“20 Şehirde Hilton Açacağız” Sinan Kosif, Amerika’da Boston Clark Üniversitesi ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra, New York’ta 2 yıl işletme okudu. Eğitimi sırasında eş zamanlı olarak şirkette...
“20 Şehirde Hilton Açacağız”
Sinan Kosif, Amerika’da Boston Clark Üniversitesi ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra, New York’ta 2 yıl işletme okudu. Eğitimi sırasında eş zamanlı olarak şirkette aldığı görevlerle iş hayatına hazırlandı. Sinan Kosif’in okul sonrasında Kosifler Şirketler Grubu’nda ilk çalıştığı departman ise ihracat. Burada edindiği 2 yıllık deneyimin ardından grubun gayrimenkul departmanına geçti ve proje geliştirme, fizibilite ve analiz bölümlerinde görev yapmaya başladı.
Kosif, o gün bugündür gayrimenkul geliştirme yönetiminde faal olarak çalışıyor. Bugünlerde işteki gündem maddesini Kosifler-Hilton işbirliğiyle yapılacak Anadolu’daki şehir otelleri projesi oluşturuyor. Zamanının çoğunu bu projeye harcıyor. Projeyle ilgili olarak da, “Grup olarak şehir otelciliğinde başlatmış olduğumuz projelerimizi Hilton International ile yaptığımız anlaşmayla bütünledik. Böylelikle Anadolu’nun çeşitli illerinde inşaat projelerimiz başladı. Hilton’un 4 yıldızlı markası Hilton Garden Inn ile Anadolu’nun 20’ye yakın ilinde şehir otelleri açacağız. İnşaatına başladığımız Kütahya projemizi takiben, yılsonuna kadar İstanbul, Mardin, Şanlıurfa, Aksaray, Eskişehir, Konya projelerinin de temellerini atmaya başlayacağız. Bu inşaatların hepsini 16 ay süre zarfında tamamlayacağız ve inşaatları Kosifler İnşaat yapacak” diye konuşuyor.
İnşaat, otomotiv, turizm, sigorta ve denizcilik sektörlerinde faaliyet gösteren Kosifler, son birkaç yıldır yüzde 25 düzeyinde büyüyor. Geçtiğimiz yıl 160 milyon dolarlık ciroya ulaşan grubun, bu yıl ki büyüme hedefi yüzde 25. Sinan Kosif, bu yıl cirolarını 40 milyon dolar daha artırarak 200 milyon dolara ulaştırmayı hedeflediklerini belirtiyor. Kosif’in açıklamalarına göre, uzun yıllar otomotiv odaklı büyüyen grup, son dönemde inşaatta yakaladığı büyümeyi önümüzdeki yıllarda da sürdürmeye kararlı. Sinan Kosif, “Öte yandan enerji sektöründe de her zamankinden daha iddialıyız. Enerji sektöründe de yeni atılımlarımız olacak” diyor.
Hayali Yelkenci Olmak
Sinan Kosif’in en keyif aldığı hobileri tenis oynamak, seyahat etmek ve kışın kayağa gitmek. Kosif’in denize ve teknelere ise özel bir ilgisi var. “Denizi ve tekneleri çok seviyorum, iyi bir yelkenci olmak isterdim” diyor.
“Çok Sayıda Teklif Aldık, En Uygun Ortağı Seçtik”
Arzum kısa bir süre önce yüzde 38 hissesini Ashmore Private Equity şirketine sattı. Şirket yılsonuna kadar yüzde 11 oranında hisse satışı daha gerçekleştirecek. Yani, bu yılsonunda Arzum’un yüzde 49’u dünyanın önde gelen finansal fon şirketlerinden biri olan Ashmore Group’un bir kuruluşu olan Ashmore Private Equity’nin olacak. Peki, bu satış neden ve nasıl gerçekleşti? Bundan sonra Arzum’un rotası ne olacak? Bu sorulara yanıt bulmak için Arzum Genel Müdürü Murat Kolbaşı ile görüştüm.
Kolbaşı, iç pazarda belli bir başarı yakaladıklarını, markanın uluslararası platformda yer alması için bu kararın alındığını söylüyor. Son 2 yıldır kendilerine çok sayıda birleşme teklifi geldiğini ifade eden Murat Kolbaşı, “Global marka olma hayalimizi bizimle paylaşabilecek ve gerçeğe dönüştürmede destek olacak en doğru partneri seçmek istedik. Bu doğrultuda en uygun partner olan Ashmore Private Equity Turkey ile uzun süren görüşmeler sonucu birleşme kararı aldık” diyor.
Murat Kolbaşı’nın ortaklıktan beklentisi büyük. “Dünyaca tanınan bir yatırım şirketiyle güçlerimizi birleştirerek Arzum markasının sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde de bilinirliğini sağlayacağız. Bu ortaklık Arzum’un büyüme hedeflerini gerçekleştirirken sektörün gelişmesine de büyük katkı yapacak” diye konuşuyor.
Arzum ortaklık sonrasında iç pazardaki hedeflerini de yükseltti. Geçtiğimiz yıl cirosunu yüzde 10 oranında artıran şirket, bu yıl yüzde 20’lik bir artış bekliyor. Küçük elektrikli ev aletleri pazarındaki 4’üncü büyük oyuncu olma pozisyonunu da daha üst basamaklara taşımayı planlıyor. Murat Kolbaşı, bu konudaki hedeflerini de şöyle paylaşıyor:
“Tüm ürün gruplarında da güçlenerek pazardaki konumumuzu daha yukarılara taşıyacağız. Özellikle tasarıma ve ürün geliştirmeye yönelik yatırımlarımızı artıracağız. Fark yaratacak yeni ürünlerle pazarda yeni segmentler yaratmak ve pazara yön veren marka konumuna gelmek istiyoruz.”
Yılın 75 Günü Hong Kong’da
Murat Kolbaşı, son zamanlarda spora özel bir önem veriyor. Mümkün olan her fırsatta spor yapıyor. Yüzme ve yürüyüş, özellikle bugünlerde tercih ettiği sporlar. İş ve spor dışındaki zamanını da 2 oğluyla geçiriyor. Onlarla satranç oynuyor, turnuvalara katılıyor. Kolbaşı için tatillerin vazgeçilmez rotası ise Hong Kong ve Çeşme. Her yaz tatil için Çeşme’ye gidiyor, hatta bazen uzun hafta sonu tatillerini de orada geçiriyor. “1992’den beri yılın toplam 75 günü Hong Kong’dayım” diyor.
“Dia, Türkiye’nin Üzerine Titriyor”
DiaSa son zamanlarda hızlı bir büyüme içinde. 2007 yılını 519 mağaza ile kapatan zincir, bugün itibariyle toplam 542 mağazaya sahip. Ancak DiaSa Genel Müdürü Ömer Egesel, “Dergi piyasaya çıkıncaya kadar bu sayı muhtemelen 560-570’i bulmuş olur, çünkü oldukça hızlı büyüyen bir yapımız var” diyor. DiaSa mağazalarının 423’ü zincirin kendi işlettiği mağazalar, 119’u ise franchise modeli. Zincir, bu yıl 120 civarı mağaza açmayı planlıyor. Egesel, “Bu da sadece mağaza açarak yüzde 25’lik bir büyüme gerçekleştireceğimiz anlamına geliyor. 2007 yılı ciromuz 550 milyon dolar civarında. Bu rakamın yüzde 85’i kendi işlettiğimiz mağazalardan, yüzde 15’i ise franchise mağazalarımızdan gelmekte. Bu yıl için büyüme hedefimiz yüzde 30 civarında. 2008’e oldukça iyi başladık. Nisan ayı sonuçlarımıza bakarak, bu hedefi biraz daha yukarıya çekebiliriz” diye konuşuyor.
Dia, dünyada faaliyet gösterdiği 8 ülkede yaklaşık 7 bin mağaza ile toplam 11 milyar Euro ciro yapıyor. Bu yapı içinde DiaSa, yani Türkiye, Dia için giderek artan bir öneme sahip. Ömer Egesel, Türkiye’nin Dia’nın büyümesine önderlik edecek 3 önemli ülkeden biri olduğunu söylüyor. Gelişmiş ülkelerin iyi sonuçlar ürettiklerini, ama büyüme kapasitelerinin oldukça sınırlı olduğunu belirten Egesel, “Hatta bazılarında büyümek artık mümkün değil. Bunun için Dia, DiaSA ve Türkiye, Dia’nın üzerine titriyor. Mağaza sayısı olarak 2008 sonu itibariyle İspanya ve Fransa’nın ardından 3’üncü büyük ülke oluyoruz. Şimdilik aynı şeyi ciro anlamında söylemek için erken. Çünkü farklı pazarlar, farklı gelir seviyeleri ve farklı tüketim alışkanlıkları var. Ama oraya da hızlı bir şekilde ulaşacağımızdan eminiz” diyor.
Motosiklet Ve Scuba Diving
Ömer Egesel için rutin çalışma saatleri yok. “Kaç saat çalışıyorum emin değilim, dönem dönem çok uzadığı oluyor. Yurtdışı toplantılar, iş yemekleri derken, hepsi birbirinin içine girmiş durumda” diyor. İş ve özel yaşam dengesi kurmanın her yöneticinin hayali olduğunu ancak bunu sağlamanın mümkün olmadığı belirten Egesel, ardından şöyle devam ediyor: “Ama şikayetçi değilim, bence önemli olan yaptığınız işten keyif almak. Ben de perakendeyi yapılabilecek en iyi yerde yaptığıma inanıyorum.” İki oğluyla geçirdiği keyifli zamanlar dışında Ömer Egesel’i dinlendiren hobileri, motosiklete binmek ve scuba diving yapmak.
“Hedefimiz İlk 5’e Girmek”
Anadolu Bilişim Hizmetleri, 2003 yılında faaliyete başladı. Ama öncesi de var. Şirketi oluşturan yapı 1983 yılından itibaren Anadolu Grubu’nun bünyesinde yer alıyor, grubun tüm bilişim hizmetlerini tek organizasyon çatısı altında veriyordu. İşler büyüyünce bu yapı, 2003 yılında bağımsız bir şirket haline geldi.
Anadolu Bilişim Hizmetleri, bugün cirosunun yüzde 20’sini grup dışından elde ediyor. 5 yıl içinde de grup dışı gelirlerin cirosundaki payının yüzde 50’yi aşmasını hedefliyor.
Kurulduğundan itibaren yılda yüzde 40-45 arası büyüyen şirketin bu yılki planı, yüzde 42’lik büyümeyle 25 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmak. 150 olan çalışan sayısını da 180’e çıkarmak. Şirketin büyümeyi gerçekleştirecek ciddi yatırımları da var. Çalışmalarına başlanan 10 milyon dolar bütçeli, uluslararası standartlarda 4 bin metrekarelik bir veri ve işlem merkezi bu yatırımların başında geliyor. Yatırımın tam olarak hayata geçmesiyle Anadolu Bilişim Hizmetleri önümüzdeki yıllarda daha yüksek büyüme rakamları yakalamak niyetinde.
Hedeflerinin bulundukları sektörde en az ilk 5’te yer almak olduğunu belirten Anadolu Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü Tayyar Bacak, “Şu anda 100’üncü sıralardayız. Ama bunun nedeni yeni bir şirket olmamız. Her yıl 10-15 basamak atlayarak sektörde ilk 5’e çıkacağız. Bu konuda ciddi projeler üretiyoruz” diyor.
Anadolu Bilişim Hizmetleri istediği noktaya gelirken inorganik büyümeye de başvuracak. Bacak da bu noktanın altını çiziyor ve şöyle devam ediyor, “İnorganik büyüme de büyüme stratejilerimizden bir tanesi. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.”
Tayyar Bacak, satın alma konusunda yakın markaja aldıkları şirketler olup olmadığı sorusuna ise şu yanıtı veriyor: “Birtakım çalışmalarımız var, ama henüz bir şey telaffuz etmek için erken.”
25 Yıldır Aynı Grupta
Tayyar Bacak, 1983’te Anadolu Grubu’nda sistem uzmanı olarak işe başladı. Grup bünyesinde değişik şirketlerde görev aldı. Bundan 2 yıl önce Anadolu Bilişim Hizmetleri Genel Müdürü oldu. Bacak, bilişimde iş değiştirme hızının yüksek olmasına karşın 25 yıldır aynı grupta çalışmasının nedenini şöyle açıklıyor:
“Anadolu Grubu’na bir giren bir daha zor çıkar. Bu, grubun özelliği. Benim grupta uzun süre kalmamın ise birkaç nedeni var: Ben grubun değişik sektörlerinde çalıştım. Buralarda edindiğim tecrübeler bir anlamda benim için iş değişikliği oldu. Ayrıca, grupta uzman olarak işe başlamama rağmen çok kısa sürede yönetim kademesine geldim. Yönetim kademesine gelince başka yerden gelen teklifleri daha az değerlendiriyorsunuz.”
“Süt Hayvancılığında Yatırımlarımız Artacak”
Diren ailesi 2001 yılında Tokat ve çevre illerde süt hayvancılığını geliştirmek, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak için hayvancılık yatırımlarına başlama kararı aldı. TİGEM çiftliklerinin özelleştirilmesi kapsamında Kazova Tarım İşletmesi’ni TİGEM’le ortak olarak kurulan bir şirket aracılığıyla kiraladı. Bugün 5 bin 500 dönümlük bu çiftlikte bin 140 hayvan bakılıyor. İnek başına günlük 30 litre süt üretimi gerçekleştiriliyor. Diren Ailesi satışını yaptığı sütlerin yüzde 5-10’unu buradan karşılıyor.
Ailenin üçüncü kuşak üyesi ve Diren Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi Ozan Diren, hayvancılığa başladıkları tarihte Tokat’ta günde 1-2 ton süt bulunuyorken, şimdi 250 ton civarında süt üretimi yapıldığını söylüyor. Diren, “Bu tümüyle bizden kaynaklanmıyor, ama bizim de bu artışta ufak da olsa bir katkımız var” diyor.
Tarım ve hayvancılığa önem veren Diren Ailesi, önümüzdeki dönemde bu konudaki yatırımlarını artırmayı düşünüyor. Özellikle meyvecilikte ve süt hayvancılığında büyük ölçekte yatırımları teşvik eden ve yapan bir grup olmak istiyor. Ozan Diren, bugünlerde ilk hedeflerinin Kazova Vasfi Diren Tarım İşletmesi’ndeki hayvan sayısını 3 bine çıkarmak olduğunu belirtiyor. “Şu anda ithalatta problem olduğu için bulabildiğimiz hayvanları satın alıyoruz. Kendi hayvanlarımızı çoğaltmak suretiyle sürümüzü genişletmeye çalışıyoruz. Hedefimiz süt ihtiyacımızın yüzde 25’ini bu çiftlikten karşılamak” diyor.
Hayvancılıkta büyümek isteyen Diren Ailesi’ne bu konuda çok sayıda ortaklık teklifi geliyor. Görüştükleri birçok grup olduğunu ifade eden Ozan Diren, şimdilik somutlaşmış bir projenin olmadığını söylüyor, ardından da “Bu sektörde kendimiz büyümeyi düşünüyoruz” diye ekliyor. Diren, yatırım yapmak isteyenlere de tarım ve hayvancılığı öneriyor. Ancak, bu işin sadece para yatırmakla yürümediğinin altını çiziyor. “Yatırımcının işini doğru düzgün takip etmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye, büyük sürüler halinde yapılan hayvancılığı yeni yeni öğreniyor. Bunu doğru yapan insanlar olursa herkese tavsiye ederim. Çünkü kârlı ve verimli bir iş” diye konuşuyor.
Boş Zamanlarında Seyahat Ediyor
İşteki yoğunluk Ozan Diren’in hobilerine mal olmuş. “İş yüzünden hobilerim zaman içinde azalmaya başladı” diyor. Diren boş zamanlarında genellikle seyahat ediyor. Bu seyahatleri eşinin planladığını belirten Ozan Diren, “Eşim ‘Ben bilet aldım yarın gidiyoruz’ deyince yola çıkıyoruz. Dolayısıyla boş zamanlarımızda yeni yerler görmeyi, turistik seyahat yapmayı seviyoruz. Oğlumla ilgilenmek de en önemli hobim” diye konuşuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?