Her alanda:Abacı

Halıcılık ve inşaat işleri yapmak için kurulan şirket, bugün gıdadan elektrikli ev aletlerine birçok sektörde faaliyet gösteriyor.

1.09.2010 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Her alanda:Abacı
20’li yaşlarında iki kardeşin babalarının mirasını yaşatmak için kurdukları Abacı Grup kısa sürede birçok alanda kendini kanıtlamayı başardı. Eskişehir’de başlayan ticaret hayatını bugün Türkiye’nin 5 ilinde 20’ye yakın bayilik, döviz büroları ve eğlence mekanları ile sürdüren Abacı Grup, günün 24 saati yaşamı yakalıyor. Abacı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Gürdal Abacı şirketin gelişim süreci ve yer aldıkları sektörlerle tanışmalarını şöyle anlatıyor:
Ti­ca­ret ha­ya­tına ne za­man baş­la­dınız?
1963 yılında Eskişehir’de doğdum. 1982 yılında babamın erken rahmetli olmasından dolayı genç yaşta büyük bir sorumluluk altına girmek zorunda kaldım. Ağabeyim Ömer Abacı ile birlikte 1986 yılında Abacı Halı AŞ ve Abacı İnşaat’ı kurduk. Genç yaşta iş hayatına atılmak bana sorunlar çözebilme ve stratejileri doğru belirleme konusunda pek çok avantaj kazandırdı. Tabii ki rahmetli babamız Ahmet Abacı’dan edindiğimiz değerli tecrübeleri de yabana atmamak gerekir.
Şir­ke­ti­ni­zin ku­ru­luş hi­ka­ye­sin­den bah­se­de­bi­lir mi­si­niz?
1973 yılından 1986 yılına kadar esnaflıktan kazandığımız tecrübelerimizi 1986 yılında artık daha kurumsal bir yapıya sahip olmamız gerektiğini düşünerek profesyonel bir yaklaşımla kurduğumuz şirketlerimize taşıdık. O yıllarda pek çok markanın bayiliğini alarak Eskişehir’de çok katlı mağazacılığın ilk örneklerini verdik. 1992 yılında İstanbul Teşvikiye’de Alo Abacı Döviz’i kurduk. Ardından şu anda Boğazkesen’de merkez binası bulunan Pasifik Grup Ltd ile zücaciye ithalatına başladık. 2000’li yıllarda hizmet sektörüne kayan yatırım harcamalarımız ile Eskişehir’e, gerek hizmet kalitesi gerekse görsellik açısından Türkiye’nin en önde gelen işletmeleri içinde sayılabilecek önemli mekanlar kazandırdık.
Aba­cı Grup ola­rak han­gi alan­lar­da fa­ali­yet gös­te­ri­yor­su­nuz?
Abacı Grup olarak dayanıklı tüketim malları ticareti ve inşaat sektöründe başlayan faaliyetlerimiz, sonraki yıllarda döviz ve 2000’li yıllardan sonra da hizmet sektöründe genişledi. Şu anda İstanbul’da Teşvikiye, Fatih, Taksim ve Eminönü’nde olmak üzere toplam dört adet döviz büromuz bulunuyor. Yine İstanbul’da Pasifik Grup bünyesinde Tophane, İstinye Park, Bağdat Caddesi, Ataköy, Merter, Yenibosna ve Ümraniye’de birer, Bursa’da iki Ankara ve Gaziantep’te de birer olmak üzere toplam 11 mağazamız bulunmakta. Ancak her ne olursa olsun gerek şahsi gerekse şirket yatırımlarımızın büyük çoğunluğu doğal olarak Eskişehir’dedir. Şehrimizde Turkcell, Vestel, Tefal, Sony mağazalarının yanında çok katlı mağazamızda da dayanıklı tüketim malları ticaretini sürdürüyoruz. Son yıllarda hız verdiğimiz hizmet sektöründe yaklaşık 5 bin metrekarelik bir alana kurulu, restorandan eğlenceye her türlü hizmetin sağlandığı, içinde 5 farklı mekanın barındığı bir tesisimiz var. Burada Eskişehirlilerin gerek kendileri gerekse dışarıdan gelen misafirleri için, şehrimizin tanıtımında büyük katkısı bulunan 222 Park, Passage Cafe restoran, Acıktım kafe-restoran ve üniversite gençliğinin tercihlerinden olan Buda Bar bulunuyor. 2008 yılında Burger King’in Eskişehir’deki franchising’ini alarak fast food sektörüne de giriş yaptık. Son olarak 2010 yılında Mamul markası altında kendi imalathanemizi kurarak hem mekanlarımızın hem de bizzat tüketicinin unlu mamul ve pasta tatlı ihtiyaçlarını karşılamaya başladık.
Ba­yi­si ol­du­ğu­nuz mar­ka­lar­dan bah­se­de­bi­lir mi­si­niz?
Dayanıklı tüketim malları ticareti yaptığımız yıllardan bu yana Vestel, Indesit, Electrolux, Sony, Philips, Tefal, Braun, Moulinex, Roventa, Fakir, Bıanchi, Salcano, Voit, Activa, Arena, Turkcell, Genpa, Telpa gibi sektöründe önde gelen firmaların bayiliğini yapmaktayız. ~
2001 kri­zi ile 2008 kri­zi ara­sın­da­ki fark­lar siz­ce ne­ler? Bu iki kriz ara­sın­da sa­tışlar na­sıl de­ğişti?
2001 krizi Türkiye'de yaşanan bir krizdi ve etkileri derin oldu. Özellikle faaliyet alanlarımızdan birisi olan perakende satışta önemli talep daralması yaşandı ve birçok firma iflas etti. Bu süreç hem Türkiye ekonomisi hem de bizim açımızdan zor geçti. Oysa 2008 krizi tüm dünyada yaşanan bir kriz oldu. Bu dönemde elbette bizler de etkilendik, Geleceğe yönelik belirsizlikler birçok faaliyet alanımızda talebi erteletti. Bu da satışlarımıza yansıdı ancak 2001 krizi kadar ağır olduğunu söyleyemem. 2001 krizi içsel bir olaydı, bankalarda başlayan kriz ülke ekonomisine yayıldı; 2008 krizi ise dışsal bir krizdi, dünya ekonomisinde başlayıp, birçok ülkede önemli kayıplara yol açtı, biz de doğal olarak bundan etkilendik.
Bu­lun­du­ğu­nuz sek­tör­de ken­di­ni­zi ve şir­ke­ti­ni­zi ne­re­de gö­rü­yor­su­nuz?
Biz birçok alanda faaliyet gösteriyoruz. Çalıştığımız her alanda hem ilimizin, hem de bölgenin, biraz daha iddialı olacak ama Türkiye’nin en iyileri arasında yer aldığımıza inanıyorum. Ben yeniliklere açık bir insanım. Kendimi ve şirketlerimi geliştirmek için her türlü fedakarlığa katlanıyorum. Tabii ki bunun da ödülünü alınca yeniden daha iyinin peşinde koşuyorum. Bu felsefemi şirketlerime ve çalışanlarıma da aşıladığım inancındayım.
2010’un ilk ya­rısı na­sıl geç­ti? İkin­ci ya­rıdan bek­len­ti­le­ri­niz ne­ler?
2008 krizinden itibaren birçok faaliyet alanımızda sıkıntılar yaşıyoruz. Bunun sebepleri arasında bence en önemli olanı, insanımızın son yıllarda zorunlu tüketiminin dışına çıkmaması. Aslında hak vermemek de elde değil. Özellikle işsizlik oranlarındaki artışla birlikte, halkın genelinde görülen satın alma gücü kaybı bizlere de yansıyor. 2010 ilk yarısı belirttiğim bu nedenden dolayı pek iç açıcı değildi, ikinci yarı içinde durumun değişeceği kanaatinde değilim. Ancak bir şeyi vurgulamakta fayda görüyorum, çekilen sıkıntılar her sektörde aynı değil, bazı faaliyet alanlarımızda yaşadığımız sıkıntılar, bazılarında daha az hissediliyor, bu nedenle 2010 yılında genel anlamda sıkıntılı bir dönem yaşadığımızı söyleyebilirim.
Bir­çok sek­tör­de yer alıyor­su­nuz, en çok han­gi alan­da ça­lışmak­tan ke­yif alıyor­su­nuz?
Çalıştığımız her sektöre severek girdim. Zaman içerisinde zevk ve tercihlerdeki değişmelere bağlı olarak sektörlerin önemi de ekonomik hayatta değişmeye başladı. Bu bağlamda benim de önceliklerim bu gelişmelere bağlı olarak değişti. Ancak bir iş adamı para kazanıp, kazandırdığı sürece her yaptığı işten zevk alır. En azından benim için durum böyle. İstihdam yaratmak en büyük zevkim. Çalışan sayımız arttıkça her alanda çalışmaktan keyif alıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz