“Opet’in Liderliği Alması Uzun Sürmeyecek” Cüneyt Ağca, 2008 yılı başında Opet’in genel müdürlüğüne geldi. Daha önce Koç Holding Enerji Grubu Başkan Yardımcısı olan Ağca’nın genel müdürlüğe gelişi...
“Opet’in Liderliği Alması Uzun Sürmeyecek”
Cüneyt Ağca, 2008 yılı başında Opet’in genel müdürlüğüne geldi. Daha önce Koç Holding Enerji Grubu Başkan Yardımcısı olan Ağca’nın genel müdürlüğe gelişiyle birlikte Opet’in büyüme hızı da arttı. Son 2 yılda şirket networküne 70 yeni istasyon ekledi. 2008’de pazar payı yüzde 14 iken 2009 sonunda yüzde 16,7’ye ulaştı.
Bugün Opet, 800’ü Opet, 525’i Sunpet markasıyla olmak üzere toplam 1.325 istasyonla faaliyet gösteriyor. Şirketin cirosu da 7,3 milyon dolar.
Krizin etkisiyle pazarın daraldığı bir ortamda pazar payında artış yakalayan ve istasyon sayısını artıran Opet’in başarısının arkasında Ağca’ya göre krize karşı alınan önlemler ve hizmet kalitesinde farklılık yaratma becerisi yatıyor.
Özellikle 2009 başında borçlarını TL’ye çevirerek kur risklerini azalttıklarını belirten Ağca,
“Aldığımız bu gibi önlemlerle faaliyet kârımızı yüzde 30 artırdık” diyor.
Opet’in gündeminde yine pazar payını artırmak var. Bu yıl akaryakıt sektöründe yüzde 4’lük bir büyüme bekleyen Ağca, kendi büyümelerinin ise bunun üstünde olacağını söylüyor. “Şu anda yüzde 16,7 olan pazar payımızı da bu yıl yüzde 17’nin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuşuyor.
Koç Holding’in Opet’e ortak olduğu 2002 yılında Opet’in pazarda 4’üncü büyük oyuncu olduğunu hatırlatan Ağca, o dönem 5 yıl içinde 2’nci, 10 yıl içinde de 1’inci olmayı planladıklarını ifade ediyor. Bu planın neden hayata geçemediğini de şöyle anlatıyor: “Aslında biz 2’nciliği yakalamıştık ama Shell ve Turcas birleşti. Onların birleşmesiyle biz 3’üncü durumdayız. Önümüzdeki dönemde amacımız önce 2’ncilik ardından da 1’incilik. Muhtemelen 2’nciliği yakında alırız. Trende baktığımızda liderliği almanın çok uzun süreceğini düşünmüyoruz. Tabii bu arada birisi çıkar birini satın alır. Belki bunu biz yaparız.”
Opet büyürken büyük şehirlerde yayılmaya ağırlık verecek. İlk olarak Anadolu ve Güney’de güçlü konuma geldiklerini belirten Ağca, artık büyük şehirlere odaklandıklarının altını çiziyor. Önümüzdeki dönemde kaç yeni istasyon açacaklarına ilişkin olarak “İşin gidişatına göre istediğimiz pazar payını elde edebilmek için ne gerekiyorsa o kadar istasyon açacağız” şeklinde konuşuyor.
Dans Dersleri Alıyor
Ağca’nın en büyük tutkusu futbol. İyi bir Galatasaray taraftarı olduğunu ve mümkün olduğunca maçları takip ettiğini söylüyor. Eskiden halı saha maçları yaptığını da belirten Ağca, şimdi iş yoğunluğundan bu hobisine zaman ayıramamaktan şikayetçi. Ağca’nın bir diğer ilgi alanı ise dans etmek. Hatta bu hobisini çalışanlarla da paylaşıyor. “Şirkette hobi grupları oluşturduk. Bunlardan biri de dans. Arkadaşlarla birlikte bir dans hocasından ders alıyoruz. Benim felsefem çalışırken eğlenmeyi de ihmal etmemek” diyor.
Tepum, Gelirinin Yarısı Yurtdışından Sağlayacak
Tepum, kişisel bilgisayar rüzgarını Türkiye’ye taşımak üzere Ayla ve Hakkı Sevand tarafından 1982 yılında kuruldu. İlk günden bugüne birçok ilke imza attı. İlk bilgisayar destekli eğitim programları, ilk ağ kuruluşları, ilk internet uygulamaları, ilk leasing yazılımı ve günümüzde de ilk kurumsal gider yönetimi yazılımı Tepum’da hayata geçti.
28 yıllık yolculukta Tepum, şirketler grubu haline geldi. Bugün bünyesinde 3 şirket ve 200 çalışan yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde Ayla Sevand ile tanışma fırsatı buldum. Tepum’un geldiği noktayı, son birkaç yılın grup açısından nasıl geçtiğini ve hedeflerini konuştum.
Sevand, son 2 yıldaki en önemli gelişmenin gruptaki Secura ve Integra şirketleri için Fransız bilişim danışmanlık şirketi Devoteam’le ortaklık yapmaları olduğunu belirtiyor. Toplam 23 ülkede faaliyet gösteren bu uluslararası devle yapılan ortaklıkla danışmanlık hizmetlerini hızla çeşitlendirmeye başladıklarını söylüyor.
Grubun ana şirketi Tepum ve Sigma birlikte iş süre��leri yönetimi, doküman yönetimi, leasing ve kurumsal gider yönetimi konularında danışmanlık ve proje hizmetleri sağlıyor. Ağırlıklı finans ve telekom sektörleriyle çalışan bu şirketler, gelirlerinin 3’te 1’ini kamu, 3’te 2’sini de özel sektörden elde ediyor. Sevand, son dönemde önemli bir diğer gelişmenin hizmetlerine duyulan talepte artış olduğunu ifade ediyor. “Yakın dönemde özellikle finans sektöründe denetim kriterlerinin karşılanması, kamuda yine denetim ve şeffaflık kriterlerinin önem kazanması bizim hizmet ve çözümlerimize olan ilgiyi artırdı” diyor.
Bu ilgide daha fazla artış bekleyen Sevand, sözlerine şöyle devam ediyor: “Çünkü bu alanda karşılanması gereken pek çok yeni ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde kurumlarda iş süreçlerinin iyileştirilmesini, merkezi denetim standartlarının geliştirilmesini ve maliyetlerin düşürülmesini sağlayacak çözümlerin daha çok kullanılacağını düşünüyoruz.”
1988 yılından itibaren leasing sektörü için yazılım geliştiren Tepum’un en önemli hedeflerinden biri de yazılımlarını ihraç etmek. Sevand’ın sözlerinden Tepum’un bu konuda iddialı olduğu anlaşılıyor. “Halen Türkiye’de 26 leasing şirketi bizim yazılımlarımızı kullanıyor. Çeşitli Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri odağımızda. 3 yıl içinde gelirlerimizin yarısını yurt dışından elde etmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki 5 yılda Ar-Ge çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz. Çözümlerimize Avrupa ve Yakın-Doğu ülkelerinde ihtiyaç var. Pazar genişletme hedefimiz bu doğrultuda olacak” diye konuşuyor.
Gurme Bilgilendirme Grubu Oluşturdu
Ayla Sevand, işi dışında zamanının büyük kısmını KAGİDER çalışmalarına ayırıyor. Hem başkan yardımcılığı hem AB Grup Başkanlığı görevlerinin zorlu uğraşlar olduğunu belirten Sevand, “KAGİDER gibi son derece yoğun bir takvimi olan etkin bir kuruluşta bu görevler ciddi bir zaman ve odaklanma gerektiriyor. Zamanımın bir kısmını da sektör derneğimiz olan TÜBİSAD çalışmalarına ayırıyorum” diyor. Bu uğraşlarının yanında Sevand’ın çeşitli hobileri de var. Resim ve yemek bunlardan sadece birkaçı. Uzun yıllardır çağdaş resim ile ilgilendiğini belirten Sevand, sözlerine şöyle devam ediyor, “Koleksiyonumu geliştirmeye çalışıyorum ve imkan buldukça yurt içinde ve dışında sergileri geziyorum. Aralarda da yeme içme keyfini sürdürmeye özen gösteriyorum. Yeni tatlar keşfetmek en büyük tutkularımdan biri. Bu doğrultuda 7 arkadaşımla birlikte bir gurme bilgilendirme grubu oluşturduk. Hazırlamakta olduğumuz web sitemizden yakında bu bilgileri paylaşıyor olacağız.”
Küçülerek Kârlılığı Artırma Modeli
Krizin 2009’da Türkiye’de kendisini daha fazla hissettireceğini gören Arena Bilgisayar, 2008’de bilinçli küçülme kararı aldı. 2008’in ortasından başlayarak masraflarını azaltmaya odaklandı. 2008 yılının 31 Aralık’ında şirketin aktif büyüklüğü yüzde 40 oranında küçülürken, giderleri de yüzde 40 azaldı.
Peki Şirket Bunu Nasıl Yaptı? Arena Bilgisayar Kurucu Ortağı İzi Kohen, öncelikle borçlarını ve müşteri alacaklarını azalttıklarını belirtiyor. Ardından stoklarını erittiklerini, insan kaynağında da yüzde 25’lik bir küçülmeye gittiklerini ifade ediyor.
Tabii yapılanlar bu kadarla da bitmiyor. Arena daha seçici bir müşteri ve tedarikçi politikası izlemeye çalışıyor. Kendisine para kazandıran ve nakit akışını iyileştiren tedarikçileriyle yola devam ederken, kazandırdığından daha fazla kaynak kullandırtan tedarikçileriyle yollarını ayırıyor. Tüm bunların sonucunda 2009 yılında yüzde 20 küçülmeyi planladıklarını söyleyen Kohen, aldıkları sonucu da şöyle paylaşıyor: “Pazarın yüzde 20 daraldığı bir ortamda ciromuz yüzde 20 yerine yüzde 9 küçüldü. Kârlılığımız yüzde 6,3’ten yüzde 7,7’ye çıktı. EBITDA’mız ( Earnings Before Interest, Taxes, Depreciation and Amortization) yani faiz, vergi, amortisman ve itfa bedelleri öncesi kârımız yüzde 64 arttı. Bayi ağımızı da yüzde 10 büyüttük.”
Bugün Arena, 7 bin 750 değişik bayiye 300 tedarikçisinin 400 çeşit markasıyla satış yapıyor. 450 milyon dolar ciroluk şirketin bu yıl hedefinde büyümek var. Kohen, hem bayi sayısında hem ciroda büyüme yaşayacaklarını belirtiyor. “Pazarın yüzde 10 büyümesini beklediğimiz bu yılda bizim hedefimiz 518 milyon dolarlık bir ciro elde etmek. Kriz sonrasında da her yıl yüzde 25 büyüyeceğiz. Çünkü kriz olmadığı sürece sürekli büyüyen bir pazardayız. Tespitlerimize göre bilgisayar pazarı krizde en hızlı küçülen, iyileşmede de en hızlı büyüyen pazar. Biz de önümüzdeki 5 yıl boyunca her yıl yüzde 25 oranında büyürüz” diyor.
Arena Bilgisayar’ın adı son birkaç yıldır birleşme ve satın almalarda sıklıkla geçiyor. İzi Kohen de bu durumu doğruluyor. Son gelişmelerle ilgili de şu bilgilendirmeyi yapıyor: “Bu bizim eserimiz, bu eseri başkasına en yüksek değeri ile devretmek istiyoruz. Şu anda görüştüğümüz birileri yok. Kriz ortamında böyle bir şeyin mümkün olacağını düşünmüyoruz, o nedenle şirketlerle görüşmelerimizi durdurduk.”
Ekiple Yurtdışı Turuna Çıkacak
Kohen’in iki ana hobisi var. Bunlardan biri motosiklete binmek diğeri de fotoğraf çekmek. Yaz aylarında işe motosikletiyle gittiğini belirten Kohen, “Motosiklet benim için özgürlüğü ifade ediyor. Ben daha çok uzun mesafeli motosiklet yolculuklarını seviyorum. Bozcaada’ya, Çeşme’ye ve Bodrum’a gidiyorum. Türkiye dışında Hırvatistan’a gidebilirim. İsviçre ve İtalya’ya bir yolculuk da olabilir. Bunu da ekiple bir tur şeklinde yapmaya çalışıyoruz. Ancak herkesin zamanının uyduğu bir aralığı bulmak zor oluyor” diyor.
Ferrolı Türkiye Yatırımlarını Artıracak
Isıtma ve soğutma sistemleri alanında faaliyet gösteren Ferroli, Türkiye pazarında son 5 yılda yüzde 200’ün üzerinde büyüme kaydetti. Bu yüzdeyle Türkiye’nin, Ferroli Grubu’nun en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu belirten Ferroli Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Çetin Çakmakçı, “Özellikle 2000’li yıllar Ferroli için atılım yılı oldu. Türkiye’de doğalgaz yatırımlarının arttığı bir dönemde, grubun aldığı global büyüme kararı Ferroli Türkiye’nin hızlı büyümesini beraberinde getirdi. Ayrıca 60 milyon Euro ciromuzla grup içinde en yüksek ciroya sahip 3 ülkeden biriyiz” diyor.
Ferroli, Türkiye, ısıtma ve soğutma pazarındaki ilk 3 şirket arasında yer alıyor. 2009 yılı pazar payı yüzde 10. Türkiye’de üretim yapan Ferroli, üretiminin yüzde 40’ını da ihraç ediyor.
Üretim ve ulaşım gibi maliyetler göz önüne alındığında Türkiye’nin hala çok önemli avantajlara sahip olduğunu ifade eden Çakmakçı, “Hem büyük bir pazar hem üretim maliyetlerinin daha uygun olması sebebiyle grup önemli bir karar vererek panel radyatör üretiminin tamamını Türkiye’ye kaydırdı. Ferroli grup ülkelerinin tüm panel radyatör ve havlu kurutucu ihtiyacı Düzce’deki fabrikamızdan karşılanıyor. Buna ek olarak kombi hattı da Türkiye’ye geldi. Zaman içinde Düzce’de gerçekleştirilen yatırımımızı daha da genişletmeyi planlıyoruz” diye konuşuyor.
Ferroli, Türkiye’de büyümeye devam etmek ve pazar payını artırarak liderlik koltuğuna oturmak istiyor. Dolayısıyla yatırımlarına devam etmek niyetinde. Çakmakçı, bölgesel güç olma hedefleri olduğunun da altını çiziyor. Bu çerçevede Türk Cumhuriyetleri ve komşularla olan tüm ticaretin Ferroli Türkiye üzerinden yürütüldüğünü hatırlatıyor.
2009 yılında ısıtma soğutma pazarı yüzde 30 küçülürken Ferroli Türkiye de yüzde 15’lik bir küçülme yaşadı. Çakmakçı, bu yılın ise tahminlerinin üstünde iyi gittiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor, “Yılsonu hedefimiz 2008 yılı ciromuzu yeniden tutturabilmek. Bu da 2009’a göre yüzde 15 büyüme demek. Bu yıl için diğer bir hedefimiz de fabrika yatırımımızı tamamlamak. Gelecek 5 yılda 175-200 milyon Euro ciroya ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye pazarındaki ilk 3’teki konumumuzu da koruyacağız.”
15 Yıldır Motosiklet Kullanıyor
Çakmakçı, iş dışında ailesiyle ve arkadaşlarıyla olmayı seviyor. Tenis oynuyor, motosiklete biniyor. Tam 15 yıldır motosiklet kullanan Çakmakçı’nın bir Chopper’ı var. Özellikle trafiğin çok yoğun olmadığı bölgelerde keyifli sürüşler yapmayı sevdiğini belirtiyor. “İşin yoğunluğu sebebiyle uzun bir tur planlaması hiç yapamadık ancak tabii ki gelecekte böyle bir tur yapmak hep aklımızda” diyor.
Esse’den Ayrılan De’longhı Yola Tek Başına Devam Ediyor
De’Longhi Bosphorus, ESSE şirketiyle birlikte 2006 yılında kuruldu. Ancak 4 yıl sonra Ocak 2010’da ESSE ile yollarını ayırdı. Şirket şimdi genel müdür Filippo Trau’nun liderliğinde İtalyan sermaye ve yönetimiyle Türkiye pazarındaki yolculuğuna tek başına devam ediyor.
50’den fazla ülkede faaliyet gösteren De’Longhi ısıtma, soğutma, hava arıtma, mutfak ürünleri, temizlik ürünleri ve ütü alanında geniş bir ürün portföyüne sahip. 1,5 milyar dolar ciroluk şirket, kahve makineleri, taşınabilir ısıtma ve soğutma ürünlerinde dünya lideri.
De’Longhi Türkiye’ye de ilk olarak mutfak ürünleriyle giriş yaptı. Ancak hedefi özellikle kahve makineleri ve ütülerde büyümek. Trau, “Buharlı ve tanklı buharlı ütülerde de genişlemek, daha fazla kitleye ulaşmak istiyoruz. Bu mutfak malzemelerimiz için de geçerli. Tost makinelerimiz, su kaynatıcılarımız, ekmek kızartıcılarımız, mikrodalgalarımız ve kızartma makinelerimizde de iddialıyız. Hedeflerimizi gerçekleştirmek için yatırım yaparak pazardaki varlığımızı güçlendiriyoruz. Birkaç ay içerisinde yeni ve inovatif ürünleri piyasaya süreceğiz” diyor.
Şu anda ulusal ve uluslararası zincirlerde daha fazla yer almaya odaklanan De’Longhi, toplam 2 bin 500 mağazada tüketiciye ulaşıyor. Daha çok sayıda perakende noktasında yer alabilmek için de çalışmalarını sürdürüyor. Henüz kendi mağazalarını oluşturmayan şirketin planları arasında mağaza açmak yok. Ancak Trau, “İleride koşullar uygun olur ve De’Longhi Group bu yönde karar alırsa açabiliriz” diye konuşuyor.
De’Longhi önümüzdeki 5 yıllık dönemde büyümede hız kesmek niyetinde değil. Trau, bunu nasıl yapacaklarını şöyle paylaşıyor: “Türkiye’deki büyümemize aynı şekilde devam edeceğiz, bu da çift haneli yüzdelerle devam edecek. Ülkedeki pozitif büyümeler de bizim plan ve projelerimize daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Şu ana kadarki en büyük yatırımlarımızı pazardaki ağımızı genişletmek için yaptık. Bu yönde ilerlemeye devam edeceğiz. Türkiye’de üretim yapıp yapmayacağımız konusuna gelince… Henüz Türkiye’de üretim binası kurulması gibi bir plan olmadı. Ama bu tamamen De’Longhi Group’un kararına bağlı, önümüzdeki yıllarda farklı bir düşünce de gelişebilir.”
Hobisi Yeni Yerler Görüpyeni İnsanlar Tanımak
Trau, özel hayatına vakit ayırma konusunda kendisini başarılı bulmuyor. “Ama kendime sözüm var, bu konuda elimden geleni yapmaya çalışacağım. Akşamları spor salonuna gitmek veya arkadaşlarımla yemeğe çıkmak için vakit ayıracağım” diyor. Hobilerini yeni yerler görmek, yeni insanlar ve farklı kültürlerle tanışmak olarak sıralayan Trau, “Beni bugün olduğum kişi yapan olaylardan biri budur. Uzun yıllar hem keyif hem iş için İtalya, Avrupa’nın diğer ülkeleri, Hindistan ve Asya’da 14 yıl yaşadım” diye de ekliyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?