Gelecekte yabancı bir şehirde seyahat
edenler A noktasından B noktasına
farklı uygulamalarda ve web sitelerinde
arama yapmaksızın ve yollarda kaybolmadan
çabucak gidebilecek.
Kullanıcının akıllı cep telefonu sadece
birkaç dokunuşla hangi ulaştırma araçlarının
en hızlı ve en ucuz olduklarını gösterecek.
Çünkü Siemens’in City Hub (Şehir
Rehberi) dediği yeni bir uygulaması yerel
ulaştırma sistemindeki bütün hatları ve aktarma
noktalarını yolculuk süreleri ve bilet
fiyatlarıyla birlikte anı anına ekranda gösterecek.
Yolcular alternatif olarak bir araba
paylaşım servisinden elektrikli bir bisiklet
veya araç rezervasyonu da yapabilecek.
Buna ilaveten bu uygulama kullanıcılara
metro istasyonlarındaki en optimum çıkışı
nasıl bulacaklarını ve metro vagonlarındaki
cep telefonu sinyallerinin yoğunluğunu takip
etmesi sayesinde de bir sonra gelecek
metronun tahmini doluluk oranını da gösterebilecek.
City Hub uygulaması aslında Siemens
ile Münih Teknik Üniversitesi arasında kurulan
bir işbirliğiyle geliştirildi. Siemens’ten
bir araştırmacılar grubu bu üniversitenin
otomasyon ve dijitizasyon yerleşkesindeki
öğrencilerle birlikte, 2015 yılında Uluslararası
Motor Show’daki (IAA) Münih Ulaştırma
Kurumu’nun (MVG) pavyonunda lansmanı
yapılan bir kavramı geliştirmek üzere ortaklaşa
çalışmaya başlamışlardı. City Hub’ın mucidi
ve bu projenin başkanı Monika Sturm,
“Bizim açımızdan öğrencilerle birlikte yürütülen
bu çalışma çok ilham verici oldu”
diyor. Ayrıca bu çalışma sayesinde içinde
City Hub’ın arkasındaki fikir de dahil olmak
üzere geleceğin mobilite kavramlarına şekil
verecek enteresan fikirlerin de üretildiğini
ekliyor.
Yardımlaşmaya dayalı inovasyon
City Hub, Siemens’in dünyanın her tarafındaki
üniversiteler, araştırma enstitüleri ve
endüstriyel ortaklarla kurmuş olduğu çok
sayıda ortaklık örneğinden sadece biri. Bu
şirketin kurumsal teknolojiler (CT) biriminin
hatta bu gibi ortaklıklarla ilgilenmek
için özel olarak kurduğu bir üniversitelerle
ilişkiler (UR) departmanı bile var. Bu türden
yardımlaşmalar çok gerekli, çünkü Siemens
gibi araştırmaya odaklı bir şirket bile araştırma
alanları ve konularının tümüne birden
zaman ayıramaz. UR’nin başındaki Natascha
Eckert, “Ayrıca bizim araştırma projelerimizin
çoğunun zaman dilimi sadece üç ile on
yıl arasında değişiyor. Üniversiteler ise kendi
temel araştırmalarında gelecekte çok daha
uzağa bakabiliyor” diyor.
Siemens üniversitelerle kurduğu ortaklıklara
üç farklı işbirliği seviyesinde katılıyor:
Ortak seviyesinde, işbirliğinin tekdüze
kurallarını CT kaleme alıyor. Siemens’in
uluslararası şirketleri ve kurumsal birimleri
ortak seçiminde ve sözleşmelerin hazırlanmasında
bu çerçeve şartnameyi temel alıyorlar.
Bu ortaklıklar zaman ve söz konusu
alanla sınırlı araştırma sözleşmesine riayet
ediyor.
Uygun araştırma ortaklarının bulunmasını
kolaylaştırmak için CT dünyanın her
yerindeki büyük üniversitelerdeki temel
bilimsel araştırma alanları hakkındaki bilgileri
çevrimiçi bir platforma kaydediyor.
UR uzmanı Andreas Goedecke, “Bu tıpkı
bir arama motoru gibi AR-GE takımlarının
dünyanın dört bir ucundaki bilimsel ortakları
bulmalarını sağlıyor” diyor. ~Siemens’le başarılı ortaklıklar gerçekleştirmiş olan üniversiteler bir üst seviyeye geÇokçerek “büyük ortak” statüsü kazanabiliyor.
Bu ortaklar Siemens’in sadece vaka bazında
birlikte yakından çalıştığı değil ama aynı
zamanda stratejik ortaklıklar da kurduğu
araştırma odaklı kurumlar. Büyük ortaklardan
biri de Siemens’in geçtiğimiz yıllarda
yardımlaşma seviyesini ciddi oranda arttırdığı
İngiltere’nin Newcastle Üniversitesi’dir.
Araştırma ortaklığının en üst seviyesi
ise bilgi değişimi merkezleri (CKI) şeklinde
yapılanlar. Bu gibi merkezler sadece araştırmaları
en yüksek uluslararası standartları
tutturabilen ve son derece katı kriterlere
göre seçilmiş az sayıda üniversite ile kuruluyor.
Bu üniversitelerin içinde Almanya’dan
RWTH Aachen, Berlin Teknik Üniversitesi,
Münih Teknik Üniversitesi, Birleşik
Devletler’den Berkeley’deki California Üniversitesi,
Kopenhang’dan Danimarka Teknik
Üniversitesi ve Çin’den Tsinghua Üniversitesi
vardır. Bu listeye son zamanlarda iki
stratejik kurumsal ortak daha eklenmiştir:
Avusturya’daki Graz Teknoloji Üniversitesi
ile Birleşik Devletler’deki Georgia Teknoloji
Enstitüsü.
Geniş alanlar yelpazesinde
ortaklıklar
CKI ortaklıkları diğer iki tür araştırma ortaklığına
kıyasla çok daha geniş kapsamlı
oluşturulur. Burada işbirliği sadece belirli
enstitüleri veya departmanları değil üniversitenin
tamamına doğru genişletilir. CKI
ortaklıkları genellikle Siemens için hayati
öneme sahip olacak kadar ciddi kilit teknolojilerle
ilgilenir. Buna ilaveten CKI ortaklarıyla
kurulan yardımlaşmalar doğası gereği
uzun vadelidir.
Yakın yardımlaşmanın bir başka örneği
de üniversiteden bilim insanlarının yüksek
verimlilikte gelecek nesil rüzgar türbinleri
geliştirmek için Siemens’ten mühendislerle
birlikte çalıştıkları Kopenhag’daki DTU yerleşkesinde
görülebilir.
Bu ortaklıklardan tek kazançlı çıkan
sadece Siemens değil. Ortaklıklar aynı zamanda
araştırmacılara ve öğretim görevlilerine
araştırma sonuçlarını pratiğe döken
insanlarla temasa geçme, profesörlere kendi
öğrencilerinin bilimsel tezlerinden haberdar
olma ve doktora derecesi alacak adaylara
potansiyel işverenlerle tanışma imkanı da
sunuyor. Eckert, “Bizim araştırma ortaklıklarımızın
en önemli hedefi bir hayli kalifiye
olan genç çalışanları işe almak” diyor.
Son ama çok önemli olarak da üniversitelere
kendi araştırmalarını yürütmeleri için
fonlar verilmesidir. Siemens’in üniversitelerle
ilişkilerinde fon sunan kamu kurumlarıyla
olan işleri koordine eden Markus von Gemmingen-
Hornberg, “Biz projelerin fonlanmasıyla
çok yakından ilgileniyoruz” diyor.
Siemens’in araştırma ortaklıklarına oluk
oluk para akıyor ve tek bir proje bile birkaç
milyon Euro’ya mal olabiliyor. Sonuçta
Siemens’in verdiği paranın verimli bir şekilde
kullanılıp kullanılmadığını ve belirlenen
hedeflerin önceden planlanmış bütçe ve zaman
dilimi çerçevesinde tutturulup tutturulmadıklarını
sürekli olarak kontrol etmesi gerekiyor.
Eckert, “Araştırmalar daima henüz
haritası çıkarılmamış topraklara girmekle
ilgili olduğundan daha önce hiç karşılaşılmamış
sorunlarla yüzleşilmesi ihtimali çok
yüksek oluyor” diyor.
Bu yüzden bir projenin başarılı olup
olmadığı değerlendirilirken niteliksel bir
kritere gerek duyuluyor. Siemens bir ortaklığın
ne derece başarılı olduğunu ve ilgili
araştırma enstitüsünün, direktörünün ve uzmanlarının
nasıl bir etki yarattığını ölçmek
zorunda. Siemens’in şirket içi yardımlaşma
veritabanı işte bu gibi değerlendirilmelerin
yapılmasını mümkün kılıyor. Eckert, “Bu
gibi deneyimler aslında diğer potansiyel
yardımlaşma ortakları için muazzam boyutta
değerli olabiliyor” diyor. Münih Teknik
Üniversitesi’yle yaşanan deneyimler kesinlikle
çok olumlu yöndeydi. Sonuçta bu ortakları
City Hub’ın da olumlu bir örnek olarak
bizim yardımlaşma veri tabanına dahil
edilmesini istiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?