Çandarlı hayali gerçek oluyor

İzmir Deniz Ticaret Odası Başkanı Geza Dologh, yıllardır bir hayal olarak kalan Çandarlı Limanı'nın pratiğe geçmek üzere olduğunu belirtiyor.

1.03.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Çandarlı hayali gerçek oluyor

İzmir'den 100 km uzakta bulunan Çandarlı Limanı'nın Alsancak Limanı'na rakip olmayacağını söylüyor ve "Yakında Ulaştırma Bakanlığı tarafından dalga kıran ihalesi yapılacak Çandarlı, bir aktarma limanı olacak" diyor. İzmir ihracat açısından önemli bir liman kenti. Ancak varolan potansiyelinden yeterince yararlanamıyor. İzmirliler yıllardır Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesi konusunu konuşuyor. Herkes varolan limanın yetersiz olduğundan, yük gemilerinin günlerce açık denizde beklediğinden, vinçlerin eskimesi nedeniyle içerde verilen hizmetin aksadığından bahsediyor. Peki çözüm ne? Özelleştirme mi? 2007 yılının mayıs ayında gerçekleştirilen ihale de Danıştay'ın geç karar vermesi sonucu hayata geçirilemeyince, tekrar başa dönüldü. Şimdi de Çandarlı limanı konuşuluyor. Bütün bu gelişmeleri yakından takip eden İzmir Deniz Ticaret Odası Başkanı Geza Dologh, gelinen noktada İzmir'in çok şey kaybettiğini söylüyor ve şehrin geleceği konusundaki sorularımızı şöyle yanıtlıyor;

İzmir Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesinde son durum nedir?
- Ege Bölgesi ve Türkiye ekonomisine büyük katkısı olan Alsancak Limanı ile ilgili gelişmeleri yakından takip ettik. Büyük umutlarla beklenen ihalede hüsran yaşandı ve aslında kaybeden sadece İzmir değil, bütün Türkiye oldu.
Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesi yaklaşık 3 yıldır gündemimizdeydi. Ama maalesef fiyaskoyla sonuçlandı. Nedeni ise uzun bir süre önce açılan dava hakkında Danıştay'ın 20 ay boyunca karar verememesi. Aslında İzmir Alsancak Limanı 30.12.2004 tarihinde diğer TCDD limanları ile birlikte Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme programına alındı. 04.01.2006 tarihinde de ihaleye çıkıldı. Alsancak Limanı ihalesi 2007 yılının mayıs ayında gerçekleşti ve 1 milyar 275 milyon dolara Global-Hutchison ve Ege İhracatçı Birlikleri Ortak
Girişim Grubu 49 yıllığına kazandı. Ancak ihalenin ardından Liman-İş Sendikası ile Mümtaz Soysal'ın başkanlığını yaptığı Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı, ihalenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açtı. İşte bu mahkeme süreci uzadıkça uzadı, en sonunda 9.1.2010 tarihinde konsorsiyum, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nm ek süre talebini reddetmesi üzerine 15 milyon dolarlık teminatı yakarak ihaleden çekildi. Bu ihalenin gerçekleştiği 2007 yılında dünyada kriz yoktu. Likiti bol bir piyasa vardı, o şirket de yatırım için çeşitli planlar yapmıştı. Şimdi ise olayın üzerinden bir ekonomik kriz geçti, şartlar değişti. Konsorsiyumda yer alan Hong Kong'lu firma dünyanın ön büyük ilk iki firmasından biriydi ama belki de planları değişti ve ihaleden çekildi. İşte bu sebeple ben diyorum ki kararın iyisi kötüsü olmaz. Önemli olan bir karar vermek, geç gelen adalet adelet değildir.~

Peki bundan sonra ne olacak?
- Burada amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Bu ihaleyi dünyada bu alandaki en büyük iki firmadan biri olan uluslar arası bir şirket kazanıyor ve siz 27 ay sonra onlara dönüp tamam diyorsunuz. Ama bu süreçte dünyanın şartları değişti. İzmir ve Türkiye çok şey kaybetti. Bize göre süreç devam edebilir, tekrar ihaleye çıkılabilir. Biz özelleştirmeden yanayız. Çünkü devletin sadece eğitim, sağlık ve güvenlik alanında olması gerektiğine inanıyoruz. Dava ise özelleştirme yapılmasın diye açıldı. Öncelikle Özelleştirme Yasası değişmeli. Özelleştirme kararı verildikten sonra itiraz hakkı belli bir süre için geçerli olmalı. İhale yapılmadan önce tüm problemlerin açıkça ortaya konması ve itirazı olanların gürüşlerini bu süre içinde açıklaması gerekir. İhaleye daha sonra çıkılması doğru olur. İhale yapıldıktan sonra özüne itiraz olmaması lazım.

İhale tekrar gündeme gelecek mi?

İhale tekrar olur, niye olmasın ama o günün konjonktürüne göre verilmiş rakam tekrar bulunur mu bilmem. Bence dünya ekonomisindeki gelişmelerden sonra daha düşük kalır. Ancak olaya şöyle bakmak lazım. İzmir Türkiye'nin en büyük ihracat konteyner limanı. Ama bugün ticari gemiler, konteyner gemileri İzmir açıklarında sıra bekliyor. Bir konteyner gemisinin kirası, geminin büyüklüğüne göre günlük 10-30 bin dolar arasında değişiyor. Gemilerin açıkta beklemesi armatörlere zarar yazıyor. Armatör de bu parayı cebinden ödemiyor tabi, bir yerden çıkarıyor. Dolayısıyla yine üreticiler, ihracatçılar daha fazla nakliye gideri ödemek durumunda kalıyor.
Buna karşılık Aliağa tarafındaki Nemrut Körfezi'nde yeni liman işletmeleri açılıyor. Bunlardan ikisi hizmete girdi. Biri Akdeniz Kimya'nın sahibi olduğu Nemport, diğeri de TCE-EGE adlı İspanyol ortaklı terminal. Bu bölgede bir gelişme yaşanacak.

İzmirin dünya çapında bir liman olması için neler yapılmalı?
- İzmir aslında dünyada bilinen en eski 3 limandan biri. Bu limanlardan biri New York, biri Marsilya, biri de İzmir. Bu 3 şehrin ortak özelliği ��nce limanların kurulması, arkasından etrafında şehirleşme olması.Yani İzmir liman olduğu için var. Limansız İzmir bir şehir olmaz. Peki bu nasıl geliştirilir? Tabi ki özelleştirme ile geliştirilebilir. Alsancak Limanı özelleştirilmeli ve teknolojik açıdan yenilenmeli. Kapasitesi arttırılmalı. Aslında Alsancak Limanı'nm hinterlandı sadece İzmir'le sınırlı değil. Aydın, Denizli, Afyon, Uşak gibi illerin de ürenleri buradan ihraç ediliyor. Hatta Malatya'nın kayısısı bile buradan gidiyor. İzmir'deki bir diğer gelişme de yıllardır bir hayal olarak kalan Çandarlı limanının pratiğe geçmek üzere olması. İzmir'in bir aktarma limanı olması güç ama 100 km ötedeki Çandarlı, pekala bir aktarma limanı olabilir. Yakında Ulaştırma Bakanlığı tarafından dalga kıran ihalesi yapılacak. Alsancak Limanı'na alternatif değil, çünkü hem 100 km ötede, hem de tüm Ege'ye hitap eden büyük bir aktarma limanı olarak inşa edilecek. Çandarlı Alsancak'm alternatifi değil çünkü taşımacılıkta genel bir kaide var. Deniz taşımacılığının maliyete etkisi 1 ise demiryolunun 3, karayolunun 7, havayolunun ise 22. Yani demiryolu deniz yolundan 3 misli pahalı.

Türkiye'de ihracatın ne kadarı deniz yoluyla yapılıyor?
- Türkiye'de ihracatın yüzde 98'ü, ithalatın yüzde 89'u deniz üzerinden yapılıyor. Sanıldığının aksine deniz yolu kullanılıyor yani. Bu rakamları arttırmak için Türkiye'nin ihracat kapasitesinin arttırılması gerekiyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz