırlayacaksınız. Carlsberg’in Türkiye’ye ilk geldiği günlerde, yeni oluşumun başındaydı. İlk operasyonları o yönetmişti. Daha sonra ayrıldı ve yeni bir marka altında bira üretmek üzere harekete geçti. “Pera” adı verilen bu birayı Park Şirketler Grubu ile birlikte üretecekti. Ancak, Berilgen’in geçtiğimiz günlerde bu ortaklıktan ayrıldığını öğrendim. Tabii hemen aradım. Nedenlerini sordum…  
 
“Pera Bira” hoş ve başarılı olabilecek bir fikir gibi görünüyordu. Berilgen öncelikle sektörde, yeni bir birayı tutturmanın zorluğuna dikkat çekti. Çerkezköy’de tesis kurduklarını, fıçı bira üretimine başladıklarını, hatta turistik bölgelerde deneme satışlarına başladıklarını söyledi. Ancak, sektörde markayı tutundurma için şişe ve kutuya girmenin gerektiğini, bunun ise büyük bir yatırıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Ortaklarına da bunu anlattığını ve kendisinin de marjinal bir üretim konsepti içinde yer almak istemediğini belirtti. İşte bu nedenle hisselerini satarak ortaklıktan ayrılmış.  
 
Şu anda daha önce kurduğu Berilgen Danışmanlık şirketinde, marka ve pazarlama konularında danışmanlık verdiğini anlattı. Birkaç iş teklifi de aldığını, bunları da önümüzdeki günlerde değerlendirecekmiş.  
 
Bu arada çok ilginç bir girişiminden de bahsetti. Maltepe’de birkaç arkadaşıyla el yapımı, hamur ürünleri üreten bir atölye kurduklarını ama işin büyüdüğünü belirtiyor. “Hammur isimli bu şirketimiz önceleri bir atölyeydi. Şimdi 60-70 kişilik çalışan sayısına ulaşan bir fabrikaya dönüştü” diyor. Burada sigara böreğinden şekerpareye birçok hamur işi ürün hazırlayıp özellikle zincir marketlere sattıklarını söylüyor. Gerçekten hoş bir iş.    
 
Hasan Güleşçi Maya Grubu'na Geçti  
 
Hasan Güleşçi, Sabancı Grubu’nun unutulmaz yöneticilerinden biridir. Sabancı Ailesi’nin yakın dostu ve çalışma arkadaşı olarak, grubun bugünlere gelmesinde de büyük emeği vardır. Son olarak grubun ilk CEO’su da olan Hasan Güleşçi, Sabancı Ailesi üyeleri gibi, enerjisi tükenmeyen yöneticilerdendi. Bu nedenle ayrıldıktan sonra da boş durmadı ve  Zeynel Abidin Erdem’in yönetim kurulu başkanı olduğu Erdem Holding’de görev yapmaya başladı.  
Hasan Güleşçi, bir süre önce bu görevinden ayrıldı ve Maya Grubu’na geçti. Güleşçi, İlyas Özsüer’in yönetim kurulu başkanı olduğu grupta, yönetim kurulu üyesi oldu. Özetle, Hasan Güleşçi emeklilik dönemini de çok hızlı yaşıyor!  
 
Maya Şirketler Grubu’nun geçmişi 1940’lı yıllara gidiyor. Ana işi inşaat ve gayrimenkul geliştirme. Maya Ticaret, Maya İnşaat, Maytur, Mayser Mayfleks, İnan Tekstil, İnpaş ve Maya Yapı Yatırım gibi şirketler var. Özsüer Ailesi’ne ait grubun son yıllarda hızlı bir büyüme içinde olduğu gözleniyor. Bu nedenle Hasan Güleşçi’nin tecrübesinden yararlanmak istediklerini düşünüyorum.  
 
Avrupa'daki Shell’cilerin Başarısı!  
 
Zaman ne kadar çabuk geçiyor… Tam bir yıl oldu… Shell Türkiye’den Avrupa’ya 2003 yılı ocak ayında iki önemli transfer gerçekleşmişti. O günlerde Shell Türkiye Başkanı olan Melih Türker, Ticari Yağlar Avrupa Genel Müdürü olarak Londra’ya, Perakende Satışlar Müdürü olan Ertan Çakır ise Akdeniz Ülkeleri İş Geliştirme Müdürü olarak Madrid’e gitmişti. Ben onlara Türkiye’de “müthiş ikili” diyordum. Geçtiğimiz günlerde “1 yıl oldu neler yapıyorsunuz?” diye sordum. Hayatlarının inanılmaz bir yoğunlukla geçtiğini anlattılar. Ama başarılar da sürüyor. Melih Türker, Londra’da bile bulunamadığını, dinamik gelişmelerin yaşandığı sektörde, ülkeden ülkeye dolaştığını söyledi. Ertan Çakır ise bana şunlar anlattı:  
 
“İş açısından son derece başarılı bir yılı geride bırakıyoruz Shell Akdeniz Ülkeleri olarak. 3 gün önce Roma’da hem değerlendirme hem de kutlama toplantımız vardı. Farklı ülke kültürleri ile çalışmak farklı işleri anlamak öğrenmek hakikaten büyük tecrübe. Bir sonraki durak başka bir kıta neden olmasın diye düşünüyorum”. Avrupa’daki bu başarılı iki Türk yöneticisinin bize anlatacakları çok şey var. Bunları önümüzdeki günlerde size daha geniş olarak aktarmayı planlıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz