Ünlü iş insanı: Evde tarih ve matematik çalışıyorum

TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener, zihnini güçlü tutmak için alanının önde gelen akademisyenlerinden online tarih, fizik ve matematik dersleri alıyor.

29.01.2024 17:40:410
Paylaş Tweet Paylaş
Ünlü iş insanı: Evde tarih ve matematik çalışıyorum

İş dünyasında 43 yılı geride bırakan Sani Şener, yıllar içinde işinin gereği olarak hep çok fazla seyahat etti. 1980’lerden beri yürüttüğü yoğun mesaiyle havalimanı işletmeciliğinde ekibiyle dünya çapında bir marka haline getirdiği TAV’ı pek çok ülkeye taşıdı. Fakat evde olma halini pandemiyle keşfetti. Hatta kendine en büyük özeleştirisi iş ve hayatı dengede tutamaması olurken, pandemi süreciyle birlikte Bebek ve Bodrum’daki evinde daha fazla zaman geçirir oldu.

Sibel Atik / [email protected]

Ceo Life Dergisi Güz sayısından

TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sani Şener, mutluluğunsa meraktan geldiğine inanıyor. Kendisini meraklı ve sorgulayan bir insan olarak tarif eden Sani Şener, bu merak duygusunu beslemek ve zihnini güçlü tutmak için her fırsatta kitap okumanın yanı sıra alanının önde gelen akademisyenlerinden de online tarih, fizik ve matematik dersleri alıyor. Öte yandan evin kendisi için konfor alanı olduğunu söyleyen Sani Şener, evde en çok çalışma odasında vakit geçirdiğini de sözlerine ekliyor. Sani Şener ev yaşamı ve hayatı anlamlandırma çalışmalarını şöyle anlattı:

“EV KONFOR ALANIM”

İş dünyası çok rekabetçi, hızlı, dinamik, çok farklı konulara odaklanmayı gerektiriyor, uzun seyahatler gerektiriyor. Çoğu zaman hızlı karar almak gerekiyor. Hızlı karar verebilmek için de çok bilgili olmak, bilgilerinizi güncel tutmak için de çok çalışmak lazım. İş hayatında   konfor alanınızın çok dar olması gerekiyor. Tabii işteki bu dar konfor alanımı evde genişletiyorum. Yapay zeka günümüzün konusu ve bu konuda ciddi çalışıyorum. Bugün ciddi bir veri var. Bu büyük veriyi bilgiye dönüştürmekse çok kıymetli. Tabii 100 yıl önce bilgi o kadar az ve yavaş ilerliyordu ki, o dönemde yaşayan insanların doğduğu ve öldüğü yıllar arasındaki bilgi çok değişmezdi. Fakat artık yapay zeka dönemindeyiz. Bilgilerin ve deneyimlerin çok çabuk modası geçiyor, eskiyorlar. Buna adapte olmaya çalışıyorum.

Ev benim iyi bir konfor alanım oluyor. Sabahları çok erken kalkarım. Ardından haftada üç gün yürümeye çalışırım ve sonrasında duş alıp evden ayrılırım. Ardından güncel haberleri takip ederim ve evde kahvaltı etmem. Sadece akşam yemeklerini evde yerim.  Aile yemekleri çok önemlidir. Eskiden aile yemeklerini daha sık yapardık. Şimdilerde haftada bir veya iki gün, mutlaka büyük aile yemekleri yeriz. Bu aile yemeklerinde çocuklarım, kıymetli eşleri, torunlarım olur. Bazı zamanlar da abim, ablam ve eşimin kardeşleriyle buluşuruz. Bu yemekleri nesilden nesile kültür aktarımı açısından çok önemli buluyorum.

“EVDE OLMA HALİNİ PANDEMİDE TANIDIM”

43 yıldır iş hayatındayım ve bu süreçte evde çok az vakit geçirebildim. Uzun yıllar, pandemiye kadar çok fazla iş seyahatlerim oldu ve çok yoğun çalıştım. Pandemi süreciyle iki yıllık evde olma hali, farklı öğrenimler sağladı. O süreçte evi tanıdım. Pandemi her birimizin yeni alışkanlıklar geliştirdiği bir dönem oldu. Kütüphanemin de yer aldığı çalışma odam evde en iyi vakit geçirdiğim alan. Farklı ilgi alanlarına göre çok kıymetli kitaplarım var. Kendimizi bu hızlı gelişen dünyada, hızla gelişen teknolojilere adapte etmek için araştırmamız, sorgulamamız ve çok fazla merak etmemiz gerekiyor. Bu öğrenme süreci bana çok mutluluk veriyor. Dolayısıyla ev benim için iyi kitaplar okuduğum, dinlenebildiğim, iyi müzik dinlediğim ve aynı zamanda öğrenme yolculuğumda online derslerle takviye aldığım bir mekan. Ev izole olmamı sağlıyor.

“MUTLULUĞUN MERAKTAN GEÇTİĞİNE İNANIYORUM”

Kısıtlı zaman geçirdiğim evde, işle çok ilgilenmem. İşe çok fazla enerjimi vermek istemem. Cevap vermem gereken mail’lere bakarım ve acil ilgilenmem gereken konularla ilgilenirim. Bunun haricinde ilgimi çeken iş dışı konulara ağırlık veriyorum. İnsanların başarı ve mutluluğunun meraktan ve sorgulamaktan geldiğine inanıyorum. Ben de meraklı ve sorgulayan bir insanım. Mesela evde çok ciddi fizik, tarih, matematik çalışıyorum. Hem meraklarımı gidermek hem beyindeki nöronların birbirleriyle bağını geliştirmek için bu dersleri çok değerli buluyorum. Hatta bir gereklilik olarak görüyorum. Bu uğraşlar bana çok huzur veriyor. Bir de torunlarım çok önemli, onların dersleriyle ilgileniyorum. Onlara öğretebilmek için de çalışıyorum. Onları eğitebilmek için odamda bir tahta var ve zaman zaman çalışıyoruz.

Yapay zeka günümüzün konusu ve bu konuda ciddi çalışıyorum. Bugün ciddi bir veri var. Bu büyük veriyi bilgiye dönüştürmekse çok kıymetli. Tabii 100 yıl önce bilgi o kadar az ve yavaş ilerliyordu ki, o dönemde yaşayan insanların doğduğu ve öldüğü yıllar arasındaki bilgi çok değişmezdi. Fakat artık yapay zeka dönemindeyiz. Bilgilerin ve deneyimlerin çok çabuk modası geçiyor, eskiyorlar. Buna adapte olmaya çalışıyorum.

“HOBİM KİTAP OKUMAK”

Okumayı ve araştırmayı çok severim. Bir anlamda kitap okumak hobim diyebilirim. Evde çok önemli bilim insanlarıyla merakımı gidermek üzere dersler alıyorum. Tıpk�� bir üniversite sınavına hazırlanır gibi ders çalışıyorum. Matematik, fizik, tarih alanlarında aldığım derslerle hayatı daha anlamlı bir noktaya taşımaya, anlamlandırma ve meraklarımı giderme imkanı buluyorum. İş yoğunluğum nedeniyle online derslerim boş zamanlarıma göre ayarlanıyor. Üniversitelerimizde çok kıymetli bilim insanlarımız var. Fakat onların da iş dünyamızla bağları çok zayıf. Bu dersler karşılıklı bir etkileşim alanı da doğruyor. Tarihi konulara çağdaşlarıyla bakmayı çok severim. Cengiz Han fetihlerini yaparken, Anadolu’da, Arap Yarımadası’nda ve Avrupa’da kimler vardı diye merak ederim. Mesela Atatürk’ün tarihe damgasını vurduğu 1920’li yıllarda İngiltere ve Amerika’da kimler vardı ve onlar ne gibi adımlar atıyordu? Bu paralelliği inceliyorum. Sorduğum sorular da hep bu çerçevede.

Matematikte integral veya türevi anlatırken, öğrencilerin anlayabileceği bir bakış açısı geliştirmeye çalışırım. Bir baraja su doldururken onun ne kadar zamanda dolacağını türevle, ne kadar çok su tutacağınıysa integralle hesaplandığını anlatmak öğrencilerin çok hoşuna gidiyor. Somutlaştırarak anlattıklarınız daha akılda kalıyor. Ben de torunlarıma çalışma odamda bazen ders veririm. Odamda tahta var. Onlarla bu tahta üzerinde çalışırız. Zaten ben işte de toplantılarda hep tahta kullanırım. Bilim diyoruz da bu ne anlama gelir? Hayatımızdaki yeri nedir? Bunu anlamak ve anlatmak somutlaştırmayla daha mümkün oluyor. Cevaplarını merak ettiğim sorularım var ve sorularıma yanıt bulmak ve zihnimi daha da aydınlatmak için genç ve doktoralarını yapmış canavar gibi gençlerden dersler alıyorum.

“YAŞAMI DENGEDE TUTMAYI PEK BECEREMEDİM”

ZOR YILLARIN TANIĞI Türkiye ekonomisinin liberalleşme adımlarını yeni atmaya başladığı 1980’lerde iş hayatına atıldım. İş hayatında 43’üncü yılım ve bu süreçte Türkiye’de ihtilallere, krizlerin olduğu sıkıntılı dönemlere şahit oldum. Zor yıllardı. Hem bu sancılı sürece adapte olup hem geminizi sarsmadan yürütmek zordu. Böyle bir süreçte maalesef iş ve hayatı dengede tutamadım. Öz eleştiri yapmam gerekirse benim böyle bir eksikliğim var. İşle hayatı paralel götürmeyi maalesef çok beceremedim.

İŞ-HAYAT DENGESİ İş ve hayatı paralel yürütmek çok önemli bir hadise. Birbirini besleyen ve verimli olmanızı sağlayan bir konu. Tabii hiçbir memnuniyetsizliğim yok. Çünkü ekip arkadaşlarımızla bu hırslarımız hiçbir zaman kişisel olmadı. Hep toplumsal başarılara odaklandık ve bu vizyonla çalıştık. Sosyal faydalarla süslenmiş bir başarı hikayesi yarattık. 

“NETWORK KALABALIĞINDAN SIYRILDIM” Dünya çapında başarılı şirketlerin var olması için çalıştık. Sonuçta küresel bir şirket yarattık. Tabii bu süreçte de yorulduk. Büyük kayıplar, kazançlar, şöhret, network’ün kalabalığından sıyrılıp evde kendimi bütün bunlardan izole ettiğim bir alan oluşturdum. Bunun değerini de sözünü ettiğim gibi pandemi sürecinde anladım.

BODRUM’UN MÜDAVİMİ

ÇİFTLİKTE 15 GÜN Yaz tatillerinde 1980’lerden beri Bodrum’da oluruz. Eskiden ailemizin olan Manastır Otel’e giderdim. Şimdi Ortakent’teki çiftliğimizde 15 gün geçiririm. İş akışım müsaade ettiği için son dönemde burada kalma süremi biraz artırdım.

“HUZUR VERİYOR” Bodrum’da 12 dönüm alanda çiftliğimiz var ve toprağımızı ekip, biçiyoruz. Tabii özellikle sevgili eşim Asuman Hanım ilgileniyor, ben de yancılık yapıyorum. Bana çok huzur veren bir yer. Çiftlikteyken Bodrum’da değil gibisiniz, çok başka bir yer. Ama çıkınca da Bodrum’un güzelliklerini yaşıyorsunuz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz