Yeni Yabancı Hesapları

Ekonomi düzeliyor, piyasalar istikrar kazanıyor. Bu tablo, her sektörden yabancıların Türkiye’ye ilgisini artırıyor. Tesco’nun gelişi, lojistikteki hareketlilik, bankalara yönelik ilgi, gıdadaki ar...

1.01.2004 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Ekonomi düzeliyor, piyasalar istikrar kazanıyor. Bu tablo, her sektörden yabancıların Türkiye’ye ilgisini artırıyor. Tesco’nun gelişi, lojistikteki hareketlilik, bankalara yönelik ilgi, gıdadaki araştırmalar ve diğerleri… Şimdi leasingden kimyaya her sektörde “Sırada hangi yabancı var” hesabı yapılıyor. Sektörlerdeki öngörüler, çok sayıda büyük ve orta ölçekli şirketin Türkiye’ye gelme planı yaptığı, bazılarının ise inceleme aşamasında olduğunu ortaya koyuyor.  
 
Yerel bir perakendeci olarak başarılı bir performans sergileyen Kipa, son birkaç yıldır İngiliz perakende devi Tesco ile görüşüyordu. Yılan hikayesine dönen bu görüşmeler nihayet kasım ayında sonuçlandı. Kipa 117 milyon dolara Tesco’nun oldu. Bu satın alma Türkiye açısından son derece önemliydi. Çünkü, bu yatırım diğer İngiliz firmaları ve uluslararası perakendeciler için örnek olacak. Tesco, bir anlamda uluslararası perakendecilerin Türkiye’ye gelmeleri konusunda teşvik edici bir rol oynayacak, perakendeye yabancı sermaye girişleri artacak.  
Aslında, Türkiye global sermayenin ilgisini sadece perakendede değil, çimento, beyaz eşya, bitkisel yağ, boya gibi birçok sektörde de çekiyor. Bugüne kadar birçok büyük yabancı şirket Türkiye’ye yatırım yaparak bu ilgiyi gösterdi. AT Kearney’in global bin firmanın CEO ve CFO’ları ile yaptığı görüşmeler sonucunda oluşturduğu “Yabancı Sermaye Güven Endeksi” adlı çalışma da bu ilginin sürdüğünü ortaya koyuyor. 2003 sonuçlarına göre, yatırım yapılabilecek ülkeler sıralamasında Türkiye 24’üncü sırada yer alıyor. Oysa, bir önceki yıl Türkiye ilk 25’e girememişti. Bu araştırmanın da gösterdiği gibi Türkiye yabancı sermayenin ilgisini daha fazla çekmeye başladı. İşte bu noktada hangi şirketlerin Türkiye’ye yatırım yapabilecekleri öne çıkıyor. Capital’in yaptığı geniş kapsamlı analiz, orta ve uzun vade için uluslar arası şirketlerin yatırım olasılığını ortaya koyuyor.  
 
Avrupa’dan sürpriz olabilir  
 
Aslında perakende global oyuncuların dikkatini çekmiş durumda. Çünkü, onlar da büyüme potansiyelinin farkında. AT Kearney Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nevra Yener, “Perakende pazar büyüklüğü, genç nüfus, hızlı şehirleşme oranı ve düşük penetrasyonu ile dış yatırımcılar açısından oldukça cazip bir pazar” diye konuşuyor. Nevra Yener’in dikkat çektiği bu gerçeği önceden gören yabancılar oldu. Dünya organize perakende pazarının en fazla yayılan global oyuncuları Fransız Carrefour ve Alman Metro AG Türkiye’de bulunuyor. Kasımda İngiliz Tesco da bunlar arasına katıldı.  
 
Yıllardır dünya perakende devi Wal Mart’ın Türkiye’ye geleceği konuşuluyor. Tansaş Genel Müdürü Servet Topaloğlu, Wal Mart’ın globalleşme açısından çok başarılı olmadığını ve 10 ülkede faaliyette olduğunu söylüyor. Kısa ve orta vadede bu şirketin Türkiye’ye gelmesi beklenmiyor. Ancak, uzun vadede Wal Mart’ın adı gelmesi muhtemel oyuncular arasında geçiyor.  
 
Servet Topaloğlu, Türkiye perakende pazarının orta kademedeki Avrupalı oyuncuların dikkatini çekebileceğini söylüyor. Aldi gibi “soft discount” kategorisinde yer olan oyuncular sürpriz yapabilir. 20 yıllık bir süreçte ise dünyanın ilk 20 perakendecisinin önemli bir bölümünün yolunun Türkiye’ye düşme ihtimalinin yüksek olduğu düşünülüyor.  
 
Global oyuncular Türkiye’de  
 
Bitkisel yağ, yabancıların ilgisini çeken bir alan. Bugüne kadar birçok global oyuncu Türkiye yağ pazarına girdi. Unilever ve Henkel sektörün en eski yabancılarını oluşturuyor. Kraft’ın Türkiye’deki varlığı Marsa’daki hisse sahipliği şeklinde sürüyor. ADM International kırma işinde yer alıyor. Cargill’in ise ticari faaliyetleri bulunuyor. Ayrıca, şirketin mısırla ilgili üretim faaliyeti var. Uzmanlar, Cargill’in yağlı tohumlarda da üretim faaliyetine başlayabileceğini düşünüyor. Dünyanın en önemli üreticilerinden biri olan Bunge konuşulan isimler arasında yer alıyor. Bunge, Türkiye’de yağlı tohum tesislerini fason olarak çalıştırıyor. Ancak, sahiplik ilişkisi yok. Dolayısıyla, Bunge’nin de potansiyel yatırımcı olabileceği düşünülüyor. Bunlar dışında Cereol adlı Fransız yağ grubunun da gelecekler arasında adı geçiyor.  
 
Üretim Türkiye’ye kayabilir  
 
Beyaz eşya ve elektronik, yabancıların ilgisinin orta ve uzun vadede artması beklenen sektörlerin başında yer alıyor. Bu görüşe Vestel İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül de katılıyor. Ona göre, “aklı olanlar Türkiye’ye gelip yatırım yapacak”. Ömer Yüngül değerlendirmesini şöyle yapıyor:  
 
“Türkiye büyüyen bir pazar. Yatırım yapmak için mutlaka yabancılar gelecek. Avrupa’ya göre maliyetler düşük. Zaten, bütün üretimler doğuya kayacak. En doğu sınırda da Türkiye var. Yan sanayimiz çok gelişiyor. Akıllı bir strateji izleyen yabancıların geleceğine inanıyorum.”    
Beyaz eşyada İtalyan Merloni, Alman Bosch-Siemens-Hausgerate(BSH) adlı şirketler Türkiye’ye yatırım yaptı. Merloni buzdolabı, B/S/H ise  buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırın fabrikalarıyla ülkemizde üretim gerçekleştiriyor. Türk BESD Başkanı Dilek Temel, Türkiye’nin, televizyonda olduğu gibi beyaz eşyada da üretim üssü haline geleceğine inanıyor. Ona göre, gelecekte Electrolux, Whirlpool ve General Electric gibi köklü global şirketler yatırım için Türkiye’yi seçebilirler. Ayrıca, Haier, Sharp, Samsung gibi Uzakdoğu’nun güçlü şirketleri de Türkiye’de yatırım yapmayı, istikrarın da sağlanmasıyla ekonomik bulabilecekleri düşünülüyor.  
 
Çimentoda bekleyiş sürüyor  
 
Yabancıların aktif olduğu alanlar arasında çimento da bulunuyor. 2001’de 13.7 milyar euro ciro yapan Fransız Lafarge, 1989’da Türkiye’ye geldi. İtalyan Set Italcementi ve Fransız Vicat grupları da Türkiye’ye gelen yabancılar arasında yer alıyor. Bunlar dışında Akçansa ile ortaklığı bulunan Alman Heidelberg’de Türkiye’de bulunuyor.  
 
Ancak, şu an için çimento sektörü yabancılar için cazip bulunmuyor. Arz fazlalığı, kapasite kullanım oranlarının düşüklüğü ve fiyat rekabeti yabancıların ilgisini olumsuz etkiliyor. Kısa ve orta vadede sektörün konsolide olacağı düşünülüyor. Bu süreç tamamlandığında sektörün yabancıların dikkatini tekrar çekeceğine inanılıyor.  
 
Sabancı Holding Çimento Grubu Başkanı Erhan Kamışlı Meksikalı Cemex, İrlandalı CRH ve İsviçreli Holcim gruplarının da Türkiye’ye gelebileceklerini düşünüyor. Ancak, bu grupların Türkiye’ye kısa vadede gelmeleri beklenmiyor. Çünkü, Erhan Kamışlı’ya göre, çimento diğer ülkelerde Türkiye’ye göre daha cazip durumda.  
 
Lojistikte yabancı ilgisi  
 
Yabancılar cephesinde son dönemlerin en ilgi çeken alanların başında lojistik geliyor. Global oyunculardan TNT, Koç ortaklığı ile 2001’de Türkiye pazarına girdi. Aynı yıl Exel Lojistik’te Türkiye’ye geldi. Önemli oyunculardan Dansaz ise DHL ile birleşmesiyle 2003’te lojistik alanında faaliyetlerine başladı. İngiliz Tibet&Britten Yurtiçi Lojistik ile yaptığı ortaklıkla yabancı oyuncular arasında yerini aldı.  
 
TNT Lojistik Genel Müdürü Yaşar Büyükçetin, “Lojistik çok dağınık bir sektör. Özellikle ABD kökenli şirketler henüz olayın yayılma kısmında oyuna girmediler. Bence Türkiye’ye gelen yabancı şirketler önce pazarı tanımak için zaman harcayacaklar. Bunu izleyen diğer büyük ve özellikle spesifik hizmet sağlayanlar da ülkemize gelecekler” diye anlatıyor.  
 
Arkas Lojistik Genel Müdürü Atilla Yıldıztekin ise İngiliz Wincanton’un gelmek için inceleme yaptığını söylüyor. Ona göre,  Japon Nippon Express, Amerikalı CH Robinson ve Avrupalı Hays Logistic uzun vadede Türkiye’ye gelebilir.  
 
Yabancılardan yoğun ilgi  
 
Türkiye bankacılıkta fazla sayıda yabancının ilgisini çekmiş durumda. Ülkede bulunan yabancı bankalar üç şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Arap Türk, Bank Europa, BNP Dresdner ve HSBC Türkiye’de kurulmuş 4 yabancı bankayı oluşturuyor. Aralarında Citibank, Banca di Roma, Credit Suisse First Boston ve Societe Generale gibi önemli şirketlerin olduğu 10 yabancı banka şube açarak varlıklarını sürdürüyor. Credit Agricale Indosuez, Deutsche Bank ve Taib Yatırım ise mevduat kabul etmiyor. Ayrıca, Koçbank’la ortak olarak Türkiye’ye giriş yapan İtalyan Uni Credito ile birlikte yabancı sayısı 18’e ulaştı. Bu tablo, yabancıların bankacılık sektörüne ilgisini açıkça ortaya koyuyor. Şimdi ise sırada hangilerinin olacağı tartışılıyor.    
 
Bankacılara göre, sırada Garanti Bankası-Intesa ortaklığı var. Bu flörtün 2004’te de süreceği konuşuluyor. Ancak, Intesa, İtalyan Merkez Bankası’nın isteği doğrultusunda bazı gelişmekte olan piyasalardan çekiliyor. Çünkü, bankanın öz sermaye konusunda problemler yaşadığı biliniyor. Bu nedenle bazı bankacılar Intesa’nın Türkiye’ye gelmeyeceğini düşünüyor. Geleceği düşünülen bankalar içinde Almanlar öne çıkıyor. Bu bankalar arasında en çok Deutsche Bank’ın adı geçiyor. Fakat, bankacılara göre, Deutsche Bank’ın planları arasında Türkiye hayli sonlarda yer alıyor. Buna karşın Bayerische Vereinsbank’ın daha çabuk gelebileceği düşünülüyor.  
 
Türkiye’de şube açarak varlığını sürdüren Citi Bank, ABN Amro ve Societe Generale geçmişte fondaki bankalara ilgi duyduğu biliniyor. Dolayısıyla, bu bankaların da ilk fırsatta Türkiye pazarında büyüyecekleri düşünülüyor. Geçmişte Finansbank’a ilgi duyan BNP Paribas’ın da ismi gelecekler arasında telaffuz ediliyor.  
 
Her alanı ilgi çekiyor  
 
Leasing sektöründe 8 yabancı bulunuyor. Bu oyuncular arasında Dari Leasing, DC Finansal ve Siemens Leasing şirket kökenlileri oluşturuyor. Diğer 5 şirketin ise arkasında yabancı bankalar bulunuyor. FİDER Başkanı Dursun Akbulut: “Banka kökenli global oyuncular banka almak kaydıyla Türkiye’ye gelebilirler. Daimler Chrysler gibi büyük üreticiler kendi leasing firmaları ile giriş yapabilirler. Cat Finance, GE gibi büyük oyuncuların Türkiye’ye gelebileceğini düşünüyorum” diye konuşuyor.    
 
Finansın bir diğer kategorisi sigortada ekonomide istikrarın sağlanması ile yeni oyuncuların gelebileceği konuşuluyor. Dünya sigorta piyasasının büyük yabancı oyuncuları Türkiye’de bulunuyorlar. Axa Oyak Holding ile ve Allianz Koç Holding’le ortak olarak Türkiye’ye geldi. Bunun dışında Aviva Commercial Union’la, Groupama Güneş Sigorta’yla ve Generali AIG ile pazarda rekabet ediyor. Axa Oyak Genel Müdürü Cemal Ererdi, son dönemde büyük sigorta gruplarının Çin, Hindistan, Romanya, Bulgaristan, Macaristan gibi ülkelerde yoğunlaştıklarını söylüyor.  
 
Cemal Ererdi, kısa dönemde yeni sermaye girişi beklemiyor. Ancak, ona göre Hollanda kökenli Aegon, ING, Fortis gibi oyuncular Türkiye pazarına girebilir. Türkiye’de bulunan HSBC’nin de bireysel emeklilikle ilgili olarak pazara gireceği konuşulanlar arasında.  
 
HİZMETE VE İMALATA İLGİ ARTACAK  
 
Şaban Erdikler/YASED Başkanı  
 
YABANCILAR HİZMETLE İLGİLİ
 
 
Son 23 yılda izin verilen yabancı sermayeli yatırımlara sektörel olarak bakıldığında, yüzde 53 ile imalatın ilk sırayı aldığını görüyoruz. Bunu yüzde 44 ile hizmet, yüzde 1.8 ile tarım, yüzde 1.3 ile de madencilik sektörü izliyor. 2003’ün ilk 6 aylık döneminde yüzde 59 ile imalat sektörü ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 30 ile hizmet, yüzde 1 ile tarım, yüzde 10 ile de madencilik sektörü takip etti. Firma sayısı açısından yabancı sermayenin dağılımına baktığımızda 360 yabancı ile otel-pansiyon-kamping ilk sırada yer alıyor. Bunu 295 yabancı ile restaurant-kafe, 224 yabancı ile hazır giyim takip ediyor. Bu sektörleri inşaat taahhüt hizmetleri, taşımacılık ve gıda sanayi izliyor. Uzun vadede hizmet ve imalat sektöründe yabancı sermaye yatırımlarının artması bekleniyor.  
 
YENİ DÜZENLEMELER ŞART  
 
Yabancı sermaye çekmek için kısa vadede çeşitli düzenlemelere ihtiyaç var. İdari ve bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi gerekli. Bunun dışında, yabancı sermaye yasasının diğer yasalar ve mevzuat ile uyum içinde maksimum fayda sağlayan içeriğe kavuşturulmalı. Kurumlar vergisi oranlarının ve teşvik mekanizmasının yeniden gözden geçirilmesinin de faydalı olacağını düşünüyorum. Enflasyon muhasebesine hızla geçiş sağlanmalı.  
 
UZUN VADEDE NE YAPILMALI?  
 
Uzun vadede, Türkiye, AB ve küresel ekonominin bir parçası olabilmek için yasal, düzenleyici ve idari reformlar gerçekleştirmeli. Yürürlükteki vergi ve teşvik sistemi iyi çalışmıyor. Vergi ve muhasebe reformunun Türkiye için gerekli olduğunu düşünüyorum. Özelleştirme hızlandırılmalı. Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar nezdinde imajını geliştirebilmek için bir yatırım tanıtım kurumu oluşturulmalı.  
 
“LİDERLER YABANCILARIN İLGİSİNİ ÇEKİYOR”  
 
Metin Ar/Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı
 
 
Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar, “me too” (ben de) yatırımlarına dikkat çekiyor. Bu, Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin benzerlerine örnek olarak onları yatırıma teşvik edeceği görüşüne dayanıyor. Metin Ar, görüşlerini şöyle özetliyor:  
 
TESCO’NUN GELMESİ ÖNEMLİYDİ  
 
Bence “me too” yatırımları için Tesco ve Tekel önemli iki olaydı. Kipa Tesco görüşmeleri nihayet sonuçlandı. Bu diğer İngiliz yatırımları için teşvik edici olacaktır. Ayrıca, yabancı sermayeli şirketlerin rekabeti artacak. Bunun sonucunda Migros, Tansaş, Gima gibi yerli şirketler de yabancılarla birleşme, evlilik gibi konulara ilgi duymaya başlayacaklar. Bu açıdan Tesco’nun yatırımları bence önemli.  
 
TEKEL PARÇALANARAK SATILMALI  
 
Fakat diğer “me too” yatırımı olabilir diye iddia ettiğim Tekel özelleştirmesi olmadı. Ben 1.5 milyon doların üzerinde bir rakam bekliyordum. Ama ortaya tahminlerin altında bir rakam çıktı. Uzun süre devlet kontrolünde olmasının getirdiği bazı problemler var. Tütün devleri bu büyük pazar payı ve hacmi almak için uğraşacaklardır düşüncesi hakimdi. Şimdi ihale iptal edildiğine göre aynı şartlarda tekrar yapılmasının bir manası yok. Ama üçe parçalanırsa daha küçük bütçeli yerli ve yabancı yatırımcıların girmesi sağlanabilir diye düşünüyorum.  
 
KURUMSAL ŞİRKETLER İLGİ GÖRÜYOR  
 
Kurumsal yönetim ilkesine göre çalışan, tüm işlerini muhasebesine intikal ettiren, kendi sektörlerinde ilk iki sırada olan firmalar her zaman yabancı sermayenin ilgi alanı içersinde olacak. Şu anda benim firmam danışman sıfatıyla 10 tane özel sektör yatırımına bakıyor. Bu yabancı yatırımcılar yukarıda saydığım özellikleri taşıyan firmalara ilgi duyuyorlar. Yani, bir sektörde 5’inci sırada olana ilgi yok.  
 
İKİ SEKTÖRE DİKKAT  
 
Nevra Yener Özülkü/AT KEARNEY Genel Müdür Yardımcısı  
 
ENERJİ BAKİR BİR PAZAR
 
 
Türkiye enerji pazarının liberal olmayışı ve belirsizlik gibi nedenlerle orta riskli bir ülke olarak değerlendiriliyor. Son 20 yılda elektrik pazarı yıllık ortalama yüzde 8.4 büyüdü. Önümüzdeki 10-15 yılda ise yüzde 6-7 büyüme ile dünyanın en hızlı büyüyen piyasalarından olacağı tahmin ediliyor. Aynı şekilde, doğalgaz tüketiminin de yaygınlık kazanmasıyla büyümesi bekleniyor. Bu pazarlar yabancı oyuncuların varlığı açısından bakir bir pazardır. Ancak, devlet tekeli yabancı yatırımcıları bugüne kadar uzak tuttu. Bu tekeli kaldıracak olan liberalizasyon programının ilk adımı Lisans Günü ile BP gibi yabancı oyuncular lisans almak için başvuruda bulunmaya başladılar.  
 
ULAŞTIRMA İLGİ ÇEKECEK  
 
Türkiye stratejik konumu, büyük pazarlara olan yakınlığı, genç ve büyük nüfusu ile ulaşım açısından potansiyele sahip. Özelleştirme ile bu potansiyelin açığa çıkması ve pazarda değişimlerin olması bekleniyor. Yasal düzenlemelerin tamamlanamaması yabancı yatırımcının önündeki en büyük engel. İlgili yasaların 2005’e kadar AB ile uyumlu hale getirilmesiyle bu engelin ortadan kalkacağı düşünülüyor. Ulaşımının büyüme potansiyeli pazarı yabancılar için cazip hale getiriyor. İlgili düzenlemeler yapıldığında ulaşım ve alt sektörlerine yabancı sermayenin girişi mümkün olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz