İnsanlar

Egemen Demirtaş, Efe’yi Premıum Ürünlerle BüyütecekEfe Rakı, bundan 3 yıl önce pazara iddialı bir giriş yaptı ve sektörde rekabeti başlatan şirket oldu. İlk etapta yüzde 5,5-6 pazar payı hedefleyen...

1.09.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Egemen Demirtaş, Efe’yi Premıum Ürünlerle Büyütecek
Efe Rakı, bundan 3 yıl önce pazara iddialı bir giriş yaptı ve sektörde rekabeti başlatan şirket oldu. İlk etapta yüzde 5,5-6 pazar payı hedefleyen Efe, 2 yıl içinde beklentilerinin çok üzerine çıkarak yüzde 17’e ulaştı. Markanın bu hızlı yükselişinde, lidere ciddi sıkıntılar yaşatan sahte rakı krizi önemli bir etken oldu. Ancak bu krizin aşılması ve aynı süreçte yeni oyuncuların pazara girmesiyle Efe Rakı’nın pazar payı yüzde 10’a geriledi.

Şu anda 8 oyuncunun yer aldığı rakı pazarında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Efe Rakı da bu rekabette ikinciliği elinde tutuyor.

Gelinen noktada Elda İçecek CEO’su Egemen Demirtaş, pazarın çok sağlıklı bir yapıda olmadığını belirtiyor. Oyuncu sayısında bir enflasyon yaşandığını, sektörde yakın zamanda bir elemenin kaçınılmaz göründüğünü söylüyor. “Kısa zamanda Türkiye’de hiçbir işe yaramayan rakı fabrikaları olacak. Çünkü rakı işi belli bir ölçeği yakalayamadığınızda çok kârlı değil” diyor.

hed

Pazardaki rekabet bu durumdayken Efe Rakı da büyümeye odaklanmış durumda. Bu büyümeyi premium ürünlerden elde etmeyi hedefliyor. Fiyat rekabetinden uzak durmaya çalıştıklarını belirten Demirtaş, “Biz her zaman nasıl daha kaliteli ve özellikli ürün üretip katma değer yaratırız diye düşünürüz. Organik rakı, yaş üzüm rakıları, meşe fıçıda rakı gibi kategorisinin ilki olan ürünleri ürettik. Ağırlığı premium ürünlere veriyoruz. Ama ucuz rakı da satıyoruz. Ucuz rakı satmamızın bizim için çok önemi yok. Çünkü orada kâr yok” diye konuşuyor. Rakıda genel olarak yüzde 10’luk pazar payına sahip olan Efe Rakı, premium ürünlerde bu payını yüzde 20’lerin üzerine çıkarıyor.

Efe Rakı’nın ana şirketi Elda İçecek, sadece rakı üretimi yapmıyor. Geçtiğimiz yıl dünyanın en büyük alkollü içki üreticisi Diageo’nun Türkiye distribütörlüğünü aldı. Türkiye’de ithal içkilerde yüzde 60’lık paya sahip olan Diageo ürünlerinin satışını yapacak. Egemen Demirtaş, bu işin büyümelerine ciddi bir destek sağladığını söylüyor. Bu yıl ciroda yüzde 80’lik bir artış hedeflediklerini belirten Demirtaş, “Bu artışın yüzde 25’i rakıdan geri kalanı da distribütörlükten gelecek” diyor.

Fırsat Bulunca Tekneyle Açılıyor
Egemen Demirtaş, günde minimum 12 saat çalışıyor. Sabah 7 gibi ofiste oluyor. “Erken gelmeyi seviyorum. Bence işle yaşamak önemli, bu ölçekte bir iş yönetiyorsanız akşam her şeyi unutma şansınız yok. Ben işle yaşamaya çalışıyorum” diyor. İş dışında Demirtaş’ın ilgi alanında deniz ve yelken var. Hafta sonları fırsat bulunca teknesiyle açılıyor. Tekneyle geçirdiği zamanların kendisi için ne kadar dinlendirici olduğunu da şu sözlerle anlatıyor: “2 yıldır tekne tatili yapıyorum. Tekneyle 1 haftalık bir tatil, benim için 2 aylık tatile bedel. Çok güzel dinlendiriyor.”

İsrailli İlaç Devi Teva’nın  Türkiye Planı
Türkiye ilaç sektörü son birkaç yılda hızlı bir gelişim gösterdi. 2007 yılında 9,5 milyar dolarlık hacme ulaşan sektör, dünyanın 13’üncü Avrupa’nın da 6’ıncı büyük pazarı. Türk ilaç sektörünün önümüzdeki 3 yıl içinde 15 milyar dolarlık bir hacme ulaşarak dünya sıralamasında 11’inciliğe yükselmesi bekleniyor. İşte bu durum yabancıların iştahını kabartıyor. Sektörün devleri genelde satın alma yoluyla pazara giriş yapıyorlar. Bunun son örneklerinden biri de eşdeğer ilaçta dünyanın en büyük şirketi İsrailli Teva’nın Med İlaç’ı satın alması oldu.
Med İlaç, 1992 yılında Banvit ve BMC gibi birçok şirketin kurucusu olan Sıtkı Koçman tarafından hayata geçirildi. Yüzde 100 Türk sermayeli olan şirket, yurtdışındaki ilaç şirketleriyle işbirliği yaparak Türk ilaç pazarına ithal ürünler sunuyor. Özellikle onkoloji ve MS gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ürünlerin tedariğinde pazarda güçlü bir konumda.

Peki toplam 70 ülkede faaliyet gösteren ve 10 milyar dolara yaklaşan cirosuyla tam bir dev olan Teva, neden 2007 cirosu 24 milyon dolar olan Med İlaç’ı aldı?

Bu sorunun yanıtını Med İlaç Genel Müdürü Murat Özen’e sordum. Özen, bu satın almanın arkasında 2 şirket arasındaki 14 yıllık işbirliği olduğunu belirtiyor, ardından da diğer nedenleri şöyle sıralıyor: “2007 yılında Türk ilaç pazarına giren yeni ürünlerin yüzde 73’ü eşdeğer ilaçlardı. Eşdeğer ilaç devi olan Teva için de Türkiye önemli bir pazar. Biz de Med İlaç olarak Teva’yla 14 yıldır işbirliği yapıyoruz. Dolayısıyla şirketler birbirini çok iyi tanıyordu. Satın almayla birlikte Teva, Türkiye’de her 2 yılda bir, 2 kat büyüyerek, hızlı ilerlemek istiyor. Önümüzdeki 6 yıl içinde ilaç pazarının en önde gelen şirketlerinden biri olmayı hedefliyoruz.”

hed

Teva son birkaç yıldır dünya genelinde satın alma yoluyla agresif bir büyüme sürdürüyor. Bulunduğu pazarların tümünde ilk 3’e oynuyor. Özen, aynı stratejinin Türkiye için de geçerli olduğunu ifade ediyor. Yeni satın almalar olup olmayacağı konusunda bir yorum yapmıyor ama yeni işbirliklerinin olacağını söylüyor.

Kızlarıyla Stres Atıyor
Murat Özen iş dışında kalan tüm zamanını biri 8 diğeri de 5 yaşında olan kızlarına ayırıyor. İş stresine en iyi çözümün ailesiyle geçirdiği zaman olduğunu söylüyor. Sporu da ihmal etmeyen Özen, tenis oynuyor, su kayağı yapıyor.

Çimsa Dünya Liderliğine Oynuyor
Son birkaç yıldır Çimsa cephesinde önemli gelişmeler yaşanıyor. Beyaz çimentoda dünya pazarının ilk 3 oyuncusu arasında olan şirket, agresif şekilde büyüyor. Birbiri ardına yatırım ve ihracat atağı gerçekleştiriyor. Özellikle yurtdışı satın almalara ağırlık veren Çimsa, 2005 yılından bugüne Kuzey Kıbrıs, Romanya, Almanya ve İspanya’da çeşitli şirketleri bünyesine kattı. Bugün toplam 46 ülkeye kendi markasıyla ürünlerini ulaştırıyor. 113 milyon dolarlık ihracat hacmiyle Türkiye’nin çimento ihracatının yüzde 18’ini tek başına gerçekleştiriyor. Şirket, Türkiye ihracat liginde üretimde bulunduğu tüm kategorilerde 349’uncu sıradan, 169’uncu sıraya yükseldi.

Yurtdışına ağırlık vermesi şirketin küresel pazarlardaki bilinirliğini de artırdı. Örneğin Çimsa’nın İspanya’da beyaz çimento pazarındaki payı yüzde 10’a ulaştı.

Bu noktaya gelirken özellikle yatırımlara ağırlık verdiklerini belirten Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, “Sadece geçtiğimiz yıl yaklaşık 83 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Yüzde 40’a varan oranda inorganik büyümeyle 2 milyon 500 bin metreküp yıllık üretim kapasitesine ulaştık. 41 hazır beton tesisiyle Türkiye’de liderliğe yerleştik” diyor
Türkiye’de hazır beton alanında büyümeye odaklanan şirket, yurtdışında ise inorganik olarak büyümeyi istiyor. Hacıkamiloğlu, “Bu amaca yönelik, toplamda 20 milyon doları aşan yatırımla sektörde bugüne dek görülen en büyük inorganik büyüme hamlesine imza atmış bulunuyoruz” diyor.

2008 yılı sonu için 500 milyon dolarlık ciroya ulaşmayı planlayan Çimsa’nın asıl hedefi ise dünya liderliği. Bu yolda önceliklerinin yurtdışında üretim tesisi edinmek olduğunu belirten Mehmet Hacıkamiloğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Şu anda kesinleşmiş bir durum yok. Ancak Akdeniz ve Karadeniz havzaları içerisinde bölgesel güç olmamıza katkı sağlayacak ülkeleri ve buralardaki fırsatları inceliyoruz.”

Milli Voleybolcu Spordan Vazgeçmiyor
Hacıkamiloğlu’nun çalışma saatleri esnek. Şirket merkezinin yer aldığı İstanbul’da normal ofis düzeni ile çalışıyor. Ancak sık sık Türkiye ve yurtdışında yer alan üretim tesislerini ziyaret ediyor. “Bu ziyaretlerde, doğal olarak belirli çalışma saatlerinden bahsetmek mümkün değil” diye konuşuyor. Her ne kadar çok yoğun ve düzensiz bir tempoda çalışsa da Hacıkamiloğlu spor yapmayı ihmal etmiyor. Eski bir milli voleybolcu olarak sporun hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirten Hacıkamiloğlu, voleybolun yanında golf de oynuyor. “Golf oynarken, doğa ile iç içe kendinizi dinlendirebiliyor, daha net ve rahat düşünebiliyorsunuz” diyor.

hed

Dağıtım Gücünü Artırarak 150 Milyon Dolara Ulaşacak
Doğal taş sektöründe faaliyet gösteren Silkar Madencilik, her yıl ortalama yüzde 20 büyüme stratejisiyle hareket ediyor. Bu yıl ise şirket yüzde 25’lik büyümeyle 70-75 milyon dolarlık bir iş hacmine ulaşmayı öngörüyor.

Silkar’a bu hedefe ulaşmak için verimlilik artırıcı projelerin yanı sıra ithalata ağırlık veriyor. Satışlarının yüzde 55’ini, 30 ülkeye ihraç eden şirket, 15 milyon dolar civarındaki toplam ihracatının yüzde 48’ini Avrupa’ya, yüzde 34’ünü Amerika’ya, yüzde 18’ini de Doğu Avrupa, Orta ve Uzak Doğu ülkelerine yapıyor.

Geçtiğimiz yılın kârsız geçtiğini belirten Silkar Madencilik Genel Müdürü Erdoğan Akbulak, bu durumun maliyetlerdeki artıştan kaynaklandığını söylüyor. Akbulak, dünya piyasalarındaki dalgalanmalara karşın bu uygulamaların Silkar’a bir önceki yıla göre yüzde 25’lik büyüme sağlamasını bekliyor.

Silkar Madencilik’in ana hedefi ise dünya çapında taahhüt şirketlerinin güvenilir doğal taş tedarikçisi olmak ve perakendecilerin de talep ettiği bir marka haline gelmek. Bunu yaparken müşterilerine rekabet avantajı sağlamak istediklerini belirten Erdoğan Akbulak, “Bu nedenle ürünlerimizi Çin’de üreterek Çin pazarına ve dünya pazarlarına hitap edeceğiz. Çin’de bir tesis kurmak için fizibilite çalışmalarına başladık, yer tespiti yapıldı. Şirket kurmak için hukuki çalışmalar da başladı” diyor.

Silkar Madencilik’in Orta Avrupa için de projeleri var. Şirket bölgedeki müşterilerine daha yakın olmak için lojistik merkezi kurma hazırlıklarında. Akbulak, bölgede sıfırdan bir yer kurmanın fizibilitesini yaptıklarını, bu yıl içinde projeyi devreye alacaklarını belirtiyor.

Amerika’daki tanıtım ve markalaşma çalışmalarına da hız veren Silkar, buradaki dağıtım merkezi sayısını yıl sonunda 6’ya çıkarmayı istiyor. Akbulak, dağıtım konusunda planlanan yaygınlığa ulaştıklarında 150 milyon dolarlık bir ciroya ulaşacaklarını tahmin ediyor.

Tenis Oynayıp, Kayak Yapıyor
Akbulak, her hafta düzenli olarak tenis oynuyor. Kışları da genelde bir hafta kayak tatili yapıyor. 10 yaşında bir oğlu olan Akbulak için oğluyla geçirdiği vakitler de çok önemli. “Ona ayak uydurmak da vaktimizin önemli bir bölümünü alıyor. O da tenis oynuyor ve turnuvalara katılıyor. Dolayısıyla onu takip etmek gibi bir görevimiz daha var” diyor

Ali Özdoğan’a  Calista İçin Teklif Yağıyor
Calista, yapılan 150 milyon dolarlık yatırım maliyetiyle Türkiye’nin en pahalı oteli olarak adını duyurdu. İlk sezonu geçtiğimiz yıl açan bin 200 yataklık otel, yılı yüzde 35 kârlılıkla kapattı.

Gerek doluluk gerek kârlılık anlamında hedeflerini aştıklarını kaydeden Calista’nın sahibi Ali Özdoğan, bu yıldan da memnun. “Her ne kadar yıl bizim için durgun başlasa da mayıs ve haziran aylarında durgunluk aşıldı, hatta çok iyi bir performans izledi. Doğu ve Batı Avrupa ülkelerinden ciddi talep alıyoruz. İkinci yılımızda iç pazardan aldığımız talep de ikiye katlandı” diyor.

hed

A Plus müşteriye hizmet veren Calista’nın başarısı yabancı yatırımcıların da dikkatini çekmiş durumda. Bu konuda basında sıklıkla otelin satıldığı yönünde haberler çıkıyor. Ali Özdoğan ise bu haberlerden bazılarının asılsız olduğunu belirttikten sonra satın alma yönünde teklifler aldığını doğruluyor. Özdoğan, “Özellikle Doğu Avrupa ülkelerindeki bazı yatırımcılardan bu konuda teklifler aldık. Bunun yanı sıra Batı Avrupa kaynaklı bazı fonlar da otelle ilgilendi. Projenin farklı ve kaliteli olması, verilen hizmet kalitesinin yarattığı verimlilik yabancılar açısından otelimizi cazip bir yatırım alanı olarak ortaya çıkarıyor. Bana resmi olarak gelmemesine rağmen son duyduğuma göre 450 milyon dolara Rus bir yatırımcıyla el sıkışmışız. Satmayız gibi bir düşüncede değiliz, ama şu anda böyle bir şey gündemimizde yok” diyor.

Calista’ya yaptığı yatırımın 7-10 yıl içinde geri dönüşünü bekleyen Ali Özdoğan, yeni yatırımları da tüm hızıyla sürdürüyor. Özdoğan Grubu son olarak Ankara’da “Türkiye’nin en güzel şehir oteli” olma iddiasındaki bir otelin temellerini attı. Bugüne kadar Ankara’da yapılmış en pahalı oteli yapacaklarını belirten Özdoğan, aynı şekilde İstanbul’da uygun bir bölge bulurlarsa bir şehir oteli inşa etmeyi düşünebileceklerini söylüyor.

Starwars Maket Koleksiyonu Var
Ali Özdoğan çalışmadığı zamanlarda evde vakit geçirmekten hoşlanıyor. Özellikle evde DVD izlemek ya da PS3 oynamak en büyük zevki. Aynı zamanda Starwars koleksiyoneri olan Özdoğan, “Hemen hemen her türlü karakter ve makete sahibim. Evimde de bir bölümü sadece onlara ayırdım” diyor. Ali Özdoğan’ın yapmaktan keyif aldığı diğer bir hobi ise golf oynamak. Son zamanlarda golfe ilgi duymaya başladığını belirten Özdoğan, fırsat buldukça arkadaşlarıyla golf oynadığını söylüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz