Uluslararası Sınırsız Araştırmalar
Uzay İstasyonu’nun (BRSS)
bilgisayar günlüğünde, İstasyon
Amiri Desmond Blacc’ın notları...
21’inci yüzyıl bir hayli dinamik bir
dönem olacağa benziyor. Küreselleşmenin
uygun adım yürüyüşü dünya genelinde
rekabetin istikrarlı bir şekilde artmasını
sağlıyor. Araştırma ve geliştirme (ARGE)
dünyasındaki güç dengesi de bir
zamanların egemen olan endüstriyel
uluslarından uzaklaşarak gelişmekte
olan ekonomilerin lehine değişiyor. Bu
yer değiştirme şirketlere büyük bir hızla
değişen global pazarda kendi konumlarını
kaydırarak sağlamlaştırmak konusunda
yığınla fırsat sunuyor.
Siemens kadar global bir şirket için
en önemli pazarların nabzını elde tutuyor
olmak çok önemlidir. Bu sadece satışlar
için değil ama aynı zamanda araştırma
faaliyetleri için de geçerlidir. Siemens’in
kurumsal teknolojiler (CT) departmanında
araştırma ve teknoloji merkezi direktörü
olan Dr. Norbert Gaus, “İnsanlar yeni
yeni trendler çıkarıyor. Ve sizin trend
yapıcılarla birlikte çalışabilmeniz için o
insanların yaşadıkları yerlerde ayağınızın yere basıyor olması gerekir” diyor.
Siemens’in şu anda dünyanın dört bir
yanında 170’ten fazla merkezde AR-GE’de
çalışan 30 bin civarında eğitimli insanı var.
Burada özellikle de Siemens’in
merkezi araştırma departmanı olan
“kurumsal teknolojiler” (CT), geleceğin
inovasyonlarının ve hatta geleceğin iş
alanlarının rotasını öngörmeye çalışıyor.
Hepsi hesaba katıldığında, CT bugün
toplamda 7 bin 800 araştırmacısı,
geliştiricisi ve diğer uzmanlarıyla birlikte
dünyanın dört bir yanında 21 tane AR-GE
merkeziyle faaliyet gösteriyor. Ancak kilit önceliklerden ise ABD, Almanya, Hindistan ve Çin’deki merkezler sorumlu. Eklemeli imalat: Muazzam bir geleceği olan global araştırma alanı Siemens’in New Jersey Princeton’da aynı ismi taşıyan bu pastoral üniversite şehrinin dışında konumlanmış AR-GE yerleşkesinde yaklaşık 200 araştırmacı geniş bir yelpazedeki meseleleri mercek altına yatırıyor. Burada kilit konular, dijital teknolojiler ve endüstriyel otomasyon. Bunların içinde 3D baskı olarak da bilinen eklemeli imalat gibi muazzam gelecek vadeden araştırma alanları da var. Eklemeli İmalat Mühendisliği Alanı’nın araştırma grubunun bulunduğu odaların devasa bir oyuncak bahçesi gibi görünmesinin nedeni onun sıradan bir 3D yazıcıyla üretilmiş rengarenk nesnelerle donatılmış olmasıdır. İster plastikten yapılmış şekiller isterse de türbin kanatlarının minyatür modelleri olsun, burada yaratılan tüm modeller temel bir soruya cevap veriyor: Nesneler bilgisayar üzerinde eklemeli imalat ile nasıl en optimum seviyede tasarlanabilir? Bu teknoloji sayesinde genel kabul görmüş tasarım kuralları ile alışılageldik malzeme özelliklerinin hepsi geçerliliğini kaybedecek. Princeton’daki uzmanlar özellikle de Siemens’in bilgisayar destekli tasarım ve mühendisliğe yönelik PLM yazılımları gibi ürünlerinin önünü açacak tasarım yöntemleri üzerinde çalışıyorlar. Bu programlar sayesinde geleneksel yöntemlerin yanı sıra eklemeli imalatla ilgili üretim süreçlerin de planlanması ve hayata geçirilmesi mümkün hale gelecek. Eklemeli imalat aynı zamanda Berlin’deki CT araştırmacılarının da ilgi alanına giriyor. Ancak burada Princeton’ın aksine baskısı yapılacak nesnenin tasarımına değil ama daha çok kullanılacak malzemelere, onların özelliklerine ve imalat tekniklerinin geliştirilmesine odaklanılıyor. Bir başka farklılık da buradaki deney modellerinin Princeton’da sıklıkla kullanılan plastik yerine metalden yapılmış olmasında yatıyor. Kullanılan sürece bağlı olarak bu metal başlangıçta toz halinde olabiliyor ve sonra katman katman püskürtülüyor, yani bu teknolojinin adından da anlaşılacağı üzere seçici lazerli eritme denilen bir süreçten faydalanılıyor. Bu araştırmanın hedefinde yakın bir gelecekte örneğin bir gaz türbininin yedek parçalarının tabiri caizse “yazıcıdan çıktısını” alıp haftalarca sürebilecek teslimat süresine katlanmaksızın doğrudan monte edilmesini sağlamak yatıyor.~Sensörler: Sistemler ağı için
bir veri kaynağı
Siemens Kurumsal Teknolojiler’in en
büyük yerleşkesi Münih kentinin dışında
bulunuyor. 850 civarında bilim insanının
çalıştığı bu yerleşkedeki tesisler arasında
geniş bir yelpazede uygulama alanı olan
yeni sensör sistemlerine odaklanarak
araştırmalar yapan Siemens Sensör
Teknolojileri Laboratuvarları da var.
Sensörler endüstriyel ortamlarda önemli
birer veri kaynağıdır ve bu yüzden
endüstrinin dijital evriminde vazgeçilmez
bir yere sahiptir. Aynısı Siemens’in tesis
otomasyonundan karmaşık sistemlerin
ve altyapıların takibine, kontrolüne ve
mobilite çözümlerine kadar bütün işleri için geçerlidir. Sensör sistemleri aslında
cihazlarla sistemlerin ağlarla birbirlerine
bağlandıkları ve yazılım uygulamaları
aracılığıyla bir dereceye kadar zeka
kazandırıldıkları sistemler ağı olarak
bilinen kavramın temelini oluşturuyor.
Onlar aynı zamanda tesisleri sensörlerden
gelen verilerle çok daha verimli bir şekilde
yönetmeyi öğrenen veri analitikleri
uygulamaları için de vazgeçilmezdir. CT
uzmanları bu alanda da iş birimlerinden
ve dünyanın dört bir yanındaki CT
yerleşkelerinden meslektaşlarıyla yakın
işbirlikleri kurarak birlikte çalışıyorlar.
Gaus, “Siemens’te araştırmalar
inovasyoncu ürünlerle taçlandırılmak
zorunda; burası araştırmanın inovasyona
dönüştüğü noktadır. Bizim eklemeli
imalat ve sensör sistemleri alanlarındaki
araştırmalarımız, farklı teknoloji alanları
üzerinde çalışan CT yerleşkelerindeki
araştırma gruplarının dünyanın dört bir
yanındaki iş birimleriyle nasıl birlikte
yakından çalışabildiğini gösteren iki iyi
örnektir” diyor. Zaten geliştirme işinin
başarılı inovasyonlara dönüşmesini
sağlayan da budur.
Ayrıca bu durum Siemens’in neden
sadece Almanya, Çin, Hindistan ve ABD
gibi büyük ülkelerde değil, aynı zamanda
müşterilerle birlikte kilit geliştirmelerin
yapılabileceği yerlerde de ürün
geliştirmeye yönelik araştırma gruplarının
olduğunu da açıklıyor. Örneğin Avusturya,
Viyana’daki baştan aşağıya yeni bir “akıllı
şehir” olan Aspen’de, inovasyoncu altyapı
teknolojileri, yerel CT’nin varlığı ve bu
şirketin bölümlerinin anında sundukları
yardımlar sayesinde müşterilerin yakın
danışmanlığı çerçevesinde türlü türlü
deneyler yapabiliyorlar.
Hindistan ve Çin’deki CT’ler:
Gelişmekte olan piyasaların
ihtiyaçlarını karşılayan yazılımlar
Hindistan’daki CT çalışanlarının veya
daha net söylemek gerekirse CT’nin
Geliştirme Hizmetleri yazılım evinin başlıca
odaklanma alanlarından biri de yazılım.
Bangalore’da sadece Hint pazarına değil
dünyanın her yerindeki pazarlar için 30
iş alanına yönelik yazılımlar geliştirmek
üzere 3.000’den fazla uzman istihdam
ediliyor. Bu arada CT’nin Pekin, Şangay
ve Nanjing’deki yerleşkelerindeki 400
çalışan, Siemens ürünlerinde kullanılan
bir dizi teknolojiyi geliştirmekle meşgul.
Burada da temel strateji, iş birimleriyle
ekipler halinde çalışmak ve bir yandan
müşterilerin gereksinimlerine arayüz
olmak diğer yandan da teknik ve
ekonomik olarak geçerli olanları
geliştirmek için müşterilerle mümkün
olduğunca yakınlık kurmak.
Gaus, “Çin kendine has zorlu ürün
şartnameleri olan dev bir piyasa” diyor.
Burada ürünlerin kolay kullanılabiliyor,
uzun ömürlü ve sağlam olması ve Çin ile
benzer pazarlardaki genel fiyat seviyesine
uygun bir şekilde fiyatlandırılmış olması
gerekiyor. Çin’deki CT çalışanları bu katı
şartnamelere uyulmasını sağlamak için en
önemli araştırma projelerinin tamamına
katılıyor. Zaten alınan sonuçlar da bu
stratejinin ne kadar güçlü olduğunu
gösteriyor. Çin pazarında kazanılan
bilgilerden daha şimdiden Hindistan
ve Brezilya gibi diğer pazarlarda da
faydalanılıyor. Bu gibi çözümlerin arasında
artık bu ülkelerde satışına başlanan
ve Çin’deki Siemens araştırmacıları
tarafından geliştirilmiş CT tarayıcılar da
var. Siemens bunların dışında Çin’de 2016
yılında kendine ait bir dijital inovasyon
merkezi açmayı da planlıyor. Bu ARGE
tesisi, hem Çin piyasası için hem de
“yeni teknolojilerde Çin tarzı”nın açtığı
uzaktaki yeni pazarlara yönelik yeni dijital
çözümlere odaklanan çapraz-bölümsel
projelere ağırlık verecek.
İster ABD, Almanya’da ister Hindistan
veya Çin’de olsun, yukarıda anlatılan ARGE
faaliyetleri, Siemens’te inovasyonun
nasıl gerçekten global bir ilgi alanı olarak
görüldüğünün ve uluslararası araştırma
ekiplerince sürdürüldüğünün çok sayıda
örneğinden sadece birkaçı... Bu şirket bu
sayede yeryüzündeki tüm çalışanlarının
konsantre bilgi birikiminden faydalanıyor.
Üstelik onun uluslararası konumlanması
sayesinde Siemens ayrıca dünyanın dört bir
yanındaki pazarların farklı gereksinimleri
hakkında da ilk elden bilgi toplayabiliyor.
Ve Siemens gibi global varlık gösteren bir
şirket için bu gibi bilgiler paha biçilmez
değerdedir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?